KOMİSYON KONUŞMASI

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Çok teşekkür ediyorum değerli Başkanım.

Evet, dinlediklerimden ve bize yağmur gibi gelen mesajlardan görüyorum ki kaş yapalım derken sanki biraz göz çıkarır gibi bir hâl var. İyi niyetten şüphe ettiğimden söylemiyorum, çok kıymetli kardeşim, mevkidaşım Orhan Beyefendi'nin ve arkadaşlarının da iyi niyetinden eminim ama burada çok ciddi eksiklikler olduğunu görüyoruz, fark ediyoruz.

Bu arada bürokrasiye ve Orhan Bey'e belki haksızlık yapıyoruz, şöyle ki: Ben bu konuda sistemi suçlamak durumundayım. Gerek bürokrasi gerek yasamanın iktidar tarafındaki milletvekilleri, sistemin kurbanları bana kalırsa çünkü burada sarayın Meclise bir "challange" yaptığını yani bir meydan okumasını biz burada görüyoruz. Saray gönderiyor ve "Bu nasıl olsa geçer, umursamam." diyor ve Meclise karşı sorumlu olmayan bakanlar ve arkasındaki bakanlık da bize karşı sorumlu hissetmiyor kendilerini, saraya ve tek bir kişiye, Anayasa'da yazdığı gibi, sorumlu hissediyorlar kendilerini ve burada milletvekillerinin getirdikleri...

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Başkanım ya, yeter artık...

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Ne demek "yeter"? İstediğimi söyleyebilirim; size mi soracağım ne söyleyip söylemeyeceğimi?

CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Başkanım, böyle bir yorum olamaz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Siz de söz talebinde bulunun Cemal Bey, söz talebinde bulunun, size söz vereyim.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - "Yeter" ne demek? "Yeter" ne demek? Herkes lütfen haddini bilsin.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Ya, teknik bir komisyon, alışamadın daha ne konuşacağına.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Teknik bir komisyonda teknik bir konu konuşuyorum ben, senin belki de aklının almayacağı bir şey konuşuyorum; Allah Allah, ya Rabb'im ya Resullulah!

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Senin aklın almaz! Nasıl ifade ediyorsun? Şu tabire bak!

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Akşama, sabaha teknik konuşuyorsunuz, maşallah!

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Sadece siz mi siyaset yapacaksınız?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Şu kibre bak! Aklın alsa bunları söylemezsin.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Sadece sen mi tekniksin Yaşar Bey?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teknik olmak el kaldırmak, indirmek midir?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Ya, bir kere, ne konuşulduğunu dinlemiyorsun.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Burada, maalesef, değerli bürokratların...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Nasıl, nasıl; tekniği nasıl, el kaldırabiliyor musun? Teknik komisyon...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, size...

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Terbiyeden yoksun, terbiyesiz adam yani!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yaşar Bey, söz verdiğim zaman fikirlerinizi ifade edin.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Bak, ben, Bülent Turan'a "terbiyesiz" dedim diye bana dava açtı.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Komisyonumuzun düzenini bozdun yani!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yaşar Bey, söz isteyin, size de söz vereyim, fikirlerinizi ifade edin.

Buyurun Sayın Cinisli.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Ben siyasette davayla mavayla uğraşmamak gerektiğini bildiğim için uğraşmayacağım davayla mavayla.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Hadi oradan, hadi oradan! Sen hiçbir şey yapamazsın.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Ya, bırak Allah aşkına. Neyse...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bu ne ya, bu ne ya!

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Yaşar Bey, sana bitki çayı söylüyorum, haberin olsun.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Cinisli, maddelerle ilgili fikirlerinizi paylaşırsanız.

Buyurun.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Efendim, tabii ki ama ben çok önemli bir tespit yapıyorum. Bu konuda da bürokrasinin ve değerli milletvekillerinin buraya, bu kanunlara imza atan milletvekillerinin -ki bundan önce de bunları yaşadık maalesef- bir kabahatinin olmadığını, burada sistem sorunu yaşadığımızı tekrar dile getirmek isterim.

Teşekkür ederim.