| Komisyon Adı | : | SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4528) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 29 .06.2022 |
TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli Komisyon üyeleri, kıymetli milletvekilleri, sayın bürokratlar, çok değerli sivil toplum temsilcileri; hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
E-ticaret kanunu teklifini geneli olarak olumlu buluyor ve bazı eleştirilerimizi de yapmak istiyoruz.
Değerli arkadaşlar, 2021 yılında 381,5 milyar Türk lirası hacme sahip olan ve 2022 yılında 560 milyar TL'yi geçmesi öngörülen 500 bine yakın firmanın faaliyet gösterdiği lojistikten taşımacılığa, ürün tedarikinden paketlemeye geniş bir yelpazede 100 binlerce kişinin istihdam edildiği, evine ekmek götürdüğü e-ticaret sektörü için hayati bir yasa değişikliğini görüşüyoruz. Bize bu sabah saat 10.25'te imzalı olarak tebliğ edilen Komisyon davet yazısına bakıyorum sektörden kimler davetli diye; TOBB, MÜSİAD, TÜSİAD ve TESK; TESK'e davet yazısı gitmiş. Temsilcilerine sormak isterim: Bize onu yirmi beş geçe gelen davet yazısı onlara bugün ne zaman gitti? Teklifi incelemek ve üyelerinden görüş almak için bu süre yeterli miydi?
Değerli arkadaşlar, hepimiz biliyoruz ki dünyanın en zeki insanını getirsek bu teklifin tüm taraflarının görüşlerini toplaması, derlemesi ve bir görüş oluşturması için bu süre yetmez. Nitekim bu kanun koyucular ve bu yüce Meclis de öngörmüş ki İç Tüzük'ün 36'ncı maddesinde açık hüküm var: "Komisyonlara havale edilen işlerin görüşülmesine, havale tarihinden itibaren kırksekiz saat sonra başlanabilir." diyor. Daha önce de benzer sorunlarla karşılaştık, kırk sekiz saat kuralını göz ardı ederek burada kaptıkaçtı yasalar yapmak gelenek hâline geldi. Bu yasa teklifi dün gece saat ondan sonra Meclis sistemine yüklendi. Hiç uyumasak, yemek yemesek, tuvalete dahi gitmesek teklifi incelemek için on dört saat süremiz var. En son rekorumuzu on dokuz saat içinde ekim ayında görüştüğümüz TİM Yasası'yla kırmıştık. Sonra, aynı kanunda değişiklik teklifini nisan ayında tekrar bu Komisyonda görüştük. Geçtiğimiz haftalarda Komisyonda Endüstri Bölgeleri Kanunu'nun değişikliğini görüştük, Genel Kurula gelmedi, bekliyor. Bu nasıl bir programsızlık, plansızlık, anlayamıyoruz. Şimdi yeni bir rekora imza atıyoruz ama kırdığınız bu rekor yasamanın niteliğini düşürüyor, siz bunu görmüyorsunuz. E-ticaret teklifi de bu Komisyondan bugün geçecek ama belki birkaç ay sonra -Bakan da burada- uygulamada yaşanan aksaklıklar nedeniyle yeniden görüşeceğiz. Üzerine basa basa söylüyorum: Aksaklıkları görüp tekrar bu kanun teklifini görüşeceğiz.
Değerli arkadaşlar, gerçekten sizleri anlamak istiyorum. Teklifleri layıkıyla incelemeden, tartışmadan, bürokrasiden gelen ağır baskı altında, apar topar geçirmek içinize siniyor mu? Günün sonunda başınızı yastığa "Görevimi layıkıyla yaptım, beni seçen milletin hakkını hukukunu korudum." diyerek koyabiliyor musunuz, merak ediyorum. Yoksa "Yukarıdan gelen talimat neyse ona göre hareket ettim, gözlerimi kapattım, vazifemi yaptım." mı diyorsunuz? Bu yüce Meclisin görevi bu mu, yasamanın işlevi bu mu? Şimdi sizlere soruyorum: Yürürlük tarihi en erken 1 Ocak 2023 olan bu düzenlemeyi apar topar Meclise getirmekteki amaç nedir? Neden bizlerin de teklifi incelemesi için yeterli zaman verilmiyor? Bu teklif böyle gelince kim olsa "Acaba ne saklamak, ne kaçırmak isteniyor." diye düşünüyor, merak ediyor.
Değerli arkadaşlar, Anayasa'mızda iki önemli hüküm var; madde 167: "Devlet para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır; piyasalarda fiilî veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi önler." Madde 172: "Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirleri alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder." Şimdi, bu iki hüküm arasında da bir denge kurmamız gerek yani bir yandan tüketiciyi korurken bir yandan da firmaların üzerinde Demokles'in kılıcını sallamamak gerekir. Burada öngörülen cezalar için takdir yetkisi o kadar geniş bir yelpazede tanımlanmış ki 10 binden 100 bine, 50 binden 200 bine kadar ceza verme yetkisi var. Bunu neye göre belirleyeceksiniz, neye göre uygulayacaksınız? Üstelik, bu ülkede Rekabet Kurumu diye bir yapı var; bu Kurum haksız rekabet hâllerinde ceza vermeye yetkili ama e-ticaret söz konusu olduğunda yeni cezalar tanımlayıp bu cezaları vermeye de Bakanlığı yetkili kılıyoruz. Eski sistemde olsa deriz ki: "Bakanlıkların da Meclise hesap verme sorumluluğu var." Bu yeni sistemde onu da kaldırdınız, Bakanlar tek adama karşı sorumlu ve onun talimatıyla hareket ediyorlar. Yani bunun örneğini pek çok olayda yaşadık. Yangın oluyor, sel oluyor, ilgili Bakanlar Cumhurbaşkanının talimatıyla olay yerine gidiyor. Daha da ötesi, Bakanlar istifa dahi edemiyor, ancak Cumhurbaşkanından görevden aflarını isteyebiliyorlar. Elleri kolları böylesi bağlı Bakan, sektördeki firmalara ceza kesecek; neye göre, kime göre? Sektörde iki isim öne çıkıyor; biri, dünya markası hâline gelen Getir, diğeri ise Trendyol; Hepsiburada, N11 gibi pek çok platformda da satışlar gerçekleştiriyorlar. Dünyaya baktığımızda, Amazon, Alibaba, AliEkspres gibi platformları görebiliyoruz. Bu firmalardan temsilcileri siz davet etmediniz. Yani ne kadar "tekelleşme" desek de bu firmaların temsilcileri burada olmalıydı, onların da fikirlerini almalıydık, görüşleri alınmalıydı. E-ticaret İşletmecileri Derneği diye bir dernek çatısı altında toplanmış firmaları temsilen bu dernek burada mı, görüşleri alındı mı bu kanun, hazırlanırken? Şimdi, bu düzenlemeyle hedeflenen nedir? Burada, aslında, bir yandan "Tekelleşmeyi önleyeceğiz." derken tekelleşmeye de neden olacak düzenlemeler getiriyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, gerekçede ilginç bir ifade var, aşırı reklamı önlemek amaçlanıyormuş. Aşırı reklamı önlemek nedir? Serbest piyasa ekonomisinde rekabeti, reklamı önleyerek korumak gibi bir icadı da yeni gördük, yeni icat ettiniz.
Burada, bir diğer husus da bir yandan e-ihracatın geliştirilmesi gerektiğini belirtirken diğer yandan e-ticaretin vazgeçilmez bir unsuru olan ödeme süreçlerinin e-ticaret şirketlerinin faaliyetlerinden ayrıştırılmasıdır. Burada, tüketicinin korunması söz konusu değil; öte yandan, pazar yerleri üzerinden faaliyet satıcıları da korunmuyor. Bu düzenlemeyle neyi amaçladığınızı gerçekten anlamak istiyorum.
Burada, faaliyeti olan firmalara taşımacılık yasağı da getiriyorsunuz. Büyük firmalar, mevzuata uygun olarak ve tüketicinin de lehine bir yaklaşımla kendi taşıma ağlarını kurmuş durumda; onlarca kamyon var, onlarca çalışan var; bunlar ne olacak? Çünkü kargo firmalarında gecikmeler yaşanabiliyor ve tüketici de mağdur oluyor. Şimdi, siz tüketicinin aleyhine de sonuçlar doğurabilecek ve binlerce kişiyi işsiz bırakacak bir düzenlemenin altına imza atıyorsunuz.
Yeterli olarak inceleme süremiz olmayan teklife dair genel tespitlerimiz bu yönde. Bu teklifin, bugün, bu Komisyondan her zamanki el kaldır, indir mantığıyla geçmemesi gerektiğinin altını bir kez daha çiziyor ve gelin, yüce Meclisin ve Komisyonumuzun ağırlığına yakışacak şekilde bu teklifi gerektiği gibi enine boyuna ve ilgili tarafların da görüşünü almak suretiyle görüşelim diyorum.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.