KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Şimdi, Sayın Başkanım, biraz evvel dediniz ki: "Ben bir yatırımcıyım. Hazinenin herhangi bir arazisi var, uygun gördüğünüz takdirde orada yatırımımı yaparım irtifakı kurularak ve daha sonra gerekli koşullar, şartlar yerine getirilirse o araziyi alabilirim. Turizmde de var bu, sanayide de var bu." Ancak burada şöyle bir durum var, şunu yapabilir miyim: Evet, ben gerekli şartları yerine getirdim, 5 bin metrekare, 50 bin metrekare, 100 bin metrekare hazine arazisinin parasını verdim, rayiç bedel üzerinden aldım. Bu esnada, yan taraf da bana yetmedi, bu sefer devlete dönüp de "Özel şahsın mülkiyeti var, burayı bir kamulaştırın." deme şansım var mı?

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Var.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Yani devlete "Kamulaştırın, sonra ben tekrardan burayı alayım..."

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Tabii, var.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Böyle bir şey var mı?

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Var, var.

ŞAHİN TİN (Denizli) - Burada yazıyor ya zaten.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ya, kanunda var, ben başka bir şeyden bahsediyorum. Bu kanun şunu söylüyor, diyor ki: "Hazine arazisi veyahut da kamulaştırılmış, kamulaştırma suretiyle hazineye tescil edilen arazileri biz sonuç itibarıyla gerekli yatırımları yaptıktan sonra rayiç bedel üzerinden satabileceğiz." Fakat burada kamulaştırma da var.

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Rayiç değil, piyasa değeri üzerinden.

BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Piyasa rayici.

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - "Rayiç" denilince belediye algılanıyor.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Biraz evvel vermiş olduğunuz örnekle siz dediniz ki: "Genel prosedürün aynısı burada da uygulanıyor." Fakat o dediğiniz genel prosedürde yani kamulaştırılmış benim malım var, kamu yararı gerekçesiyle benim malım kamulaştırılmış. Daha sonra, o kamulaştırılan mal başka birine satılıyor. Şimdi, bence vermiş olduğunuz örnekler arasında böyle bir fark var gibi geliyor yani ikisi birbiriyle farklı bir şey yani onun cevabını siz bize... Ben farklı olduğunu düşünüyorum.

Bir de şöyle bir şey var: Biraz evvel Sayın Bakan Yardımcısı konuşma yaptı, Sayın Bakan Yardımcısının yaptığı konuşmaya, inanın, hakikaten ben şaşırdım yani iktidarın, yürütmenin bir mensubunun Türkiye'nin fakirliğinden bahsetmesi, Türkiye'nin endüstriyel olarak geri kalmasından bahsetmesi...

ŞAHİN TİN (Denizli) - Sanayi anlamında...

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - İşte, sanayi anlamında bahsediyoruz biz de. Yani millî gelirin 8.500 dolar olduğunu ve bunun fakirlik olduğunu biraz evvel Bakan Yardımcısı belirtti.

(Gürültüler)

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ya, ben niye konuşamıyorum ya? Bir saniye, ben bitireyim, siz ondan sonra konuşun.

ŞAHİN TİN (Denizli) - Sanayisini geliştiren ülkelere karşı...

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Tutanaklar var, tutanaklara bakarsınız, kelimesi kelimesine ifadeleri bu ve hatta bize rakip olarak yani dünyanın en büyük ekonomilerinden biri, Avrupa'nın kıskandığı ülke Türkiye'ye rakip olarak da Avrupa'nın en gariban ülkesi Bulgaristan'ı rakip olarak gösterdi.

BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Ya, böyle bir şey yok ya.

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - "Almanya, İtalya, Fransa" dedi ya.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Biraz evvel Sayın Bakan Yardımcısının yapmış olduğu şey tam olarak da bu.

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Almanya, İtalya ve Fransa'yı örnek verdi ya.

BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Böyle bir şey yok.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Yani Almanya bizi kıskanıyor, Fransa bizi kıskanıyor ama bizim rakibimiz Bulgaristan.

BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Vehbi Bey, speküle etmeyelim ya, lütfen.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Biz Bulgaristan'la ancak... Biraz evvel söylediği şey...

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Hayır, "Bulgaristan 30 dolara yer veriyor." Dedi.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Yahu ama şunu söylüyor...

BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Vehbi Bey, speküle etmeyin ya, lütfen.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Bir kere, üzüldüğümü belirtmek isterim. Bakın, Sanayi Bakanlığının bakış açısı bu olmamalı.

ŞAHİN TİN (Denizli) - Ya, Bakan Yardımcısı samimi bir şey söyledi.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Tamam, ben samimiyetine güveniyorum ya. İşte, samimi bir şey söylemiş adam, onu tekrarlıyorum ben de.

BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Vehbi Bey, ancak...

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Burada...

BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Bu konuda verilen bilgileri speküle etmeyi doğru bulmuyorum.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Hiç spekülasyon yok efendim.

BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Kesinlikle yanlış.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Burada ne derse aynısını söyledim. Benim söylemek istediğim...

ŞAHİN TİN (Denizli) - Kayıtlara geçsin, katılmıyorum dediklerine.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Benim söylemek istediğim şey şu: Üzülerek dinledim Bakan Yardımcımızı, kusura bakmayın.

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Ya, etme ya. Bulgaristan'daki arsanın değerine "30 dolar" dedi ya.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Sayın Bakan Yardımcımız aynen şu ifadeleri kullandı, dediği şey şu: "Bizim ayağımıza ot ve çöp takılıyor."

BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Tamam ağabey, teşekkür ediyorum.

Ünal Bey'e söz vereceğim, lütfen toparlayalım.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Bakın, sizin "ot ve çöp" dediğiniz şeylerin bazı insanlar için değeri olabilir. Bu ülkenin vatan topraklarından bahsediyoruz.

BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Vehbi Bey, lütfen ya...

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Ve üzüldüm, hakikaten üzüldüm.

BAŞKAN ZİYA ALTUNYALDIZ - Tamam ağabey, üzüldün, teşekkür ederiz.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Biraz evvel dediği şeyi not almışım, ot ve çöpten bahsediyor.

FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Buna hiç üzülme, üzülecek bir şey yok burada.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Vatan toprağından bahsediyor. Şunu söylemiş oldu yani Türkiye'nin fakirliğinden bahsetti, endüstriyel olarak da gelişmediğinden bahsetti.