KOMİSYON KONUŞMASI

ZEYNEL EMRE (İstanbul) - Şimdi, Sayın Başkan, burada deminki ortam itibarıyla çirkin bir hâl aldı. Şimdi, bir defa, hiçbir Cumhuriyet Halk Partilinin -yani ne ben ne de bu Komisyondaki arkadaşlarımızın- eline bir kâğıt tutuşturup bunu dikte ettirecek hiç kimse yok; bir defa bunu söyleyen iddiasını ispatla mükelleftir. Kaldı ki bakın, burada bizim notlarımız var, biz gelen kanun teklifi metinlerine göre gerçekten mesai harcıyoruz ki bir şeyin iyisini yapmak için ve burada da resmin büyüğüne de bakıp bir analiz yapıyoruz yani Türkiye'nin içinde bulunduğu durum, daha önceki iddialar, savunulan kanun maddeleri, Anayasa değişikliklerinin sonucu, burada 20'nci kez toplanan Adalet Komisyonunda aşama aşama ortaya çıkan sonuçlar, birçok kere bizim itirazlarımıza kulak vermeyip bizatihi sizin geri aldığınız kanun maddeleri... Şimdi, ortada böyle bir gerçeklik var. Bir maddenin ya da bir kanun teklifinin içeriğinin değiştirilip değiştirilmemesi bizim konuşmamıza göre belirleniyorsa şayet ortada şöyle bir irade ortaya çıkıyor: Yani bir inatlaşma var, konuşmamızın şekline, üslubuna göre biz doğru bir şeyi söylemiş de olsak biz bunu değiştirmeyiz gibi bir anlam da ortaya çıkıyor, bir yönüyle baktığınızda.

Şimdi, burası teknik bir Komisyon, biz burada yeni de çalışmıyoruz, neredeyse benim 8'inci senem oluyor ve genelde de o teknik Komisyonun gereği neyse hazırlıklarımızda da bunu fazlasıyla yerine getiriyoruz. Şimdi, ben burada Cumhuriyet Halk Partisine, hiçbir partili arkadaşıma "Efendim, size dikte ettiriyorlar, elinize kâğıdı veriyorlar, tutuşturuyor, bunları söylüyorsunuz." Bu ifadeleri şiddetle reddediyorum, buna ilişkin yani varsa eğer Sayın Yıldız'ın elinde bir belge, bilgi -ben burada arkadaşlarım adına da söylüyorum- yani bizim elimize bir belge, bilgi vermişler, biz ona göre konuşuyorsak, bunu ispat ediyorsanız biz buradaki görevimize son vereceğiz, çıkıp gideceğiz, istifa edeceğiz, bakın, arkadaşlarımız adına da söylüyorum ama somut olarak şuradaki heyetin, basın mensuplarının, arkadaşların, üyelerin, herkesin yanında bunu ispatlayın, gösterin bize ama eğer gösteremiyorsanız da sizi ben özür dilemeye davet ediyorum yani demin söylediğiniz sözler itibarıyla bizlerden özür dilemek durumundasınız. Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye'nin en eski partisidir, dünyanın en eski 3'üncü partisidir; dolayısıyla, Cumhuriyet Halk Partisine birilerinin baskı yapması, birilerinin bizi kendi gizli amaçları doğrultusunda konuşturması falan böyle hayali konuşmalarla bu Komisyonunun gündemi teknik Komisyon olma özelliğini de asıl bu hâliyle yitirmiş olur.

Şimdi, biz bir fotoğraf çizerken şunu söylüyoruz, diyoruz ki: Ya, arkadaşlar, bugün geçmişten, yakın tarihimizden yani bu Anayasa değişikliği çalışmalarından, referandumdan, oradan buraya gelinceye kadar yasamada yasamanın yetkisiyle ilgili, yürütmenin yasamaya tahakkümüyle ilgili, yürütmenin yargıya tahakkümüyle ilgili, yürütmenin basına tahakkümüyle ilgili şikâyetler bir bütünü oluşturuyor ve burada da diyoruz ki... Ben geneli hakkında konuşurken de ifade ettim, yani üniversiteleri de kattım. Ya, bir gece yarısı demokratik bir ülkede üniversitelerin, YÖK'ün 6 üyesinin ansızın değiştirileceği, rektörlerin pat diye atanacağı, işte, denge denetleme sistemlerinin olmadığı bir ülkede biz sistemden fayda sağlamıyoruz, resmin büyüğüne bakıp bunu ifade ediyoruz. Kanunun özeline gelince de madde madde gerek basın mensubu arkadaşlarımızdan edindiğimiz bilgiler gerekse bizim kendi içimizde çalıştığımız gerekse Dijital Mecralar Komisyonundaki tutanakları tek tek okuyarak bu ifadelere varıyoruz. Dolayısıyla, şu ana kadarki çalışmalar içerisinde bu Komisyonda -teklif sahiplerinin ya da bunun geçmesi yönünde oy kullananların- somut herhangi bir şekilde bir maddesinin bir virgülüne yönelik konuşulmasına rağmen bir değişiklik görmedik. Yani bizim irademiz burada, bizim irademiz dışarıda değil burada. Maddelerin müzakeresine ilişkin iradeyi de biz burada sağlıyoruz, hukukçuluğumuzla, bilgimizle, birikimimizle sağlıyoruz. Dolayısıyla, bu ifadelerin düzeltilmesini talep ediyoruz.