| Komisyon Adı | : | (10 / 1428, 2953, 3030, 3049, 3330, 3757, 4665, 4850, 5742, 5743, 5980, 5981, 5982, 5983, 5984, 5985, 5986, 5987, 5988, 5989, 5990, 5991, 5992, 5993, 5994, 5995, 5996, 5997, 5998, 5999) Esas Numaralı Meclis Araştırma Komisyonu |
| Konu | : | 65+ Yaşlı Hakları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Rümeyza Kazancıoğlu'nun, Dernek olarak yaşlılarla ilgili yaptıkları çalışmalar ve önerileri hakkında sunumu |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 29 .06.2022 |
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ederim, sağ olasınız.
Ben de sunumunuza şöyle bir göz gezdirmiştim, baktım. Türkiye'de şöyle bir boşluk hissettim. Siz biraz da hukuksal olarak, Türkiye'de hukuk sistemindeki yaşlılara bakışı ve boşluklardan bahsetmişsiniz. Kayda geçsin diye yani oluşturacağımız raporda değerlendirilmesi gerektiğine inandığım için söylüyorum: Engelli ve Yaşlı Genel Müdürlüğünün yapısının değiştirilmesi, "yaşlı hizmetleri genel müdürlüğü" şeklinde bir yapılandırmaya gitmesi bence önemli. Ayrıca da, işte, 65 yaş üstü ve bunun alt kırılımları da çok önemli yani oradaki, 65 yaş üstündeki herkesi aynı kategoriye koyarsak ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalacağımız da önemli, bunu da kayda geçmesi açısından söylüyorum.
Bir de şöyle bir şey var, önemli: Yani esasında bakıldığı zaman bu yaşlılıkla alakalı Türkiye'de yapılmış bazı çalışmalar var, bazı kaynaklar var. Örneğin, bu kaynaklardan bir tanesi devlet açısından Onuncu Kalkınma Planı ve Özel İhtisas Komisyonu Raporu'nda orada 60 yaş artı diyor. Şimdi, biz burada 65 yaş artıyı konuşurken, devlet kendi ihtisas raporunda "60 artı" diye bir kategorize etmiş. Bunun üzerindeki görüşlerinizi almak isterim.
Ayrıca, SENEX Derneğinin verilerinden bahsetmişsiniz. Sizin de sunumunuzda belirttiğiniz gibi, bu veriler sadece sosyal medyaya düşen verilerden derleniyor. Dolayısıyla, yapılmış çalışma elbette ki değerli ancak Komisyonumuz için, ülke için çok yeterli değil. Verilerin sıkıntılı olduğu zaten geçtiğimiz haftalarda Adalet Bakanlığının sunumunda da ortaya çıktı. Şunu sorduk: Mesela, yaşlıların maruz kaldığı suistimallerde hangileri daha ağırlıkta dedik, herhangi bir rakam verilemedi bize. Yani bu önemli bir problem olarak gözüküyor. Kayda geçmesi açısından ben bunu söylüyorum.
Ayrıca, özellikle yaşlı suistimallerinde, istismar olaylarında cezayı yaşlılıkla, mağdur edilen kişinin yaşlı olmasının cezayı ağırlaştırıcı sebep olarak, ceza hukukumuzda tartışmamız gereken konulardan bir tanesi, o konuda da bana göre Komisyonumuza katkınız önemli.
Yaşlı dostu kentlerden bahsedildi. Benim bildiğim kadarıyla -düzeltebilirsiniz- Türkiye'de bir tane büyükşehir var, Mersin Büyükşehir Belediyesi zannedersem yaşlı dostu kent konumunda ve bazı ilçeler var ama şöyle bir gerçeklik var: Bu kent ve bu sözü geçen ilçeler yaşlı nüfusun çok yaşadığı yerler değil yani problem o. Bizim, esas yaşlı nüfusun yaşadığı yerler genelde Karadeniz Bölgesi'ndeki -benim gördüğüm kadarıyla- şehirler ve o şehirler buna hazır değil. Komisyonumuzun bunu mutlaka değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum.
Ayrıca, gündüz bakımevlerinden bahsettiniz. Bu önemli, hakikaten de önemli. Yani dediniz ki: "Hem çocuklarına yani 14 yaş altı çocuklara, bir de 65 yaş üstü ebeveynlerine bakmak durumunda olan insanlar var ve gündüz bakımevleri bu konuda önemli." Şöyle bir sorun da var: Mesela, biz bunu engellilerde de yaşadık. "Benim engelli çocuğum var, bakmak zorunda olduğum çocuğum var, tatile gidemiyorum, onu bırakabileceğim yer yok, onun bakımını üstlenecek bir yer yok." diyor. Gündüz artı gece de hizmet verebilecek yani uzun süre hizmet verebilecek kısa dönemli yerlere de ihtiyaç var. Bir de şöyle bir durum var: Giderek yaşlanıyoruz -demin tabiriniz neydi tam olarak bilmiyorum da- o durumda hem çocuklarına bakmak durumunda hem de yaşlı bireylere bakmak durumunda olan "Sandviç aile". Şimdi, yarın daha farklı bir şeyle karşı karşıya kalacağız o konjonktürde. Mesela, hem yaşlı olup hem de yaşlısına bakmak durumunda olan insanlarla karşı karşıya kalacağız, bu da bizim için önemli bir süreç olacak.
Teşekkür ederim yapmış olduğunuz sunumdan dolayı.
Yalnız şöyle bir şey var: 65 yaş üstü... Son günlerde Covid vakaları gene artmaya başladı, böyle giderse herhâlde bu yazın sonunda tekrardan biz kapanmaya, kısıtlanmaya gidebiliriz gibi gözüküyor. Şu anda, Mecliste ciddi miktarda milletvekili Covid yani biz buradan anlıyoruz, Meclisteki Covid sayısından Türkiye'deki rakamı üç aşağı beş yukarı anlayabiliyoruz ve ağır geçiyor herhâlde, benim anladığım kadarıyla. Burada, bu ve buna benzer süreçlerle, buna benzer hastalıklarla, pandemilerle daha çok karşılaşacağımız da söyleniyor. 65 yaş üstü insanları biz evlere tıktık. Yani bu doğru bir şey miydi, tartışmalı bir şey bence bu. Bu doğru muydu? Yani sizin bu konuda vereceğiniz cevap önemli. Çünkü buradan bir şey çıkartmamız lazım, bir projeksiyon çıkartmamız lazım. 65 yaş üstü insanlar evde kaldılar, belki Covid'den ölmediler ama -rakamlar yok elimizde- belki de sağlık hizmetlerine ulaşamadıkları için öldüler. Şimdi, öyle bir gerçeklik var. Şu an çünkü hâlen daha ölüm istatistikleri ve ölüm nedeni istatistikleri yayınlanmadığı için iki yıldan beri, aşkın ölümleri yani fazladan ölümlerin ne olduğunu bilemiyoruz ve bunun kaynaklarının ne olduğunu bilemiyoruz ne yazık ki. Bu konudaki görüşleriniz nedir? Bunları sormak istedim.
Teşekkür ederim.
OTURUM BAŞKANI İBRAHİM HALİL FIRAT - Buyurun.
65+ YAŞLI HAKLARI DERNEĞİ GENEL SEKRETERİ DOÇ. DR. MURAT ŞENTÜRK - Evet, çok kısaca ben sorularınızı yanıtlayayım.
Öncelikle, 60 artı ya da 65 artı meselesine bir açıklık getirmek gerekiyor. Aslında, Dünya Sağlık Örgütünün bir tanımlamasıydı. Bundan on yıl kadar önce 60 artıyı kabul ediyordu fakat dünyadaki yaşlanma eğilimlerine, nüfustaki değişimlere baktığımızda, giderek, özellikle gelişmiş ekonomilere sahip ülkelerde yaşlı nüfusların daha da yani yaşam süresinin uzadığını görüyoruz. Dolayısıyla, bir Birleşmiş Milletler tanımlamasına göre 65 artıya dönüşmüş durumda. Burada, kurumların biraz bakışıyla ilgili aslında bu temelde ve yeni yapılan tanımlamaya göre de genç yaşlı yani 65-74 arası, 75-84 orta yaşlı, 85 artı da ileri yaşlı gibi bir kategori oluştu. Aslında 65'in temel değişimi biraz böyle bir süreçten geçti. Kısaca onu ifade etmiş olayım.
Bunun yanı sıra yaşlı dostu kentlerle ilgili de Türkiye'de aslında 4 tane, 3 tanesi ilçe belediyesi -sizin de zikrettiğiniz gibi- 1 tanesi de büyükşehir belediyesi... Beşiktaş, Kadıköy, Antalya'da Muratpaşa yaşlı dostu kent ağına üye olan belediyeler. Aslında, tam olarak yaşlı dostu kenti olarak tanımlanmıyor bu ağa dâhil olanlar, yaşlı dostu kent olmaya çalışıyorlar, niyetini beyan edip bu konuda çalışmalar yürütüyorlar Örneğin, Beşiktaş gibi, Kadıköy gibi ilçelerin de bu arada Türkiye'de en fazla yaşlı nüfusun yaşadığı ilçeleri oluşturduğunu söyleyebiliriz. Özellikle büyükşehir ölçeğinde baktığınızda, söz gelimi Kadıköy yaklaşık yüzde 20 oranında yaşlı nüfusa sahip bir ilçemiz, yine Beşiktaş'ın buna yakın bir oranda olduğunu söyleyebiliriz. Yaşlı dostu kentler ağını, özellikle -Rümeyza Hocam da vurguladı- Türkiye'de biz bu ağ çalışmasını belli ölçülerde ilerletmeye çalışıyoruz yani Türkiye'de bir etkileşim ortamı kurmaya çalışıyoruz.
Ben sadece küçük bir ekleme de şunu yapmak istiyorum: Özellikle "yaşlı dostu kent" denildiğinde, nüfustaki değişimlerde dikkat etmemiz gereken noktalardan biri de yalnız yaşayan yaşlı nüfusun artıyor olması ve bunların kentlerde de çok yoğunlaşması, sizin de bahsettiğiniz gibi. Aslında, özellikle Kastamonu, Sinop, Çankırı gibi şehirlerde kırsal yaşlı nüfus da çok fazla ama kentsel nüfusta da giderek yalnız yaşayan yaşlıların sayısı artıyor. Özellikle afet, Covid gibi durumlar için yaşlıların destek alabilecekleri mekanizmanın da azaldığını söyleyelim. Burada yalnız yaşayan yaşlıların da yüzde 75'ini kadınlar oluşturuyor bu arada. Dolayısıyla, kadınların hem yalnız hem yaşlı hem de bir taraftan ekonomik açıdan da zorluklar yaşadığını da söylemek durumundayız.
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Kırsalda veyahut da şehirde yaşayanlar diye bir istatistik var mı elinizde?
65+ YAŞLI HAKLARI DERNEĞİ GENEL SEKRETERİ DOÇ DR MURAT ŞENTÜRK - Şöyle, aslında, kırsal nüfusa dair istatistikler var ama hani buna bakmak gerekir doğrusu. Kırsalda öne çıkan şehirler yoğunlukta ama sayıca şöyle söyleyelim: Sayıca, kentlerde yaşlıların sayısı fazla ama oran olarak bu şehirlerdeki nüfuslarımız az olduğu için daha fazla ön plana çıkıyor.
Teşekkür ederim.