AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Öncelikle, sunumunuz için teşekkür ederiz.

"Afet gerontolojisi" diye bir tanım, biraz buna çalışırken baktım yani özetle, yaşlılara yönelik afet öncesi ve sonrası uygulama odaklı çalışmaları kapsıyor. Kurumunuzda bu dalda herhangi bir uzmanınız var mı; varsa bu sunumu neden o yapmadı? Çünkü tamamıyla onun ilgi alanıyla alakalı olduğunu düşünüyorum.

Dediğiniz gibi, iklim değişikliğinden kaynaklı hava olaylarının ve buradaki afet sayılarının her geçen gün arttığı ve daha artmaya devam edeceği bilimsel bir gerçeklik ve bunu ülkemizde de ne yazık ki yaşıyoruz ve daha şiddetli yaşamaya devam edeceğiz. Ben, daha önce, iklim değişikliğiyle alakalı Komisyonda görev almıştım, o görev esnasında, bir bilim insanı şunu söylemişti: "Hani 'yüz yılda bir görülen afet' deriz ya, bunlar artık her yıl yaşanacak." Ne yazık ki yaşamaktayız ve böyle bir ortamda, iklim değişikliğinden kaynaklanan risklerde ve afetlerde en riskli gruplar da en kırılgan gruplar da yaşlılar ve çocuklar ne yazık ki. Mesela, dünyadaki afetleri araştırdım, 2011 yılında Japonya depreminde hayatını kaybedenlerin yüzde 56'sı, afet sonrası ölenlerin yüzde 89'u 65 yaş ve üstü, benzer şekilde, Katrina Kasırgası'nda Amerika Birleşik Devletleri'nde bölge nüfusunun yüzde 16'sı 60 yaşın üzerinde olmasına rağmen hayatını kaybedenlerin yüzde 75'i 60 yaş ve üstü. Yani bu rakamlar, zaten bize ne kadar kırılgan olduklarını, afette en fazla risk altında olan grupların yaşlılar olduğunu, 65 yaş üstü olduğunu göstermektedir. Mesela, sizin elinizde bu tip veriler var mı, ülkemizde yaşanan afetlerde, sel afetlerinde, orman yangınlarında ve depremlerde hayatını kaybeden yurttaşlarımızın 65 yaş üstü oranı nedir, bu konuda yapılmış olan bir çalışmanız var mı, onu size sormak istiyorum.

Bir de biraz evvel vekilimin bahsettiği gibi yani genelde anlatmış olduklarınız afet olduktan sonra, başımıza geldikten sonra yapılan yara sarma konusunda, evet, birtakım adımlar atıldı ama afet olmadan önce yapılan çalışmalarda, deprem olmadan önce yapılan çalışmalarda ciddi eksiklikler olduğunu ne yazık ki görmekteyiz. Mesela, Isparta'da kar yağışı, bu da bir afet yani aşırı kar yağışından sonra elektriksiz kaldı biliyorsunuz günlerce Isparta. Orada, mesela, yalnız yaşayan bir yurttaşımız, 70 yaşındaki bir yurttaşımız hayatını kaybetti elektrik olmadığından dolayı. Burada çok önemli konulardan bir tanesi, yalnız yaşayan yurttaşlarımız, yaşlılarımız ki bunların sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Yani 8 milyon 300 bin yaşlının neredeyse 1 milyon 300 bin tanesi yalnız yaşıyor ve bunların da yüzde 77'si kadın. Bu konuda yapılmış herhangi bir çalışmanız var mı? Çünkü en riskli olanlar bunlar.

BAŞKAN EROL KAYA - Teşekkür ederim.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - 1-2 tane daha...

BAŞKAN EROL KAYA - Kısa kısa...

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Mesela, demans ve alzaymır en fazla sıkıntılardan bir tanesi olacak. Kendi yaşamış olduğumuz bazı örnekler var. Özellikle, kırsalda yaşayan alzaymır hastalarının, işte, evden çıktıklarını, on beş, yirmi gün sonra da ne yazık ki cesetlerine, naaşlarına ulaşıldığını görmekteyiz ve bunda da kurtarma çalışmalarını genelde kurumunuz yürütmektedir. Bu konuda kırsalda yaşayan bu alzaymır hastalarına yönelik herhangi bir çalışmanız var mı?

Bu afetlerin daha çok yaşlılar üzerindeki etkilerini en aza indirecek olan çalışmalarınız nelerdir, onları öğrenmek istiyoruz.

Bir de sıcak hava, biliyorsunuz, Avrupa'da son bir iki yıldan beri hava sıcaklığında çok ciddi yükselme var ve özellikle yaşlı vatandaşlar üzerinde, yaşlı insanlar üzerinde ölümcül sonuçlar doğurmakta, ülkemiz de bu konuda ciddi risk bandırmakta, hava sıcaklıkları son derece yükselecek.

BAŞKAN EROL KAYA - Teşekkür ediyorum.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Buradaki ölümlere yönelik herhangi bir çalışmanız var mı diye söyleyeyim.

BAŞKAN EROL KAYA - Bitti.

Sağ olasın.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Özet geçmiş olalım.

BAŞKAN EROL KAYA - Ne özeti ya? Yarım saattir soruyorsun ya, hâlâ "özet" diyorsun.

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Yok, yok.