KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Abdullah Bey çok güzel şeyler söyler, hep böyle gelir, hukukla ilgili bizi aydınlatır, sağ olsun ama bir de pratik var Abdullah Bey. Ülkemiz maalesef kara para aklayan ülkeler listesinde, bu anlamda gri listede.

Yalnızca net hata noksan kalemine bakınız.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Ama bu çok haksız bir itham oldu.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ama böyle.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Hayır, ama bakın, Bülent Bey...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bir müsaade edin.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Başkanım, Bülent Bey de gayet iyi bilir.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Müsaade edin.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Türkiye kara para aklayan ülkeler listesinde değil. Bir defa kavramı iyi kullanın, böyle bir şey yok. Bülent Bey de bahsetti, bizim mevcut 7262'yle beraber ve 2012 yılında kara para aklanmasıyla beraber belki de OECD ülkeleri veya FAFT ülkeleri arasında ilk düzenlemeleri yapan ülkelerden biriyiz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Düzenleme tamam, ben onu söyleyeceğim.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Bakın, yok, asla...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Düzenleme var ama uygulamaya bakalım.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Raporlamamız, bakın...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Uygulamaya bakalım.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Sayın Garo Paylan, bakın, şu anda mevcut sistematik olarak bunun en önemli ülkelerinden biri Fransa. Bakın, Fransa kara parayı bırakın, terörizmin finansmanı açısından DAİŞ'in finansmanını yapan bir ülke. Adı bile geçmiyor, buna ne diyeceksiniz? Şu anda Fransa yargısının içerisinde, Fransa istihbaratının görüşü ve onayı doğrultusunda Fransız şirketlerin DAİŞ'i finanse ettiğine dair uluslararası mahkemede yargısı sürüyor, kendi mahkemelerinde de var. Bu dile getiriliyor, Mali Eylem Gücünde adı bile geçmiyor. Sizce neden, neden acaba? Ama buna rağmen Türkiye... Bakın, bu son 7762'yle beraber MASAK tarafından 4 tane liste yayınlandı. DAEŞ'le bağlantılı, PKK'yla, DHKP-C, FETÖ'yle bağlantılı birçok hesabı dondurma ve yargısal süreçlerle ilgili işlem başlatmış. Peki, bu konuda, bizi böyle suçlayan öncü aynı ülkeler var; onlarda ne var acaba? Yok. demek ki yani öyle "Mali Eylem Gücü" diyerekten de çok da o tür yerleri, böyle alınan kararları da ülkemizi böyle yargılayacak veya itham edecek veya farklı bir mana çıkacak kavramları da kullanmayalım, istirham ediyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Şöyle söyleyeyim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, devam edin.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın, şöyle söyleyeyim: Biz ne söylersek "Zaten bizi sevmiyorlar..."

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Hayır efendim, ben açık konuşuyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hep öyle denir ya "Hoca bana taktı." Tembel öğrenci "Hoca bana taktı." der.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Ben hukuki kavramları konuşuyorum. Hayır...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sonuç olarak ne varsa dışarıda zaten "Bize takmışlar." diye bakıyoruz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Abdullah Bey, dinleyelim, en son bir değerlendirme yapın.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - 2021 Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nde 139 ülke içerisinde 117'nci sıradayız. "Efendim, onlar bize taktılar, ondan böyle..."

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Onların ne olduğu...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya, biz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamayan bir ülke durumundayız; hadi buyurun...

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Fransa da uygulamıyor, Yunanistan da uygulamıyor, kaç tane ülke uygulamıyor.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Öyle bir şey yok. Sonuç olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları yüzünden cezaevinde insanlar var. Selahattin Demirtaş cezaevinde, Osman Kavala cezaevinde. Orada cezaevinde olan herhangi birisi var mı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı yüzünden? Yok.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Çok.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Cezaevinde olan kimse yok.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Size göre yok.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Değil. Cezaevinde olan kimse mi var?

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Tabii, sizi ilgilendirmiyor.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Nasıl bizi ilgilendirmeyen? Mütekabiliyetle aynısını burada uyguluyorsunuz. Mütekabiliyetle aynısını buradaki azınlıklara uyguluyorsunuz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Abdullah Bey, konuşmacılar bitirsin, en son değerlendirin lütfen.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Lozan'a aykırı düzenleme Vakıflar Yönetmeliği. Burada Bakan Yardımcımız.

Neyse bunu da geçelim. Şimdi şunu söyleyeceğim Sayın Abdullah Bey, şimdi, bakın, pratiğe bakmamız lazım. "Bilgi değişimi" diyor değil mi? Biz bilgi değişimi konusunda ne noktadayız? Uyguluyor muyuz? Hayır, uygulamıyoruz. Bilgi değişimlerini uygulamıyoruz, hep erteliyoruz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Başladı, başladı.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya, Başkanım, bu konuda bilgi almak istiyorum. Kimlerle başladı, hangi ülkelerle başladı, hangi yol haritasıyla devam edecek? Bilgi değişimi bizim için de önemli. Niye biliyor musunuz? Ya, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının yurt dışında 200-300 milyar doları olduğuna dair iddialar var, en azından 200 milyar dolar. Ben soruyorum, burada Maliye Bakanımıza, Bakan Yardımcımıza -Bakan Yardımcımız yok gerçi- kaç sefer sordum. Niye bunun peşine gitmiyoruz? Sonuç olarak hani buradan tabii ki Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları yurt dışına para gönderebilirler ama helal paraysa, vergisi verilmiş paraysa ama sonuç olarak vergi cennetlerine giden paralar var ve bunlar Maliyemize bildirilmiyor, kaçak yollarla götürülüyor. Bunların peşine düşmemiz gerekmez mi? Düşmüyoruz. Bu açıdan adımlar atmamız gerekir.

Diğer bir mesele, size pratiğini söyleyeyim bakın, bir suç örgütü lideri geçtiğimiz yıl dedi ki... İddia vardı bir siyasetçiye 10 bin dolar verilmesiyle ilgili. Değil mi, temiz siyasetten bahsediyor FATF öyle değil mi bu Mali Görev Eylem Gücü? Dün bir ses kaydı daha çıktı. Sizin Merkez Karar Yönetim Kurulu Üyeniz Metin Külünk'le ilgili bir iddia var ortada. Yani şimdi, böyle bir iddia varken ve "10 bin dolar değil bir çanta para koydum, dolar koydum." diyor. 10 bin dolar ne ki bir çanta para.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Paylan, biraz anlayışınıza sığınıyorum, toparlayabilirseniz memnun olurum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Efendim, müsaade edin.

"Çantayla para koydum." diyor o kişiye. Bununla ilgili AK PARTİ...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Paylan, maddeyle ilgili, hani "Tutanaklara madde daha iyi anlaşılsın diye konuşmamız lazım." dediniz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yo, yo; maddeyle ilgili konuşuyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ama her türlü konuyu konuşuyorsunuz kusura bakmayın da.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, tam da maddeyle ilgili konuşuyorum.

Bu pratiğe bakarlar. Nasıl ki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları uygulanmadığı için Türkiye hukuk devleti olmaktan çıkmışsa AK PARTİ Merkez Karar ve Yönetim Kurulu Üyesi Metin Külünk'le olan iddialarla ilgili AK PARTİ hiçbir şey yapmadığı, yürütme hiçbir şey yapmadığı sürece istediğiniz kadar bu yasaları çıkarın; önemli olan pratiktir değerli arkadaşlar, pratiğinize bakarlar. Pratiğiniz de maalesef sıfır bu konuda.

Diğer maddeyle ilgili de şunu söyleyeceğim Sayın Başkan. Şimdi, "Caydırıcılık." dedik ama şunu söyleyeceğim Ayşe Hanım, siz de söylediniz, değerli temsilcimize, Orhan Bey'e de söylüyorum yani bir yıl için 500 bin liraya yükseltiliyor mesela değil mi en yüksek ceza? Bakın, 500 bin lira kimi firma için korkunç bir paradır yani o firmayı batırabilir ama düşünün ki hani çok zengin o holdingler için, şirketler için, yandaşlar için bir para değildir. Yani burada caydırıcılığı ölçeğe göre koymamız gerekir her konuda bence. Yani trafik cezasında bile, biliyor musunuz, insanlar kırmızı ışıkta geçtiğinde Batı'da, bazı demokrasilerde gelirine göre kırmızı ışık cezası veriyorlar. Niye? Kimi insan için 100 euro çok büyük paradır, kimi insan için çekirdek parasıdır. Aynı şekilde bizim de bütün cezalarda şu mantığa geçmemiz lazım; ölçeğe göre ceza ki caydırıcı olsun.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Paylan, tamamlayın lütfen.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ama Başkanım, 3 tane madde var. O zaman ben ne yapayım, anlamadım ki.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yani gruplar bir karar aldılar, sizlerle bir centilmenlik konuşması yaptık. Hiçbirinin önemi yok diyorsanız ben bir şey demiyorum size; buyurun, devam edin.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yo, yo. Başkanım, gerçekten çok kısa konuşmaya çalışıyorum. 3 madde var...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ama maddelerle... Kendinizi gayet güzel ifade ettiniz.

Buyurun.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tam bitirmek üzereydim. Peki, hemen bitiriyorum.

Yani bu caydırıcılığı ölçeğe göre, güce göre hep koymamız lazım. Ben burada bu konunun gözetildiğini düşünmüyorum, bu konuda düzenlemeyi yapalım diye öneriyorum; ölçeğe göre.

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Nispi olarak.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Evet, nispi olarak yani kârına göre, gelirine göre nispi olarak cezalandırırsak ancak caydırıcı olabilir.