KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET YILDIRIM (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakan ve değerli bürokratlar; hepiniz tekrardan hoş geldiniz ve 2016 yılı Gençlik Spor Bakanlığı bütçesinin şimdiden hayırlı olmasını diliyorum.

Şimdi, tabii, burada herkes istediği gibi konuşabilir. Kendisi için istemediği sözleri başkası için kullananların, işte, "Yok, bu gazete bunu yazdı..." Hiç anlamadığım, tanımadığım isimler kullanarak partimizi töhmet altında bırakmak üzere veya bir örgütsel isim saymak suretiyle partimize yönelim geliştirmenin maksadının ne olduğunu anlayabilmiş değilim. Eğer iş birilerinin ağzından verilmiş demeçler ve gazete kupürlerine kalırsa sabaha kadar partinizi eleştiririm, iş bitmez, bir polemiğe hizmet etmekten başka da hiçbir hizmet görmez. Mesele gazete kupürleri ve bilinmedik kişilerin kod adları üzerinden beyanlarını esas almak suretiyle böyle bir partiyi falan vurmaya kalkışmayın. Bu denenirse sabaha kadar yaparız yani.

Ya değilse şunun da farkına varmanızı iyi niyetle söylemek isterim: Burada Sayın Bakan var, Sayın Bakan Yardımcısı var; aslında kalkıp on üç, on dört dakikanızı onlara savunmaya ayırmakla, onlara haksızlıkla hakaret ettiğinizin farkında bile herhâlde değilsiniz. Söz hakkı varsa Sayın Bakan Yardımcısı savunur kendini, ya değilse bütün Bakanlık adına Sayın Bakan şüphesiz cevap verecektir, savunacaktır. Ben bu kadarla sınırlı tutup daha fazla yeni bir polemiğe hiç mahal vermeksizin Bakanlık bütçesiyle ilgili olarak hem amatör ve profesyonel futbol oynamış hem üç dönem kulüp yöneticiliği yapmış biri olarak, spor bakış açımı da partimin spora bakış açısıyla örtüştürerek, eleştiri ve önerilerle güçlendirmeye çalışacağım.

Sayın Bakan, bu konuda, gerçekten, eleştirilere karşı en ufak bir rahatsızlık duymamanız lazım. Yani az önce bir arkadaş konuşurken gönlünüzü dar edecek, kalemi yere bırakacak... Hiçbir şeyden rahatsız olmayın. Emin olun, bunlar, ilk etapta eleştiri -her birimiz beşerî varlık olduğumuz için- zorunuza gidebilir ama en nihayetinde güçlendiririz ya da gerçeğe tekabül etmiyorsa geçeriz biz.

Şimdi, Bakanlıkla ilgili olarak söyleyeyim: Sayın Bakan, pazartesi günü Maliye Bakanlığı merkezî yönetim bütçesinin tümü üzerinde burada gece geç saate kadar bir sunum yaptı ve orada Bakanlığınızla ilgili olarak bir tablo sundu. Bakanlığınızın Spor Genel Müdürlüğü, Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğüyle ilgili bütçede gerçekten sehven mi ya değilse bakanlıklar arasında bir koordinasyon eksiliği mi, bilmiyorum ama sizin bugün konuşmanızda sunduğunuz tabloyu ele alınca fark ettim, Gençlik Spor Bakanlığı cari transferler kaleminde Maliye Bakanlığının bize yaptığı sunumla sizin bugünkü sunumunuz arasında ciddi bir uçurum var. Bunu tespit edemedim. O da şu: Sayın Bakan, 2016 yılı için Maliye Bakanlığı 7 milyar 962 milyon 706 bin lira diye geçiyor, Maliye Bakanlığının sunumundaki 2016 yılı için cari transferiniz; burada ise 500 milyon 217 bin lira diye geçiyor. Bu ya sehven oldu ya da bakanlıklar arasında bir koordinasyon eksikliği mi var, bilmiyorum. Konuşmamdan sonra sunabilirim de. Bir de Sayın Bakan, öyle küçük bir fark da değil, arada neredeyse 14 kat, hatta pardon 16 kat farka tekabül edecek bir kalem farkı var. Yani dikkatle inceleyen her arkadaşın çok net bir şekilde dikkatini çekecek bir husustur, buna bakarsınız.

Yine, Sayın Bakan, tabii, bu kısa süre içerisinde -işte, yarısı geçti- maalesef, birçok konu açısından değerlendirmek... Gençlik politikaları, spor politikaları, tesisleşme açısından, madde bağımlılığı, Passolig, burslar, krediler ve biz de mümkün olduğunca birer ikişer cümleyle bakış açımızı, önerilerimizi, eleştirilerimizi sunarak geçiyoruz.

Sayın Bakan, şu anda şöyle bir algı uyandırıldı: Başbakanlık bursu alan sayı yükseköğrenim öğrencilerimiz arasında 363 bin, 363.233 kişi. Toplam yükseköğrenime kayıtlı öğrenci sayımız, kardeşimiz 6 milyon 62 bin. Bu 1 Ocaktan itibaren alınan karşılıksız burs oranımız yüzde 6 ama sanki Genel Müdürlüğünüze bağlı, gerek katkı gerekse öğrenim kredilerinin de karşılıksızmış gibi kamuoyunda tartışılıyor olması bir gerçekliğe tekabül etmiyor, bunu siz de biliyorsunuz. Siz de aldınız, biz de aldık ve bunlar geri dönüşü olan ve...

GENÇLİK VE SPOR BAKANI AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Samsun) - Krediler...

AHMET YILDIRIM (Muş) - Tabii, krediler için söylüyorum Sayın Bakan, burslar için söylemiyorum.

Bu burs oranının bir şekliyle Hükûmet politikası biçiminde artırılması ya da katkı kredileri değilse bile öğrenim kredilerinin de benzer kapsama alınması gerekir.

İkinci bir husus: Sayın Bakan, öğrencilerin herhangi bir sebeple başarısız olması durumunda bu Başbakanlık bursları kesiliyor. Bakın, geri dönüşü olan krediler kesilmiyor ama Başbakanlık bursu kesiliyor. Burada ailevi sebeplerle başarısız olanların, o yıl için, bir yıl için derslerinde başarısız... Ailevi sebeplerle olabilir, psikolojik nedenlerle olabilir veya herhangi bölgesel bir neden olur, herhangi bir sebeple olabilir. Tümden kesiliyor, bir daha o bursu alamıyor Sayın Bakan. Yani bunun sadece bir yıllık değil de uzun erimli başarılar grafiği üzerinden değerlendirilmesinin daha sağlıklı olacağını düşünüyorum.

Bir diğer husus: Şimdi, yeni bir kulüpler yasası hazırlığınız var Sayın Bakan. Bu yönde basına yansıyanlar... Kulüplerin il müdürlüklerinize bağlanacağı hususunda basındaki bir bilgiye ulaştık ki bu çok gerçekçi olmaz. Bilmiyorum, hani, belki Sayın Genel Müdür bu konuda daha iyi bilebilir ama kulüplerin mümkünse UEFA ve FIFA kriterlerine göre özerk yapılarının güçlendirilmesinin kulüplerin idare edilmesi açısından çok çok daha önemli olacağını düşünüyorum.

Passolig'le ilgili olarak çok farklı kanaatler belirtenler, hatta aynı düşünce, aynı kültürel ve siyasi havzadan gelenlerin bile Passolig'le ilgili farklı düşünceleri; olumlayanlar, olumsuzlayanlar var. Ben burada sadece bir soru üzerinden sormak istiyorum Sayın Bakan: Gerçekten, Passolig iki sezondur uygulanmaya çalışılıyor. Uygulanmaya çalışılıyor, yüzde 100 uygulandığını hâlâ söyleyemeyiz. Ama siz de iyi bilirsiniz ki tribün olayları, Disiplin Kuruluna sevk edilme dosya sayısı maalesef Passolig'den sonra azalmadı. Bu yönüyle acaba Passolig uygulanmasının önleyici tedbirlerinin tam muradına ermediği hususunda, bu hususu bir daha gözden geçirebilir veya revize etme mümkün olabilir mi?

Bir diğer husus: Sayın Bakan, evet, madde bağımlılığıyla ilgili, arkadaşlar değindiler ama... Bakın, ben toplam il nüfusu 420 bine yakın olan, merkez nüfusu ise 90 bin olan bir seçim çevresinin, bir ilin, il seçim çevresinin milletvekiliyim; Muş'tan söz ediyorum. Elimize ulaşan bir bilgi, son on yılda çok ciddi bir biçimde madde bağımlılığı, kullanım oranı artıyor ve kullanım yaşı da düşüyor. Şimdi, sigara, alkol kullanım oranı da hem artıyor hem kullanma yaşı düşüyor. Bununla ilgili olarak, hani, Sağlık Bakanlığıyla koordineli olarak AMATEM'lerin biraz daha dengeli ve bu hassasiyetler üzerinden geliştirilmesi mümkün olmaz mı? Veya bu, ülkenin geleceği açısından kaygı verici bir durum değil midir? Madde bağımlılığının 9-10 yaşına kadar düştüğü bir ülke gerçekliğinden söz ediyoruz. Muş'un merkez nüfusu 90 bin, İl Emniyet Müdürlüğüyle 1 Kasım seçimlerinden önce, vekilken görüştüm, 8 bin diye bir rakamın dolaştığını ifade ettim, "Yok, 2.000-2.500 civarındadır." dedi. Bu bile çok çok yüksek bir orandır. Yani elimizdeki tabii ki afaki bir veriydi, emniyetin kendisi açısından doğrulamaya çalıştığı oran bile çok yüksek. Bu konuda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığıyla bakanlıklar arası güçlü bir tedbirin ve politikanın geliştirilmemesi durumunda sadece bir bakanlığın ne sağlık açısından ne asayiş tedbirleri açısından ne de sosyal politikalar açısından yalnız başına yeterli olmayacağı, kompleks bir sorunla karşı karşıyayız. Herhâlde bunun yaygınlaşmadığı il neredeyse yok, giderek oranın artması itibarıyla söylüyorum.

Bir diğer husus: Dopinge değinildiği için... Düşünün, olimpiyatlarda derece elde eden millî sporcularımızda doping kullanımıyla ilgili acaba nasıl bir programınız var? Bu konuda önleyici tedbirler, kullanımda caydırıcılık açısından neler yapılabilir? Hani, uluslararası spor kurumları dışında biz iç spor hukuku açısından neler yapabiliriz? Acaba yeni düzenlemeler, yeni yasalar, yeni yönetmelikler mi gerekir?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

(Oturum Başkanlığına Başkan Süreyya Sadi Bilgiç geçti)

BAŞKAN - Buyurunuz, ilave süre veriyorum.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Bütün bunların totalinde iki hususa, bir iki dakika tesislerle ilgili, bir iki dakika da özellikle gençler arasında giderek artan nefret söylemiyle ilgili bir iki hususa dikkat çeken sözlerle tamamlamak istiyorum.

Sayın Bakan, ben kırk yılı aşkın süre Diyarbakır'da yaşadım. Diyarbakır'da 24 yaş altı nüfus 515 bin. Yozgat'ın nüfusu 450 binin biraz altında. 2003 ila 2013 arasındaki on yılda Bakanlığınızca Yozgat'a yapılan spor tesisi sayısı 104 idi, iki yıl önce. Kesinlikle, asla "Fazladır." demiyorum, yapılmalıdır, hatta Bakanlığın bütçe imkânları dâhilinde Yozgat'a 200'e de çıkarılabilir. Ancak, düşünün, il nüfusundan daha fazla çocuk ve genç sayısına sahip olan Diyarbakır'a aynı dönemde yapılan spor tesisi sayısı 7'ydi. 2013'ten sonra, evet, ciddi yatırım var. Burada, Bakanlığınız bürokratlarıyla özellikle spor kulübü yöneticiliği yaparken tanıştım. Gerek Sayın Genel Müdür Mehmet Bey gerek Genel Müdür Yardımcısı Dursun Bey'in bu konuda gerek Diyarbakır'a gerek bölgeye dönük çabalarını asla küçümsemiyorum. Gerek 33 bin kişilik stadın yapımını gerek yüzme havuzlarını ve mahalle aralarına serpiştirilmeye çalışılan küçük ölçekli spor tesislerini küçümsemiyorum. Ama emin olun, bu son dönemde yaşadığımız olayların sadece belli vaatlerle değil; çocuklarımıza ve gençlerimize sportif, sanatsal ve sosyal imkânları artırmadan, sadece beklenti içerisine girmenin yeterli olmayacağını ifade etmek isterim. Bölgeye daha fazla spor tesisi yatırımının yapılmasını önemsiyorum. Bu konuda belki de ciddi çaba sarf eden Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcısının -o dönem için söylüyorum- çabalarının artarak biraz da sizin de desteğinizle devam etmesi gerektiğini düşünüyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen toparlar mısınız.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Tamam Sayın Başkan.

Bir diğer husus Sayın Bakan: Bakın, sokaklar nefret söylemi üzerinden şiddetlerin mekânı hâline geliyor, üniversiteler nefret söylemi üzerinden, nefret duyguları üzerinden şiddetin mekânı hâline geliyor. Okullar, tribünler, hatta saha içleri, müsabakaların olduğu saha içleri, derken bir bütün olarak bu Meclis çatısı altına da yansıdığını gördüğümüz üzere neredeyse bir tahammülsüzlük ve bunun üzerinden gelişen işte en hafif tabirle iyi niyetli olmayan duyguları birbirimize karşı açık sergilediğimiz bir hususla karşı karşıyayız. Gençliğe dair...

Ben, Konya'daki millî maçta Ankara'da ölenlerin saygı duruşuna yapılan ıslıkların binlerce, on binlerce kişi tarafından tezahürünü bir yana bırakayım. Ama, bakın, bölgede Gaziantepspor dışında Süper Lig'de Elâzığspor ile düşmek üzere Şanlıurfaspor dışında PTT Birinci Lig'de kulüp yok. Ve son üç ayda bölgede gelişen olaylar neticesinde profesyonel liglerde yer alan 3 takımın son bir aydır müsabakaları yapılmıyor durumda. Bu hâle gelmiş durumda.

Bunu gerek bölgesel politikalar gerekse bir bütün olarak topluma hâkim olan nefret söylemini önce gençlikten başlamak üzere bir hoşgörüye sahip, tahammülkâr, farklı düşünceleri hazmedebilen gençlik politikalarını -gençlik merkezlerinden olabilir, spor kulüpleri üzerinden olabilir- bir bütün olarak başta hepimiz siyasiler olarak önümüze koymak durumundayız. Ve burada özerk olduğunu biliyorum Futbol Federasyonunun ama sadece İkinci Lig'de bulunan ve benim de kulüp yöneticiliğini yaptığım Amedspor'un son 6 maçının tamamında deplasman maçlarında neredeyse ideolojik sloganlar takıma dönük atılıyor, bazıları da misafir takım tribünlerinden; bizim taraftarlarımız yok ama hep Profesyonel Futbol Disiplin Kuruluna sevk edilen bizim takımımız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen tamamlayın.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Bunu sizin yetkinizde olduğu ve sizden bir beklenti içerisinde olduğum için değil tribünlere ve saha içine sirayet etmiş olan toplum yapısının ne durumda olduğuna dikkat çekmek üzere ifade ettim.

Söylenebilecek bir iki husus daha vardı ama daha fazla zaman almamak üzere birkaç soruyla daha sonraki turda güçlendirebileceğimi umut ediyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.

AHMET YILDIRIM (Muş) - Ben teşekkür ederim.