MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; şimdi Sayın Elitaş, sağ olsunlar, lütfettiler...

MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Estağfurullah efendim, lütuf olur mu.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - 3.000 lirayı 3.500 lira yapıyoruz. Arkadaşlar demiş ki "Biraz az oldu, biraz artıralım." Bu, nasıl bir şey arkadaşlar ya?

MUSTAFA KALAYCI (Konya) - Artırmayalım mı?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - "Biraz az oldu, biraz artıralım." Ölçü ne? Yani bu insanların BAĞ-KUR emeklisi olması, Mustafa Bey büyük ölçüde BAĞ-KUR emeklisi... Ne yani, yemiyor mu bu? Arkadaşlar, bir standart koymak lazım burada; neye göre? Şimdi, teklif sahibi dedi ki: İşte, daha evvel yüzde 66 yapıldı, şimdi de bir şey yapılıyor, yüzde 100'ü buluyor, o da yüzde 40'ı buluyor.

Arkadaşlar, bunlar insan ve birkaç milyon insan, 2 milyon en az. Bunlar yemek yiyorlar, pazara gidiyorlar, fatura ödüyorlar; başka gelirleri yok, çoğunun başka bir geliri yok. Bir insan nasıl geçinir? Asgari geçim, açlık sınırı 6.300 lira. Asgari ücreti kaç yapacak? En azından bir karara bağlanır "En az asgari ücret kadar olur." diye bir şeye bağlanır. Niye asgari ücret diye bir şey koyuyoruz? Ne demek asgari ücret? 4 kişilik bir ailenin geçim, en alt şeyi olarak kabul ediyoruz, değil mi? E, bu insanlar nasıl geçiniyor?

Bakın, geçen sefer burada anlatmıştım arkadaşlar, bir önergeyle. Bir aileye rastladım yani bir kadın, 80 yaşında, 40 yaşında belki de daha yaşlı, şişmanca başka bir kadınla beraber Üsküdar'dan İcadiye'ye doğru yürüyerek çıkıyorlar, terlemişler, yorulmuşlar. Yani merak ettim, sordum ettim: "Ya, biz kart mart bankaya gidip çekemiyoruz banka kartıyla, şeye indik, paramızı çektik." diyor. O zaman 1.500 liraydı. Ya, kadın, dul kadın, bir tane maaşı var, zihinsel özürlü bir kızıyla beraber. Şu kadar sene yaşamış, hâlâ kızına bakıyor. Allah'a şükür ki eşi bir tane ev bırakmış küçük, 60 metrekarelik daire Üsküdar İcadiye'de.

Ya, bunlar insan, bunlar pazara gidiyor arkadaşlar ya! Gerçekten Allah'tan korkun ya! Burada valilere, genel müdürlere, saray demeyeceğim hadi, küllliyedeki daire başkanlarına, amirlere, İletişim Başkanına para yağdırdınız ya! Kızayım, bağırayım, çağırayım da bir cevap verin bana ya! Nasıl bir vicdan sizinki arkadaşlar ya? 3.500 liraya bir aile nasıl geçinir ya? Sizin kadar gaddar bir heyet geldi mi bu Meclise kardeşim ya? Bu insanlar yaşayacak, bunlar insan İbrahim! Bunlar insan insan arkadaşlar ya, neyle yaşayacak bu insanlar ya? Nasıl insanlarsınız siz ya?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - İnanmadan söylüyor ya!

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Nasıl aşağıya inip yemekleri, o lokmaları yutuyorsunuz ya? Nasıl yutuyorsunuz ya? Ne biçim insanlarsınız siz ya?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Sen ne biçim bir insansın ya?

AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (İstanbul) - Sen nasıl bir insansın?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Allah'tan korkun, kullardan utanın ya! Böyle bir şey var mı? 3.500 lira ne demek ya?

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet, Sayın Bekaroğlu...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - 3.500 lirayla bir insan geçinebilir mi ya? (Gürültüler)

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Arkadaşlar, söz vereceğim.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - İnanmadan söylüyor ya!

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Söz vereceğim Sayın Aydemir.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bu cinayete teşebbüstür ya! İnsanları öldürmeye teşebbüstür bu ya, 3.500 lira. Siz ne gaddar insanlarsınız, nasıl insanlarsınız?