KEMAL PEKÖZ (Adana) - Teşekkür ederim Başkan.

Sizler de hoş geldiniz.

Şimdi, yaşlıların sorunlarını araştırmak üzere kurulmuş bir komisyonuz dolayısıyla da son günlerde gündemde olan ve sıkça tartışılan bir konu var, onunla ilgili düşüncenizi almak istiyorum. Şimdi, bildiğiniz gibi, yaşlıların önemli bir kısmı emekli maaşı alıyor, emekli maaşı alırken de son dönemlerde bankalar bir rekabete girdiler ve her banka işte 800 liradan 8.250 liraya kadar promosyon veriyor. Diyanet İşleri Başkanlığı bir açıklama yaptı ve promosyon alınmaması gerektiği, alınması hâlinde de kendileri tarafından kullanılmamasının, ihtiyaç sahibi olan kişilere kullandırılmasının doğru olacağını söyledi faizin haram olmasına dayandırarak. Oysaki Diyanet İşleri Başkanlığının hesapları da dâhil olmak üzere çok sayıda insan bankalardan faiz de alıyor, promosyon da alıyor. Şimdi, böyle bir şeyi siz yaşlılar söz konusu olduğunda böyle izah ettiğiniz zaman, bu yaşlıların zaten çok büyük bir kısmının kendileri ihtiyaç sahibi, dolayısıyla aldıkları emekli maaşlarıyla yaşamlarını çok zor sürdürebiliyorlar ve aldıkları bu üç beş kuruşluk promosyonlarla yaşamlarını bir miktar olsun, geçici de olsa rahatlatmak istiyorlar. Diyanet İşleri Başkanlığının buradaki amacı nedir, onu öğrenmek istiyorum.

İkincisi de, tabii doğrusu bunun, soracağım şeyin tek sorumlusu siz değilsiniz, başka etkenler de var onu bilerek soruyorum: Kendim kişisel olarak hiçbir alanda tekçilikten yana değilim. Dolayısıyla sizler de din hizmeti verirken belirli bir kesimi, belirli bir inancı temel olarak alıyorsunuz ve onlara yönelik faaliyetler yapıyorsunuz, işte, Miraç Kandili günü huzurevlerinde program yapmak gibi ya da benzeri şeyler. Oysaki bu ülkede aynı inancı benimsemeyen, farklı inançları benimseyen kesimler de var, onlara yönelik böyle bir program yapmayı düşünüyor musunuz? Üçüncüsü, yaşlıların büyük bir kısmı, evet, camiye geliyorlar, daha doğrusu cami cemaatinin önemli bir kısmı yaşlılardan oluşuyor. Biraz önce sorduğum soruyu size de sormak istiyorum: Türkçe bilmeyen cemaat üyeleriniz var, onlara yönelik herhangi bir şey yapıyor musunuz? Çünkü daha önce camilerde Kürtçe vaaz verdiği için cezalandırılan insanlara rastladık, fahri imamlar cezalandırıldılar, bunu bildiğimiz için bu konudaki düşüncenizi öğrenmek istiyorum. Yoksa Diyanet İşleri Başkanlığıyla ilgili 50 bin tane problem söylenebilir, bunların büyük bir kısmını bütçe görüşmeleri sırasında ve fırsat geldikçe Mecliste zaten dile getiriyoruz ama ben daha çok sizin yaklaşımınızı merak ediyorum, bunu öğrenmek istiyorum.

Teşekkür ederim.