DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Müdür, Değerli Müdür Yardımcıları, Sayıştayın kıymetli temsilcileri, değerli bürokratlar ve milletvekili arkadaşlarım; hepiniz Komisyona hoş geldiniz.

Bu açılış "Komisyona hoş geldiniz." derken kullandığım bir ifade bilmiyorum dikkatinizi çekti mi? "Sayın Genel Müdürüm" diye başlamadım. Neden? Çünkü Atatürk Orman Çiftliği bir genel müdürlük değil, Atatürk Orman Çiftliği bir müdürlük ve aslında sadece bir müdürlük olmasından hareketle bile KİT Komisyonunda denetlediğimiz diğer kurum, kuruluş veya devlete ait şirketlerden ayrılıyor yani sadece bu küçük gibi görünen ama büyük farklılık bile bize Atatürk Orman Çiftliği'nin aslında büyütülmek istenmediğini, bu doğrultuda engellendiğini de gösteriyor. Buna da dayanak olarak size birkaç örnek vermek istiyorum ama önce Atatürk Orman Çiftliği'nin Sayıştay gözlüğüyle nasıl kurulduğunu tek bir paragrafla size aktarayım, Sayıştayın Raporu'nda deniliyor ki: "Atatürk kendi imkânlarıyla edindiği araziler üzerinde 5/5/1925 tarihinde kurduğu ve 1937 yılına kadar bizzat yönettiği Gazi Orman Çiftliği'ni -bugünkü adıyla Atatürk Orman Çiftliği- ve diğer çiftliklerini 11/6/1937 tarihli bağış mektubuyla hazineye bağışlamıştır." Ben Sayın Müdürden bu 11/6/1937 tarihli bağış mektubunu KİT Komisyonuna sunmasını istiyorum yani bu konuşmamın üzerine vereceği yazılı yanıtta KİT Komisyonu üyelerine bu tarihli bağış mektubunu da sunmasını kendisinden istiyorum.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Fotokopisini.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - E, tabii, fotokopisini sunmasını istiyoruz.

Diğer taraftan, Sayıştay bulgusunda "Atatürk Orman Çiftliğinin kurumsal olarak daha etkin, verimli ve hızlı bir şekilde kararlar almak suretiyle piyasa koşullarına uygun faaliyette bulunmasının ve marka bilinirliğinin sadece Ankara'yla sınırlı olmamasının ve bütün Türkiye'ye hitap edecek şekilde üretim politikasının geliştirilmesinin ve kurumun yeniden reorganize edilerek teşkilat yapısının genel müdürlük düzeyinde oluşturulmasının gerekli olduğu değerlendirilmektedir." diyor. Kim diyor? Sayıştay diyor. Kurum buna nasıl yanıt veriyor? Diyor ki kamu idaresi cevabında "Söz konusu denetim raporu incelenmiş olup kurumumuzun ilave görüşü bulunmamaktadır." denmiştir. Yani Kurum itiraz ediyor mu? İtiraz etmiyor. Dolayısıyla, bizim KİT Komisyonu olarak ne yapmamız gerekli? Sayıştay önermiş, kurum "Benim buna itirazım yok." demiş, o zaman bizim Komisyon olarak ne yapmamız gerekli? Bu öneriyi getirmemiz gerekli. Ama şimdi size aktardığım bu bulguyu siz arasanız, tarasınız Atatürk Orman Çiftliği Sayıştay Denetim Raporu'nda bulamayacaksınız. Neden? Çünkü bu bulgu yayınlanan rapordan çıkarılmış. Hangi gerekçeyle? Gerekçe yok. Nerede bu bulgu? Bu bulgu Sayıştayın taslak raporunda var ama Meclise gelene kadar herhâlde Sayıştay ile Meclisin arasında bulgu çıkmış, uçmuş, uçurulmuş; bulgu yok.

Şimdi, diğer taraftan, bu istisna maddesiyle ilgili, Kamu İhale Kanunu'nun 3'üncü maddesi istisna maddesi yani kamunun yapacağı ihalelerdeki çeşitli istisnaları tanımlıyor. Bütün Türkiye Cumhuriyeti'nde kullanılan alfabenin tüm harfleri bitmiş durumda, tanınan istisnaların sayısı bu kadar artmış, alfabe bitmiş yani a'dan z'ye kadar bütün harfler bitmiş, artık "aa" "bb" diye devam ediyor yani Türk alfabesi bitmiş, Çin alfabesine geçilmiş, bütün bu istisnaların arasında Atatürk Orman Çiftliğine bir istisna yeri bulunamamış. Bakın, ben öneriyi getireyim, istisnalar içinde eğer "ç" harfi yoksa "ç" harfinin yerine Atatürk Orman Çiftliğine bir istisna tanımlayalım, tanımlayalım ki Atatürk Orman Çiftliği gelişsin; tabii gelişecek, nasıl gelişecek? Ticaretle gelişecek, ticari faaliyet yapacak yani ne yapacak? Pazarlayacak ürünlerini ama pazarlamak istediği anda, yine, bakıyoruz ki kolu kanadı kırık Atatürk Orman Çiftliğinin.

Sayıştayın bulgusu -bu da uçurulan bulgulardan yani sansürlenenlerden- vatandaş adına, halk adına denetim yapacak, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunu temsil eden KİT Komisyonuna getirilmeyen bulgu diyor ki: "Kurum pazarlama esaslarını belirleyen bir yönergenin bulunmaması." Ya, kurumun daha pazarlamayla ilgili yönergesi yok, nasıl ticaret yapacak, nasıl gelişecek? Sayıştay diyor ki: "Bu kapsamda, 2020 yılı pazarlama faaliyetlerinin 16 adet ulusal market ve yerel market, İzmir ili olmak üzere toplam 1 adet ihaleli bayimiz, 3 adet fabrika satış mağazalarımız, 18 adet ürün satış protokolü bayiliği -yani tali bayilik verilmiş- 68 adet de resmî kurumla imzalanan protokollerle sürdürülmektedir ancak pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesinde kullanılan yöntemlerle ilgili bir yönergenin olmadığı, yapılan sözleşmelerin pazarlama ve satış prosedürlerinin bir standart doğrultusunda yapılmadığı gözlemlenmiştir." Ve öneri olarak da diyor ki: "Atatürk Orman Çiftliğinin ürünlerine etkin talep sağlanabilmesi için..." Tabii, acaba Atatürk Orman Çiftliği, acaba AK PARTİ bu ürünlere etkin bir talep sağlanmasını istiyor mu? Soru bu. Şu ana kadar bu doğrultuda bir istek olmadığını görüyoruz. "Atatürk Orman Çiftliğinin ürünlerine etkin talep sağlanabilmesi için pazarlama faaliyetlerinin kurumsal olarak daha etkili yapılabilmesini ve standart prosedürlere oturtulabilmesini teminen pazarlama yönergesi hazırlanarak yürürlüğe konulması için başlatılan çalışmanın sonuçlandırılması önerilir." diyor. Bu kadar köklü bir kurumda -hele hele son yirmi yılda tek parti iktidarının olduğu bir dönem yaşıyoruz- bir türlü bu yönerge hazırlanamamış yani birileri başka işlerle çok meşgul, bunu hazırlayabilecek bir çözüm üretilememiş. Kamu idaresinin cevabını okuyorum, cevap şu: "Söz konusu denetim raporu incelenmiş olup kurumumuzun ilave görüşü bulunmamaktadır." Yani buna da kabul, bunda da diyor ki "Haklısınız." Buradan çıkan sonuç nedir? Atatürk Orman Çiftliği, biz burada denetliyoruz ama ne bir genel müdürlük yani müdürlükten... Yirmi yılda AK PARTİ döneminde sade bir memuriyette göreve başlayan kişi yönetim kurulu başkanlığına kadar gelmiş hatta atamalardaki usulsüzlükler nedeniyle sade bir memurun yönetim kurulu başkanı olması bile bir imzayla iki günde olan iş ama koskoca Atatürk Orman Çiftliği müdürlüktün genel müdürlük seviyesine terfi edememiş. Dolayısıyla bir yönetim kurulu da yok, o da yok; böyle bir durum. Hızlı ve etkin karar alma kabiliyetini yitirmiş bir müdür, bir müdür yani bir devlet teşkilat yapısının içinde kaç kişinin müdahalesine ve etkisine ne kadar hızlı ve çabuk maruz kalabilir siz artık hayal edin, böyle bir durum. E, pazarlama yönergesi de yok zaten, tüm bunlar olmamış da bir istisna mı sağlanmış, hani kamu kurum ve kuruluşlarına ürünlerini satarken bir avantaj sağlasın, bu da yapılmamış.

OTURUM BAŞKANI NEVZAT ŞATIROĞLU - Toparlayalım lütfen.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Biraz önce Sayın Atila Sertel söyledi, diğer kurumlara, kuruluşlara ürünlerini satmasını bir kenara bırakıyorum, ya şu denetim yapıldığı Türkiye Büyük Millet Meclisinde satılan dondurma markası Atatürk Orman Çiftliği değil yani neredeyse diyeceğim ki Türkiye Büyük Millet Meclisi de özelleştirilecek AK PARTİ döneminde, bir biz kaldık yani biz milletvekilleri kaldık özelleşmeyen. Dolayısıyla burada bir aşırılık görüyorum ben ve değil Atatürk Orman Çiftliğine bir pozitif ayrımcılık yapmak yani negatif ayrımcılık yapıldığını görüyoruz; istisna maddelerinin içinde değil bir kelime, bir hece, bir harf bir noktalama işareti kadar kendine Atatürk Orman Çiftliği yer bulamıyor.

OTURUM BAŞKANI NEVZAT ŞATIROĞLU - Sayın Vekilim, toparlayalım lütfen, rica ediyorum.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ben 2002 yılında Atatürk Orman Çiftliğinin Ankara'daki toplam arazilerinin büyüklüğünü sormak istiyorum ve 2022 yılında Atatürk Orman Çiftliğinin toplam arazilerinin büyüklüğü nedir? Parsel parsel, hem 2002'de hem 2022 hangi parseller Atatürk Orman Çiftliğine aittir? 2002'de Atatürk Orman Çiftliğine ait olup da daha sonra elden çıkan parsel araziler, arsalar, binalar daha sonra ne şekilde el değiştirmiştir, şu anda kimlere aittir, hangi kurumlar devredilmiştir? Bunları sormak istiyorum.

Teşekkür ediyorum.