KOMİSYON KONUŞMASI

CAVİT ARI (Antalya) - Değerli arkadaşlar, öncelikle 30'uncu maddede getirilmeye çalışılan düzenleme de köprülerden para ödemeden geçtiğini düşündüğümüz vatandaşa herhangi bir tebligat yapılmadan kırk beş gün sonra cezai hükümlerin uygulanacağına dair bir düzenleme. Şimdi, bakın "idari para cezasının tebliğ edilip edilmediğine bakılmaksızın" cümlesine; bu cümle, hukukun temel ilkelerine tamamen aykırıdır. Hukukta cezalar ve belirli süreler tebliğle başlar, eğer tebligat yapılmamışsa süre başlamaz, cezai müeyyide hiç başlamaz. Şimdi, köprüden geçtiğini düşündüğümüz şahıs parasının otomatik olarak çekilip çekilmediğinin belki farkında bile olmayabilir yani oradan ücretsiz geçtiğinin farkında olmayabilir. Dolayısıyla tebligat yapılmadan bu cezai hükümlerin uygulanması -tekrar söylüyorum- hukukun temel ilkelerine tamamen aykırıdır, hukuksuzdur, bunun değiştirilmesi gerekir, bu teklifin geri çekilmesi gerekir, aksi hâlde, açıkça hukuka aykırı bir düzenleme yapmış olursunuz.

Bunun yanı sıra, bakın, değerli arkadaşlar, her fırsatta söylüyoruz, ekonominin temeline dinamit koymuş olan en önemli konulardan biri, bu kamu-özel iş birliği projeleri. İşte kamu-özel iş birliği projeleriyle yapılan otobanlar, köprüler... Şimdi, bir taraftan ceza uyguluyorsunuz, bir taraftan ise ülkenin ekonomisini buralara teslim ediyorsunuz. Bakın bir örnek vereceğim, sadece bir örnek. Şimdi, 18 Martta Çanakkale Köprüsü açıldı. Bu köprünün ihale tarihi 16 Mart 2017. Kaç yıl garantisi var? On altı yıl üç ay on iki gün. O kadar çok hassas hesap yapılmış ki on iki gün dahi eklenmiş. Bu köprünün maliyeti, ihale bedeli, ihale tarihindeki bedeli -TL bazlı söylüyorum- 10 milyar 354 milyon 576 bin TL; euro bazlı olarak söylüyorum- 2 milyar 545 milyon 465 bin euro. Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın, bu köprünün bittiği gün itibarıyla TL bazıyla euro karşılığı 42 milyar liraydı. Şimdi, 42 milyar liraya günde 40 bin yolcu garantisiyle, 15 euro artı KDV'yle bir garanti kapsamında köprü yapıldı. Şimdi, bunun ülkeye olan maliyetini artık siz hesap edin. Geçenden parasını alıyorsunuz, geçmeyenden cezasını alıyorsunuz ama hiç geçmeyenden de, köyünde oturan benim Mehmet amcamdan da oturduğu yerden bunun parasını alıyorsunuz. Ceza konusu gerçekten çok ilginç. "Burada 4 kat cezaya kadar müeyyide var, bu cezayı kim alıyor?" sorusu gerçekten çok trajikomik bir soru. Eğer bu cezayı da bu firmalar alıyorsa gerçekten durum çok vahim demektir. Bu konunun açıklığa kavuşması gerekir, cezayı bu firmaların almaması gerekir. Kaldı ki zaten 4 kat ceza, artı bir de tebligat yapılmadan hükmedilen ceza.

Şimdi, kur korumalı mevduat sistemine geçildi. Daha 8 Nisan itibarıyla, o gün itibarıyla, bakın, ülkeye maliyeti 21 milyar dolayındaydı, şimdi daha da arttı. Bu, açılış gününe yakın olduğu için 8 Nisanı söylüyorum. O gün köprüyü devlet olarak kendi imkânımızla yapmış olsaydık 42 milyara mal ediyoruz ama kur korumalı mevduatla, bakın, daha, 8 Nisanda yani üç dört aylık maliyeti 21 milyar. Ya, arkadaş, oralara para bulup yapıyorsak şu köprüleri kendi imkânlarımızla yapalım. Bir taraftan "Devletimiz güçlü." diyoruz ama bir taraftan da işte, bu, Çanakkale Köprüsü'nde olduğu gibi, 5'li çete burada; Limak, açıkça söylüyorum, diğerlerinde de diğerleri var. Onun yerine, bu projeleri devletin kendi imkânlarıyla yapalım, vatandaşımızı da soydurmayalım, devletin bütçesini de soydurmayalım.

Teşekkür ediyorum.