KOMİSYON KONUŞMASI

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Başkan teşekkür ederim.

Burada madde 4'ü madde 5'le birlikte değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum. Madde 4'te, 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 7'nci maddesinde değişiklikle beyannamelerin cumhuriyet savcılıkları yerine Basın İlan Kurumuna verilmesi düzenleniyor. Madde 5'te ise süreli basın beyannamesini inceleme yetkisi cumhuriyet başsavcılığından alınarak Basın İlan Kurumuna veriliyor ve gerekçe olarak da yargının iş yükünün azaltılması olarak belirtiliyor. Esas burada gerekçe açıkça... Yani cumhuriyet savcılıklarına da pek güven kalmamış, yani 3 bine yakın partili, parti üyesi avukattan cumhuriyet savcısı, hâkim tayin edilmiş iktidardan ama onlara da pek güven kalmamış artık deniyor ki: Biz elimizde Basın İlan Kurumu gibi iktidarın medyada bir iktidar sopası olarak kullanılabilecek bir kurumu artık daha fazla yetkilendirmek istiyoruz.

Şimdi, Basın İlan Kurumu iktidarın basında bir sopası yani Basın İlan Kurumunu nereden tutacağımı ben de şaşırdım. Yani Basın İlan Kurumu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçildiğinden beri kurumunun faaliyet raporlarının yayınlanmasına son verdi. Nedeni açık: Yandaş basına ilanlar dağıtılırken mesleğinin gereğini yapan basın kuruluşlarına yağdırılan cezalar bilinmesin diye. Yani elimizdeki son raporu açıklamak istiyorum 2020 yılına ait, rapora göre: Basın İlan Kurumu 2020 yılında 416 milyon 182 bin TL'lik ilan ve reklam vermiş, 182 milyon 492 TL'si ulusal yayın yapan 30 gazeteye gitmiş, bu paranın yüzde 78'i ise yandaş ulusal basına verilmiş. Bunun yanında, sekiz yüz sekiz gün ilan kesme cezası verilmiş, bu cezanın yüzde 97'si Evrensel, Cumhuriyet, BirGün, Sözcü ve Korkusuz'a verilmiş yani yandaş olmayan basını bir yandan cezaevi yolu gösterilerek diğer yandan da ilan vermeyerek cezalandırıyor. Bu çerçevede, Basın İlan Kurumu hakkında Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı kullanımları söz konusu olmuş. Bir örnek vermek istiyorum: Anayasa Mahkemesinden Basın İlan Kurumuna uyarı gibi ihlal kararıyla ilgili 15/3/2022'de verilmiş bir karar var. Anayasa Mahkemesi, Basın İlan Kurumunun son yıllarda muhalif basına yönelik artan resmî ilan ve reklam kesme cezalarıyla ilgili emsal niteliğinde bir karara imza atmış. Yüksek Mahkeme, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde Mersin'de bir çiftçiye yönelik "Artistlik yapma lan!" ifadesinin bir köşe yazısında kullanıldığı gerekçesiyle Cumhuriyet gazetesine üç günlük resmî ilan kesme cezasının verilmesinin ifade ve basın özgürlüğünün ihlali olduğuna karar vermiş. Mahkeme yerel mahkemeden ihlalinin ortadan kaldırılmasını istemiş. Tabii, Anayasa Mahkemesinin artık son günlerde, son aylarda böyle ifade özgürlüğü konusunda net kararları oluşmaya başladı. Geliyor gelmekte olan"ı, değişimini onlar da yaşamaya başladı.

Bununla birlikte, bu Basın İlan Kurumunun ilan ve reklamlarının yüzde 78'i havuz medyasına verilirken ilan cezalarının yüzde 97'sinin ise bağımsız basın kuruluşlarına, muhalif basına verildiği de açık ve net. Bu çerçevede, Basın İlan Kurumuna böyle bir yetki verilmesi -4'üncü maddedeki- cumhuriyet savcılıkları yerine Basın İlan Kurumuna böyle bir yetki verilmesi ve 5'inci maddede devam etmesi bu yetkinin, süreli yayın beyannamesi inceleme yetkisinin savcılıktan alınıp Basın İlan Kurumuna verilmesi açıkça basın özgürlüğüne yönelik bir müdahaledir. Bu maddenin, 4'üncü maddenin kesinlikle metinden çıkarılması gerekir ve önceki durumda olduğu gibi cumhuriyet savcılıklarının bu konuda, yani beyannameleri alma yetkisinin devam etmesi gerekir diye düşünüyorum.

Teşekkür ederim.