| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğünün (DHMİ) 2019 ve 2020 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 21 .06.2022 |
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Evet, Zafer Havalimanı konusu konuşuldu. Ben gerçekten tartışmayı bir mantık zemininde yürütmenin, Zafer Havalimanı'ndaki zararı görmek istemeyen arkadaşlara cevap vermenin bir zaman kaybı olduğunu düşünüyorum artık. Ben iyi niyetli bir şekilde şunu söyledim toplantının başında, dedim ki: "Yanlışlar tekrar etmesin." Konuşalım bunu, bu yanlış örnek ortada dursun ama tekrar etmesin, etmemesi için de bunu herkesin anlaması gerekli ama hâlâ Zafer Havalimanı'yla ilgili buradaki yapılan hatalar görmezden geliniyor. Ha, arkadaşlar Zafer Havalimanı gibi bir yeri kendi cebinden finanse ederek yapsaydı, yani bu uçmayan yolcularla ilgili garanti ödemelerini kendi ceplerinden ödüyor olsalardı acaba şu anda da aynı şekilde bu havalimanındaki kamu zararını kabul ediyorlar mıydı? Şimdi, o nedenle o konuyu artık...
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - O konuyu kapatalım, aynı, kapatalım; Zafer Havaalanı işletmesiyle aynı; Denizli'yi kapatalım, aynı.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Evet, şimdi, diğer taraftan, gelelim kamu zararı nedir? Bu kısmı...
(Uğultular)
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Arkadaşlar, bir sessiz ya!
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Arkadaşlar, dinleyelim.
Buyurun Sayın Yavuzyılmaz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Tamam, sohbet bitsin, denetim görevini yapalım.
Şimdi, konu şu: İki boyutlu bir kamu zararı var. Bunlardan birincisi, kurumun zarar etmesiyle ortaya çıkan kamu zararı; diğeri, gizli kamu zararı yani gelirden ve kârdan kurumun mahrum kalmasıyla oluşan kamu zararı. Şimdi, biz, neden öz kaynak kullanılarak bazı yatırımlar yapılsın diye söylüyoruz? Yani öz kaynak kullanınca devlet, kurumlar ihale yapmıyor mu? Yine yapıyorlar, yine ödüyorlar ama bu öz kaynağı kullandığında bu işi yapan şirketlerin belki kredi kullanmasına gerek kalmıyor, belki yüksek faizle kredi kullanmasına gerek kalmıyor, belki kredibilite döngüsündeki çeşitli işletme giderleri o dönem için ortadan kalkıyor; netice itibarıyla, öz kaynakla yapıldığında doğabilecek belirli bir maliyete katlanılmış oluyor.
Şimdi, bir iş vardır devletin kasasına 1 girer, ilgili şirketlerin kasasına 1 girer; bu bir dengedir, dersiniz ki: "Yüzde 20 kâr ediyor, riskine göre yüzde 30 kâr ediyor." ama bir iş vardır, orada şirket yüzde 200, yüzde 300 kâr ediyordur, onun adı devletin soyulmasıdır. Hiç kimse gelip de Boğaz'ın ortasına devletten izin almadan bir köprü yapamaz.
TAMER DAĞLI (Adana) - Hani "Yap-işlet-devretten battık." deniliyordu.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani devlet şunu yapabilir, bakın...
TAMER DAĞLI (Adana) - "Çok kazanıyor, bize niye az veriyor?" diyorsunuz ya.
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Ya, babam "Geçmeyiz." dediniz kurdeleyi kestiniz, yapmayın etmeyin ya.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bakın, bizim karşı olduğumuz şey, ne köprü ne tünel ne havalimanı; bizim karşı olduğumuz şey, yap-işlet-devret modeli de değil; bizim karşı olduğumuz şey, AK PARTİ tarzı yap-işlet-devret modeli. Bakınız, dünyada yap-işlet-devret modeli var mı? Var. Bir geçide, bir boğaza bir köprü yapılacak, devlet şunu yapıyor: Projesini çizdiriyor veya çiziyor, şartnamesini hazırlıyor, sonra da ihaleye çıkıyor, yeterliliği olan, daha önce buna benzer işler yapmış olan, o şartnameye uygun "Ben bu işi yaparım." diyen şirketler geliyor, açık ihalesine giriyor, fiyatlarını veriyor.
MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Vallahi bizi tarif ediyorsun.
TAMER DAĞLI (Adana) - AK PARTİ'nin yaptığını tarif ediyorsun, teşekkür ediyorum.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Arkadaşlar, dinleyelim.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Neticesinde, şirket diyor ki: "Ben şu kadar sürenin içinde bu köprüyü işletirim ve kamuya devrederim." Kamuya da işin sonunda en kısa süreyi veren, kamuya devir süresini veren işi alıyor ve yapıyor; çok güzel, buraya kadar güzel. Ha, işi alan şirket der ki: "Bu, benim işleteceğim sürenin içinde, ben geçiş bedelini şu rakam olarak belirlerim." Yüksek belirler, az araç geçer, kâr edemez; araç geçmez, kendi riskidir. İster gider, kredi kullanır işi yapar, ister şirket kendi öz kaynağıyla yapar, bir problem yok, devleti ilgilendiren taraf şudur: O sürenin sonunda o köprüyü ister o şirketten alır, isterse de şirket kredilerini ödeyemez de başka bir şirkete geçerse köprüyü oradan alır, bu kadar. Bu sürecin içinde ne yurt dışından şirketin kullandığı kredilere, döviz bazlı kredilere Hazine ve Maliye Bakanlığı kefil olur ne de yolcu araç geçiş garantisi verir, üzerine bunların hiçbirini almaz, dünyadaki yap-işlet-devret modeli budur. AK PARTİ'nin uyguladığı yap-işlet-devret modeli karanlık bir sistemdir, öyle karanlık bir sistemdir ki bakın söylüyorum, 16 Eylül 2019 tarihinde Kuzey Marmara Otoyolu'nu işleten şirketler arasında sözleşmenin üzerine ilave mutabakatname imzalanıyor, mutabakatnameye göre sözleşmede garanti edilen araç sayıları 6 kesim için artırılıyor, kaç adet biliyor musunuz? Artırılan araç sayısı, sözleşmedeki araç sayısına göre 1 milyar 338 milyon 35 bin 980 adet araç. Sebebi de şu: Sözleşmedeki garanti edilen araç sayısını LIBOR'a endekslemişler. Yani Londra'daki uluslararası bankaların birbirlerine dolar üzerinden uyguladıkları faizi.
Şimdi, bu yöntem mi Allah aşkına? Bizim itiraz ettiğimiz kısım bu kısım. Kâr varsa da susacak değiliz, ne kadar kârdan mahrum kalınarak bir kâr edildiğini de araştıracağız. Burada Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğünün yetkililerine yapılabilecek en büyük kötülük "Çok iyisiniz, süpersiniz, harikasınız." deyip buradan gitmelerini sağlamak, bu değil ki, bu değil.
TAMER DAĞLI (Adana) - İyi tarafına "iyi" de sen de.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Biz aksayan yönlerini söyleyeceğiz. Çünkü Sayıştay, rapor sisteminin içinde şu yoksa...
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Sen aksayan yönlerini mi söyledin, Karayollarından bir örnek verdin.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bakın, ben açıyorum, Sayıştay şöyle başlamıyor: "Bulgu 1. Devlet Hava Meydanları İşletmesine şu konuda teşekkür edilmesi." "Bulgu 2. Devlet Hava Meydanları işletmesine şu konuyla ilgili plaket verilmesi."
TAMER DAĞLI (Adana) - İşini düzgün yapıyorsa teşekkür edecek tabii ya.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ya, arkadaş, bizim asli vazifemiz denetimdir, cümlemizin sonunda da teşekkürümüzü ederiz ama cümlenin başında teşekkür edip Zafer Havalimanı gibi devasa kamu zararının olduğu iş bile burada AK PARTİ milletvekilleri tarafından savunulabiliyorsa değil mantığın bittiği, matematiğini bittiği yerdeyiz.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Savunma diye bir şey yok Deniz Bey. Bakın, yanlış varsa yanlışı kimse savunmaz, buradan bir şey çıkartmayın. Antalya Havalimanı'nı niye görmüyorsun, İstanbul Havalimanı'nı, niye görmüyorsun?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Şimdi, gelelim o sıkıntıya.
Şimdi, 2015 yılında Sayıştayın bir bulgusu var. Sayıştay diyor ki Sayıştay raporunda, bakın, okuyorum: "Personel istihdamında istenilen nicelik ve nitelikli eleman alımının sağlanamaması."
TAMER DAĞLI (Adana) - O kişisel bir görüş ya. Niye, Genel Müdürümüzün CV'sini okuduk, teşekkür etti sizin muhalefetiniz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Şimdi kesiyor...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Devam edin.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Uyarmıyorsanız, ilave süre olacak.
TAMER DAĞLI (Adana) - Kişisel bir görüş, kime göre?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayıştaya göre.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Dinleyelim, dinleyelim.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Tamam, tartışma herhâlde burada bitti.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Dinleyelim Sayın Dağlı, dinleyelim.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Arkadaşlar, ya, Sayıştay söylüyor ya, bakın burada işte, bakın.
TAMER DAĞLI (Adana) - Ya, yetkinliği nasıl ölçüyorsunuz?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ya, Sayıştay söylüyor, Sayıştay.
TAMER DAĞLI (Adana) - Sayıştayın yanlış yapma lüksü yok mu?
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Dağlı, dinleyelim.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Devam ediyorum.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Devam edin lütfen.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayıştay raporu diyor ki, dinliyor musunuz? 2015 yılında Devlet Hava Meydanları İşletmesi Sayıştay Raporu diyor ki: "Personel istihdamının siyasi etkilere açık bulunması." Arkadaşlar, geçmiş olsun.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Niye geçmiş olsun?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayıştay görevini yapıyor ve tespit etmiş.
Şimdi, diyorsunuz ki hata varsa hatalar konuşulsun...
(Gürültüler)
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Arkadaşlar, karşılıklı konuşmayalım lütfen.
Sayın Yavuzyılmaz, devam edin lütfen.
AHMET KAYA (Trabzon) - Koro var karşıda, dörtlü bir koro.
TAMER DAĞLI (Adana) - Bir de 2015... Genel Müdüre teşekkür etmen lazım, bu dönemde personel kalitesini yükseltmiş.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Vekilim, şimdi bu yıllara geliyoruz evet, iyi açtınız gelelim.
TAMER DAĞLI (Adana) - Gel bakalım.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yıl 2018...
AHMET KAYA (Trabzon) - Siz yirmi yıldır Osmanlı'ya takıldınız kaldınız.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bakın, Sayıştay 2018 yılında diyor ki...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz, buyurun devam edin.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - 2018 yılı Sayıştay Raporu diyor ki: "Kuruluşun görevde yükselme ve unvan değişikliği yönetmeliğine aykırı olarak şube müdürlüğü kadrosuna görevde yükselme sınavı yapılmaksızın atamalar yapıldığı görülmüştür."
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Yetkisi var...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Karaman, dinleyelim.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Kim söylüyor? Sayıştay.
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Ama bu kadar da olmaz ki yani.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Anladım. Dinleyelim, sakin olalım.
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Yetki dışında mı kullanmış? Bence sen savcılığa bir sandalye at, orada otur.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Karaman, sakin olalım, dinleyelim.
Sayın Yavuzyılmaz, devam edin lütfen.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ya, burada üzücü olan şey böyle yarı gülerek yarı dalga geçerek, bu kadar kutsal bir denetim sürecinin...
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Bir şey söylemeyelim, itiraz etmeyelim... Söylediğiniz şeyler elle avuçla tutulur bir şey değil ki ya.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Gündoğdu, Sayın Karaman, Sayın Yavuzyılmaz'ı dinleyelim.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Nasıl devam edeyim ya, nasıl edeyim ya.
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Kapsam dışı personel var.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ya, arkadaşlara diyorum, gösteriyoruz ya, Sayıştay raporu diyorum; yok, orası öyle, burası böyle. Ne istiyorsunuz?
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Sayıştayda...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Karaman, lütfen sakin olun.
Devam edin lütfen.
TAMER DAĞLI (Adana) - Özel sektörde yetkinliği varsa bir üst...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sizin bu Sayıştay nefretiniz nedir ya?
TAMER DAĞLI (Adana) - Ne alaka?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bir tek yorum yapmıyorum, Sayıştayın raporundan okuyorum ya. Ya, burada Sayıştay yazmış, yorum yapmadan okuyorum, neye itiraz ediyorsunuz anlamadım.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - İtiraz etmiyoruz, doğru olanı...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz, devam edin.
Buyurun.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ne diyorsunuz ya, ne dediğiniz belli değil ya.
Sayıştay diyor ki: "Görevde yükselme sınavı yapılmaksızın şube müdürü ataması yapıyor kurum." 2018 yılı raporunda, sayıları da vermiş diyor ki "2017 yılında 16 kişi, 2018 yılında 5 kişi şube müdürü olarak bu şekilde atanmıştır." Sonra da yöntemini anlatmış. "Bu şekilde şube müdürü ataması kuruluşun mevzuatına aykırı olduğu gibi hakkaniyete de aykırı bir uygulama teşkil etmektedir."
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Ya, mevzuata aykırı değil .
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - "Kuruluş personeli arasındaki çalışma barışını bozmaktadır. Kuruluş personeli arasında kuruluşta yükselme şartının liyakate dayalı olmadığı düşüncesi yayılmakta, personelin çalışması ve kuruluşa duyduğu bağlılık olumsuz etkilenmektedir. Ayrıca, aidiyet duygusunu olumsuz etkileyen sınavsız şube müdürü atama uygulamasına hemen son verilmelidir." diyor.
Şimdi, Sayıştay bunu yazıyor, biz bunu KİT Komisyonunda dile getiriyoruz, yıl geliyor 2020'ye ne değişti diye bakıyorum, hiçbir şey değişmemiş.
Bakın, Sayıştay raporu söylüyor, "2017 yılında 16 kişi, 2018 yılında 5 kişi, 2019 yılında 19 kişi, 2020 yılında 31 kişi olmak üzere 71 kişinin şube müdürü olarak bu mevzuata aykırı bir şekilde atandığı tespit edilmiştir." diyor. Yöntem de şu, onu da yazmış: Önce boş bulunan daire başkan yardımcılığı, havalimanı müdürlüğü gibi 1 sayılı cetvelde yer alan ve görevde yükselme sınavıyla atama yapılacak kadrolar arasında sayılmayan yerlere atama yapılıp uzunca bir süre geçmeden hemen şube müdürlüğüne atandıklarını tespit etmiş Sayıştay. Yani bunu...
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Hukuki yani.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Arkadaşlar, dalga geçmeyin; yapmayın, dalga geçmeyin ya.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Dalga geçmiyoruz ya, hukuki diyorum ya, hukuksuz bir şey yok.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Dinleyelim.
Sayın Genel Müdürümüze söz verdiğimizde, Sayın Genel Müdürümüz açıklama yapacaktır, yanıt verecektir.
Sayın Yavuzyılmaz, devam edin lütfen.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Şu dakikaya kadar söylediğim ve...
ATİLA SERTEL (İzmir) - Şu tavrınız bürokrasiye öyle bir inanılmaz yetki veriyor ki, istediklerini yaparlar, istediği hukuksuzluğu yapar, siz de onaylarsınız.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayıştay yazmış.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Okuyor arkadaş ya.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Sayın Sertel, siz genel müdür olsanız, bir müdürü atamak isteseniz o dönemde sınav olmasa, sınav olmadan da atama ihtiyacı doğsa hukuki olan o yolu kullanıp atayacaksınız...
ATİLA SERTEL (İzmir) - Ya, bırakın Allah aşkına ya. Bizim belediyelerimize müfettişler geliyor, örneğin zabıta memurunun...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz'ın sözünü kestiniz Sayın Sertel lütfen ama.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Sizi herkes kesiyor zaten, erkekler korosu gibi karşımızda, koro halinde bağırıyorlar, tek tek bağırmıyorlar.
ZİVER ÖZDEMİR (Batman) - Teessüf ederiz.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Ziver Bey hariç hepsi bağırıyor, konuşturmuyorlar yani.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ama lütfen Sayın Sertel...
Buyurun Sayın Yavuzyılmaz, devam edin.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Gerçekten, bu konuda, konuları böyle gargaraya getirme konusunda başarılısınız.
Suç duyusunda bulunduğum bir konu vardı...
NEVZAT ŞATIROĞLU (İstanbul) - Ne demek "gargaraya getirmek" ya?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Keşke dile...
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Sen her şeyi söyleyeceksin bize, iktidara, kuruma her şeyi söyleyeceksin...
ATİLA SERTEL (İzmir) - Ya, söz al, cevap ver.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - ...biz sesimizi çıkarmayacağız...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Gündoğdu...
ATİLA SERTEL (İzmir) - Ya, söz al, cevap ver kardeşim.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Olur mu öyle şey!
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Gündoğdu...
TAMER DAĞLI (Adana) - O zaman bir saniye, Sayın Bakan konuşurken, Habib Bey konuşurken farkı var mıydı karşının?
ATİLA SERTEL (İzmir) - Soru sorduk.
TAMER DAĞLI (Adana) - Olur mu öyle şey ya! Aynı şeyi yapmadınız mı?
ATİLA SERTEL (İzmir) - Habib Bey'e karşı bizim saygısızlığımız olur mu ya, lütfen...
TAMER DAĞLI (Adana) - Siz yapınca doğru, biz yapınca yanlış. Bırakalım bu işleri.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Habib Bey dünyanın en iyi adamıdır.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz, devam edin.
(Gürültüler)
Arkadaşlar, lütfen, konuşmayalım karşılıklı.
Sayın Yavuzyılmaz, buyurun.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Arkadaşlar, şimdi, bakın, soru şu: Gerçekten samimiyetle söylüyorum. Ben devletini, vatanını, milletini çok seven bir milletvekiliyim, bir kardeşinizim. Benim amacım...
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Biz de öyleyiz, herkes öyle.
ATİLA SERTEL (İzmir) - O öyle söylüyor, kendini ifade ediyor. Sen de öyleysen sen de söyle.
(Gürültüler)
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ya, arkadaşlar, bakın, siz de söz aldığınızda söylersiniz; ben bir yere getireceğim, rica ediyorum ya!
İsterseniz aynı şekilde, biliyorsunuz ben de yapabiliyorum, yaparım yani isterseniz yaparım ama bu değil konu. Bakın, bunu şunun için söylüyorum...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ona da biz müsaade etmeyiz yani herkes böyle...
ATİLA SERTEL (İzmir) - Müsaade etmezseniz buna niye müsaade ediyorsunuz? Adaletli olun lütfen.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Adaletliyim ben, ondan hiç şüpheniz olmasın.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bakın, söylediğim şey şu: Ben bir olayın, bir usulsüzlüğü yapan şahsın bireysel olarak üzerine giderek o kişiyi yıpratmak üzerine bir bakış açısıyla hareket etmiyorum. Konu, sorun şu: Burada bir sorun var, Sayıştay raporlarına da yıllardır giriyor ve bir sistem problemi var, bir problem var ve bu problem de bütün bu atamaları siyasi etkilere de açık hâle getiriyor.
Şimdi, problem sadece burada değil. Bakın, Devlet Hava Meydanları İşletmesiyle ilgili, toplam 71 kişinin 2017 yılından itibaren usulsüz olarak veya usulüne uydurulmak şeklinde, önce boş bulunan daire başkan yardımcılığına getirilip, orada da tutulmayıp daha sonra, aslında sınavla geçilmesi gereken bir şube müdürlüğüne geçiş yaptırıldığını, bunun da hakkaniyete uygun olmadığını yazıyor Sayıştay. Sadece burada da değil; bakın, Devlet Demiryollarında ve Devlet Demiryolları Taşımacılık AŞ'de de öyle. Yaklaşık 100'e yakın şube müdürü bu şekilde, aynı yöntemle teslim alma müdürü ve misafirhane müdürü yapılarak -bir basamak kadro olarak, zıplama tahtası olarak kullanılarak- şube müdürlüğüne atanıyor. O misafirhane müdürlüğü bir hafta sürüyor, o atanıyor; bir süre sonra başka biri geliyor, aynı misafirhaneye müdür yapılıyor; hop, o da şube müdürü oluyor. Başka biri geliyor, teslim alma müdürü yapılıyor; hop, o da şube müdürlüğüne getiriliyor. Bu yanlış. Neden yanlış, şöyle anlatayım: AK PARTİ Hükûmeti tek başına iktidar değil mi; ben mi yanlış biliyorum, değil mi? Yönetmelik çıkarırken elini tutan mı var? Atamaları yaparken mevzuatta bir sıkıntı görüyorsa düzeltmesi için onun elini tutan mı var düzeltmesin diye? Ya, sizsiniz. Sayıştay da yazmış işte, düzeltin bunu. Bakın, eğer şunu yapacaksanız... Sınavla şube müdürü atanması gerekiyorsa ama böyle arka yollara dolanıyorsanız bu ülkenin insanlarına büyük kötülük ediyorsunuz; yapmayın ya.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ -Sayın Yavuzyılmaz, toparlayınız.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Kurumun içinde bir liyakat var, o liyakate uygun olarak sınavlar da yapılsın, buna benzer yöntemler uygulanmasın. Sayıştay da bu bulguyu yazıyorsa lütfen dikkate alın.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Peki, teşekkür ederiz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Konuşma oldukça kesilerek devam etti.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ama süre de verdik, ilave süre de verdik Sayın Yavuzyılmaz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Verin. İki dakikada anlatılacak olan konu böyle uzun sürede anlatılmış oldu.
Ben çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Devlet Hava Meydanları İşletmesi Türkiye için çok kritik önemde bir kuruluş. Bizim, hepimizin, tüm Türkiye'yi kucaklayan yani bir partiyi diğer partiden ayırmayan, ayırmamak için gayret eden yöneticilere, bürokratlara çok ihtiyacımız var. Hep birlikte bu geleceği inşa edeceğiz. Ben eminim, bu salonda şu anda gerek milletvekili gerek bürokrat olarak yer alan birçok kişi ileride de Türkiye'ye hizmet edecek. Ümit ediyorum ki hep birlikte bir arada olacağız. O nedenle, getirdiğimiz eleştirileri lütfen yapıcı olarak algılayın. Hatalardan sıyrılacağız. Zaten yanlışlar için, birçok yanlış için suç duyurusunda da bulunuyoruz. Doğruların üzerine de doğrular koyacağız diyorum, tekrar çalışmalarınızda başarılar diliyorum.