| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Kütahya Milletvekili Ahmet Tan ve 172 Milletvekilinin; Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4618) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 13 .10.2022 |
CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkan, Değerli Bakan Yardımcıları, bürokratlarımız, milletvekili arkadaşlarımız, sivil toplum örgütü temsilcileri ve basın mensupları; ben de öncelikle hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Şimdi, içerisinde özellikle birtakım borçların silinmesinin daha çok öne çıktığı bir torba yasayla karşı karşıyayız. Diğer maddeleri ayrıca değerlendireceğim ancak şöyle başlamak istiyorum: Bakın, 9 Temmuzda Sayın Genel Başkanımızın gençlere bir söylemi oldu, aynen şöyle dedi: "Gençlere sesleniyorum: Faizli KYK borçlarını ödemeyin, bir sene içinde iktidara geliyoruz, sözünü verdiğim gibi sizden sadece anapara talep edilecek, o da iş bulduğunuzda." Bakın, Sayın Genel Başkanımızın 9 Temmuzdaki açıklaması. Peki, bu açıklamayı yaptığı günlerde ne olmuştu? Binlerce, yüzbinlerce hatta milyona varan üniversite öğrencisi gencimize icra tebligatları gönderilmişti. Gelen icra tebligatlarıyla bu KYK alacakları istenilmiş, o yapılan işleme karşı da Sayın Genel Başkanımız bu açıklamayı yapmıştı. Bu açıklamadan bir hafta sonra iktidara mensup yetkililer "Efendim, biz gençleri bu borcun altında ezdirmeyeceğiz, bu paraları sileceğiz." tarzı açıklamalar yapmak zorunda kaldılar çünkü gençlerimiz Genel Başkanımıza inanmıştı ve iktidara geldiğimizde bu borçları sileceğimizi biliyorlardı. İşte, eğer bugün bu torba yasa içerisinde bu düzenleme varsa Genel Başkanımızın yapmış olduğu bu açıklamayla başlayan bir süreçtir. Bütün gençler de bunu gayet iyi bilmekteler.
Geçmiş dönemlerde de benzer önerilerimizi iktidar hayata geçirmek durumunda kaldı. Örneğin, emeklilerimiz çok iyi bilir ki 2 bayram ikramiyesi Cumhuriyet Halk Partisinin bir vaadiydi. Bu vaadi ilk yaptığında "Nerede bunun kaynağı?" diyenler bir sonraki seçim sürecinde aynı sözü vermek zorunda kaldılar ve bugün, emekliler Cumhuriyet Halk Partisi sayesinde iki dinî bayramda ikramiye alır hâle gelmiş durumda.
Yine, asgari ücrete kadar olan gelirlerden vergilerin silinmesiyle ilgili olan düzenleme de yine Cumhuriyet Halk Partisinin taahhütleri arasındaydı, işte bu Mecliste yine iktidar tarafından bu düzenleme getirilmek zorunda kalındı ve bu gerçekleşti.
İşte, öğrenim kredilerinden borçların silinmesi sürecinin böyle geliştiğini bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Tabii ki şunu da söylemek durumundayım: Bu kadar borç eğer gençlerimiz tarafından ödenemiyor ise bunun da sebebi, şu an gençlerimizin birçoğunun işsiz olması, çalışıyor olsalar da bu paraları ödeyebilecek durumda olmamaları nedeninden kaynaklanmakta. Şunu da söylemek durumundayım gençlerimize bilhassa ve ailelerine: Eğer ki önümüzdeki süreçte bir seçim süreci olmasaydı bu iktidar sizlere gönderdiği tebligatlardaki icra dosyalarındaki alacaklarını sizden son kuruşuna kadar çatır çatır alırdı. Neyse ki seçim var ve bizim de Genel Başkanımızın da taahhüdü var, bu teklifi getirmek zorunda kaldılar, faizi silmek zorunda kaldılar.
Şimdi, burada, birtakım -ifade ettiğim gibi- borçların silinmesi meselesi tamamen iktidarın seçime dönük bir düzenlemesidir ve geniş kitlelere özellikle hitap edecek düzenlemelerle seçimi etkilemeye çalışan bir anlayıştadır. Tekraren söylemek istiyorum: Seçim olmasaydı bu borçlular iktidarın aklına dahi gelmeyecekti.
Şimdi, devamında şunu söyleyeyim: Bakın, elektrik, su, doğalgaz borçlarından dolayı haklarında icra takibi yapılan kişilerin borçlarının 2 bin TL'ye kadar olan miktarıyla ilgili "değersiz alacak" sayılarak takiplerin kapanmasıyla ilgili bir teklif var burada. 5 milyon borçlu var, 5 milyon borçlu. Bu ülkede, işte, 2 bin lirayı; elektriğini, suyunu, doğal gazını ödeyemeyecek hâle düşürülmüş 5 milyon insan var, 9 milyon icra dosyası var. Siz, iktidar olarak esas bundan utanın! Buraya "Affettik." diyerek hüner yapıyormuş gibi gözükeceğinize... Bu kadar insanı 2 bin lira gibi bir parayı ödeyemez duruma düşürüp de haklarında sayısız icra dosyası açılmasına sebebiyet veren iktidardır, bunun baş sorumlusudur çünkü bu içinde bulunduğumuz kötü ekonomik koşullar işte benim gariban halkımı bu duruma düşürdü. Bugüne kadar defalarca size sorulduğu hâlde... Örneğin, geçen yıl kaç abonenin elektriği kesildi, kaç abonenin doğal gazı kesildi de o insanlar soğukta kaldılar? Ve bu ülkede binlerce insanın elektriği kesildi, doğal gazı kesildi, işte, 2 bin lirayı ödeyemedi bu olumsuz ekonomik şartlar nedeniyle ve bu insanlar icra takibine maruz kaldı. Şimdi siz kendi yarattığınız bu tablodan dolayı, yok efendim, biz bu kadar insanı affediyoruz görüntüsüyle o insanların iradesini etkilemeye çalışsanız da bu numarayı bu vatandaşımız yemeyecek çünkü bugünlere düşüren sizsiniz!
Yine, 22 varlık yönetim şirketinin binlerce, milyonlarca vatandaşımız hakkında bankalardan tahsil edilememiş olan o dosyaları çok cüzi rakamlarla satın alıp o dosya rakamlarını tahsil etme sürecine giriştiği bir sürecin, uygulamanın var olduğunu hepimiz biliyoruz. Burada da ana parası 2.500 lira olan bir dosya borcunu o kadar uzun bir süreçte ödeyemediği için, ödeyemeyecek duruma düşürüldüğü için ödenmemiş icra dosyalarını... Şimdi, siz, efendim, 2.500 liraya kadar olan kısmını siliyoruz diyerek bu insanları etkilemeye çalışıyorsunuz ve bu paranın da yarısını yine hazine ödeyecek.
Şimdi, işin özeti şu: Bu vazgeçmeler, esasen, hepimizin vergilerinden toplanan, devlet bütçesinden gerçekleşecek olan vazgeçmelerdir. Sizler kendi babanızın parasından vazgeçmiyorsunuz, sonuçta, genel bütçeden vazgeçiliyor ancak kendi yarattığınız bu acı tabloyu, bu anlamda, vazgeçerek örtmeye çalışıyorsunuz. Ben size söyleyeyim: Bizim vatandaşımız artık sizin bu yapmaya çalıştıklarınızı yemeyecektir.
Şimdi, bir başka düzenleme daha var, bakın. İşte, birtakım sosyal yardımlar, belli destekler, işte, yaşlılara, kimsesiz vatandaşlara yapılmış destekler, engelli evde bakım yardımı gibi vatandaşlarımıza yapılmış hatalı ödemeler olduğunu ve bu ödemelerden vazgeçilmesi gerektiğini buraya getirmişsiniz; bunlar da yaklaşık 185 bin kişiye tekabül ediyor.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın, bu parayı alanlar, tahmin ediyorum ki gariban vatandaşlarımız, bizim ihtiyacı olduğunu düşündüğümüz vatandaşlarımız. Eğer gerçekten ihtiyacı olan vatandaşımıza bu şekilde bir ödeme yapılmışsa helalühoş olsun. Biz de bu vazgeçmeye canıgönülden destek oluruz ancak işin bir başka tarafı var, bu idari işlemi yapanların da affı. Şimdi, bu nokta çok önemli, burada bu yanlış işlemi yapanların affedilmesi talep edilmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Arı, buyurun lütfen.
CAVİT ARI (Antalya) - Şimdi, bakın, ben size bu konuda çok iyi niyetli olmadığınızı üzülerek söylemek zorundayım. İşte, sizin geçmiş dönemde devletin kaynaklarını, bakın, devletin kaynaklarını... Sayıştay raporunda geçtiği şekliyle söylüyorum, geçen yıl bunlar tartışıldı: 450-460 bine yakın kişiye usulüne uygun olmayan ödemeler yapıldı ve bunların kime yapıldığı belli değil, efendim, işte "engelli" adına diye yapılan olmuş, "evde bakım ödemesi" diye yapılan olmuş, yine, engelli olmadığı hâlde "engelli" diye ödemeler yapılmış, 18 yaşını doldurmadığı hâlde gibi... Yani bu Sayıştay raporunda 7-8 maddede sayılmış bulgular var. Bu bulgular sizin benzeri ödemeleri aslında bir anlamda, doğru yapmadığınızı gösteren bulgular. Sayıştay bunu ortaya çıkardı ve ifade etti, yaklaşık 450-460 bin kişiye bu şekilde usulüne uygun olmayan ödemeler yapıldı. Şimdi, korkarım ki bu kişilerle ilgili bu paralar sonuçta siyasete devşirildi "Hakkı olmadan para alanların kim olduğu araştırılsın." denildi, kimse araştırmadı. Ya, nedir? Demek ki bunların belli adreslere teslim yapılan ödemeler olduğunu ifade etmek isterim.
Kur korumalı mevduat sistemine ben de değinmek istiyorum ancak zamanımız dar. Yalnız, bu bölümde şunu söyleyeyim, kur korumalıyı ikinci bölümde anlatacağım.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın, Turizm Teşvik Kanunu'yla ilgili bazı düzenlemeler yapıldı ve de özellikle işte, günübirlik tesis alanlarında, Bakanlıkça yapılan yerlerde denize ulaşımla ilgili günübirlik alanlarda birtakım paraların alınmaması gerektiğine dair bir madde var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CAVİT ARI (Antalya) - Bitiriyorum.
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Arı, ek süreniz de bitti, ben tekrar söz veriyorum.
Buyurun tamamlayın.
CAVİT ARI (Antalya) - Ben size, buradan özellikle sayın basın mensuplarına şunu söylemek istiyorum: Bakın, bu noktalarda da ben iyi niyetli görmüyorum. Özellikle burada Turizm Bakan Yardımcısı olsaydı daha da iyi olacaktı. Bakın, Antalya Serik ilçesi Belek ve Kadriye tarafında yaklaşık 330 dönüme tekabül eden bir alanda turizm alanlarıyla ilgili düzenleme yapıldı ve bu alanlarda yapılan imar uygulamaları yanlıştı, biz dile getirdik ancak bunu dile getirmemize rağmen burada yapılan işlem, en sonunda, bizi haklı gören Danıştay tarafından iptal edildi. Şimdi, bu imar uygulaması iptal edilmekle birlikte aynı alana dâhil, bu iptal edilen alana dâhil olan yerde iki gün önce bir alan turizm tesisi yani otel alanı olarak ihaleye çıkarıldı yani imar planlaması iptal edilen yeri satan bir iktidar var.
Teşekkür ediyorum.