KOMİSYON KONUŞMASI

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar, Sayın Bakan, Bakan Yardımcısı, değerli arkadaşlarımız, değerli bürokratlar; ben de hepinizi öncelikle saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Şimdi, değerli arkadaşlar, öncelikle şunu söylemem gerekir: Muhalefetin görevi, iktidarın yanlışlarını ortaya koymaktır ve de muhalefet olarak kendi doğrularını, fikirlerini ifade etmektir. Şimdi, muhalefetin iktidarı eleştirmesini bazı arkadaşlarımız, muhalefetteki arkadaşlarımız, ne acıdır ki "devlet düşmanlığı" olarak ifade etmiştir biraz önce. Öncelikle şunu söyleyeyim: Eğer bir devlet düşmanlığından bahsetmek gerekirse devlet düşmanlığı devlete zarar vermeyle olur. Biz muhalefet olarak iktidarın devlete zarar vermesinin önüne geçebilmek için önerilerimizi ve eleştirilerimizi yapıyoruz, sizin devlete zarar vermenizi önlemeye çalışıyoruz. O nedenle, biraz önceki ifadeyi aynen kendisine iade ediyorum. Bizim görevimiz, devlet düşmanlığı değil, devlete düşmanlık yapanları önlemeye çalışmaktır.

Şimdi, bakın, bir bütçe teklifiyle karşı karşıyayız: Ek bütçe. Ek bütçe neden doğmuştur, neden böyle bir ihtiyaç ortaya çıkmıştır? Biraz önce de ifade edildi; ek bütçeye gelişen ekonomik şartlar nedeniyle ihtiyaç duyulduğu ve bu ihtiyaca binaen ilave bir bütçe yapma ihtiyacı ortaya çıktığı ifade edildi. Değerli arkadaşlar, şunu ifade etmek gerekirse 2022 yılı bütçesi yapılırken 2021 yılı Kasım ayında, burada bu bütçe teklifleri görüşülürken biz zaten bunu söylemiştik, demiştik ki: Ülkenin bu kötü ekonomik koşulları nedeniyle siz daha bütçeyi yapmadan yaptığınız bütçe yüzde 50 eridi. Gelin, yol yakınken burada bütçeyi revize edelim, yeni bir bütçe şekillendirelim. Yaptığınız bütçenin yarına hayrı da yok, faydası da yok demiştik ve bizim söylediğimiz, maalesef ki daha 6'ncı ay bile dolmadan ortaya çıktı. Yani biz doğruları söylüyoruz arkadaşlar ama siz maalesef ki bizim doğrularımızı anlamak istemeyen, kendi yanlışında ısrar eden bir anlayıştasınız.

Şimdi, bu Komisyonda ve Meclis Genel Kurulunda hep dinliyoruz şu safsatayı: Efendim, ülkede bu kadar kötü gidişatı her defasında söylerken her yanlışın mutlaka bir sebebi var. Size göre o sebep, "dış güçler". Bu "dış güçler" hikâyesi artık yetti arkadaşlar yani bunun inandırıcılığı falan kalmadı. Eğer dış güçler sizin yanlış yapmanızı sağlıyorsa burada da yine sizde sorun var demektir. Yapmayın kardeşim yani dış güçler size bu yanlışı yaptırıyorsa yapmayın. Bunun sorumlusu sizsiniz.

Şimdi, bu ek bütçe teklifinde de gerekçe olarak saymışsınız; yok, "Efendim, yurt dışındaki gelişmeler, dünyadaki gelişmeler..." Şimdi, bu süreçte iktidar olarak var ise bir tane bile doğruyu siz yapıyorsunuz ama tüm yanlışları dış güçler yaptırıyor.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Tedbir alın.

CAVİT ARI (Antalya) - Artık bu hikâyeleri bir kenara bırakmak ve gerçekleri görmek zorundasınız.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın, buradaki tüm arkadaşlara sesleniyorum: Ülkenin bugüne kadarki geliş sürecinde yaşanan tüm olumsuzlukların müsebbibi yirmi yıllık iktidardır. İktidarın bir yıllık, iki yıllık bir süreci olmuş olur da "Efendim, geçmişten gelen sorunlar, sıkıntılar, sebepler nedeniyle bugünkü süreçler yaşanıyor, o nedenle iktidarın burada sorumluluğu az." denebilir. Değerli arkadaşlar, yirmi yıllık bir iktidarsınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun.

CAVİT ARI (Antalya) - Yirmi yıldan bugüne gelen süreçte eğer bugün yaşanan olumsuzluklar çok fazlaysa bunun baş sorumlusu iktidar olarak, yirmi yıllık iktidar olarak sizlersiniz.

Şimdi, burada her şey güllük gülistanlıkmış gibi anlatmaya çalıştınız, biz de gülerek dinledik. Değerli arkadaşlar, siz bunları bize anlatmayın, sokağa anlatın "Sokaktaki insanların hâli, derdi nedir?" Bir çıkın kafanızı şöyle kaldırın da bir bakın. Yani sokaktaki insan şu an ekonomik sıkıntı çekerken, insanlar evinde geçim sıkıntısı yaşarken, elektrik borcunu ödeyemeyen milyonlarca insanın elektriği kesilirken, doğal gaz borcunu ödeyemeyen binlerce insanın doğal gazı kesilirken, evine yiyecek almakta sıkıntı yaşayan milyonlar varken siz burada her şey güllük gülistanlıkmış gibi anlatamazsınız, anlatsanız da ancak kendiniz inanırsınız. Çünkü sokaktaki milyonlar bu geçim sıkıntısını yaşayan insanlar.

Bakın, süreç itibarıyla yaz sürecindeyiz, çiftçimiz ne âlemde? Perişan. Ekim dikim zamanında gübre fiyatlarının yüksekliği nedeniyle tarlasına, bağına bahçesine gübre atmamış binlerce çiftçi olduğunu herhâlde sizler de biliyorsunuzdur.

Efendim, ihracat rakamını söyledi Sayın Bakan ve diğer konuşmacı iktidar mensubu milletvekili arkadaşlar da ihracat rakamlarından bahsetti. Peki, ben size soruyorum Sayın Bakan: Son yıllardaki ithalat rakamlarındaki artış oranları nedir? Onu da burada açık yüreklilikle keşke bu sunum kitapçığınıza koyabilmiş olsaydınız.

Şimdi, eğer bir ek bütçe ihtiyacı ortaya çıkmışsa, bakın, ek bütçe ihtiyacının müsebbibi iktidardır. 2004 yılında yani sizlerin ilk iktidara geldiğiniz dönemde bir ek bütçe yapılmış, aradan geçen on sekiz sene sonrasında -ekonomiyi çizgi olarak kötüye götürdüğünüzü biz her defasında söyledik, söylemeye de devam ettik "Önlem alın, bu ülkeye yazık ediyorsunuz." diye- en son gelinen noktada işte, bir ek bütçeyle karşı karşıya kalmış durumdayız.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın, bu ek bütçede ihtiyaç sahibi kesimlere tabii ki belirli destekler yapılacaktır ancak bu ülkenin geleceğini tehdit eden en önemli 2 etken var. Bunlardan bir tanesi, her defasında söylüyoruz, kamu-özel iş birliği projeleri. Bu iktidar döneminde 2 trilyon 400 milyar dolar vergi toplandı, bu iktidar döneminde; cumhuriyetin ilanından 2002 tarihine kadar toplanan para ise ortalama 750 milyar dolardı yani 3 katı para harcadı bu iktidar. Peki, bununla ne yaptı? Hiç bir şey yapmadı arkadaşlar, kimse kusura bakmasın. Yapılan tüm esaslı yatırımların, bakın esaslı yatırımlar yönüyle söylüyorum, hemen hemen hepsi kamu-özel iş birliği projeleriyle; üçüncü boğaz köprüsünden, İstanbul'daki üçüncü havaalanından tutun otobanlara, şehir hastanelerinin önemli bir kısmına kadar- peki, bunlar neyle ödeniyor işte bu kamu-özel iş birliği projeleri kapsamında ayrılan ödeneklerle ödeniyor, garantiler kapsamında ödeniyor. İşte, bu ilave ek bütçeyle de bu kamu-özel iş birliği projelerine ödemeler artırılmış vaziyette yani sizin yaptığınız bu ek bütçenin çoğunluk kısmı da yine kamu-özel iş birliği projelerine gitmekte.

Yine, Sayın Bakan ilk Bakan olduğu dönemlerde de bu kur korumalı mevduat sistemine geçildiğinde şahsına sormuştum bir özel toplantıda "Sayın Bakanım, bu kur korumalı mevduat sisteminin maliyeti ne olacak?" demiştik ve Sayın Bakan demişti ki: "Çok değil, 20-30 milyar gibi falan öngörüyoruz." Sayın Bakanım, bakın, daha 6'ncı ayındayız bu kur korumalı mevduat siteminin, bugüne kadarki yaklaşık maliyetinin 40 milyarlara yaklaştığını görüyoruz veya gerçek maliyet neyse siz açıklayın. Bu ek bütçede de 40 milyarlık bir kalem var yani daha altı aylık maliyet bu rakamlara çıkmış durumda.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Süreniz olmuştur.

Bir cümleyle bitirirseniz...

CAVİT ARI (Antalya) - Eğer, bu dolar aynı şekilde artamaya devam edecekse sizin hesabınızın çok çok üstünde bir maliyet olacaktır çünkü sizin hesabınızda haziran ayı itibarıyla doların karşılığı 15,3 TL'ydi, bugün ise dolar 17,5 TL'ye çıkmış durumdadır.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum Sayın Arı.

CAVİT ARI (Antalya) - Bundan sonra kur korumalı mevduatın maliyeti de katlanarak artacaktır. Sayın Bakan, bu konuda önleyici tedbir alınmalı, gerekirse bu sistemden vazgeçilmelidir diyorum.

Teşekkür ediyorum.