| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/297) ve Sayıştay tezkereleri a) Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı b) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı c) Türk Standartları Enstitüsü ç) Türk Patent Enstitüsü d) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu e) Türkiye Bilimler Akademisi f) Gençlik ve Spor Bakanlığı g) Spor Genel Müdürlüğü h) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu ı) Spor Toto Teşkilat Başkanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 29 .01.2016 |
AHMET YILDIRIM (Muş) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Bakan, konuşmamda da ifade etmiştim ama soru hâlinde bir daha sorayım: Şu coğrafi işaretlemeyle ilgili Patent Enstitümüzün... Bakın, şimdiye kadar 187 coğrafi işaretlenmiş yöresel ürün ve tarihî eserimiz var ama bunlardan sadece Antep baklavası CI belgesine sahip ve düşünün bizim yüzölçümümüzün altıda 1'i kadar büyüklüğe sahip olan Yunanistan coğrafi işaretlemede dünya 5'incisi. Ben bununla ilgili özel bir departmanın olmadığını, oluşturulması gerektiğini... Yani, bir kişi hem marka tescil hem patent hem de coğrafi işaretleme uzmanı olamaz. Bu biriminizi güçlendirmeyi veya yeni bir birim açmayı düşünüyor musunuz? Bunun önemli olduğunu düşünüyorum ben.
Bir diğer husus Sayın Bakan, tahmin edeceğiniz üzere, benim 50 bin kitabın imha edilmek amacıyla toplatılması hususundaki söylemim TUBİTAK baskısı olan yani herhangi bir kitap değil de yani TUBİTAK baskısı olan, ya değilse her kitabı toplatma yetkinizin olmadığını biliyorum. Bu geçmiş dönemde basılmış olması sizin döneminizde toplatılması anlamına geliyorsa, bugün de sizin döneminizde basılan kitabın başka bir iktidar döneminde toplatılması gibi bir şey sübjektif olur hem de bilime yaklaşım anlamında sübjektif bir sonuca tekabül eder. Onun için, bunu bilimsel düzlemde tartışarak belli bilimsel süreçlerden geçirilerek kararının alınması gerekmiyor muydu?
Son olarak da Sayın Bakan, şimdi KOSGEB politikalarınızın, KOBİ kredilerinizin küçük ve orta ölçekli işletmecileri teşvik eden bir yönünün olduğunu söylediniz ama sadece şu rakamı söyleyeyim: Bakın, 2002'de Türkiye'nin en zengin yüzde 1'i yani nüfusun yüzde 1'ine tekabül eden en zenginler servetin sadece yüzde 39,4'üne sahipken 2015'te yüzde 54,3'üne sahip; mal ve hizmet varlıkları artmış. Aynı şekilde, o yüzde 1'i takip eden yüzde 2 ila 10 arasındaki diğer yüzde 9'luk zenginlerin bile geliri düşmüş, mal ve hizmet varlıkları düşmüş. Acaba bunun, yani KOBİ kredilerinin dağıtımında bir eksiklik var mı, amaca hizmet etme dışında bir kullanımı söz konusu olabilir mi? Çünkü bu kredilerin temel felsefesi şudur: Biraz daha küçük ve orta ölçekli işletmeciyi teşvik etmektir, onun mali durumunu, koşullarını düzeltmektir ama sonuçlar on iki, on üç yıllık süre içerisinde bu yönde bir rakamsal sonuç açığa çıkarmamıştır.
Teşekkür ederim.