| Komisyon Adı | : | ADALET KOMİSYONU |
| Konu | : | Kahramanmaraş Milletvekili Ahmet Özdemir ve İstanbul Milletvekili Feti Yıldız ile 64 Milletvekilinin, Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4471) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 14 .06.2022 |
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Kanun teklifinin 10'uncu maddesi 5187 sayılı Basın Kanunu'na ek madde getiriyor. Düzenlemeyle basın kartı türleri için tanımlamalar yapılıyor.
Değerli arkadaşlar, gazetecilik sabit ve durağan bir meslek olmayıp akışta olan ve çağın ihtiyaçlarıyla teknolojinin gelişimi karşısında dönüşen bir meslek olması nedeniyle sürekli yenilik kaydeden bir nitelik taşımaktadır. Bu kapsamda, güncel ihtiyaca cevap sunacak tam bir yasal tanımlamanın mümkün olmayacağı da izahtan varestedir. Basın İş Kanunu'nda basın kartı "gazeteci" tanımında zorunluluk değildir. Basın Kanunu ile Basın İş Kanunu'nun bu yönden uyumlu hâle getirilmesi gereklidir. Ancak basın kartının internet haber sitelerinin vasfının beyanname nedeniyle bu kadar rahat geri alınması düzenlemesi ile basın kartını resmî bir kimlik belgesi hâline getiren bu iki düzenlemesinin aynı kanun teklifinde olması dahi esas olarak samimi bir niyet içerisinde olunmadığını göstermektedir. Basın kartı bu kadar önemliyse neden gazeteciyi sosyal hakları yönünden zora sokacak bir düzenleme getirilmektedir? Gazeteci farklı bir internet haber sitesinde çalışabilecekken neden doğrudan basın kartı geri alınabilmektedir? Bu hususların etraflıca, çalışma yaşamını güvence altına alacak şekilde düzenlenmesi mutlaka gerekmektedir.
Ayrıca basın kartı başvurusunun taraflı olan İletişim Başkanlığına yapılması -başta söylediğimiz gibi- basın özgürlüğünü kısıtlayıcı bir unsur olacaktır. Özellikle son dönemde yaşanan basın kartı sıkıntılarının kartların iptal edilmemesi, mahkeme kararı olmasına rağmen geri verilmemesi gibi bu uygulamayla derinleşeceği açıktır. Teklife göre, basın kartlarını -verecek olan kurulun 5 üyesi İletişim Başkanı tarafından atanan- 9 üyelik bir komisyon verecek. Bu hâliyle bile iktidarın "Bizden değil." dediği basın mensubuna kart vermeme durumu kolaylaşacaktır. Devletin basın kartıyla ilgili kurallar koyması ve uygulaması asla basın özgürlüğünü güçlendiren bir uygulama değil, aksine özgürlüğü daraltan bir uygulamadır.
Değerli arkadaşlar, burada teklif metninin 10'uncu maddesinin gerekçesinde de ifade edildiği üzere, basın kartı başvurusunun 14 no.lu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nde düzenlenen görevine uygun bir şekilde İletişim Başkanlığınca yapılacağı hükmünü içermektedir. Basın özgürlüğünün kullanımı açısından büyük önem taşıyan basın kartının, 2017 Anayasa değişiklikleri sonrası tarafsızlığını yitiren ve bugün bir siyasi parti Genel Başkanı olan Cumhurbaşkanına bağlı bir idari merci tarafından verilmesi basın ve ifade hürriyetlerine açıkça aykırıdır. Gerekçede ifade edildiği şekilde, bir kanun maddesinin bir CBK düzenlemesine uygun bir şekilde ihdası normlar hiyerarşisinin açıkça inkârıdır ve Anayasa'nın hukuk devleti ilkesini içeren 2'nci maddesiyle uyumlu bir yaklaşım değildir. Basın kartıyla ilgili işlemler, basın ve ifade hürriyetleri açısından büyük bir önem taşıdığından bu konunun CBK'yle düzenlenmesi Anayasa'nın 104, 26, 28 ve 7'nci maddelerine aykırılık taşımaktaydı. Bu konunun kanunla düzenlenmesi itibarıyla 14 no.lu CBK'nin 3'üncü maddesinin (1)'inci fıkrasının (k) bendi ile 7'nci maddesinin (1)'inci fıkrasının (e) bendi "Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı konuda kanun çıkarması durumunda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hâle gelir." hükmünü içeren Anayasa madde 104/17 uyarınca ilga olmuştur.
Teşekkür ederim.