| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ'nin (TEDAŞ) 2019 ve 2020 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 14 .06.2022 |
KEMAL PEKÖZ (Adana) - Teşekkür ederim Başkan.
Kurum temsilcileri sizler de hoş geldiniz.
Deniz arkadaşımızı da tebrik ediyorum, anneli babalı büyüsün öncelikle.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Teşekkür ederim.
KEMAL PEKÖZ (Adana) - Değerli arkadaşlar, önce bir genel değerlendirme yapıp sonra birkaç sorum var, onları ileteceğim.
Enerji, özellikle elektrik enerjisi stratejik önemi haiz bir konu. Stratejik açıdan önemli bir alanın özelleştirilmemesi adına önemli ölçüde, 2013'te özellikle, ilgili kurumlar ve meslek odaları tarafından belirli değerlendirmeler yapıldı ve özelleştirilmemesi için çabalar sarf edildi ama bu kabul edilmedi ve özelleştirildi. Özelleştirmede istenen sonucun alınamadığını TEDAŞ da, kendisi de kabul ediyor. TEDAŞ bir dava sonucu verdiği savunmada şöyle diyor: "TEDAŞ'ın arzulanan yeni yapıya dönüşmesinin gecikmesinden dolayı dağıtım şirketlerinin üzerinde gerekli ve yeterli denetim ve kontrol mekanizması oluşturulamadığından, dağıtım şirketlerini hizmette ikinci plana bırakan, kâr odaklı uygulamalar sonucu arıza sayıları ile kesinti sürelerinin, şikâyetlerin, müşteri memnuniyetsizliğinin artmasına, dağıtım faaliyetleriyle ilgili varlıkların yeterli düzeyde kontrol edilememesi nedeniyle kamu zararlarının oluşmasına sebebiyet verebilecektir. Bu çerçevede, sektörde denetim ve kontrol mekanizmasında oluşan boşluk sebebiyle dağıtım şirketleri faaliyetlerini istenilen biçimde yerine getirmemiş, özelleştirmeyle amaçlanan hizmet kalitesine ulaşılamamıştır." İşte, bizim yıllardır "Özelleştirme yapılmasın." derken bahsettiğimiz konu da buydu. Vatandaşlar ciddi anlamda bu durumdan rahatsızlar. TEDAŞ'ın verilerine göre, 2021 yılında kuruma toplam 40.581 şikâyet başvurusu yapılmıştır, şikâyetler 2014 yılına oranla yüzde 220 artış göstermiştir. EPDK'nin elektrik dağıtım şirketlerine yönelik "Astronomik düzeyde kâr elde edilmesi kesinlikle söz konusu olamaz." açıklamasına karşın geçen yılın dokuz ayında 1,5 milyar Türk lirası kâr elde edildi. Toroslar Elektrik Dağıtımın Ocak-Eylül 2021 döneminde net kârı 620 milyon lira, Başkent Elektrik Dağıtımın dönem kârı ise 409 milyon lira. ENERJİSA İstanbul Anadolu Yakası Elektrik Perakende Satış Şirketi ise dönem kârını 262 milyon 743 bin olarak açıkladı. Öyle bir düzen kuruldu ki TEDAŞ zararda ama dağıtım şirketleri kâr etmeye devam ediyor ve kurumun 2020 yılı zararı 357 milyon liraya ulaştı. TEDAŞ, aynı zamanda, bu dağıtım şirketlerinden alacaklarını alamıyor çünkü "Daha önce Bakanlık alamadı, TEDAŞ nasıl alsın?" diye düşünmekten alıkoyamıyoruz kendimizi doğrusu. Bu şirketler ayrıcalıklı şirketler, borçlu şirketler; Cengiz, Kolin, Limak, Çalık ve benzeri. İktidara yakınlığıyla bilinen şirketlerden TEDAŞ'ın para alabilmesi mümkün değil çünkü daha önce "Bakanlık tahsil edemedi." demiştik.
Elektrik dağıtım şirketlerinin 2014-2019 yılları arasında trafolardan elde ettiği toplam 201 milyon 691 bin Türk lirası reklam ve gelirinden hak ettiği payı alamadı, alamadığı gibi şirketler üzerindeki denetimleri de yok denecek durumda. Mevcut varlıklar ile bedeli tarafından karşılanacak gerçekleştirilen yatırımlara ilişkin taşınmaz, tesis, iş makinesi, araç gereç ve diğer varlıklara ilişkin TEDAŞ tarafından envanter çalışması yapılmıyor. Dolayısıyla, işletme hakkı devir sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi durumunda kendisine devredilecek varlıkların nelerden ibaret olduğu hakkında TEDAŞ sağlıklı bir bilgiye de sahip değil.
Dağıtım şirketlerine ilişkin Bakanlık denetim raporlarında, dağıtım şebekesinde bakım onarım faaliyetlerinin düzenli yapılmadığı, tesislerin bakımsız kaldığı gibi tespitlere yer verildi. Sayıştay, bu yüzden şebekenin arıza vermeden ve iyi performansla çalışmasına yönelik olarak periyodik bakım onarım yapılmasının ve bu faaliyetlerin TEDAŞ tarafından kontrol edilmesinin önemine dikkat çekti. Bununla ilgili sorunların giderilmesi için yasal düzenleme yapılması talep edildi. İktidar milletvekilleri de burada, bu nedenle "2 tane şirket biraz daha kâr etsin." diye, sorunun yasal düzleminde çözüme kavuşturulması önemli bir görevdir diye düşünüyorum.
Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde elektrik dağıtım yapan şirketlerin hazırladıkları kayıp kaçak raporları gerçeği tam çarpıtmayla karşı karşıya bırakıyor. Sanki Türkiye'de kullanılan kaçak elektriğin yarısı Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerinde gerçekleşiyor ve herkese bunun faturası kesiliyormuş algısı yaratılmaya çalışılmaktadır. Özellikle kayıp kaçak olduğu iddia edilen bölgelerde eski trafolar, elektrik direkleri ve eski hatların varlığı kayıp oranının zirve yapmasına neden olmaktadır. Kendi sorumluluğu olan enerji nakil hatlarının modernizasyonunu yapmayan, eski ve küçük çaplı trafolarla bölgeye elektrik vermeye çalışan DEDAŞ, bu kayıp kaçağın bizatihi sorumlusudur. Google'da aradığımız zaman DEDAŞ hakkında doğru, iyi bir habere rastlamak da çok mümkün olmuyor. Çiftçiye, köylüye, garibana istenen düzeyde sıkıntı yaratırken şirketlere göz yumulmaya devam ediliyor. Daha birkaç gün önce Şanlıurfa Bozova'da DEDAŞ elektrik faturalarını ödemeyen Atatürk Sulama Birliğinin elektriğini kesti, burada çiftçi zor durumda kaldı. Çiftçinin burada ne gibi bir suçu var mesela?
EPDK'nin yüzde 40 oranında kaçak elektrik tespit edilen yerler için Dağıtım Sistemindeki Kayıpların Azaltılmasına Dair Tedbirler Yönetmeliği mevcut. Buna göre, kayıp kaçak olan yerlerde ölçme ve kayıt cihazı takılması var ama DEDAŞ bu husustan niçin muaf tutulmuştur ve bu işlemi niye gerçekleştirmiyor? Bizler kaçak elektriğin değil, sorumluluklarını yerine getirmeyen şirketlerin faturasını ödemeye devam ediyoruz.
Birkaç sorum var, daha önce bunu soru önergesi olarak da sordum ama istenilen düzeyde, açık bir cevap verilmedi. Sorularım şöyle: Bakanlığınızın Şırnak ve Cizre ilçelerinde Dicle Elektrik AŞ tarafından okul bahçelerine kurulan trafolardan haberi var mıdır? Dicle Elektrik Dağıtım AŞ hiçbir gerekçe göstermeden okul bahçelerine kurduğu trafolar hakkında size bir bilgilendirme yapmış mıdır, yapmamış ise bu yetkiyi hangi makamdan almaktadır? Bakanlığınız Millî Eğitim Bakanlığına bu konuda herhangi bir bilgilendirme yapmış mıdır? Dicle Elektrik AŞ devletten, hukuktan, mevzuattan ayrı bir şekilde mi hareket etmektedir, özerk bir yapıya mı sahiptir, yoksa Bakanlığınızın denetimi çerçevesinde mi hareket etmektedir? Özel bir şirket olmasına rağmen kamunun alanlarını gasbetmeye Bakanlığınız tarafından izin verilmiş midir? Bakanlığınızın Dicle Elektrik AŞ hakkında bir inceleme başlatacak durumu söz konusu mudur? "İnceleme başlatmış." deniliyor ama şu ana kadar açıklanmış olan bir durum da yok. Okul bahçelerine kurulan trafolar var, bu trafolarla ilgili de bir bilgilendirme yapılmıyor. Millî Eğitimle ilişkili olarak mı gerçekleştiriliyor yoksa şirketler kendileri gerçekleştiriyor ve Bakanlığı da bir bilgi vermiyorlar mı diye bunların cevaplarını sizden rica ediyorum.