KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli arkadaşlar, ek bütçeyi konuşuyoruz; hayırlı uğurlu olsun.

Ben İsmail Güneş'i çok seviyorum, konuşmaya ona cevapla başlayacağım.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Biz de seni seviyoruz ama aynı fikirde değiliz.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Şimdi "Gâvur memleketlerinde 2 olan enflasyon 8 oldu, 4 kat arttı." dedi. E, bizde ne oldu? Yani biraz insaflı olun, falan ya, İsmail Kardeş, iyi ki varsın ya. Yani gerçekten, ilkokul 2'nci sınıf düzeyinde insanlar muamelesi yapıyorsun bu millete ya, bu milletle gerçekten alay ediyorsun kardeşim ya! Ne oldu şimdi? Enflasyon 8 olunca Amerika'da 1 dolar olan ekmek ne oluyor arkadaşlar, ne oluyor?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Gıda enflasyonu kaç? Yüzde 30.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - 1 dolar 8 sent oluyor. Peki, size soruyorum: Türkiye'de 3 lira olan ekmek yüzde 73,5 enflasyonda kaç lira oluyor İsmail Kardeş yahu? Bu hesap için yani üniversite matematik bölümünü bitirmeye gerek yok, bu millet de aptal değil; gözünüzü seveyim, yapmayın; yapmayın, ayıptır!

Başka bir şey daha söyleyeyim: "İşte bize 'Faizi artırın.' diyorlar, her şey düzelecek." Yahu, sizden daha çok faizi artıran bir iktidar gelmedi bu memlekete kardeşim. Sen ne diyorsun ya? Faiz kaç lira biliyor musun? KKM'de...

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Önceden bütçenin yüzde kaçı...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ya, geç.

KKM'de faiz kaç lira biliyor musunuz, faiz yüzde kaç biliyor musunuz arkadaşlar? Yüzde 100'e yaklaşıyor ya, ne diyorsunuz ya? siz üstelik de bu faizi banka vermiyor, banka; bu faizi vergilerimizle ödüyoruz ya! Siz ne diyorsunuz kardeşim ya? Bu milleti aptal yerine mi koyuyorsunuz siz ya? Yapmayın, etmeyin, gözünüzü seveyim!

Evet, doğru, Sayın Bakanın sunumunda bir şey var: "Dünya ve ülkemizde yaşanan ekonomik ve jeopolitik gelişmeler sonucunda..." Evet, ekonomik ve jeopolitik gelişmeler gerçekten ekonomimizi olumsuz etkiledi, pandemi olumsuz etkiledi, doğru, savaş olumsuz etkiledi -savaş daha dün oldu- ama bunlardan mı ibaret ya? Ya, arkadaşlar insaf edin! Yani bu kötü verileri, bulguları görmezden gelip iyi bulguları anlatmak, ama hastanın kan şekeri 500 olmuş, komaya girecek, onu görmüyorsunuz.

Peki, kötü politikalarınızı, icat etmiş olduğunuz, "Erdoğanizm" dediğimiz "Faiz sebep, enflasyon sonuç." tezlerinizi, hesabı sorulmayan yolsuzlukları, KÖİ'lere yağdırdığınız şehir hastaneleri, yollara verdiğiniz garantiler, yolsuzluklar, bunların hiçbiri konuşulmayacak mı arkadaşlar? Ne yapıyorsunuz? Efendim, "Petrole gelen zammın yansımaması için." Ya, petrol ne kadar arttı, bir bakın bu süreçte, bu jeopolitik şartlar sebebiyle kardeşim? Yüzde 100 bile artmadı. Peki, benzin fiyatları kaç lira oldu, elektrik fiyatları kaç lira oldu, Allah'tan korkun ya! Siz kuldan utanmıyorsunuz, Allah'tan korkun ya! Ne diyorsunuz ya siz? Ne sanıyorsunuz bu milleti?

Değerli arkadaşlar, bu bütçe görüşülürken kasım ayında, bu Komisyonda bunu konuşurken herkes size defalarca söyledi ya: "Bu bütçe artık bu rakamlarla görüşülemez, olmaz yani. Dolarda meydana gelen değişiklikler, artma çok fazla, geri çekin, rakamları güncelleyin." Siz kimseyi dinlemiyorsunuz ki çünkü en akıllı sizsiniz, her şeyi siz biliyorsunuz. Milleti de gerçekten ilkokul 2'nci sınıf düzeyinde... Onlar da neler biliyor şimdi neler, beni geçiyor torunum yani.

Değerli arkadaşlarım, yapmayın. Yapmayın yani. Ha, bu bütçeden kime dağıtacakmışsınız? Bu bütçeden şeye dağıtacaklarmış, efendim, işte, fakire fukaraya vereceklermiş, emekliye vereceklermiş. Ya, yapmayın, bu rakamları artık biliyoruz İsmail kardeş, bu rakamları okuyoruz, neye ne ayırdığınız hepsi ortada. Yani 165 milyarı iç borç faizine, 49 milyarı dış borç faizine, 7 milyarı otoyol garantilerine, 4 milyarı şehir hastanelerine, işte çetelere...

Peki, "Tarım desteklerine vereceğiz." dediniz ya, Allah'tan korkun ya. Yani bilmiyor muyuz biz bu işleri? Ya, tarım destekleri sizin zamanınızda çıkan bir kanunla "Gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 1'i tarıma destek olarak verilecek." diye yazdınız. Bugüne kadar hiçbir zaman yüzde 1'e çıkmadınız, öyle bir şey yok ki.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Yüzde 1'in üzerinde veriyoruz.

CAVİT ARI (Antalya) - Nerede verdiniz ya?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Siz tarımdan, çiftçiden, sürekli şekilde çalarak, KKM'yle zenginlere dağıtıyorsunuz arkadaşlar ya, siz böyle bir heyetsiniz ya. Ya, kimi şey yapıyorsunuz...

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Hesap bilmiyorsunuz.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - He, hesap bilmiyor... Siz de matematik bilmiyorsunuz, neyse.

Sağlıkçılara 12 milyar lira vermemek için ne taklalar attınız geçen, sağlıkçılara yönelik çıkarılan yasayla ilgili.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Takla sizin işiniz.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Yapmayın değerli arkadaşlar, öyle değil.

Bir büyüme tutturdunuz gidiyor, büyüme. Ya, bu büyüme ne pahasına bir büyüme arkadaşlar? Gerçekten bu büyüme nedir? Bir bakın, hangi kalemler en çok büyüdü?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - İhracat artıyor, ihracat.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Bakana teşekkür ediyorum. Bu Bakan var ya Nebati Bakan, ben bu Bakanı çok seviyorum, sürekli şekilde izliyorum, hiçbir açıklamasını kaçırmıyorum. Aranızda en dürüst arkadaşımızdır, çıktı: "Dar gelirlilerin dışında herkes kazandı." dedi, doğru dedi. En çok kim kazandı Sayın Bakan? Bankacılar kazandı. Bankacılar kim? Faizciler, faizciler. Faize karşınız ya "nas" diye, yok, hikâye, öyle bir şey yok. Faizciler ne kadar kazandılar biliyor musunuz, bankacılar? Geçen sene yüzde 385 kâr ettiler, bakın şu işe. Doğru, doğru... Başka kimler kazandı? KKM'ciler. Ne demek ya? Türkiye'de parası olan 1 milyon insan var mıdır, 1 milyon insan? Bunlar götürdüler, riski, her şeyi göze alarak parayı yatırdılar oraya, siz dediniz ki: "Döviz ne kadar artarsa o kadar vereceğiz." Böyle bir şey var mı dünyanın hiçbir yerinde? Yetmedi, başka ne dediniz? "Vergi de almayacağız sizden." Ya, arkadaşlar, yapmayın ya, etmeyin eylemeyin.

Şimdi de GES çıkarıyorsun Sayın Bakan. Bu GES ne, biliyor musun Sayın Bakanım ya? Bunu önce Galata bankerlerine verdi bu memleket ve neler çekti, Anadolu bile elimizden gidiyordu ya, İstiklal Savaşı verdik, neler oldu neler bu memlekette değerli arkadaşlarım. Galata bankerlerine... Üstelik de saraylar maraylar yaptırmak için Galata bankerlerinden borç alındı, dediler ki: "Neyle ödeyeceksiniz?" Dediniz ki: "Kardeşim, şu tütünden gelen vergilerle ödeyeceğiz." Hadi bakalım, yap senetleri, tütünden gelen vergilere borç aldınız. Aynı şey şimdi, şimdi aynı şey. Devlet Hava Meydanlarında toplanan paralara karşılık borç alıyor Sayın Bakan. Yapmayın, o zamanın Maliye Bakanlarının ismini bilen var mı? Ben bu Nebati Bakanı çok seviyorum yani gerçekten dürüst işleri yaptığından dolayı çok seviyorum.

Değerli arkadaşlar, bu ek kanun teklifi iyi oldu, ben arıyordum yani hangi kalemlere ne verdiniz, nereye ne yatırdınız. Şimdi vaktim o kadar uzun değil; burada çok açık, nerelere hangi paraları veriyorsunuz, ne kadar para veriyorsunuz. Yani daha evvel böyle örtülen, böyle gizli kapaklı işlerin hepsi burada açıkça ortaya çıkmış, bunun için de ayrıca bu şeyi hazırlayanlara teşekkür ediyorum.

Değerli arkadaşlarım, "Büyüdük." diyorsunuz, değil mi? Yani biz büyüyoruz. Ya, bu nasıl bir büyüme? Bununla ilgili gerçekten bir çalışma yapıldı mı? Bu büyümede kimler büyüyor, işçi ne kadar büyüyor, kaç saat çalışıyor? Bu konularla ilgili gerçekten bir çalışma yapan, bu konularla ilgili araştırma yapan var mı değerli arkadaşlarım? Bu toplanan paralardan, büyümelerden nasıl dağıtılıyor bunlar, bu şekilde bir araştırma yapan var mı değerli arkadaşlarım?

Peki, ülkemizin büyümenin dışındaki göstergelerde; hukukla ilgili, demokrasiyle ilgili, refahla ilgili göstergelerde yerlerde süründüğü ortada değil mi arkadaşlar ya? Siz bütün bilgilerin üstünü örterek... Milliyetçi Hareket Partisini de söylüyorum, İsmail kardeşim, size de söylüyorum: Ya, size düşmez ya bunların şeylerini saklamak. Bunların yirmi senede yapmadıkları iş kalmadı, niye günahlarını paylaşıyorsunuz bunların? Yapmayın, etmeyin değerli arkadaşlarım. Sürem...

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Kışkırtıcılığa da soyunuyorlar.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Efendim?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Kışkırtıcılığa da soyundun artık.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Evet, "kışkırtıcılık" mı dersin... Hatırlatma yapıyorum arkadaşlarıma, sevdiğim için hatırlatma yapıyorum.

Değerli arkadaşlarım, bakın, hayalci olmayın, uçmayın. CDS diye bir şey var, biraz evvel Lale Hanım şey yaptı... CDS bir ülkenin kredibilitesini, kredi durumunu gösteriyor. CDS 900'ü buldu, 800'lerde şimdi. Ne demek arkadaşlar, ne demek? Şu demek yani: Uluslararası piyasada borç almaya kalktığımız zaman normalde yüzde 2'lerde falan şey yaparken biz yüzde 10'la alamıyoruz, bunun anlamı budur. Nedir bunun sebebi arkadaşlar? Siz eleştirdiniz... Kapitalizmle bir probleminiz var mı arkadaşlar? Kapitalizmin bu spekülatif yapısıyla ilgili hiç hesaplaştınız mı yani? Hayır, onun bütün verilerinden istifade ediyorsunuz, hiçbir şekilde hesaplaşmadınız. "Nas" diye şey yapıyorsunuz halka karşı ama en büyük faizleri vermeye devam ediyorsunuz.

Türkiye'nin borçlarından haberiniz var mı değerli arkadaşlarım? Bu borçları kimler, nasıl ödeyecek? Bu bütçe, bu borçları ödemeye yetecek mi değerli arkadaşlarım?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - 24 milyar borç ödedik.

CAVİT ARI (Antalya) - Ne kadar borç yaptınız?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Dış borçlar, toplam 441,5 milyar dolar borcumuz var. 181 milyar doları bir sene içinde ödemek mecburiyetindeyiz. Yetmiyor, cari açık giderek büyüyor sizin uyguladığınız ekonomi politikalarından dolayı ve bu cari açıkla beraber eklediğiniz zaman 50 milyar dolar 230... Başka, yaptırımları...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz dolmuştur, son cümlelerinizi alayım.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Mesela KÖİ'lerle ilgili sorumluluklar var.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Mehmet Bey...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bitiriyorum.

Bunları eklediğiniz zaman bir sene içinde 230 ila 250 milyar dolar civarında para ödeyeceksiniz. Hangi faizleri alacaksınız, ne alacaksınız? Size bir şey söyleyeyim: Yapın bu memlekete bir iyilik, yeter yani yirmi sene. Değişsin, değişsin, demokrasi böyle... Seçime götürün ülkeyi, Sayın Cumhurbaşkanını ikna edin.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Vatandaş istemiyor sizi.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ya, siz gittiğiniz andan itibaren...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Hani diyor ya "psikoloji", ekonominin önemli bir kısmı psikoloji ya, bu memleket bir derin nefes alacak, bu hayalcilerden...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkürler Mehmet Bey, sağ olun.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ha, bu İsmail Güneş'in hesaplarından bu ülke kurtulacak, rahatlayacağız. CDS düşecek ve bu borçları ödeyebilecek noktaya geleceğiz değerli arkadaşlar. Yoksa "ek bütçe çıkardık, bilmem ne yaptık"la filan bu işler bir yere gitmez.

Teşekkür ediyorum; sağ olun, var olun.