AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ediyorum.

Şimdi ben şunu sormak istiyorum: Bu Dünya Sağlık Örgütünün Yaşlı Dostu Kentler ve Topluluklar Programı var. Bu programa dâhil Türkiye'de buna aday kaç tane şehrimiz var, onu sormak istiyordum.

İkincisi, şimdi Türkiye'de giderek yaşlanıyoruz, Türkiye nüfusunun yüzde 9,7'si 65 yaş üstü fakat illere göre baktığımız zaman daha farklı bir tablo ortaya çıkıyor. Doğu ve Güneydoğu'daki illerde işte, Mardin, Muş, Siirt, Ağrı, Diyarbakır gibi illerde bu oran yüzde 5'lere hatta 3,5'lara kadar düşerken bilhassa Karadeniz'deki illerde, de mesela Sinop'ta 20,1, Kastamonu'da 19,2 yani bölgeler arasında çok ciddi farklılıklar var dolayısıyla şehirlerin de yaşlı nüfusuna bakış açılarının daha farklı olması lazım. Özellikle bu şehirlerle, Sinop, Kastamonu, Artvin, Giresun, Çankırı gibi şehirlerle ilgili ayrı bir düzenlemeye gerek var mı yaşlılarla alakalı yani kanunla belediyelere yeni görevler tanımlanabilir mi, o konudaki görüşünüzü almak istiyorum.

Bir de metropoller ayrı bir sıkıntı, oradaki yaşlı nüfusun sıkıntısı işte, Sinop'taki, Kastamonu'daki, Artvin'dekinden çok çok daha farklı, bunlarla, metropollerle alakalı sizin Belediyeler Birliği olarak herhangi bir çalışmanız var mı? Bir de ayrıca şöyle bir şey de var: Şimdi, bu saymış olduğum iller genelde yazın nüfusu artan illerdir ve gelenler de genelde yaşlı yani kendi memleketlerine İstanbul'dan, metropolden gelen insanlar var. İkili bir yaşam sürülüyor özellikle başta İstanbul olmak üzere, bununla ilgili bir çalışmanız var mı?

TÜRKİYE BELEDİYELER BİRLİĞİ GENEL SEKRETERİ HAYRİ BARAÇLI - Sayın Vekilim, son sorduğunuz soru neydi?

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Şöyle, yani ben kendi gözlemimden bahsediyorum. Mesela, İstanbul'dan özellikle yaz aylarında insanlar, bilhassa yaşlılar kendi memleketlerine gidiyorlar ve gittikleri yerler de biraz evvel bahsetmiş olduğum yerler, dolayısıyla yaşlı nüfusu daha da fazla artıyor bu illerin, ikili bir yaşam var; bununla ilgili, ilgili belediyeler arasında herhangi bir çalışma yapılabilir mi, onu öğrenmek istiyordum.

Bir de ayrıca, mesela, ben zannedersem 2019 yılında Manisa Büyükşehir Belediyesinde Gördes'in köylerindeki şüpheli gördüğüm bazı köylerdeki su tahlillerini istemiştim. Onu almam mümkün olmadı yani bakanlığa yazdık, oraya yazdık, buraya yazdık, ben -işte 15-20 tane köy vardı zannedersem- o köylerin su tahlillerini alamadım. Neden bundan bahsediyorum? Çünkü buradaki sunumlarda şunu gördük, çağımızın en büyük dertlerinden bir tanesi demans ve alzaymır ve ülkemizde çok ciddi şekilde alzaymır ve demans hastalıkları artmakta, artış göstermekte, endüstriyel kaynaklı toksik kimyasallar da bu hastalıkların oluşmasında etkili aktörlerden bir tanesi yani işte, kirlenen hava, su, toprak bu hastalığın daha fazla artmasına sebebiyet veriyor ve ben de bu tahlillerin ve bunun takibinin doğru yapıldığını düşünmüyorum işin doğrusu, kendi deneyimimi söyleyeyim. En son Tarım Bakanlığının Sayıştay raporunda da buna benzer bir şey var, diyor ki: Bir yönetmelik gereği büyükşehir belediyeleri içme ve kullanma suyunun kalite parametrelerindeki oranların izlenmesi amacıyla her altı ayda bir bakanlığa bilgi vermesi gerekirken birçok belediyenin vermediğini görüyoruz. Yani bu konuda bir sıkıntı var, ben sıkıntı olduğunu düşünüyorum, siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?