KOMİSYON KONUŞMASI

ATİLA SERTEL (İzmir) - Sayın Genel Müdür, Ziraat Bankasında uzun yıllar, en alttan başlayarak, müfettişlikten başlayarak Genel Müdürlük makamına kadar ulaşmış; dolayısıyla, bankacılık kanunlarını, bankacılıktaki hizmeti bizden çok daha iyi değerlendiren ve çok daha iyi bilen bir insansınız. Yani, bizim, bankacılık konusunda size verecek hiçbir dersimiz yok, olamaz da çünkü siz bu konuda hem eğitimini almışsınız hem de bu işin içindesiniz.

Ancak ben bir şey sorarak başlamak istiyorum. Biraz da kendi geleceğime ilişkin olacak bu. Şimdi, ben kırk beş, kırk altı yıllık gazeteciyim ve 16 yaşından beri yazan çizen, okuyan bir insanım. Ege Üniversitesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksekokulunu bitirdim. Milliyet'te, Güneş'te, Yeni Asır'da, Hürriyet'te, Gözlem'de, hepsinde ayrı ayrı çalıştım; Söz gazetesini çıkardım; Şehir ve Başkan Dergisi'ni çıkardım, matbaa sahibi oldum; yani yayıncılık sektörünün hemen hemen her faaliyetinde bulundum. Medya mensubu olarak, ayrıca, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanlığını yaptım; onların da Onursal Genel Başkanıyım. Medyanın içinden gelen bir insan olarak size gelsem "Arkadaş, bana iki yıl ödemesiz on yıl kredi verir misiniz? Ben medyada olmak istiyorum, televizyon satın almak istiyorum, gazete sahibi olmak istiyorum." desem nasıl karşılarsınız, doğrusu merak ediyorum çünkü sektörün içinden gelen bir insan olarak bunu hak buluyorum kendimde ama işi başka iş olan yani işte tüp...

ZİRAAT BANKASI AŞ YÖNETİM KURULU ÜYESİ SERRUH KALELİ - Bakacağız.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Nasıl? Vermez misiniz? Baştan mı karar alıyorsunuz?

ZİRAAT BANKASI AŞ YÖNETİM KURULU ÜYESİ SERRUH KALELİ - Hayır, değerlendiririz diyorum.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Ha, "Değerlendiririz." diyorsunuz, peki, çok güzel, açık.

ZİRAAT BANKASI AŞ YÖNETİM KURULU ÜYESİ SERRUH KALELİ - Normal bir hak.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Doğru.

Şimdi, mesleği gazetecilik olmayan, yani, işte, başka, enerji işiyle, tüp işiyle falan uğraşan bir insana verdiğiniz kredi burada bütün arkadaşların gerçekten sorularına muhatap oldu ve gerek banka Genel Müdürü olarak ve yönetim olarak sizi de üzdüğünü, bu eleştiriler karşısında sizin de hakikaten ne diyeceğiniz noktasındaki merakımı da ayrı tutarak yani Demirören grubunun Ziraat Bankası tarafından korunup kollandığını... Aslında, bankacılık açısından bakıldığında, yani deneyimli bir bankacının garantiye almadığı, teminatı olmayan hiçbir krediye imza atmayacağı gerçeği de ortadayken bu krediye imza atanların nasıl attığını ve hangi teminatlar karşılığında imzayı koyduğunu doğrusu merak ediyorum. Yani, mesele medyanın el değiştirmesinde Ziraat Bankasının bu operasyonda bir aracı olarak kullanılmasıdır. Bunun dışında söyleyecek benim herhangi bir sözüm yok. Sizin vereceğiniz yanıtlar bize tatmin edici olsun isterim.

Bir de ben, Sayıştayla ilgili düşüncelerimi söylemek ve sizin de bu konudaki açıklamalarınızın bize ulaşmadığı noktada Sayıştaya açıkça eleştiride bulunmak istiyorum, size de aynı eleştiriyi yapmak istiyorum.

Şimdi, biz 2019 ve 2020 yılını denetliyoruz yani hep böyle 2021'le, 2022'yle ilgili konuşmaya başladığımız zaman, başta Komisyon Başkanımız olmak üzere, arkadaşlar bize "Ya, 2019 ve 2020'yle ilgili konuş, 2022'yle ne işin var?" diye tepkiler sunuyorlar. Ben şimdi Sayıştayın 2019 Yılı Sayıştay Denetim Raporu'nu açtım. 43'üncü sayfa, bakın, burada diyor ki: "Bankada 2019 yılında 9 Yönetim Kurulu üyesi ve 2 Denetim Kurulu üyesi görev aldı. Bu üyelerin tamamının uhdesinde kamu görevi olmadığı kabul edildiğinde -yani kamu görevlisi olanlara, biliyorsunuz, 12 bin lira, olmayanlara 19 bin lira hakkıhuzur veriliyor- 2019 yılı Yönetim ve Denetim Kurulu üyeleri için toplam 2 milyon 346 bin 600 TL gider yapılması gerekmektedir." Ancak banka mizanında yer alan 810 bin hesap kodlu Yönetim Kurulu Aylık ve Ücretleri hesabının yıl sonu tutarının 5 milyon 451 bin 396 lira olarak gerçekleştiğini söylüyor. Yani, siz, siz derken, o zamanki Genel Müdür, Genel Müdür Yardımcıları, Yönetim Kurulu üyeleri kendi hakları olan 2 milyon 346 bin 600 lira yerine 5 milyon 451 bin 396 lira almışlar, yani 3 milyon 104 bin 796 lira fazladan para girmiş ceplerine. Bunu soruyor Sayıştay, diyor ki: "Bu konuya ilişkin bize bilgi verin."

ZİRAAT BANKASI AŞ YÖNETİM KURULU ÜYESİ SERRUH KALELİ - Son cümleniz yanlış.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Genel Müdürümüze söz verdiğimde Genel Müdürümüz açıklama yapacaktır, yanıtlayacaktır. Lütfen...

Buyurun.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Tabii, tabii, iyi olur yani çok iyi olur. Oradan konuşuyor arkadaş ama yani ben tabii... O da alıştı çünkü burada arkadaşlar laf atınca o da laf atılabiliyor zannetti, öyle zannediyor.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Sertel, devam edin, buyurun.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Şimdi, ben ilgilenmiyorum Başkanım, ben devam ediyorum.

Şimdi, burada, Sayıştaya bu konuda herhangi bir yanıt verilmiyor. Sayıştay bize diyor ki: "Yanıt verilmiş." E, yanıt verilmiş ama bizim haberimiz yok. Biz müneccim miyiz yani Sayıştaya bu arkadaşların bu konuda yanıt verdiğini bilemeyiz ki. Siz bize ek olarak "Bize böyle bir bilgi verildi." demediğiniz sürece biz elimizdeki kitaptan okuyacağız. Nereden okuyacağız, nereden bileceğiz?

Ayrıca, bakın "Banka yöneticileriyle yapılan görüşmelerde, Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerinin Genel Kurul tarafından belirlenen aylık net ücretlerinin yanında, üç ayda bir ikramiye aldıkları, kendilerine ayrıca giderleri banka tarafından karşılanmak üzere kredi kartı tahsis edildiği öğrenilmiştir. Hesabın ayrıntısı denetim ekibi tarafından çeşitli iletişim yöntemleriyle defalarca talep edilmiş olmasına rağmen Sayıştay denetim ekibiyle paylaşılmamıştır." deniliyor. Ya, şimdi, kredi kartları verilmiş, harcamalar yapılmış, Sayıştay arkadaşlara sormuş: "Ne kadar harcıyorsunuz aylık olarak?" Sayıştay defalarca sormuş, defalarca yanıt verilmemiş. Ben buradan okuyorum Sayın Sayıştay Temsilcisi, size verilen yanıttan bizim bir bilgimiz yok ki. Yani bilgimiz olsa biz deriz ki bu konuda... Kemal Bey o yüzden, özellikle, üstünde durarak bunları anlattı, anlatmaya gayret etti, çabaladı. Şimdi, biz, bu noktada, bunların yanıtlarını hâlâ alabilmiş değiliz. Yani, şu ana kadar hangi KİT Komisyonu üyesine buna ilişkin bir yanıt geldi? Bana gelmedi şahsen, arkadaşlarıma da gelmedi, size de geldiğini zannetmiyorum. İşte, biz bunların yanıtlarını arıyoruz. Sayıştay "Aa, bize cevap verdiler. Tamam, bitti olay." falan diyorsa Sayıştayın bize bilgi vermesi lazımdı. 2019 yılında yanıt verilmeyen sorulara kurum yanıt verdiyse ve bu bizim bilgimiz dâhilinde değilse biz bunu sormakla mükellefiz çünkü bize henüz bir bilgi gelmemiş. Meselenin özü bu.

Bakın, burada, 2020 yılında Yönetim Kurulu üyelerine... Yine Sayıştay raporundan bakıyorum, okuyorum, devam etmiş çünkü bu ücretler. 2019'da 3 milyon küsur fazladan ödenmiş ya, 2020 yılında Yönetim Kurulu üyelerine ödenen ücretlere baktım, uhdesinde kamu görevlisi olmayanlara 22.500 lira, kamu görevi olanlara 12.530 lira ödenmesi gibi Genel Kurul kararınız var. Yani artmış 19 bin liradan 22.500 liraya, diğerleri de 12.530 liraya çıkmış. Ama siz 2020 yılında Yönetim Kurulu üyelerine yine 6 milyon 602 bin lira harcama yapmışsınız, o da var kayıtlarda. Şimdi, 6 milyon 602 bin lira yaptıysanız, şimdi ödenen ücretler ortada olduğuna göre, yönetimdeki kimsenin başka kamu görevi olmadığını düşünerek baktığımızda, 9 kişilik Yönetim Kuruluna aylık 202.500 lira ödemeniz lazım, yılda 2 milyon 430 bin lira harcama yapmış olmanız lazım, 2 milyon 430 bin lira. Ama siz 6 milyon 602 bin TL toplamda yine 4 milyon 172 bin lira bankadan fazladan para almışsınız. Şimdi, Sayıştay, bu bilgi de verildi mi size? Mutlaka verildi herhâlde ya da biz de bunu biliyoruz ama böyle bir şey var mı? Yani, önceki yıllarda "Harcamalarıyla ilgili belgeler istendi, ısrarla istedik, vermediler." denmiş. Şimdi, Yönetim Kurulu üyelerine tahsis ettiğiniz kredi kartlarının limitini, harcama detaylarını, ödenen ikramiyeleri Sayıştay sormuş, siz bilgi vermekten imtina etmişsiniz. Belki Genel Müdür değiştikten sonra, mart ayında geldikten sonra "Yahu, böyle olmaz. Biz Sayıştaya bu konuda bilgi verelim." deme gereği duydu, öyle verdi. Bilmiyorum nasıl olduğunu fakat Sayıştayın bilgi istemesine rağmen bilgi verilmemesi 2 tane kurumda bugüne kadar oldu; bir, Dokuz Eylül Üniversitesinde oldu ve Sayıştay müfettişi, Dokuz Eylülü denetleyen Sayıştay müfettişi görevini doğru ve düzgün yaptığı için açığa alındı. İki, Ziraat Bankası bu konuda görevi ihmal yaptı. Sayıştay sorduğu zaman o soruya yanıt verilecek yani onun dışında bir şey yok ki çünkü Sayıştayın denetimini engellediğiniz zaman kanunen de suç işlemiş oluyorsunuz.

Ben özellikle bu konuların üzerinde durdum; sürem doldu, fazlaca konuşmak istemiyorum çünkü bu konularda arkadaşlarımız da bize hak verecektir. Ama en son olarak kendi mesleğimle ilgili söylediğim kısma geleyim. Siz kamu bankasısınız ve Halk Bankasına da sordum. Kamu bankası olarak siz gazetelere, televizyonlara reklam veriyorsunuz. Kıstas nedir? En çok izlenen televizyonda olmak. Gazetede ölçü nedir? En çok tiraj sahibi olan gazetede ilanının yer alması yani en çok gazete satışı kim yapıyorsa, kimler yapıyorsa onlara vereceksiniz, hadi öbürlerine de verin destek açısından, ona da razıyım ama bugüne kadar sizden Sözcü, Evrensel, Cumhuriyet, Karar, Yakınçağ, Millî Gazete, sağından solundan hiçbiri ilan alamadı; KRT, Halk TV, Tele 1, Fox TV hiç reklam alamadı, TV5 hiç reklam alamadı.

Şimdi, bakın, şöyle bir anlayış çok yanlış: "Bu iktidarı destekleyen gazeteler ve televizyonlara biz reklamı veririz, diğerlerine de RTÜK kanalıyla cezayı verdirir, üstüne gideriz." Bu anlayış çok yanlış yani siz Ziraat Bankası olarak Türkiye'de sosyal demokratların da para yatırdığı, faiz için, ikramiye, prim, maaş aldığı, her konuda sizinle işlem gördüğü bir bankasınız; siz ayrıcalık yapamazsınız, siz bir kamu bankasısınız ve kamuya eşit, adil davranmak zorundasınız.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Toparlayalım Sayın Sertel.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Bu noktada bu eleştirilerimizi dikkate almanızı rica ediyorum. Halk Bankasına "Siz sosyal demokrat mudi istemiyor musunuz ya da dini bütün, Millî Gazete okuru olan, dinen belli bir inanç ve belli bir grup oy verdiği için o Millî Gazete niye cezalandırılıyor, TV5 niye cezalandırılıyor?" diye sormuştum, aynı soruları size soruyorum. Niçin siz ayrıcalık yapıyorsunuz reklamlarınızda? O zaman ayrıcalık yapma hakkını nereden bulduğunuzu da sorarız, sormalıyız diye düşünüyorum.

Teşekkür ederim Sayın Başkan.