| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Komisyonun çalışma usul ve esasları hakkında görüşmeler |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 20 .01.2016 |
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkan, şimdi, az önce Sayın Özel burada ayrıntısını söyledi ama ben ondan önce, cuma günü sordum, pazartesi günü tekrar sordum, dün tekrar sordum ki "Ya, gelen bir şey yok mu arkadaşlar? Gelmiş olması lazım bunun eklerinin." diye. Çünkü dün bir toplantım vardı ve bunlarla ilgili çalışma yaparken istemiş olmamız lazım diye ısrarla sordum, maalesef "Yok." dediler. Yani 15'inde, tamam, sundunuz iki gün önce ama biz pazar itibarıyla da gelse razıydık, pazartesi de yok. Bu ekler ayrı konu ama bunun ötesinde bir zihniyet sorunumuz var.
Sayın Bakanın şimdi sunuş metnine de baktım, 2014 kesin hesabıyla ilgili kısım yarım sayfa. Baştan siz geldiğinizde, ilk, geçici bütçeyi konuşurken de söyledik. Sayıştay Başkan Yardımcımız buradaydı. "Sayın Başkan da buna aracı olsun." dedik ama maalesef Sayın Başkan da aracı olmadı. "Bize gelen Sayıştay raporları bütçe hakkımızla ilgili en önemli konudur." dedik. Şimdi, Sayıştay Başkanının gelen yazısına da hızlıca baktım -önümüzde ancak bulduğumuz için- sadece hangi raporları gönderdiklerini yazmış. Ya, o rapor diye söylenenleri biz söyledik.
Şimdi bütçe başlıyor. Bunun, aynı zamanda, her ne kadar hiçbirine Sayın Bakan da değinmese de önemli bir kısmı da 2014 yılı kesin hesabı. Yani sizin de önem vermediğinizi zaten konuşmada yarım sayfa, sadece sonucunu açıklamanızdan anlamış oluyoruz. Bir taraftan geçmişin hesabını verip bir sonraki dönemin bütçesini talep edeceksiniz. Önce yaptıklarınıza bakacağız, sonra da bunları vereceğiz. Ama maalesef, bugün, bakıyoruz, yani Rapor Değerlendirme Kurulu Sayıştayda 482 tane kamu idaresi denetim raporuna görüş vermiş, bu görüşlerin hiçbirinin özeti bile bize gelmedi. Yani bizim adımıza denetim yapıyor, sadece "Raporu düzenledik, gönderdik, usule uygun olmayan bir şey yoktur." diyor.
Sayın Başkanım, Sayıştayın raporları gelmeden biz bu hesaplara nasıl bakacağız? Yani Sayın Bilgiç her seferinde çıkar, "Raporlar geldi." diye bize gösterir, ben de size gösteririm. Bunun içerisinde sadece "Usule uygundur." diye... Hani derneklerin genel kurulunda denetçiler bakar, "Kanuna aykırı bir şey yoktur." der. Oysa istenen, "Bunun arkasında ne var? Giderler yerine harcandı mı? Gelirler doğru toplandı mı?" diye bir değerlendirme yapılması gerekiyor. Dolayısıyla, birinci olarak, tekraren söylüyoruz: Bu Sayıştay raporları rapor değildir. Sayıştay Başkanlığına da sizin aracılığınızla, Sayın Bakan aracılığıyla da duyuruyoruz. Önceki yıllarda hadi sistem bozuktu, şöyleydi böyleydi, Maliyeyle anlaştık, işte, döner sermayeler ayrıydı, saymanlar ayrıydı falan dediniz. İki yıldır "Düzeldi." diyorlar ama yine, gelen rapor, rapor değil. Bu rapor ama içi boş, sadece bize kurumun özellikleri, kurumun görevleri, Sayıştay denetiminin gerekliliği sayfalarca yazılıyor, bir paragraf, bu kadar.
BAŞKAN - Kurum bazlı bilançoyu mu kastediyorsunuz?
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayıştay raporlarından bahsediyorum.
BAŞKAN - Ben de onu soruyorum. Sayıştay raporunun içerisinde...
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yani onlar "Düzeldi." demelerine rağmen, hâlen daha bize bir mali denetim raporu gelmiyor. Sayıştayın bize sunduğu bir rapor var sadece. İçinde kurumların faaliyetleri, görev konuları, iştigal alanları yazılıyor, neden denetim yapmaları gerektiği yazılıyor. Şu söylediğim gibi, 482 tane kamu idaresi denetim raporunun, en azından görüşülenlerin özeti bile bize verilmiyor, Rapor Değerlendirme Kurulunda kuşa çevrilerek geliyor. Dolayısıyla, Meclis adına denetim yapan, Meclisin bütçe hakkını araç olarak bize getirip denetim sonrası ne olup bittiğini görmemiz gereken Sayıştaydan biz gerekli raporları alamıyoruz. Onlar olmadan bu kesin hesabın görüşülmesi, bütçe kanununun görüşülmesi doğru değildir.
Diğer hususları zaten söylemekten dilimizde tüy bitti. Sayın Bakan yoktu, dün yine konuştuk, yeniden. Adı "Gelir Vergisi Kanunu" diyor, 3-5 tane bir şey çıktı yine içerisinde, o da yapacağımız desteklerle ilgili. Gerçek anlamda Gelir Vergisi Kanunu kadük oldu, gitti, yeniden gelecek, inşallah. Bu çerçevede daha önce, geçici bütçe geldiğinde size hatırlatmış olduğumuz, 2015 Aralık ayı itibarıyla Hükûmetin daha önceki eylem planında olan muafiyet, indirim, istisna, ne varsa lütfen arkadaşlar bunun bir çetelesini çıkarsın da o Gelir Vergisi Kanunu'nu görüşürken hiç olmazsa bundan sonra bir orada bir burada yama yapmayalım. Çünkü sürekli yamalardan, sağdan soldan aktarmaktan aradığımızda bulamıyoruz birçok şeyi.
Onun için, burada biraz daha bu hususlarda Hükûmetten ciddiyet bekliyoruz. Dün arkadaşlara burada söylediğim gibi Genel Kurulda da söyledim ama o saatte bütün televizyonlar uykuya geçtiği için, arkadaşlar da nasıl olsa normal olarak dinlediği için böyle bir şey geliyor. Sayın Bakanım, Bakanlar Kuruluna geliyor bir kanun tasarısı, daha buraya gelmeden 30 küsur maddenin 20 tanesinden fazla Hükûmet tekrar önerge veriyor. Biz ona artık "Hükûmet teklifi" diyoruz. Hükûmet önergesi diye arkadaşlar imzalıyor ama... Bir arkadaşımızı dün meşhur ettik yeteri kadar çünkü hepsine o imza attı. Yani burada aceleyle getirdiğiniz zaman bu önerileri, maalesef, eksik kalıyor. Şimdi reklam olur diye söylemiyorum, bütün televizyonlar var. Bütün bakanlıkların üstünde bir arkadaşımız bütün alanlarda bütün önergeleri hazırlayabiliyor. Ben onda değilim. Peki, bu bakanlıklar bu tasarı görüşülürken eksiklerini gediklerini konuşmuyorlar mı Sayın Bakanım? Bir ay içerisinde 4 tane torba kanun olur mu? O zaman, bu, bütçeyle ilgili de geçerli, torba kanun dediğiniz şeyle de ilgili geçerli, torba diye bir şey yok. Ben çok uzatmak istemiyorum ama 10 maddelik bir bölüm olmaz, 12 maddelik bir bölüm olmaz. Sayısı ayrı, her biri ayrı konu olan şeylerde temel kanun olur mu? Temel kanun net yazılmış. Ha, aciliyetten bir sefer yapmışız, bu sefer galatımeşhur olmuş, suimisal misal oluyor. Onun için, bunları gözden geçirelim.
Bu bütçeyle ilgili, şimdi bunu getirdiniz, Sayın Başkan oylatacak, "Görüşelim." diyecek. Aynı şekilde, bakanlıkların bütçeleriyle ilgili -şimdi, yarın başlayacağız- o bütçelerin de bize erkenden gelmesi lazım. Buradaki arkadaşlarımızın bunu özetlemesi, bize aktarması lazım ki biz de onlara bakabilelim. Arka arkaya günde 2 tane, 3 tane bakanlığın bütçelerini görüşeceğiz. Değerli arkadaşlar, Sayın Başkan; yani diğerleri inşallah bu genel bütçe kanun tasarısına benzemez. Bunları getirip koydunuz, bakanlıklarınki bari en azından erken gelsin ki... Ne oluyor? Biz tam diğer bütçeyi görüşürken arkadaşlarımız bir taraftan böyle külliyat hâlinde yan tarafımıza yığıyor. Bakın, şimdi, şu anda en az bu. Bu kadar kurum. Bir görüştüklerimiz var, kesin hesabı var, normal bütçe tasarısı var; bir de görüştüklerimizin yarısı da ne geliyor? Ertesi gününkini de getirip buraya koyuyorlar. Şimdi yerimize göndermeye başladılar. Biz yerimize zaten o bütçe gitmeden giremiyoruz. Yani aynı gün başka bütçeyi görüştüğümüz için maalesef o bütçe tasarılarına ve kesin hesaba bakmadan burada gelip konuşmak zorunda kalıyoruz.
Onun için, bunlarda biraz da hassasiyet gösterilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bundan sonra inşallah dikkate alırsınız. Şimdiye kadar "Aciliyetten, bilmem ne..." dediniz ama maalesef bu iş bilmezlik devam ediyor. Çünkü maalesef... "Maalesef" diyoruz, aşağıda şu anda Sayın Usta'nın birinci bölümde konuşması var, ben dün genelini konuştum. Aşağıya inecek, yukarı çıkacak. Burada bütçenin geneli konuşuluyor, sizi dinlememiz lazım ki ne diyorsunuz, burada raporda olmayan bir şeyler söylüyor musunuz, bize ne aktarıyorsunuz. Takdir edersiniz ki bunu dinlememiz lazım. Şimdi, Sayın Başkan bir taraftan diyor ki... Hem bunu bugün yapıyor, yarın yine başka kanun gelirse buraya -ki yüzde 99'u artık Bütçeye geliyor- aşağıya tekrar ineceğiz, o bütçe görüşmelerine katılamayacağız.
Onun için, Sayın Başkan, bu kısmını yeniden -Sayın Bilgiç, size söylüyorum Sayın Başkan olarak- yani yeni bir kanun lütfen...
BAŞKAN - Ben dinliyorum. Başka başkan yok burada şu anda.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Hiç ilgilenmiyor gibi gördüm de.
BAŞKAN - Yok, yok, olur mu? Kulağım sizde.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - "Nasıl olsa o konuşur, biz oylarız." gibi anlaşılıyor.
BAŞKAN - Kulağım sizde.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Yani, bu, lütfen... Bakın, az önce söyledim, orayı duymamış olabilirsiniz, Sayın Usta biraz sonra birinci bölümü konuşacak, tekrar aşağı inecek, tekrar yukarı çıkacak. Yine aynı şekilde... (AK PARTİ sıralarından "Meclis zaten ara verdi." sesi)
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ara verdi de vermeyebilir. Toparlandı, şimdi gidecek. Netice itibarıyla, biz bütçe görüşürken başka bir kanunun olmayacağını niye yazmış oraya kanun koyucu? Yani "Bütçeyi kesemez" diyor. Onun için alıyorsunuz.
BAŞKAN - Sayın Günal, burada ancak Genel Kurul aşaması için tek tavsiyem grup başkan vekillerinin aşağıda Genel Kurulda bu işi görüşmeleri olur.
MEHMET GÜNAL (Antalya) - Sayın Başkanım, bizim kanunların tamamını başka komisyonlarınkini görüştük. Götür kardeşim, başka komisyonda görüştür o kadar acilse. Ne yapalım yani? Biz bütçe görüşüyoruz. Bütün diğer komisyonlarınkini bize göndermeyi Meclis Başkanı biliyor, sürekli kanunun arkasından dolanıyorsunuz. O zaman gitsin, hakiki kanunu kendi komisyonunda görüşsün hiç olmazsa biz meşgulüz diye. Nereyle ilgiliyse o komisyona göndersin, orada görüşsün. Biz tali komisyon olalım, ne olacak? Onun için diyorum, bu şartlarda yapmayalım, bu sefer de adet hâline geliyor, suimisal misal oluyor.
Ben gerisini genelinde konuşmalara saklamak üzere bunların dikkate alınmasını, oylamanın da tekrarlanmasını talep ediyorum.
Sayın Başkan, Teşekkür ederim.