| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğünün (DHMİ) 2019 ve 2020 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 21 .06.2022 |
ATİLA SERTEL (İzmir) - Evet, Türkiye'de; İstanbul, Ankara, İzmir 3 ana kent olmak üzere ev kiralarında inanılmaz fiyat artışları oldu. İstanbul'da 2 oda, 1 salon ev, 6 bin lira, 7 bin lira civarında, İzmir'de 5-6 bin lira civarında, Ankara'da nispeten daha ucuz. Konut fiyatlarının neredeyse 2'ye katlandığı bir dönemi yaşıyoruz. Sayıştay bu öneride diyor ki: "Aynı nitelikteki alanların kira bedelleri arasındaki farklılıkları giderin ve o kira bedeli piyasa rayicinin çok altında kalan sözleşmeleri de yenileyin." Aslında burada kuruma diyor ki: "Yani siz elinizin altındaki dükkânın, iş yerinin, kiralanan her şeyin kıymetini bilin ve rayiç fiyatlara çekin. Bu, zarara yol açmasın, Devlet Hava Meydanları İşletmesi de zarar etmesin." Çok doğru bir yaklaşım tarzı. Sayın Genel Müdür de birçok rakamlar vererek o yolda ilerlediklerini söyledi ama verdikleri rakamlar piyasa rayiçlerinin gene izlediğim kadarıyla altında rakamlar ama yüzde 20 ile 400 arasındaki oranlarda bazı yerlerde artışları söyledi. Onlar da bence açıklanması gereken rakamlar. Yani Tokat, Ankara Esenboğa, Gaziantep diye sıraladı ama hangi iş yerlerine ne kadar kira bedeli alıyorlar? Onlar kendileri biliyorlar ama o konuda bir açıklama yapmamışlar.
Şimdi aslında burada bir konu da şu. Bunu Deniz Yavuzyılmaz çok sıklıkla dile getiriyor. Belki de Devlet Hava Meydanları dâhil, iktidardakiler çok kızıyor, Zafer Havalimanı deyince tüyler diken diken oluyor. Şimdi, bu ilgili bulgu ve öneriler, oradaki zarar 2018 yılına kadar Sayıştay raporlarında yer alıyordu bu Zafer Havalimanı. 2019 ve 2020 raporlarında yer verilmedi hatta Üst Komisyona da taşınmadı. Oysa Zafer Havalimanı tam bir kara delik ve milyonlarca avro yutuyor. Yani burada, Devlet Hava Meydanlarının çok zarara uğradığı yerlerden biri olarak öne çıkıyor. Yani gerek bizlerin komisyonda gündeme getirmemiz gerek kamuoyunda sık sık tartışma konusu olmasına rağmen çözüm de bulunamıyor. En son bir çözüm bulmaya çalıştılar; Belçika'da yaşayan Emirdağlı, Eskişehirli ve Eskişehir Havalimanı'na uçan Belçika'daki Türk işçilerine, orada yaşayan Türk işçi ve ailelerini Zafer Havalimanı'na taşımak istediler. O da mantıken doğru olmadığı gibi Belçika'da yaşayan Türkler tarafından tepki gören bir bakış açısı oldu çünkü Zafer Havalimanı'na inen bir Eskişehirli yaklaşık 80-90 kilometre yol katederek kendi memleketindeki evine varacak, oysa Eskişehir'e indiğinde beş dakika sonra evinde oluyor. Bunu önlemek için Zafer Havalimanı'na yolcu garantisi verdikleri için o yolcu garantisini tutturmaya yönelik hareketler içinde gördüler ama Belçikalı Türkler bu konuda bize çok büyük tepkilerini ilettiler ve bu konuyu sıklıkla gündeme getirmemizi istiyorlar ve "Biz Zafer Havalimanı'na uçmayız." diyorlar.
Şimdi, yolcu sayısı yüzde 98-99 oranında düşük olarak gerçekleşen bir havalimanının ve burada öngörüsüz, hesapsızca yapılan bir işten en kârlı çıkanın da işletmeci olduğunu görüyoruz.
Şimdi, işletmeci, Kütahya-Afyon-Uşak illerine hizmet vermek üzere yapılan Zafer Havalimanı için 2021'de iç hatlarda 775.137, dış hatlarda 542.596 yolcu garantisi almış. Ancak hedef yine tutturulamadığı gibi, 2021'de iç hattı kullanan yolcu sayısı 9.228, dış hat yolcu sayısı da 1.904'te kalmış. Havalimanının eksik kalan 1 milyon 306 bin 601 yolcusu için 6 milyon 938 bin 738 euro ödenmek zorunda kalındı.
Şimdi, bu noktada, bazı sorular sorayım. Burada Devlet Hava Meydanları yetkilileri bir öz eleştiri yapıyor mu yani bu havalimanının açılmasından sonra var olan zararın ve yolcu garantisi sayısının verilmesinden dolayı acaba bir öz eleştiri yapıyor mu? "Bu doğru yapılmadı, böyle yapılmasıydı daha iyiydi." denilebiliyor mu? Bu havalimanını devlet kendi imkânlarıyla yapmış olsaydı çok daha ucuza yapılacaktı ve çok daha yerinde bir karar olacaktı. İşte bu garanti edilen yolcu sayısıyla yapıldığı zaman da hizmete girdiğinden bu yana devlet kasasından uçmayan yolcu için halkımızdan kesilen vergilerden bu havalimanına zorunlu olarak işletme parası veriliyor, yirmi dokuz yıl on bir ay daha işletilecek bu havalimanı. Sizin hesaplamalarınıza göre Zafer Havalimanı bu şekliyle kullanılmaya devam edilirse sözleşme bitine kadar toplamda ne kadar ödeme yapılacak? Onu soruyorum. Bu havalimanının toplam yatırım maliyetini biz biliyoruz, geçmiş dönemdeki KİT Komisyonu üyesi olarak ve geçmiş Ulaştırma Bakanının bize açıkladığı rakam olarak biliyoruz ama bu sözleşme bitiminde işletmecinin kasasına giren para yapılacak olan yatırım bedelinin yüzde kaçı kadar oranda, hangi oranda? Onu bilmek istiyorum.
Şimdi, yolcu garantisinin üzerine çıkılarak DHMİ'ye ne kadar ödeme yapıldığı, yolcu garantisinin sağlanamadığı için hangilerine ne kadar ödeme yapıldığını, yine hangi havalimanlarına yıllık yolcu garantisini verildiğinin bize açıklanmasını, bir liste olarak bize bunun verilmesini talep ediyorum Genel Müdürden çünkü bu kara delikler nedeniyle Devlet Hava Meydanlarının sıkıntı içerisinde olduğunu ve gerekli yatırımları yapamadığını, hâlâ yap-işlet-devret yoluyla ülkemizin borçlandırıldığını ve Türkiye'de yaşayan insanlarımızın kırk elli yıllarının ipotek altına alındığını ve ömürlerinin borç ödemekle geçeceğini burada bilgilerinize sunuyorum.
Teşekkür ediyorum.