KOMİSYON KONUŞMASI

ATİLA SERTEL (İzmir) - Sayın Başkan, biz geçmişte bu Komisyonda, İstanbul Olimpiyatları noktasında, olimpiyatların yapılması noktasında çok konuştuk, çok fikir ürettik fakat gördüğüm şu ki -KİT Komisyonunun yedi yıllık bir üyesi olarak ve İstanbul Olimpiyatları'nın alt komisyonunda da bulunan bir kişi olarak- bu konuda umudumu yitirdiğimi söylemek istiyorum. Bunun gerekçelerini de ortaya koymak lazım, o da şu: Bizim kendi millî sporcularımıza, kendi çabalarıyla yetişen gençlere dahi yeterince sahip çıkamadığımız gerçeği ortada. Geçmişte, bu Komisyonda Spor Bakanımız da bulunuyordu ve ona, onunla ilgili konuşmalarda, bazı taleplerde bulunuyorduk ve kendisi de dinliyordu, not alıyordu. Şimdiki Bakan Komisyonda olmasına rağmen katılmıyor, onun tercihidir, saygı duyarım ancak Türk sporunun gelişmesinde, özellikle amatör spor branşlarının desteklenmesinde bizim de söyleyeceklerimiz var. Geçmişte, ben, özellikle doping konusunda çok ağır eleştirilerde bulunmuştum, çok şükür ki artık Türkiye doping nedeniyle madalya teslim eden değil, başka ülkelerin doping yaptığı gerekçesiyle madalya kazanan bir duruma geldi yani buna ilişkin sıkı tedbirleri alan ve uygulayan arkadaşlara da teşekkür ediyorum.

Ben biraz İzmir'den söz etmek istiyorum. İzmir'de benim şahsen tanıdığım, işte mahallemizin çocuğu olarak bildiğim İbrahim Çolak'ın jimnastikte Türkiye'nin ilk, tek dünya ve Avrupa şampiyonu olarak çıkması, ardından Ferhat Arıcan'ın Dünya Şampiyonası'nda yer alması ve madalya kazanması, Ahmet Önder'in Dünya Şampiyonası'nda gümüş madalya kazanması... Bunlar jimnastikte Türkiye'nin, İzmir'in yüzünü güldüren kardeşlerimiz. Adem Asil, Ferhat Arıcan, İbrahim Çolak, Ahmet Önder gibi, Ferhat Arıcan'ın artistik jimnastik paralel barda bronz madalya kazandığı olimpiyatlarda, Tokyo Yaz Olimpiyatları'nda çok büyük bir sevinç yaşamıştık. Aslında ben burada, İzmir Büyükşehir Belediyesinin Gençlik ve Spor Kulübünün çok başarılara imza attığını ve bu oyuncuları, bu sporcuları bağrında bulundurduğunu ve onları çok teşvik ettiğini söylemek isterim. Nasıl Nevzat Bey Ankara'daki sportif faaliyetlerle ilgili eleştirilerini söylüyorsa ben de İzmir Büyükşehir Belediyesinin bu konudaki başarılarını söylemek istiyorum. 2021 ve 2022 yıllarında İzmir Büyükşehir Belediyesi gerçekten altın dönemini yaşadı ve 127'si altın 311 madalya kazandı. 2021 yılında, yine, takım olarak, takım sporlarında 7'si şampiyonluk 14 kupa kaldırdı. Yüzmede Emre Sakçı 2021'de üst üste Avrupa 2'nciliğini elde etti. 2021'de Rusya'da, Avrupa Kısa Kulvar Yüzme Şampiyonası'nda yine gümüş madalya kazandı. Geçmiş dönemde, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun kazandırdığı saha ve olanaklar sayesinde buz pateninde 25 altın, 17 gümüş, 16 bronz kazanan bir takım yaratıldı. Teniste 31, atletizmde 27, yüzmede 23, triatlonda 19, tekvandoda 17 şampiyonluk kazanıldı. Yüzmede İzmirli sporcular yıl içinde, Tokyo Olimpiyatları'nda, çiftlerde Yasemin Ecem Anagöz, Mete Gazoz'la birlikte 4'üncülüğü kazandı. Jimnastik Avrupa Şampiyonası'nda senkronize çiftlerde Sıla Karakuş'un kazandığı gümüş madalya, yine, İzmir Büyükşehir Belediyesinde U23'te Dünya Grekoromen Şampiyonası'nda Adem Burak'ın bronz madalya kazanması; bütün bunlar başarı hanelerine atılan imzalar.

Şimdi, bence Gençlik ve Spor Bakanlığının ve olimpiyatlara hazırlandığı söylenilen ülkemizin, bu sporcuları çok yakından izlenmesinin, teşvik edilmesinin, ödüllendirilmesinin yanı sıra günlük gıda ve gelişiminden tutarak onları gerçekten ödüllendirip bırakmadan onların belli bir maaşa bağlanmasının, spor yapmalarında ve Türkiye'nin önünü açmada çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Yine, 15'inci Avrupa Tekvando Şampiyonası'nda Alper Sadıkoğlu Hayri Temel Alper, Volkan Yalçınkaya İzmir'den gidip Türkiye'ye madalya kazandıran isimler.

Söylemek istediğim şu: Eğer biz gençlerimize sahip çıkarsak ve Türkiye genelinde Gençlik ve Spor Bakanlığı olarak taramalar yaparsak, Güneydoğu'da, Doğu Anadolu'da gerçekten spora yatkın, atletizme yatkın, uzun maraton koşan, 100 metre koşan, 5 bin metre koşan, engelli koşan çocuklarla ve bu konuda okullardaki taramalardan kazanacağımız sporcularla atletizmi desteklersek, Van'dan, Hakkâri'den Şırnak'tan, Ardahan'dan, Kars'tan, Erzurum'dan, Trakya'daki Edirne'den, Kırklareli'nden, Ege'deki İzmir'inden, Muğla'sından tutun, Antalya'sına kadar bütün bölgelere kadar bu taramaları gerçekleştirirsek ve amatör spora yönelik bir çabayı arttırabilirsek ve bunları da gerçekten gönül vermiş antrenörlerle buluşturursak bizim ülkemizin sportif yapısı başarılı olmaya açık bir yapıdır. O nedenle ben Gökan Zeybek'in söylediği amatör sporun desteklenmesi noktasında -çok altını çizerek söylüyorum- her şey stat değil. Bakın, İzmir'de hem Altay hem Göztepe küme düştüler ve 1. Lig'e düştüler. Her ikisi de geçtiğimiz sene çok modern statlarda, kendi seyircisi önünde oynamalarına rağmen kaybettiler ve 1. Lig'e gerilediler. Az önce söylediği gibi, İstanbul kulüplerinin Türkiye Süper Ligi'ni kapsaması ve Anadolu kulüplerinin giderek azalması, İstanbul ligi hâline getirilen Süper Lig'in artık seyirci desteği açısından da izlenmesi açısından da hem oran olarak düşmesi hem de izlenilirlik oranında düşmesiyle birlikte maç yayınlarını yapan televizyon kuruluşlarının da Anadolu'da müşteri bulamamasına neden olacaktır. Ben özellikle şunun çok altını çizerek söylüyorum: Gençlik ve Spor Bakanlığına düşen hadise, küçük yaştaki çocuklarımızın ülke bazında taranarak onları Türk sporuna kazandırmaktır. Bu konuda, futbol kulübü açısından baktığımda bazı örnekleri vermek istiyorum: Hem Altınordu'nun hem Altay'ın Türkiye'de çocukları tarama ve o sportif faaliyetlerde, futbol kulübünde futbol oynayabilecek yetenekteki çocukları bulup çıkarma gibi üstün bir arayışı var ve o konuda altyapısı İzmir'de mevcut. Göztepe'nin de, Altay'ın da, Altınordu'nun da, diğer kulüplerimizin de kendi altyapılarında bir sporcunun futbol oynayabileceği çok geniş alanları yarattılar. Bence bunu Türkiye çapında yaratmak ve Türkiye çapında sahalara kavuşturmak, atletizm pistlerine kavuşturmak ve çocukları spora teşvik etmek gelecekte "Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim." diyen Mustafa Kemal Atatürk'e layık olmak için elzemdir, kaçınılmazdır. Bu konudaki çabaların çok önemli olduğunu düşünüyorum ve aslında size düşen görevin de atletizm pistinin kaldırıldığı statta... Yılda birkaç maçın oynandığı, yılda birkaç büyük maçın oynandığı bir stadyum hâline getirilen olimpiyat stadının mutlaka çevresiyle birlikte atletizm ve diğer yarışlara, branşlara katkı koyacak şekle dönüştürülmesini şahsen öneriyorum. Arkadaşlarım söz ettiler, belediyelerin işgaline uğramaması lazım. O bölgenin yeniden ele alınması lazım ve sizin bu konuda bizden daha çok duyarlı olmanız gerektiğini düşünüyorum. Başarılar diliyorum ve inşallah, ülkemiz bir gün olimpiyatlarda yarışan değil olimpiyatları düzenleyen ve o konuda başarılı olan bir ülke olur. Ama bunun için hem altyapı gerekli hem sporcu ahlakı, yeteneği hem seyircinin bu konuda hazırlığı ve kentlerinin hazırlığı da çok önemlidir.

Çabalarınız için teşekkür eder, saygılar sunarım.