| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Endüstri Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi(2/4487) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 15 .06.2022 |
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Şimdi, öncelikli olarak Hasan Bey'le başlamak istiyorum.
Hasan Bey güzel bir sunum yaptı. Kanunla ilgili sunum olmasa da faydalandık. Buna karşı değiliz ama Hasan Bey, şuna açıklık getirelim: Siz de artık aktif siyasettesiniz. Biz burada yasama görevi yapıyorsak siz de yürütmenin içindesiniz, sanayicisiniz. Burada da arkadaşlarımız var sanayici. Bizim görevimiz burada sanayi alanları yaratıp veya birilerine fabrikaları satmak değil, bizim önceliğimiz toplumun sorunlarını çözecek yasalar, kanunlar çıkarmak. Bunun içerisine sanayiciler de giriyorsa buna da her zaman çalışıyoruz burada. Birlikte de Komisyon üyeleri de hareket ediyoruz. Türkiye'nin sanayi alanlarına ihtiyacı olabilir ama sizin çalışmalarınızda öncelikli olarak Türkiye'nin bu sıkıntılı süreçte -benim konuşmalarımda da o geçti- girdi maliyetleriyle ilgili nasıl çalışmalar yapabiliriz, aynı zamanda, finansmana nasıl ulaşabiliriz... Türkiye'nin en büyük sıkıntıları sanayi alanları değil, üretimdeki girdi maliyetlerinin artışında; enerjiden tutun ham maddeye, ham maddeden tutun finansmana. Yani şu an Türkiye'nin, özellikle sizin yürütmede konuşmanız gereken konular bunlar.
Şimdi, son dönemlerde bize gelen kanunlara baktığımız zaman Sanayi Komisyonu olarak hep birlikte burada çalışarak kanun çıkarıyoruz ama kanunlar, bakıyoruz, evet, 15 madde veya 25 maddeden oluşuyor. Kanunlarda yaklaşık 24 maddede, 23 maddede uzlaşıyoruz ama kanunun ruhunda anlaşamıyoruz. Örneğin Limanlar Kanunu geliyor, Limanlar Kanunu'nda rekabette işte, kaç yıllığına yarışmış, kiraya verilmiş limanları bir kanun maddesiyle buraya dayatıp, buradaki çalışma arkadaşlarımıza dayatıp yirmi beş yılı elli yıla çıkarma gibi kanunlar getiriyorsunuz bir maddeyle. Şimdi, bu kanuna gelirsek biz bu kanuna baktığımız zaman bu kanuna karşı değiliz, sanayiye asla karşı değiliz, zaten bütün arkadaşlarımız da beyan etti. Bu kanunun ruhunda olan, özellikle, yani en önemli olan, siz, hazine arazisini endüstri bölgesi ilan etmişsiniz ve şimdi diyorsunuz ki: "Yatırımcı diyor ki: 'Ben ipotek veremiyorum işte, finansmana ulaşamıyorum.'" Bunu kırk dokuz yıllığına kabul edip burayı almış kişiye bir rant sağlıyorsunuz. Türkiye'nin en büyük sıkıntısı, bugün sanayi yerlerinin bulunmamasının ana sebebi üretimden kaynaklanmıyor, ranttan kaynaklanıyor. Herkes, artık sanayici kendi arasında tartışıyor, diyor ki: "Ben fabrikayı satayım, kiraya vereyim, bir tane tekne alayım, gideyim orada Bodrum'da yaşayayım, çocuklarıma da sanayiciliği miras olarak bırakmayayım." Herkes bunu tartışıyor, yani emlakçılığa dönmüş. Biz de diyoruz ki bu kanunda: Gelin arkadaşlar, birlikte hareket edelim yani 49+49 -Şahin Bey, takip etmiyorsun- doksan sekiz yıllığına orayı vermişsin milletin yerini.
ŞAHİN TİN (Denizli) - Takip ediyorum...
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - 1 hektarın kaç metrekare olduğunu biliyor musun sen? Konuştuğumuz konu, 18 bin hektardan bahsediyoruz, yani 10 binle çarpacaksın. Şimdi, burayı 3-5 firmaya neden devredeyim? Şimdi, eğer bu firmanın parası varsa, bu yeri alacak bir parası varsa biz kanun koyucu olarak burada, kanun üreten olarak ya kırk dokuz yıllığına başka bir yer daha verelim, oraya da fabrika kursun. Niye gelip emlakçılık yapıyor, kamunun yerini almaya çalışıyor? Varsa parası... Siz diyorsunuz ki: "Finansmana ulaşmaya çalışıyorlar, ipotek veriyorlar" O zaman finansmana ihtiyacı varsa burayı satın almayı niye talep ediyor hazinenin yerini? Şimdi, bu kanunda -siz, özellikle Şahin Bey, okuyun- bedelsiz olarak bir cümlesi var işte... Biz buna karşı değiliz. Devlet özel sektörün yerini veya vatandaşların yerini istimlak etmiş, şimdi devrini yapacak diyoruz. Devre karşı değiliz, burada biz sadece hazine arazilerinin satışına karşıyız. Bu kanunda en önemli konu bu.
AHMET ÇOLAKOĞLU (Zonguldak) - Aynı şeyi söylüyorsun...
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Aynı değil, aynı değil. Şimdi, yatırımcı parasını bakanlığa ödüyor, diyor ki: Buralara benim ihtiyacım var. Burayı izaleişüyu davasıyla değil de doğru bir yöntemle... Hayır, şeyden alıyor... "Sen istimlak et" diyor; evet, vatandaşın arazilerini "Sen istimlak et, bana devret, ben parasını vereceğim." diyor. Burada sorun yok, biz diyoruz ki bak, işte, örnekler veriyoruz, BMC gibi SOCAR gibi. Ya, SOCAR kaç metrekare Sayın Bakan Yardımcım açıklayın, kaç metrekare? Ya, buraları biz kiraya vermişiz, anlaşmışız, yatırımı yapmışlar, başlamışlar, yarım olan yatırımlar var. Bu büyük hektarlı alanları, Türkiye'nin en değerli göz bebeği olan arazileri kira olarak doksan sekiz yıl kullanıyorsa kullansın, yarın belki bu teknoloji biter der ki "Ben bu teknolojiyi burada üretmeyeceğim." başka bir teknolojiye de geçebilir. Biz bunun, Cumhuriyet Halk Partisi grubu olarak hazine arazilerinin, bugün endüstri bölgesi ilan edilen alanların tapularının yani hazine arazilerinin devrine karşıyayız. Net, bu kadar, biz bunu düşünüyoruz.
Bir de OSB'ler Kanunu'yla ilgili bir düşünceniz var. Şimdi, Endüstri Bölgesi Kanunu OSB'lerden sonra kurulmuş, aynı zamanda şu an sürekli geliştirmeye çalışıyorsunuz. Lütfen OSB'ler Kanunu'nu göz önüne alarak sürekli buradan taviz almayın. Endüstri bölgelerinde bu yoktu, OSB'lerde var. Türkiye'nin en güzel kanunlarından birisi OSB'ler Kanunu. Türkiye'nin başarılı bir kanunu, aynı zamanda OSB'ler de çok başarılı, oraya çomak sokmayın, yapmayın, işleyen bir sistemi bozmayın. Yani OSB'ler Kanunu'nda ne olduğunu biliyoruz, bütün gücümüzle de burada direneceğiz. İşleyen sistemleri hep bozuyorsunuz, burayı bozmayın, OSB'lerde bu var diye endüstri bölgelerinde de bunu yapacağız diye yola çıkmayın. O zaman çok istiyorsanız o çoklu olan endüstri bölgelerindeki firmaları da OSB'ler Kanunu'na tabi tutun, durumu çözün.
Teşekkür ediyorum.