KOMİSYON KONUŞMASI

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Genel Müdür, değerli Yönetim Kurulu üyeleri, Sayıştayın kıymetli temsilcileri, değerli bürokratlar, milletvekili arkadaşlarım; hepiniz Komisyona hoş geldiniz.

METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - KİT Komisyonu Başkanımız da var burada, hatırlatayım Deniz Bey.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Değerli Başkanım...

METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Unutuyorsun her zaman.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Hayır ama şöyle: En son ben bebeğimizi getirdim, Derin bebek Başkanlık makamına geldi, aldı orayı.

METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Eyvallah.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani şu an Başkanımız vekâleten orada bulunuyor. (Gülüşmeler)

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Beklentilerinizi ve hedeflerinizi ötelemişsiniz anlaşılan.

Devam edin, buyurun Sayın Yavuzyılmaz.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Kalıcı hâle getirmek için bakın, on sekiz yıllık bir plan şu anda çalışıyor. (Gülüşmeler)

Şimdi, ben farklı bir perspektiften bakmak istiyorum. Yani aslında yapılan bir çifte standarttan bahsetmek istiyorum. Şimdi, biraz önce arkadaşım, milletvekili arkadaşlarım, yeni İstanbul Havalimanı'nda müteahhit firmalara sağlanan kira öteleme ayrıcalığını rakamlarıyla birlikte ortaya koydular. 2019, 2020, 2021 yılı kiralarının 2043 yılının arkasına bırakıldığını belgesiyle birlikte Sayın Ali Mahir Başarır burada ifade etti, Sayın Atila Sertel de yine bu konuyla ilgili görüşünü açıkladı. Şimdi, aslında bu şirketlerin devlete karşı yükümlülükleri yeni bir konu değil. Yani evet, devletin uçmayan yolcularla ilgili fark tutarını bu şirketlere ödemek gibi bir yükümlülüğü olduğu gibi aynı zamanda bu şirketlerin de devlete karşı yükümlülükleri var, bunlardan bir tanesi de kira bedellerini ödemesi. Bu konuyla ilgili olarak ben 2020 yılında Devlet Hava Meydanları İşletmesine bir soru sordum, soru da şuydu, dedim ki: "İdare ile Zafer Havalimanı arasında yapılan sözleşmede mücbir sebep hükmü var mı?" Ve yanıt geldi, yanıta göre de idare ve Zafer Havalimanı arasında yapılan sözleşmede mücbir sebep hükmü var.

MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Bütün sözleşmelerde var.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani doğal afet, salgın, terör saldırısı gibi konular olduğunda karşılıklı yükümlülükler askıya alınabiliyor ve coronavirüs de dünya çapındaki büyük bir salgın. Ve bu konuyla ilgili de yani bu yazılı bilgiyi aldıktan sonra KİT Komisyonunda bir talepte bulundum Devlet Hava Meydanları İşletmesinden, şimdi o talebi okuyorum size özet olarak: "Vatandaşın vergilerini kullanmakla yükümlü olan hazinenin ve Devlet Hava Meydanları İşletmesinin de vatandaşın vergileriyle ödediği bu hakka sahip çıkmak için Zafer Havalimanı'ndaki ödemeyi ya tümüyle silmesini ya da 2044 yılının arkasına bırakmasını talep ediyorum." dedim. Şimdi, Kurumun verdiği yazılı cevabı okuyorum: "İdaremiz ile Zafer Havalimanı'nı işletmekle görevli şirket arasında imzalanan uygulama sözleşmesinde salgın hastalık bir mücbir sebep olarak tanımlanmaktadır. İdare ile görevli şirket arasında imzalanan uygulama sözleşmesi kapsamında bir ifa yükümlülüğü olup yaşanan süreçte mücbir sebep hâlinin gerekçe gösterilerek edimlerin askıya alınmasını talep etmenin kamu menfaatine uygun olmayacağı değerlendirilmektedir." Yani söz konusu İstanbul Yeni Havalimanı olduğunda kiralar erteleniyor, devlet kendisine yapılacak bu ödemeyi şak diye 2043 yılının arkasına bırakıyor ama Zafer Havalimanı gibi bugün itibarıyla havalimanının faaliyete açıldığı 2012 yılından 2022 yılına kadar ortalama verilen garanti sayılarının yüzde 97 oranında tutturulamadığı bir havalimanında mücbir sebep hükümleri kapsamında bu, uçmayan yolcularla ilgili ödenecek olan tutar 2044 yılının arkasına ertelenemiyor. Hatta daha da kötüsü bu konuyla ilgili bir girişimde dahi bulunulmuyor. Ben o nedenle bu çifte standardı da ortaya koymanın çok kıymetli olduğunu düşünüyorum.

Aynı zamanda, İstanbul Havalimanı'nın faaliyete geçmesi bir yerde acı bir şekilde İstanbul Atatürk Havalimanı'nın da aslında faaliyetten hızlı bir şekilde çekilmesini ve burada yıllar itibarıyla yapılan yatırımın atıl hâle dönüşmesini sağladı. Aslında AK PARTİ Hükûmeti bunu tercih etmeyebilirdi yani mutlaka İstanbul'da bahçeler, parklar, ormanlık alanlar yeniden yapılabilir yani bunun yapılması güzel ama kamu kaynağının harcandığı İstanbul Atatürk Havalimanı'nın bir şekilde atıl hâle getirilmesi, pistlerinin kırılması... Yani vatandaşın vergileriyle oluşan bütçeyle yapılan o pistler ki bunlar bir asfalt gibi değil yani metrelerce derinlikteki beton sıkılaştırılmış ve uçakların ağırlığını taşıyabilecek şekilde teknik olarak dizayn edilmiş. Bu havalimanlarının pistlerinin ortadan kaldırılması, bir şekilde atıl hâle getirilmesi de büyük bir kamu zararı. Yani bir yanda biz yatırımların yapılmasını istiyoruz, evet istiyoruz, bunlar mutlaka yapılmalı, Türkiye genelinde yapılmalı ama bir yandan da bunlar yapılıyor diye elimizdeki hazır Cumhuriyet Dönemi'nde yapılmış olan yatırımların da yok edilmemesi gerekiyor. Yani bir sebepten Devlet Hava Meydanları İşletmesi olarak sizin Atatürk Havalimanı'yla ilgili görüşünüzü aynı zamanda merak ediyorum ve bu çifte standardı da İstanbul Yeni Havalimanı ve Zafer Havalimanı arasında uygulanan çifte standardı da açıklamanızı istiyorum.

Teşekkür ediyorum.