| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Devlet Memurları Kanunu İle Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4527) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 30 .06.2022 |
CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; şimdi, noterlik nedir? Önce eksik olan bir izahı ben tamamlayayım. Hukuk fakültesi mezunları, Adalet Bakanlığına müracaat ederler. Müracaat ettiklerinde gerekli belgeleri tamamlamaları kaydıyla kendilerine bir noterlik belgesi verilir. Noterlik belgesi üzerinde yazan numara, sicil numarasıdır ve onun kıdemini ifade eder. Dolayısıyla Abdullah Bey'in sicil veya kıdemden bahsettiği oradaki yazan numaradır. Herhangi bir açık noterliğe ilanlar yapıldığında kıdemli noter en düşük sicil numaralı noterdir ve müracaat edilen yerde kıdemli noter oraya atanır; birincisi bu.
İkincisi: Şimdi, üçüncü, ikinci ve birinci sınıf noterlikler olduğu ifade edildi ve orada görev süreleri var, doğru. Şöyle söyleyeyim: Benim meslektaşlarım yaklaşık yirmi-yirmi iki yıl gibi bir avukatlık meslek kıdemine sahipken bizim döneme noterlik sırası geldi. Şu an, benimle mezun arkadaşlarım, aşağı yukarı yedi-sekiz yıllık noterler. Noterlikte nüfusa göre bir oran vardı yani nüfus sayısına göre bir noterlik ataması yapılırdı. Şimdi o sayı kaç bilmiyorum ancak daha önce hem nüfus sayısı hem de yevmiye sayısına göre noterlik tespit edilirdi. Ancak iktidarınız zamanında hem nüfusla ilgili hem de yevmiyeyle ilgili indirim yaptınız. Dolayısıyla, öyle ilçeler var ki...
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Anlamadım, ne yapıldı?
CAVİT ARI (Antalya) - Sayıda düşme yapıldı.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Peki, bu ara noterlerin görev alanlarıyla ilgili kaç kanun değişti, bilginiz var mı? İşlem hacmi büyüyor.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Not alırsanız daha sonra cevabını alayım sizden.
CAVİT ARI (Antalya) - Şimdi, zaten, bu değişikliklerle avukatlık mesleğini de görevlerini ve yetkililerini de kısmen gasbettiniz; onu da söyleyeyim. Bir avukat olarak söylüyorum, noter değilim.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Tapu işlemleri...
CAVİT ARI (Antalya) - Şimdi, değerli arkadaşlar, öyle ilçeler var ki 1 noterliği bile zor kaldırırken bu vasıflardan dolayı yerine göre 2 noterlik ataması yapıldı. Örneğin kendi ilçem 1 noter ancak idare eder, şu an 3 noter var. Dolayısıyla da gelen noterin en az 1'i, bazen 2'si gelir, bakar ki işler istediği gibi yürümez, boşaltır gider.
Şimdi, bu getirilmeye çalışılan düzenlemenin ikinci ve üçüncü sınıf noterler arasında bir düzenleme olması hâlinde, noterlik mesleği ve Noterler Birliği bu konudaki görüşünü ifade etsin, mesleğe kazanç getirisini kendileri anlatsın ancak o konuda da izahat bir sıkıntı oldu. Ancak bakın, ben, merkezlerde noterlikle ilgili pek açık olacağını tahmin etmiyorum.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Açık, efendim, kayıtlar ortada.
CAVİT ARI (Antalya) - Çünkü bugün, bakın şöyle, vergi rekortmenlerinin hemen hemen hepsi illerdeki noterlerdir. Daha önce hem noterler hem eczacılardı, şimdi eczacılar kısmen azaldı. Noterler iş yükü, illerde, merkezlerde, bakın... Çünkü zorunlu yapılması gereken işlemlerden dolayı noterler yaptıkları her işte bir vergiye tabi oldukları için de vergi rekortmenleri il merkezlerinde noterlerdir.
Şimdi, değerli arkadaşlar, buradaki düzenlemeyi yaparken merkezlerdeki alttan yukarıya çıkışla ilgili bir soru işareti var kafamda sadece ama ikinci sınıf ve üçüncü sınıf arasındaki düzenlemeye çok fazla bir şey söyleyemeyeceğim. Bununla ilgili detaya siz yine devam ederseniz, Sayın Bakan Yardımcımız da bu konuyu daha izah ederse ben de memnun olacağım.
Şimdi, bakın, değerli arkadaşlarım, diğer maddedeki, 32'nci maddedeki konu da şu; ben 32'nci maddeyi şöyle izah etmek istiyorum: Daha önce, biliyorsunuz, avukatlık sınavı getirildi yani avukatlık sınavı yönünden esas bir düzenleme...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Buyurun tamamlayın.
CAVİT ARI (Antalya) - Hâkim, savcılık için de yine sınav var, malum, avukatlık için de sınav var. Şimdi, avukatlık mesleğinin belli bir kaliteye erişmesi için biz sınavı getirmeye çalıştık yani sonuçla ilgilendik. Aslında, iktidarınızın eğitimi ciddi anlamda zedeleyen uygulamaları nedeniyle, "Sadece diplomalı işsizlerle idare edelim." anlayışıyla bugün her meslek maalesef değer kaybetmiştir. Bugün sokağa çıkın, artık her ailede, bırakın, eskiden... Değerli arkadaşlar, ben mezun olup geldiğimde ilçemdeki 3'üncü avukattım, eğitimi bu seviyeye getirdiğiniz için bugün neredeyse her ailede 1 avukat var, her ailede 1 inşaat mühendisi var, her ailede 1 makine mühendisi, mimar var.
Şimdi, sonuçta mesleğin, daha doğrusu eğitimin kalitesi düştü. Biz yıllarca söyledik: "Ya, bakın, hukuk mesleği önemlidir, nasıl ki tıp mesleği insanın canıyla ilgili bir meslekse hukuk da insanın özgürlükleriyle, malıyla mülküyle ilgili önemli ve değerli bir meslektir. Dolayısıyla, buralara girişte belirli kıstaslar konulmalı ve bunun şartlarını biraz daha ağırlaştırmalıyız." Efendim, önce, girişle ilgili bir sıralama kondu; işte, 120 bindi; sonra bir kaldırıldı, sonra tekrar getirilmeye çalışıldı falan yani kafa karışıklığı... Şimdi, en son, nasıl ki YÖK'ün "Efendim, bütün kontenjanlar, işte, boş kaldı, özel üniversiteler zarar edecek; bütün kontenjanları kaldıralım, açalım."... Yani bu, şuna benziyor: Bakın, değerli arkadaşlar, geçen gün bir öğrenci velisine şunu söyledim: "Doğru yapmak yerine, yanlış yapmamaya çalışsın." Sizin yarattığınız sistem bu arkadaşlar, bilenin değil yanlış yapmayanın kazandığı bir sistem yarattınız; yani yeter ki eksiye düşmesin, 0 veya 1,2,3 seviyelerinde olan bir öğrenciyi bugün özel de olsa bir üniversiteye girebilecek bir duruma getirdiniz. Kalite yok, öğretim üyesi kadrosu sıfır. Örneğin, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinde sadece bir bölümde 8, 10 profesör varken bugün belki toplasanız fakültede o kadar hoca kalmadı. Yani kısacası eğitimin kalitesini bozdunuz.
Şimdi, buradaki düzenleme bizim sınav sistemiyle avukatlara getirmeye çalıştığımız yani sonucuyla ilgilendiğimiz mesleğe geçişte sınav koşulunu şöyle esnetiyoruz: Şimdi, buradaki düzenleme kiminle ilgili, onu iyi anlayalım. Buradaki düzenleme "ön lisans" dediğimiz yani iki yıllık üniversiteye girmiş öğrencilerle ilgili; doğru mu Abdullah Bey?
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Meslek yüksekokuluna bu kanundan önce girmişse...
CAVİT ARI (Antalya) - Efendim, bakın "meslek yüksekokulu" dediğimiz iki yıllık adalet meslek yüksekokulları.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Adalet meslek yüksekokulu...
CAVİT ARI (Antalya) - Ya, bugün, Türkiye'de şöyle söyleyeyim yani zaten çok düşük puanlarla bir taraftan hukuk fakültesine girilirken daha da düşük yani şöyle söyleyeyim 300 binler, 400 binler, 500 binler seviyesinde adalet yüksekokullarına öğrenci giriyor. Biz zaten hukuk fakültesine öğrenci girişlerinde en fazla 80 binle sınırlandırılmalı derken 300-400 bin sıralamayla yüksekokullara öğrenci girmiş ve bu öğrenci son dikey sınavına çalışmış...
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Ama, bakın, başarılı öğrenci de...
CAVİT ARI (Antalya) - Efendim, başarılı öğrenci, üniversite sınavında başarılı olurdu.
ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Ama "dikey geçiş hakkı" diye de bir hak var, yapmayın.
CAVİT ARI (Antalya) - Bakın, dikey geçiş hakkı olsa da, bu çocuğun -hepimizin çocuğu olabilir bu- efendim, dikey geçiş hakkı hukuk fakültesi mezunu olması için bir hak, diğer mesleklerde de var, bütün mesleklerde de var ancak burada sınavdan bile muaf tutmak yani 300 öğrenci, 500 öğrenci daha sisteme girmiş, inanın çok önemli değil; binlercesinin eğitim kalitesinin düşük olduğu bir ortamda siz 300-500 öğrenciyi daha sisteme dâhil etmeye çalışmışsınız, hiç önemli değil; önemli olan, sizin zihniyetinizi ben burada tartışıyorum. Eğitim kalitesine bakış açınızı tartışıyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet, Sayın Arı, lütfen tamamlar mısınız?
CAVİT ARI (Antalya) - Yani burada 300-400 bin sıralamasında giren öğrenciye bir de üstelik sınavdan muafiyet getiriyorsunuz, işte sizin, efendim, hukuk eğitimine verdiğiniz değer, işte sizin adalete verdiğiniz değer, işte sizin yargıya verdiğiniz değer diyorum.
Teşekkür ederim.