| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Halk Bankası AŞ Genel Müdürlüğünün 2019 ve 2020 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 16 .06.2022 |
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Halk Bankasının değerli yöneticileri, Yönetim Kurulu Başkanı, Sayın Genel Müdürü, Yönetim Kurulu üyeleri, kamu kurum ve kuruluşlarımızın değerli temsilcileri; tabii, Halk Bankası, gerçekten, ülkemiz açısından, özellikle genel ekonomi içerisinde önemli işlev ve fonksiyonları olan bir bankamız. Kendilerinin de ifade ettiği gibi, üreten Türkiye'nin bankası. Hakikaten, Türkiye ekonomisi KOBİ ağırlıklı bir ekonomi, dünyada da aslında öyle; dolayısıyla, Halk Bankasının da haklı olarak bir "KOBİ Bankası" unvanı var; bu da gerçekten, geliştirilen projelerle yürütülüyor. Son dönemde, özellikle pandemiyle birlikte hakikaten Türkiye'de, tüm dünyada olduğu gibi, ekonomide de bazı çalkantılar oldu. Aslında üretim, dünyanın bu süreçte en önemli sorunlarının başında geliyordu. Özellikle küreselleşme döneminin başlamasıyla birlikte dünyadaki temel yaklaşım, üretime bir kısıt getirmekti. Hem sınai üretimde hem tarımsal üretimde ciddi stoklar birikmişti. Tarımsal üretimde bundan yirmi-yirmi beş sene öncesinde tereyağı dağlarından, süt göllerinden bahsediyorduk; dolayısıyla, küresel bir tüketim toplumu oluşturulması gerekiyordu; o dönemdeki paranın, sermayenin, malın serbestleştirilmesinin temel özünde bu vardı. Küresel kuruluşlarda özellikle gelişmekte olan ülkelerdeki üretimi durdurma, kısıtlama yönünde çok ciddi girişimler vardı; bunları o dönemde, o sürecin içerisinde ben bir genel müdür olarak da yaşadım, özellikle bir tarımsal KİT genel müdürü olarak da. Değerli arkadaşlar, bu anlamda, baktığımızda, özellikle pandemi dönemine tüm dünya stoksuz yakalandı. Birçok alanda stoksuz üretim -yine bir kez daha ifade etmiştim- özellikle "just in time" üretim sistemleri bizim geçmişte de akademik camianın tüm dünyada çok yoğun çalıştığı, önerdiği ve işletmecilikte önemli bir strateji olarak ele alındı; bugünlerde bunları kimse konuşmuyor. Tabii, teknolojinin gelişmesi, "flexiblle manufacturing system" vesaire, bunlar destekleyici unsurlardı ama kimsenin hesaba katmadığı bir şey vardı, o da şuydu: Yani, bir pandeminin olabileceği, dünyanın bir şekilde üretimi kısabileceği, evlere kapanmak zorunda kalınacak bir süreç. İşte, bu süreç aslında dünya açısından stokun minimum seviyede olduğu bir süreçti ve doğal olarak, tüketim -hatta artarak- devam ederken üretimin kısılması stoksuz bir dünyayı da tüm dünyada fiyatların birden yükselmesi, artışı noktasına getirdi. Burada herkes pedal çevirmeye başladı, Türkiye de bunların başında. Bu, belki bugün Türkiye'de güncel sıkıntıları gördüğümüzde farkına varamadığımız bir şey. Hakikaten, Türkiye de bu anlamda hızla pedal çevirmeye çalışan bir ülke. Yani, bunları anlayabilmek için -elbette günlük ortaya çıkan sıkıntılar üzerinden konuşmak siyaset açısından verimli olabilir yani bunu da anlayışla karşılamak lazım ama- bütünü anlayabilmek için de küresel alandaki gelişmelere o gözlükle bakıp yansımaları üzerinden bakmak lazım. İşte, bu hızlı pedal çevirmeye başlama sürecinde de gerçekten Halk Bankasının burada, bu süreçte önemli bir işlev gördüğüne ben inanıyorum yani. Sayın Genel Müdürü eskiden daha çok görüyorduk, şey yapıyorduk, şimdilerde hiç göremiyoruz ama çalışmalarına da devam ediyor; dolayısıyla, önemli olan görmek -yani, görmekten kastım, basında, medyada görmekten bahsediyorum elbette- değil; önemli olan, işlerini yapmaları. Tabii ki Halk Bankası yine bu süreç içerisinde hak etmediği yani asıl işletmeciliğiyle alakalı olmayan, daha çok siyasi konularla, küresel anlamda bazı haksızlıklara da uğradı, uğruyor da; bunların da sonuç itibarıyla kurumsal olarak Halk Bankası ve yönetimi üzerine önemli yükler getirdiğini tahmin edebiliyorum; bunlardan bir an önce kurtulunması gerekiyor. Sonuç itibarıyla, Halk Bankası bizim bankamız yani şu anda adına denetim yaptığımız Türk milletinin bankası. Piyasa regülasyonu açısından gerek kredi piyasasında gerekse para piyasasında, birçok alanda önemli regülasyon görevleri de yapan bir kurumumuz. Ondan dolayı da ben yönetime de teşekkür ediyorum yani bu süreçte sorun getirmemiş olmak önemli bir şey.
Kredilerle ilgili bu maddede söz aldım, genel değerlendirmeyi de yapmış oldum Başkanım, tekrar orada söz istemeyeceğimi de ifade etmek istiyorum.
Tabii ki Sayıştayımızın buradaki önerisi yani gerçekten sürekli devamlılığı olan bir konu çünkü "banka" demek sonuç itibarıyla "risk yönetimi" demek yani banka yönetimi dediğimizde risk yönetimi işin en önemli tarafı. On iki yıl yüksek lisansta ticari bankalarda risk yönetimi dersi verdim ve risk yönetimi aslında banka yönetiminin tamamını kapsıyor. Bizim buradaki risk yönetiminden temel maksadımız da aslında önlemlere yönelik yani riskin gerçekleşmesi, ortaya çıkan zararın telafisinin maliyeti, her zaman için önleme maliyetlerinden kat kat fazladır ki bunun bankacılıkta mukayesesi bile mümkün değil. Bu anlamda baktığımızda, genellikle burada verilen cevaplarda daha çok konvansiyonel diyebileceğimiz geleneksel risk yönetimi alanlarına yönelik cevaplar verilmiş. Karşılıklar kararnamesi aslında bir anlamda riskin ortaya çıktıktan sonraki doğacak durumun finansal tablolara, bankanın finansal durumuna olumsuz bir etkisini önlemeye yönelik tedbir alma ama daha çok bunu bir şekilde kâr üzerinden konsolide etme yani dağıtımını önleyerek mali yapının zayıflamasını önlemeye yöneliktir karşılıklar kararnamesinin özü ve temeli. Tabii teminatlar konusu çok geleneksel bir yaklaşım, hâlâ işe yarıyor, bu, dünyada da belki böyle devam ediyor ama biz de daha çok teminatla hep kendimizi garanti altına almaya çalışıyoruz. IFRS'lerden gelen şeyleri de yine karşılıklar kararnamesinin paraleli şeklinde görebiliriz. Orada da yine finansal yapıyı koruma var yani işletme, banka kişiliğinin finansal yapısını korumaya yönelik bir standartlar seti söz konusu.
Ben şunu merak ettim yani vardır mutlaka ama bugün biraz da tembellik yaptım mali tabloları çok fazla detaylı incelemedim de... Şunu söylemiştim: Özellikle IFRS'ler ve karşılıklar kararnamesindeki yer alan hususlar, banka varlıklarındaki değer azalmalarının finansal yapıya etkisini önlemek açısından yani risklerin takibi, önceden tespiti ve bununla ilgili gerekli tedbirlerin alınmasından daha öte bir şey. Yani riskin gerçekleşme hâlindeki finansal yapıya yansımanın önlenmesi yani ikinci adımda olan hususlar. Dolayısıyla, burada geleneksel yöntemlerin haricinde de yeni nesil risk önleme yöntemleri belki diyebileceğimiz, başta türev ürünler olmak üzere, bu alandaki risk önleme tedbirleri yani "hedging" anlamındaki risk önleme tedbirlerinden istifade ediliyor diye biliyorum ben. Yani burada cevapta o yönde bir şey görmeyince yani hem bir soru şeklinde zaten ediliyorsa da bir ekleme şeklinde değerlendirme yapmış oldum.
Çok teşekkür ediyorum efendim.