MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim.

27'nci maddeyle ilgili bir şey söylemeyeceğim. Ya, arkadaşlar, bu 32'nci maddede tartıştığımız konu bütün yasa yapma sürecinde yaşadığımız bir sıkıntı yani bir yasa geliyor, alelacele geçiyor, diyorsunuz ki: "Ezberledik, çözdük, işte, veremeyeceğimiz bir cevap yok, her şeyi yaptık." diyorsunuz; ondan sonra üç ay sonra, altı ay sonra, iki sene sonra tekrar bir düzenleme geliyor ve çoğunlukla da bu işi düzeltme, daha evvel yapılan yanlışları düzeltme görevi Plan ve Bütçe Komisyonuna düşüyor. Bu yasa yapmayla ilgili gerekli özenin gösterilmemesi... Ya, 2019'da yapmışsınız bu yasayı, niye bütün bunları öngöremediğiniz diğer itirazları bir tarafa bırakıyorum? Göremediniz yani. Biz burada da yapıyoruz, aynı şekilde, muhalefetin bir cümlesini, bir noktasını bile reddediyorsunuz. Ya, niye böyle bir şey yapıyorsunuz arkadaşlar? Bir şey söyleniyorsa bir bakın, dinleyin, doğruysa kabul edin. Onu geçiyorum.

Şimdi, Sayın Çelebi, benim aslında konuşmadığım maddeyle ilgili, cezaevleri, iş yurtlarıyla ilgili sanki konuşmuşum gibi bir şeyler söyledi. Bunu bu vesileyle ben ifade etmek istiyorum: İşte "Cezaevlerinde bu iş yurtları vardı da çalışmıyordu, biz çalıştırdık." falan diyor. Evet, yani birtakım düzenlemeler yaptılar, imkânlar da tanıdılar, güzel çalışmalar da yapılıyor cezaevlerinde; bunun için teşekkür ediyorum ama bu iş ne zaman başladı biliyor musunuz, hem de kötü bir şeyle başladı? Hikmet Sami Türk zamanında. O zamana kadar da vardı ama düzenlemeler yoktu, kanunlar yoktu. Burada o meşhur 2001, 2002, 1999 ve 2000 cezaevi krizleri, Hayata Dönüş Operasyonu, işte, 30, 40 kişinin ölmesi falan... Ondan sonra bir şey getirildi, özellikle siyasi tutuklu ve hükümlüler için bunların ıslah edilmesi, topluma kazandırılması... "Treatment" dediler, "Tedavi edeceğiz." sanki onlar hastaymış gibi. İdeolojinin tedavisi medavisi yoktur arkadaşlar, neyse. "Tedavi edeceğiz." diye bir şey getirdiler ve zorunlu hâle getirdiler. Bir tutuklu ve hükümlü eğer cezaevindeki bazı şartları, ne bileyim, havalandırmaya çıkmayı, şunu yapmayı falan gibi hakları kullanabilmesi için bu tedavi programının içine de girmesi lazım, iş yurtlarında da bunu şey yapması lazım. Şimdi bunu gördüler de mi "hükümlü" yerine "hükümlüler arasında isteyenler" diye düzeltme yapıyorlar bilmiyorum? Eğer böyle yapıyorlarsa tebrik ediyorum. Yani istemeyen bir insana zorla "İş yurdunda çalışacaksın, eğer burada çalışmazsan havalandırmaya çıkamazsın, telefon görüşmesi yapamazsın, bilmem ne yapamazsın." Gibi ceza uygulanıyordu; bu bilgiyi vereyim dedim. Bu maddeyi destekliyorum gerçekten, cezaevlerinde son zamanlarda -arkadaşlarımız da yaptılar- çok önemli işler yapıldı, bu iş yurtlarında meslek edinmesiyle... Bunlara maaş da ödeniyor arkadaşlar. O maaşlar çok küçük, sembolik olarak da gene ilk defa Hikmet Sami Türk -sevmez etmez, hele solcular molcular sevmez, bir şeylerden dolayı sorumlu tutarlar- zamanında çıktı.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Bekaroğlu, tamamlayalım lütfen.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Şimdi bunlar revize edildi, doğrulandı. Doğru yapıyorsunuz, devam edin çünkü çok sayıda oradan meslek edinip çıkan insanlar var.

Yalnız bir sorum var: Evet, kanunlar bu eski hükümlülere bir kontenjan tanıyor şeylerde ama bunlar uygulanmıyor. Siz mi denetlersiniz, Çalışma Bakanlığı mı denetler, yasada birtakım eksiklikler var da bunlar tamamlanır mı? Yani normalde eski hükümlü çalıştırma yükümlülüğü yerine getirilmiyor, bu konuyla ilgili biraz daha çalışma yapmanız lazım diye düşünüyorum.

Teşekkürler.