| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Endüstri Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi(2/4487) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 15 .06.2022 |
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, esasında pek konuşmak istemiyordum, arkadaşlarım özetledi ancak burada değerli milletvekillerimiz...
BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Tekrar olmazsa istifade ederiz.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Yok, tekrar etmeyeceğim.
İktidar partisine mensup değerli milletvekillerimiz ısrarla şunu söylüyor: "Sanayileşmeye karşı mısınız, büyümeye karşı mısınız?" Hayır, biz sanayileşmeye karşı değiliz, büyümeye karşı değiliz. Karşı olduğumuz şey, bir zihniyet. Ben de size şimdi o zihniyetin ete kemiğe bürünmüş hâlini ifade edeceğim. Bu ifadeler bana ait değil, Sayın Hazine Bakanı Nebati'ye ait, yatırımcıları çağırıyor, yabancı yatırımcıları çağırırken kurmuş olduğu bir ifade var, diyor ki: "Bürokrasiyi alaşağı edeceğiz, arkamızda Cumhurbaşkanımız var, mevzuatı da değiştireceğiz." dediği cümle bu. Bizim karşı olduğumuz şey işte tam olarak bu. Şimdi, ne diyor? Bir daha söylüyorum: "Bürokrasiyi alaşağı edeceğiz." Burada bürokrat arkadaşlarımız var ve bu kanun metinleri onların ellerinden mi geliyor acaba? Şimdi böyle bir ifade olunca benim kafamda tereddütler oluyor. "Arkamızda Cumhurbaşkanımız var, mevzuatı değiştiririz." diyor. Şimdi, biz de bugün burada oturduk, bu kanun teklifinin 5'inci maddesinde Cumhurbaşkanına yani bürokrasiyi alaşağı edebilecek kudrete sahip olan ve mevzuatı değiştirme kudretine sahip olan Cumhurbaşkanına sınırsız teşvik yetkisi veriyoruz. Şimdi, biz buna nasıl karşı çıkmayalım? Niye buna karşı çıkmayalım?
Şimdi, mesela burada madde 4, ÇED süreci kaldırılıyor. Şimdi size bir soru soracağım, esasında en büyük problem şu: Bu ülkede ÇED süreci sağlıklı yürüyor mu yürümüyor mu? Bunun üzerine tartışmamız lazım. Bir soru soruyorum: 2016 tarihindeki rakamlar var elimde, güncel rakamların farklı olduğunu zannetmiyorum. 4.352 ÇED başvuru raporundan kaç tanesi olumsuz çıkmıştır? Yani 4.352 ÇED başvurusundan, ÇED raporundan kaç tanesi olumsuz çıkmıştır -ki bu ÇED raporları genelde kopyala yapıştırla yapılan, birbirine benzeyen, birbirinin aynısı raporlar- kaç tanesi olumsuzdur? Ben size bir rakam vereyim, 32 tanesi yani yüzde 1 bile değil, neredeyse yüzde yarımı "ÇED Olumsuz" kararı çıkıyor. 51.977, 52 bin diyelim, 52 bin projeden yani "ÇED Gerekli Değildir" denilen 52 bin projenin 51.200'üne "ÇED Gerekli Değildir" kararı verilmiş, neredeyse tamamına. Neredeyse tamamına "ÇED gerekli değildir." kararı verilmiş.
Şimdi, bizim yaşadığımız bölgede, mesela Alaşehir, Salihli bölgesinde bu jeotermallerle alakalı açılmış onlarca dava var, bu "ÇED Gerekli Değildir" kararına istinaden açılmış onlarca dava var ve bunların yüzde 90'ında yargı diyor ki: "Hayır, bu süreç yanlış işletilmiş, burada 'ÇED Gereklidir'"
Yani, arkadaşlar, bu ülkede ÇED süreci doğru işlemiyor. Hâl böyleyken biz bu söz konusu kanun teklifindeki ÇED'le ilgili maddeyi mülga edeceğiz, ortadan kaldıracağız. Bir kere şuna bakmak lazım: Yani bu madde zamanında, 2004 yılında bu kanuna girmiş yani ortadan kaldıracağımız 3'üncü maddenin (b) şıkkı 2004 yılında girmiş ve bunun gerekçesine bakmak lazım esasında. Zamanında, 2004 yılında endüstri bölgeleriyle ilgili kanuna neden bu maddeyi eklediklerine bakmak lazım, onun gerekçesine bakmak lazım. Onun gerekçesine baktığımız zaman, bugün neden bunu kaldırdığımızı iyi anlıyoruz.
Bir de şöyle bir durum var: ÇED Yönetmeliği defalarca değişmiş ve bunun 24'üncü maddesi Bakanlığa resen düzenleme yetkisi veriyor yani söz konusu OSB olduğu zaman, endüstri bölgeleri olduğu zaman ÇED Yönetmeliği'ni bir tarafa bırakın, "Bakanlık resen düzenleme yapabilir." diyor. Ve bunun önündeki en önemli engel de işte bu 3'üncü madde ve biz bugün o maddeyi kaldıracağız yani bir kere buna kesinlikle karşı çıkılması lazım.
Evet, ülkemizde ne yazık ki ÇED süreçleri doğru düzgün işlemiyor. Yani düşünebiliyor musunuz, Kanal İstanbul gibi bir projeye "ÇED Olumlu" raporu verildi arkadaşlar. İstanbul'un su ihtiyacının üçte 1'ini yok edecek, Marmara Denizi'ni öldürecek bir projeye bile "ÇED Olumlu" raporu verildi. Yani bu şartlar altında, bu 4'üncü maddenin teklif metninden çıkarılması gerektiğini biz düşünüyoruz.
Başka diyeceğim bir şey var mı? Yok, hemen hemen hepsini söyledim. Yani özetle söylemek istiyorum, biz sanayileşmeye karşı falan değiliz, sanayileşmenin yanında çevre katliamlarına biz karşıyız ki bu çevre katliamlarını yaşayan insanlarız biz, görüyoruz, yaşıyoruz ve bu çevre katliamları iklim değişikliği krizini tetikliyor ve işte, geçtiğimiz gün, ben seçim bölgemdeydim, Alaşehir, Salihli, Sarıgöl bölgesinde çok ciddi dolu hasarı var. Bunun kaynağı ne? İklim değişikliği. İklim değişikliğini ne tetikliyor? İşte, bu çevre kirliliği tetikliyor, su kaynaklarımız tehdit altında, ormanlarımız tehdit altında. O yüzden sizlerin de en az bizler kadar aynı hassasiyeti göstermeniz gerektiğine ben inanıyorum. Biz sanayileşmeye karşı değiliz, bu zihniyete karşıyız. Büyümeye karşı mısınız? Biz büyümeye niye karşı olalım? Ama daha bugün işte TÜSİAD Başkanının açıklaması var, ülkedeki büyümeyi şöyle tarif ediyor: "Fakirleştiren büyüme." diyor. Biz fakirleştiren büyümeye karşıyız.
Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.