| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Endüstri Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi(2/4487) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 15 .06.2022 |
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri, kıymetli milletvekilleri, sayın bürokratlar, çok değerli sektör ve sivil toplum temsilcileri; hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, bugün, Endüstri Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ni görüşüyoruz. Torba yasa alışkanlığınızdan bu teklifte vazgeçmiş olmanızı takdirle karşılıyoruz.
Arkadaşlar, ülkede işsizlik -TÜİK verileriyle- nisan ayında yüzde 11,3 olurken işsiz sayısı 3 milyon 853 bin kişiye yükseldi. 2018 küresel ekonomik krizinde enflasyon yüzde 20,30'du. "Her sorunu çözeceğiz, bunun anahtarı Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminde." dediniz; aradan dört yıl geçti, makyajladığınız TÜİK verileriyle enflasyon yüzde 73,50.
Vatandaş kan ağlıyor. 2018'de küresel bir kriz yaşandı, o dönem vatandaşın borcu 550 milyar liraya ulaşmıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan "Bu kardeşinize yetkiyi verin." dedi, vatandaş da yetkiyi verdi, 2018'de Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi hayata geçti, vaatler havada uçuştu: "Mevcut rejimdeki bürokratik engeller aşılacak; daha hızlı, etkili ve istikrarlı bir karar alma mekanizması kurulacak." "Ekonomik olarak yapısal reformlar hayata geçirilecek ve istikrar ortamı oluşacak." dediniz. Sene 2022, aylardan haziran; dört yıl sonunda vatandaşın borcu 2018'in 2 katını aştı, 1 trilyon 200 milyon liraya ulaştı. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin 4'üncü yılında daha ağır bir kriz yaşıyoruz; vatandaş krediyle yaşamını döndürmeye çalışırken BDDK asgari ödeme limitlerini artırıyor, kredi koşullarını ağırlaştırıyor. Vatandaşın borçlanmasını düşürelim diye bulduğunuz yöntem vatandaşa çözüm değil, çözümsüzlük getirecek. Bunu da görmüyorsunuz, bu düşük gelire ve yüksek giderlere çare bulamıyorsunuz. Her gün bir sonraki günden ucuz akaryakıt alınıyor, her gece yeni bir zam; eskiden kuruş kuruş gelen zamlar, şimdi lira lira olmuş, vatandaşın üzerine yağmur gibi zamlar geliyor. Akaryakıt fiyatları 30 liraya dayandı, artış bir yılda yüzde 200'ü geçti, vatandaş da artık pes etti, akaryakıt istasyonlarında kuyruğa kimse girmiyor çünkü yakıt alacak parası kalmadı artık. Kontağı çevirmeye korkan vatandaş tatil planlarını erteliyor, şehirler arası otobüslere sürekli zam geliyor. Kepenk kapatma noktasına gelen otobüs firmaları uyarıyor, "Acil çözüm gelmezse zincirleme iflaslar yolda." diyorlar. Bu fiyatlarla taşımacılık maliyetleri artıyor, iğneden ipliğe her ürüne doğrudan yansıyan zamlar oluyor. Antalya'dan İstanbul'a güncel yakıt fiyatlarıyla 1 kilo ürünün lojistik maliyeti 2 lirayı buluyor. Gidişat artık o kadar kötü ki "Bunu nasıl çözeriz?" yerine "Nasıl gizleriz?" diye TÜİK eliyle çözüm üretiliyor, enflasyon sepeti verileri gizleniyor.
"Ekonomi zaten dipte, daha da dibe batamaz." diyen, bir zamanlar Komisyonumuzun da üyesi olan Hazine ve Maliye Bakanının sözlerinin ardından bir ay geçmeden Türk lirası tam tamına yüzde 14 değer kaybetti, ülke ekonomimiz resmen küme düştü. IMF ve Dünya Bankasının verilerine göre, 2021'de, Türkiye, en büyük ilk 20 ekonomi içerisinden çıkarak 21'inci sıraya geriledi. İlk 20'nin yeni üyesi ise dünyanın en büyük ekonomisi dediğimiz Amerika Birleşik Devletleri'nin ambargo uyguladığı İran.
Değerli arkadaşlar, biz, burada, her gün, gelin bu ekonomik gidişata çözüm bulalım, vatandaşın kesesini rahatlatalım derken siz, nerede yandaşınız var, yoldaşınız var, onun cebini doldurmak, ona rant sağlamak derdiyle kanun tekliflerine imza atıyorsunuz. En masum görünen tekliflerin de altından rant çıkıyor. Son dönemde getirdiğiniz her düzenlemeye, inanın, şüpheyle bakar olduk; hangi düzenlemede nasıl bir amaç var, yine kime rant sağlanıyor diye anlamaya çalışıyoruz. Saray size bu talimatları veriyor olabilir ama sizler sarayın değil, milletin vekilisiniz; bunu hatırlatmanın zamanı geldi de geçiyor.
Değerli arkadaşlar, teklif 15 maddeden oluşuyor. Yürütme ve yürürlük maddelerini çıkaralım, 13 maddeye baktık, sanayinin girdi maliyetlerinin azaltılmasına yönelik bir adım atılıyor mu diye baktık; örneğin, ham madde fiyatlarını düşürecek bir tedbir ya da personel maliyetlerinin yükünü azaltacak bir teşvik biz görmedik. Taşımacılık maliyetlerine bir çözüm var mı? Taşımacılıkta, akaryakıtta ÖTV indirimi düzenlemesine veya navlun bedellerine dair bir desteğe de rastlamadık. Sizin gündeminiz başka; sanayicinin, üreticinin, esnaf ve sanatkârın, vatandaşın gündemi bambaşka. Onlar "ekonomi" diyor, "zamlar" diyor, "Geçinemiyoruz." diyor, duymuyorsunuz. Burada hiç kimsenin derdine çare olmayacak bir teklifi görüşüyoruz.
Teklifin ana hususlarına baktığımızda; teklif, karma ve ihtisas endüstri bölgeleri ile muhtelif yatırım yerlerini endüstri bölgesi hâline getirmek, ÇED raporlarına dair düzenlemeleri kaldırarak genel hükümlere göre ÇED raporu almak, bir de endüstri bölgelerinde mülkiyet devrine imkân sağlamaktan ibaret, hepsi bu kadar.
Değerli arkadaşlar, 2017'de bu Komisyonda biz bu yasaya "4/Ç" maddesini ekledik ve özel endüstri bölgelerinin kurulmasının önünü açtık. O kanunda yetkili Bakanlar Kurulu idi, 2018 yılında bu yetki Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin gelmesiyle Cumhurbaşkanına geçti. Ülkemizde mevcut endüstri bölgelerine Bakanlığın "web" sayfasından baktığımızda 24, Resmî Gazete yayınlarına göre 26, dün gerçekleşen sunuma göre ise 28 endüstri bölgesi var. Biz Resmî Gazete yayınlarını esas alalım. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine kadar sadece 1 özel endüstri bölgesi varken 2018'den sonra bu sayı 15'e çıkıyor. Cumhurbaşkanlığı yetkiyi aldıktan sonra tam 14 özel endüstri bölgesi kurulmasına onay vermiş. Bunlardan 8'inin sahibi AKP'ye yakınlığıyla bilinen Çinli şirket liderliğinde kurulmuş Adana EMBA, Balıkesir SEKA özelleştirmesinin verildiği Albayrak holdinge ait Albayrak Turizm ve on iki gün önce ilan ettiği, yine Albayrak holdinge ait Konya Selçuk TÜMOSAN. Özelleştirme İdaresinden alınan -hani karşı geliyoruz ya, satmayın diyoruz, Özelleştirmeden alınıyor- Yıldırım Holdinge ait Bursa Gemlik Gübre Sanayii, Selçuk Bayraktar'a ait İstanbul Baykar Makine Sanayii, Azeri SOCAR holdinge ait İzmir Aliağa SOCAR Türkiye Enerji, madenlerin özelleştirilmesiyle Mazıdağı'ndaki Cengiz Holdinge ait Mardin Eti Bakır, yine bir özelleştirmeyle Tekfen'e ait Mersin Toros Tarım.
Değerli arkadaşlar, saydığım bölgelerin bir iki istisnası dışında tamamı zaten özelleştirmeyle devralınan, zamanında kamuya ait tesisler. 14 bölgeden 2'si yabancılara, diğerlerinin büyük bir bölümü Albayrak, Bayraktar, Yıldırım, Cengiz ve Tekfen gibi Cumhurbaşkanının yakın çevresinden firmalara verilmiş. Teklifle, bu firmalar yatırımlarını tamamlarsa kamuya ait arsaların mülkiyet devri imkânı sağlanıyor. Yani bu madde geçerse, kamuya ait tesisleri özelleştirip bir de üstüne taşınmazlarının mülkiyetini de bugün devrediyoruz. Burada falanca meslek kuruluşuna, filanca vakfa devredilecek küçük yerlerden bahsetmiyoruz. Sayın milletvekilleri, iktidara yakınlığıyla tanınan şirketlere on binlerce metrekarelik alanları devretmekten bahsediyoruz. Bu yatırımcıya teşvik değil, kıyaktır. Sizin ise hedefiniz bu kıyağı, yandaşınız olarak tanımladığınız tüm bu firmalara sağlamak.
Son dönemde, bu bir alışkanlık hâline geldi. Limanların kullanım sürelerini yasayla uzattınız. Orada da bu firmaların pek çoğunun işletme hakkı var. Tüketiciyi korumak yerine, konut projesi yapan inşaat firmalarını koruyarak konut teslim sürelerini uzattınız. Bu teklifle de yandaşların ekonomisini şahlandıracak, adrese teslim bir düzenleme yapıyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, Endüstri Bölgeleri Kanunu hazırlanırken kanun koyucu neden mülkiyet devrini öngörmemiş; bunu biraz irdelemek lazım. Turizmciye devri kabul etmiş, OSB'lere devri de kabul etmiş ancak endüstri bölgelerinde bu yola gitmemiş. Çünkü yüksek yatırımlı, büyük teknoloji gerektiren bu yatırımlarda, devletin izlediği politika, bu devir yerine kırk dokuz yıl süreyle kullanım hakkı devrini kabul etmiş, "Gerekirse bir kırk dokuz yıl daha veririm." demiş. Şimdi, siz, sonuçlarının nereye varacağını düşünmeksizin köklü bir politikayı değiştiriyorsunuz. Amacınız ise teklifin gerekçesinde de belirttiğiniz gibi "Bu firmalardan size gelen talebi karşılamak." Ya, böyle bir gerekçe olur mu? "Bu firmalardan bize gelen talebi karşılayacağız." Böyle bir gerekçe olur mu? Yani firmaların mevzuata uygun olmayan taleplerini reddetmek yerine, mevzuatı taleplere uygun hâle getirmeye çabalıyorsunuz burada.
Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak kamuya yani halka ait taşınmazların mülkiyetlerinin şirketlere devrine karşıyız. Bu taşınmazlar kamunun kalmalı, yatırımcı yatırımını yapmalı, üretimini gerçekleştirmeli.
Değerli arkadaşlar, bu düzenlemede bir hususa daha dikkatinizi çekmek istiyorum. Teklifle endüstri bölgelerine ilave olan, eklenmesine dair düzenlemelerde Bakanlığa yetki veriliyor. "Endüstri bölgesi ilan yetkisi Cumhurbaşkanında ancak kendisi yoğun olduğu için bu yetkiyi Bakanlığa bırakıyor." diye de bir gerekçe yazmışsınız. Nihayet, her kararı tek adamın vermemesi gerektiğini anladınız.
OTURUM BAŞKANI FAHRİ ÇAKIR - Bunu istiyordunuz Tahsin.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Bravo, çok doğru bir adım.
ŞAHİN TİN (Denizli) - Eleştiri...
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Bu adımın devamı da gelsin. Zararın neresinden dönersek Şahin Bey, kârdır.
Ama atladığınız bir husus var. 2018'de getirdiğiniz bu sistemde yürütme yetkisi tek bir kişide, Cumhurbaşkanında toplanıyor. Şimdi siz kendi getirdiğiniz bu sistemle çelişerek Bakanlığa yetki veriyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, yatırımcıya destek ya da yabancı yatırımcıyı ülkeye çekmek bu teklifle getirilen düzenlemelerle olmaz.
ŞAHİN TİN (Denizli) - Tahsinciğim, veriyoruz kızıyorsunuz, vermiyoruz kızıyorsunuz; anlamadım ben, hangisi yapacağız? Ona karar verin de onu yapalım.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Kendi kendinizle çelişiyorsunuz.
Bir gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklerseniz arkası da doğru gelmez. Siz 2018 yılında gömleğin ilk düğmesini doğru iliklemediniz. Aradan geçen sürede yaşananlar bunun en temel göstergesi. Bu ülkenin en önemli gurur kaynaklarından biri olan Fiat Doblo'nun tüm dünyada sadece bizde üretiliyor olmasıyla artık övünme şansımız kalmadı.
ŞAHİN TİN (Denizli) - TOGG yapıyoruz ya.
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Fiat yani Doblo'yu artık İspanya'da üreteceğini geçtiğimiz hafta açıkladı. Yirmi dört yıl Kocaeli Gebze'de üretim yapan Honda, 2021 Eylülünde ülkeden çekildi. 2 dev yatırımcı arkalarına bakmadan ülkeyi terk ediyor; nedenini hiç düşündünüz mü Şahin Bey? Çünkü her kararı bir tek kişinin verdiği bu rejim ülkenin üzerindeki en büyük yük oldu, ekonomi yönetimi bilim ve akıldan uzaklaştı, ülkede istikrar kalmadı, "Hep ben, tek ben." diyen bir kişi nedeniyle demokrasiden uzaklaşıldı, adalet sistemi büyük zarar gördü. Sonuçta, ülkeden yatırımcılar kaçmaya başladı.
Teklifi görüşürken bu uyarılarımızı dikkate alın. 5'inci maddede yer alan kamuya ait taşınmazların mülkiyetinin devrine ilişkin düzenlemeleri teklif metninden çıkartın diyorum, hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.