KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Aslında önemli bir bölümünü hatipler dile getirdi. Şimdi, Anayasa Mahkemesi kararı gerçekten sadece basın kartı alacak kişilerin yönetmelikle düzenlenmesini hukuka aykırı bulmadı yani başka bazı değerlendirmeler de yaptı. Ben kısaca, sadece bu iptalin gerekçesini anlatan bölümünü okursam ne demek istediğim anlaşılır. Diyor ki: "Kuralla fiilî hizmet zammından yararlanacak basın kartı sahibi olanların tespiti, basın kartı yönetmeliğine bırakılmıştır. Böylece basın kartı sahibi olmak için gerekli şartlar ve dolayısıyla fiilî hizmet zammının uygulanacağı basın ve gazetecilik mesleğinde çalışanların belirlenmesinde temel esaslar ve ilkeler kanunla düzenlenmeyerek bu konudaki düzenleme yetkisi yönetmelik aracılığıyla bütünüyle yürütme organına verilmiştir. Basın ve gazetecilik mesleğinde fiilen çalışanların fiilî hizmet zammından yararlanmaları için kuralda olduğu gibi Basın Kartı Yönetmeliği'ne göre basın kartı sahibi olmaları şartının öngörülmesi yeterli değildir. Kanunilik ölçütünün gerçekleşmesi için sosyal güvenlik hakkının sınırlanmasına yol açan söz konusu düzenleme nedeniyle basın kartının niteliği ile ne şekilde verileceği konusunda ve bu kartın verileceği kişilerde aranacak şartları içeren temel ilkelerin anılan hakka keyfî bir şekilde müdahale edilmesini önleyecek şekilde, kanunla açık bir şekilde ortaya konulması gerekir. Kanunda söz konusu temel ilkeler ve kanuni çerçeve belirlenmeksizin itiraz konusu kuralla sosyal güvenlik hakkına sınırlama getirilmesine imkân tanınması temel hakların ancak kanunla sınırlanabileceğini öngören Anayasa hükmünü ihlal etmektedir." Görüldüğü gibi, sadece yönetmelikle düzenlenmiş olmasını Anayasa'ya aykırı bulmuyor, aslında basın kartı alacak kişilerin tamamen yürütmenin denetiminde bırakılmasını da Anayasa'ya aykırı buluyor. Dolayısıyla, şimdi, bu kanunda her ne kadar basın kartına ilişkin hükümler... Bu yasanın özünü -özü demeyelim ama- önemli bir bölümünü bu oluşturuyor. Yönetmelikle düzenlenmiş basın kartı mevzusu, 5187'de yapılan değişikliklerle basın kartına ilişkin düzenlemeler yasa hükmü hâline getiriliyor fakat basın kartı alacak gazetecilerin belirlenmesinde idarenin doğrudan müdahalesi var. Biraz önce tartıştık, dün de tartıştık, bugün de tartıştık, Dijital Mecralar Komisyonunda da tartışıldı. Gerçekten basın kartı verilmesi konusunda idarenin ciddi biçimde müdahalesi söz konusu. Size örnek verdim, elli iki yıllık gazeteci, yirmi yedi yıl basın kartı taşıyan Aydın Engin'e iki yılı aşkın bir süre Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından basın kartı verilmedi. Şimdi, bu basın kartı öyle bir şey ki fiilî hizmet zammından yararlanıp yararlanmayacağınızı doğrudan belirleyecek bir şey. Dolayısıyla eğer idarenin bu konuda aslında takdir yetkisi olmadığını, idarenin bu konulara çok müdahale etmediğini, gerçekten basın kartı sahiplerinin adil bir şekilde bu karta sahip olduklarını düşünüyorsanız "sadece basın kartı sahibi olmak" ibaresini çıkarmakla bu amaca ulaşabilirsiniz. Dolayısıyla 2004 tarihli ve 5187 sayılı Basın Kanunu'na göre fiilen çalışanlar fiilî hizmetten yararlanabilmelidir. Bu fiilen çalışma meselesinin nasıl olacağına da kuşkusuz bu konudaki meslek örgütleri karar vermelidir diyorum.

Teşekkür ederim Başkan.