| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız ile 64 Milletvekilinin, Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4471) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 14 .06.2022 |
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Sayın Yıldız bazı gerekçeler söyledi biraz önce Basın İlan Kurumunun muhalif basına karşı ve yandaş basına karşı ayrımcılık yapmadığına ilişkin. Yani burada, mahkemeden dönüş beklenmekte verilen ilan cezalarının reklam vermeme cezalarının... Sonra, basın ahlak hükümlerine riayet etmek konusunda bir ayrımcılık yapmadığını belirtti ve mahkemeden dönüşün ve mevzuat kapsamında, çerçevede bu konuda farklı bir uygulama olmadığını söyledi. Ben anlayamıyorum yani bu farklı uygulama yok ama benim önümdeki verilerde farklı uygulama var. Yani basın özgürlüğüyle ilgili raporlarda, hem uluslararası hem de ulusal raporlarda bu farklılık var. Acaba ben yanlış mı okuyorum? Sekiz yüz sekiz gün ilan kesme cezası 2020 yılında, bu cezaların yüzde 97'si kime verildi? Evrensel, Cumhuriyet, BirGün, Sözcü ve Korkusuz'a verildi, açık ve net. Yani Basın İlan Kurumu, 18 Eylül 2019'da Evrensel gazetesine ilan durdurma cezası veriyor, belirtilen tarihten bugüne kadar bir tek ilan bile verilmediği gibi, gazetenin çalışanlarına basın kartı verilmiyor. Bu konuda da Evrensel gazetesinin -onu da söyleyeyim- Ankara Temsilcisi Birkan Bulut, Ankara 14'üncü İdare Mahkemesinde basın kartı başvurusuna yıllardır yanıt verilmemesi nedeniyle İletişim Başkanlığına açtığı davada yürütmeyi durdurma kararı alıyor arkadaşlar ya. Ya, biz nerede yaşıyoruz, anlamadım. Yani Sayın Yıldız nerede yaşıyor, biz nerede yaşıyoruz, anlamak mümkün değil. Ben, bunları nereden söylüyorum? Benim hazırladığım, iki yılda, her üç ayda bir hazırladığım Adalet Raporu'ndaki resmî rakamlardan söylüyorum, basın özgürlüğü raporlarından, resmî rakamlarından söylüyorum.
Şimdi, en son ceza, partimizin Grup Başkan Vekili Özgür Özel'in basın açıklaması üzerine veriliyor; Evrensel gazetesinde 16 Nisan tarihinde "CHP'li Özel'den Altun'a izinsiz inşaat tepkisi" başlığıyla Sayın Özel'in konuşmasının olduğu haber nedeniyle beş gün ilan kesme cezası veriliyor. Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır? Böyle bir gerekçe olabilir mi? Siyasilerin, gazetecilerin haber kaynakları olduğu belli değil midir? Yapılan basın açıklamaları haber değeri taşır, siyasiler basın açıklaması yapar, haber değeri taşır. Gazetecinin görevi de bunu ne yapmaktır, haber yapmaktır. Ondan sonra, haber yapan gazeteciye siz, çıkıp da beş gün ilan kesme cezası veriyorsanız Altun'a, Fahrettin Altun'a, İletişim Başkanına bir dokunulmazlık kazandırıyorsanız bu, ne demektir? Basına sansür demektir, halkın haber alma hakkına müdahaledir, Anayasa'nın 26'ncı, 28'inci maddelerine müdahaledir. Bu çerçevede düşünmek lazım.
Madde 5... Madde 5'te şimdi, 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 8'inci maddesinde değişiklik yapılıyor arkadaşlar. Bir önceki maddeye paralel olarak, süreli yayın beyannamesini inceleme yetkisi cumhuriyet başsavcılığından alınarak Basın İlan Kurumuna veriliyor. Süreli yayın beyannamesindeki eksiklikler ya da aykırılıkların on beş gün içerisinde giderilmemesi hâlinde internet haber sitelerinin süreli yayın vasfını kaybedeceği düzenleniyor yani bu çerçevede süreli yayın beyannamelerini inceleyen Basın İlan Kurumuna internet haber siteleri dışındaki süreli yayınlar için yayının durdurulmasını mahkemeden talep etme yetkisi veriliyor, kurumun başvurusunun kabul edilmesi hâlinde bu siteler internet haber siteleri için sağlanabilecek resmî ilan ve reklam ile çalışanların basın kartı haklarını ortadan kaldıracak hâle getiriliyor ancak internet haber sitesi hakkı ortadan kalkan sitelere yine de Basın Kanunu ve diğer mevzuatın öngördüğü yaptırımların uygulanması getiriliyor.
Arkadaşlar, daha önce bu yetki cumhuriyet savcılarınınken şimdi taraflı olan, bağımlı olan, basın yayın organlarını âdeta ilan vermeme, ceza kesmeyle tehdit eden ve yapısı belirli bir siyasi yapıdan gelen kişiler tarafından oluşturulan Basın İlan Kurumuna verilmesi basın özgürlüğüne müdahale edilmesinin tam anlamıyla bir gerçekliği. Burada, açıkça basın özgürlüğüne müdahale ediliyor. Yani biraz önce Alpay kardeşim söyledi, bu teklifle süreli yayının merkezi Türkiye'nin neresinde olursa olsun İstanbul asliye ceza mahkemesine başvurulması esası getiriliyor. Bu konuda bir düzenleme yapacakmışsınız. Yahu arkadaşlar, bu hak arama özgürlüğüyle ilgili bir düzenleme, doğal hâkim ilkesine aykırı bir düzenleme. Burada yapmış olacağınız düzenlemeyle çeşitli yerlere vereceğiniz asliye ceza mahkemelerine başvurma hakkıyla siz burada basın özgürlüğüne müdahaleyi ortadan mı kaldırmış olacaksınız? Yani ortadan kaldırma olanağınız yok.
Şimdi arkadaşlar, burada bir sıkıntı daha var: Türkiye Gazeteciler Federasyonunun maddeye getirdiği çok önemli bir eleştiri var, süreli yayın vasfını kaybeden kurumlarda çalışan gazetecilerin basın kartı hakkının geri alınmasının gazetecilerin sosyal haklarına müdahale edecek olması konusunda getirdiği eleştiri. Bunda da bir düzenleme yapılması gerekir, bu eleştiriye kayıtsız kalmamak gerekir. Bu maddenin tamamen geri çekilip yine, cumhuriyet savcılarının yetkilerinin devamı gerekir diye düşünüyorum.
Teşekkür ederim.