KOMİSYON KONUŞMASI

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ben sormak istiyorum. Burada, 2016 yılı Sayıştay Raporu'na kadar, Sayıştay raporlarında bulunan ama sonraki Sayıştay raporlarında bulunmayan "Devlet Demiryolları topluluğunun sigorta bilgileri" diye bir tablo var. Bu daha sonraki yıl raporlarında bulunmuyor. Ben sizden 2017, 2018, 2019, 2020, 2021, 2022 yıllarına ait sigorta türlerini, sigorta kıymetini, ayrılan fon veya ödenen prim tutarını, mahsup veya tahsil edilen hasar tutarını, farkı, birikmiş dâhilî sigorta fonunu, dâhilî sigorta ve sigorta şirketlerine ödenen tutarları tablo olarak talep ediyorum.

Tabii, bulgu sayısı az olduğu için bulgunun dışında bir başka konuyu da gündeme getireceğim. Yine, 2021 yılı zararını neden sorduğumu aslında anlatan, açıklayan ve Devlet Demiryollarında uzun zamandır, uzun yıllardır yanlış giden birçok konu olduğunu belgesiyle, belgeleriyle şimdi size göstereceğim.

Bu elimde gördüğünüz, Devlet Demiryolları İşletmesi Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı raporu, kurumun Teftiş Kurulunun hazırladığı bir rapor. Rapor diyor ki: "Devlet Demiryollarının Ankara-İstanbul Demiryolu İkinci Kesim Projesi'nde çok büyük sıkıntılar var." Nedir sıkıntı, hemen açıklayalım. Ankara-İstanbul Demiryolu Hattı rehabilitasyon işi ikinci kesim yapım işleri 2006 yılında ihale ediliyor, sözleşmesi imzalanıyor. Sözleşmeyi kim kazanıyor? 2 Çinli firma, Cengiz İnşaat ve IC İçtaş kazanıyor. Hangi bedelle? 610 milyon dolar, bu bedelle ancak iş taahhüt edilen sürede bitirilemiyor. Bakın, Teftiş Kurulu raporu ne diyor? Şirketlere bin dokuz yüz yirmi iki gün ilave süre veriliyor ve iş yine bitirilemiyor çünkü diyor ki rapor: "Süre uzatımına esas bazı olayların yüklenici kusurundan kaynaklandığı, örneğin tünel imalatlarının yavaş ilerlemesi ve TBM makinesinin T-26 Tüneli'nin içinde kalması. Nedir TBM makinesi? Bir dağı delen büyük bir matkap düşünelim, tünelin yani dağın bir tarafından girecek, diğer tarafından çıkacak; böyle büyük, devasa bir makine. Bu makine tünelin içinde kalmış, sıkışmış. Bu makine özellik itibarıyla da geriye doğru hareket eden bir makine değil, orada sıkıştığı anda hem tünel ilerlemiyor hem de iş gecikiyor. Bu nedenlerle tünel imalatlarına devam edilememesi ve projenin tamamlanamaması yani yüklenici kusuru var ve iş bitirilemiyor, Bakanlar Kurulundan ek ödenek isteniyor. Neden? Çünkü normal şartlarda ilave iş artışı en fazla yüzde 20 olarak verilebilir. Yüzde 20'nin üzerinde bir talep, ilave iş artışı yapılacaksa, ödenek çıkacaksa bunu sadece Bakanlar Kurulu kararıyla yapabilirsiniz ve Bakanlar Kurulu kararıyla da 244 milyon dolar ek ödenek çıkıyor. Ancak bir şartla, Bakanlar Kurulunun yüzde 40 ek ödenek verebilmesi için işin tamamlanabilmesi şartı var. Eğer işin tamamlanamayacağı anlaşılırsa ödeneğin kesilmesi, işin de tasfiye edilmesi gerekiyor. İşi yapabilecek liyakatte başka şirketlerin o işi tamamlaması gerekiyor çünkü devasa bir kamu zararı doğduğu ortaya çıkmış oluyor. Yani işin toplam sözleşme bedeli 610 milyon dolardı, Bakanlar Kurulu ek ödeneği 244 milyon dolar. İşin toplam bedeli ne oldu? 854 milyon dolar. Şimdi, devamına, Teftiş Kurulu raporundan bakıyoruz ve görüyoruz ki şirkete ödenen toplam tutar 847 milyon dolar. Şirket anlamış işi bitiremeyeceğini ama ek ödeneği de işi bitirme şartıyla aldı. Ne yapıyor, biliyor musunuz? Parayı alıyor ama işlerin 200 milyon dolara tekabül eden kısmını kapsamından çıkarıyor yani 847 milyon dolar alıyor ama aslında işin 200 milyon dolarlık imalat kısmını çıkarıyor, bu kısım yeniden ihale ediliyor; böyle bir durum. Devasa bir kamu zararı, devasa bir vurguna böylelikle imza atılıyor. Söylediğim rakamlar TL değil, dolar; hani, "TL'nin değeri düştü, değer kaybetti." yok işte, "Fiyat farkı." Yok, dolar, doğrudan dolar.

Şimdi bakın, ne diyor Sayıştay raporu? Diyor ki: DT-35 delme tünelinin sözleşme keşif tutarı 2 milyon 195 bin dolar, şirkete ödenen toplam tutar 57 milyon dolar; aradaki fark 26 kat.

Yine devam edelim, DT-36 Tüneli... Bakın, Teftiş Kurulu raporu ne diyor? Sözleşme keşif tutarı 10 milyon dolar -ben rakamları yuvarlayarak söylüyorum- şirkete ödenen toplam tutar 88 milyon dolar, aradaki fark 78 milyon dolar. Ne diyor Teftiş Kurulu raporu? T-26 Tüneli sözleşmedeki keşif tutarı 9,9 milyon dolar, şirkete ödenen toplam tutar 30 milyon dolar; aradaki fark yaklaşık 20 milyon dolar. Şimdi bu, büyük bir vurgun. Bu konuyla ilgili olarak suç duyurusunda bulundum; görevi kötüye kullanma, ihaleye fesat karıştırma, ihalenin edimine fesat karıştırmayla ilgili suç duyurusunda bulundum. Aynı zamanda, öyle enteresan ki süreç, ilgili şirket bir TBM makinesini tünelin içinde bırakıyor ve ardından da makine sıkıştığı için bütün iş duruyor ve iş, ilerleyemediği için de bu etapta gördüğünüz bütün işin bitirilebilmesi için bir baypas hattı oluşturuluyor. Bu, baypas hattı için ayrı bir masraf yapılıyor, ayrı bir ihale yapılıyor ve ayrı şirketlere bu yükleniciden kaynaklanan, bu tüneldeki tıkanıklıktan kaynaklanan sıkıntı yeniden cepten para harcanmak suretiyle yaptırılıyor. "Peki, T-26 Tüneli'nin akıbeti ne oluyor?" diye sorarsanız T-26 Tüneli'yle ilgili 21/B'yle yani pazarlık usulüyle yeniden bu iş aynı şirketlere veriliyor, sanki onların bir kusuru, hatası yokmuş gibi, aynı şirketler bu işi alıyor. O nedenle, şimdi size soruyorum. 11 Temmuz 2006 tarihinde ihale edilen iş kapsamında yapılması gereken 6.100 metre uzunluğunda olan T-26 Tüneli'ni sözleşme sonuna kadar yapılan ancak kullanılamayacak durumda olan 1.020 metre tünel imalatları için 30 milyon 605 bin 953 dolar ödenmiş midir? TBM makinesine uyumlu hâle getirilmesi için tünel girişinde 296,90 metrelik kesimde geçici olarak yapılan genişletme ve enjeksiyon imalatlarına idare tarafından hangi tutarda ödeme yapılmıştır?

Bu arada şunu da söyleyelim: Proje firmasının hazırladığı bu T-26 Tüneli İyileştirme Proje Raporu'na göre de bu ilgili şirketlerin; Cengiz, IC İçtaş ve 2 Çinli firmanın yanlış TBM makinesi kullanmasıyla birlikte projeye verdikleri zararın faturası bakın, ne olarak çıkıyor? Diyor ki: "Tünel segmanlarında kırılmalar ve çatlamalar, tünel tabanında çökmeler, tünel içine su sızması." Yani ilk kez tavanı, üstü açık tünel yapmayı da böylece başarmış oldunuz. Bakın, burada da uydudan çekilmiş fotoğrafları var, burada da görülüyor. Bakın, bunun altından tünel gidecek ama üstü çökmüş vaziyette, böyle bir durum. Dolayısıyla da burada bir iyileştirme için ekstra bir masraf yapmanız gerekiyor ancak bu masrafları yaptığınız zaman da ortaya öyle vahim bir durum çıkıyor ki TBM cihazı dümdüz ilerleyerek kazı işlemini yapmayıp burnu aşağı, ucu aşağı düştüğü için, dolayısıyla da sizin normal şartlarda 12,5 metre çapında açmanız gereken tünel genişliği 12,5 değil, 11,5 metre oluyor ve bu da ileride yine büyük sorunlar doğurmaya aday bir problem.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Toparlayınız Sayın Yavuzyılmaz.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yüksek hızlı tren hattı diye başlayan bu hat, daha sonra hızlı tren hattına, hatta şu anda da yavaş tren hattına dönüşmüş durumda. Çünkü baypas hatlarıyla birlikte değerlendirildiğinde buradaki hızın 50 kilometrelere, 60 kilometre/saate kadar düşmesi söz konusu. Yani bu çağda, gerçekten bu kadar para harcayarak yavaş tren yapmayı da başarmış oldunuz.

Benim birkaç sorum daha var konuyla ilgili, isterseniz söyleyeyim, isterseniz bir dahaki bulguda...

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Evet, süreniz doldu zaten.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bu konuya bir dahaki bulguda devam edeceğim.

Teşekkür ediyorum.