| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı (1/529) ile 2014 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı (1/297) ve Sayıştay tezkereleri a) Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı b) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı c) Türk Standartları Enstitüsü ç) Türk Patent Enstitüsü d) Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu e) Türkiye Bilimler Akademisi f) Gençlik ve Spor Bakanlığı g) Spor Genel Müdürlüğü h) Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu ı) Spor Toto Teşkilat Başkanlığı |
| Dönemi | : | 26 |
| Yasama Yılı | : | 1 |
| Tarih | : | 29 .01.2016 |
HAMZA DAĞ (İzmir) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Sayın Bakanım, değerli milletvekili arkadaşlar, değerli bürokrat arkadaşlar... Sayın Bakanım ve değerli Bakan Yardımcımız; yeni göreviniz hayırlı olsun inşallah.
Değerli arkadaşlar, Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesini görüşüyoruz. Gençlik ve Spor Bakanlığının 2011 yılında bağımsız bir bakanlık olarak kurulması ve o zamanki KYK'da böyle bir bakanlığın oluşturulması ülkemiz için de kanaatime göre faydalı olmuştur. Genç, bugünün dinamosu, yarının güvencesidir. Gençlik, milletlerin sahip olduğu en büyük hazinedir. Ülkemiz de bu hazineye diğer ülkelere kıyasla çok daha fazlasıyla sahiptir. 14 yaş altı nüfusumuz 18 milyon 862 bin 430, 15-29 yaş arası nüfusumuz ise 19 milyon 55 bin 583'tür, dolayısıyla nüfusumuzun neredeyse yüzde 50'si 30 yaş altındadır. Sayın Bakanlığımızın faaliyet alanlarında Kredi Yurtlar Kurumu, Spor Toto, Spor Genel Müdürlüğü, Gençlik Hizmetleri var. Gençlik hizmetleri noktasında son dönemde çok ciddi hizmetler olduğunu görüyoruz, bunun toplumda yansımalarını da hissediyoruz, özellikle gençlik merkezleri üzerinden çok ciddi çalışmalar yapıldığını hissediyoruz. Tabii ki daha iyisini ve daha güzelini yapmak hepimizin arzusu, bu anlamda da daha çok çalışmamız gerekiyor.
Sarıkamış konusu biraz önce gündeme geldi. Sarıkamış'taki yürüyüş, binlerce gencin orada yürüyüşü çok çok önemli ve bunun da inşallah önümüzdeki süreçte yine devamı sağlanacak. Özellikle Çanakkale'de sabah namazı programları ve oradaki toplantılar, aynı zamanda bunun daha da devamı, Çanakkale'nin gezilmesi, oradaki tarihin hissedilmesi, bu tarz programların devamının gençlik hizmetleri noktasında gençliğimize şuur, millî, manevi duygular verilmesi noktasında çok çok önemli olduğu kanaatindeyim.
Kredi Yurtlar Kurumu... Ben de 1996-2000 yılları arasında üniversite okuduğum dönemde KYK'da kalmadım ama KYK'da kalan arkadaşlar vardı, ne yazık ki bir çoğu hiç de o dönemden memnun değillerdi. O yurt hâlâ açık, biraz tadilat yapıldı ama -İzmir Buca'daydı- yanına 3-4 tane daha yurt yapıldı. Bu anlamda, o yurtla bu yurt arasında dağlar kadar fark var. KYK'nın 2015 yılı bütçesine göre yüzde 32,97 artış var. Normalde Sayın Usta daha iyi bilir ama yüzde 10 herhâlde artışlar bu dönem ortalama, ciddi bir artış KYK'ya öngörülmüş. Demek ki seçim vaatlerinde olan "Önümüzdeki süreçte dışarıda hiçbir öğrenci bırakmayacağız."ı inşallah önümüzdeki süreçte hayata geçiririz.
2002 yılında 451 bin 550 öğrenciye öğrenim kredisi verilmekteyken şu anda 1 milyon 66 bin 824, toplamda da -bursla beraber- 1 milyon 432 bin 698 öğrencimize -neredeyse 1,5 milyon- burs ödenmektedir. Burada burs verilmesi ve kredi verilmesi konusunda önceliği olan kişiler var yani başarılı öğrencilere, ilk 100'e giren öğrencilere ve amatör millî sporculara 3 katı burs verilmekte, bunun da başarıyı destekleyen bir özelliği var. Bursta öncelikli öğrencilere baktığımızda, anne-babası vefat eden Darüşşafaka Lisesi mezunu gazi çocukları, şehit çocukları, yetiştirme yurdunda barınanlar, terör sebebiyle köyleri boşaltılanlar var, belki bu birçok arkadaşımızın malumları değil. Burada söylemde ayrımcılığa değil de eyleme baktığımızda, ayrımcılığın değil, eşitliğin, pozitif bir özelliğin terör sebebiyle köyleri boşaltılanlara sağlanması, ekstra burs verilmesi ve 2015'te bu rakamın 4 bin 986 olması... Yine, Van depremi sebebiyle -geçici olarak, tabii, Van depreminin etkili olduğu zamanlarda- 2011'de 1.029 ve 2.470 yılları arasında da pozitif ayrımcılığın yapıldığını, özellikle dezavantaj noktasında olan insanlara karşı bir ekstra imkân sağlandığını görebiliyoruz. Yurtlarımız konusunda -biraz önce dediğim gibi- fizikî özellikler çok daha farklı bir noktaya gelmiş durumda.
Spor Toto üzerinden son dönemde yapılan hizmetleri gerçekten takdirle karşılıyorum. Özellikle birçok yerde yapılan halı saha ve halı saha hizmetleri orada ücretsiz olarak halı sahadan ve spor aktivitelerinden faydalanan insanlar açısından çok çok önemli. İzmir'de de yaklaşık 10'a yakın yerde halı saha hizmetimiz sağlandı, bunlar ya kenar mahallelerde ya da dağ köylerinde yapılan hizmetler. Bugüne kadar halı saha görmeyen birçok yerde, daha doğrusu futbol sahası olmayan birçok yerde halı saha hizmeti sağlandı, bu sayede de birçok gencimizin bu sahalardan istifade etme imkânları var. Özellikle Kınık'ta bunu bizzat görmüş biri olarak... Bir de halı saha turnuvaları da ara ara yapılıyor, köyler arası, mahalleler arası da bir dayanışma oluyor, onun için Spor Totoya da özellikle teşekkür etmek istiyorum.
Spor Genel Müdürlüğünün hizmetlerinde de zaten statlar, yüzme havuzları, futbol sahaları, bu anlamda da geçtiğimiz on yıl içinde önemli yapılan hizmetler var. Ben de Spor Bakanlığımızın bu hizmetlerinin daha da devamını inşallah arzuluyoruz.
Biraz önce müzakerelerde gündeme gelen konulara ben de kendi görüşlerimle kısaca değinmek istiyorum. Tabii, Hürriyet'e baskınla alakalı konu gündeme geldi. Gerçi Sayın Paylan ayrıldı ama eminim ki herhâlde tutanaklardan takip edecektir. O geceyi hatırlayan biri olarak, Sayın Cumhurbaşkanımızın konuşması esnasında, aynı zamanda aynı saatlerde ve hemen öncesinde Dağlıca'da şehitler olduğu konusu konuşulmuştu ve sayı konusunda da daha net bir şey söz konusu değildi. Sayın Cumhurbaşkanımızı canlı yayında izlerken bir anda bir tweet, bir haber Hürriyetten: "400 milletvekili olsaydı 16 şehit olmazdı." Canlı izliyoruz, bir tweet ve bir algı operasyonu, başka hiçbir anlamı yok. Yani canlı izlediğimiz bir şeye bir algı operasyonu ve emin olun ki o gece sadece İstanbul'da değil... Biraz evvel arkadaşların bahsettiği gibi ben İzmir'de gençlik kolları başkanlığı yaptım, gençlik üzerinde hasbelkader bir etkimiz de var ve beni onlarca genç aradı "Hürriyet'in önüne gitmek istiyoruz." diye ve ben onlara şunları söyledim, bakın, saat, ilerleyen saatler...
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Hamza Bey, bakın...
HAMZA DAĞ (İzmir) - Bir yere geleceğim Sayın Erdoğdu, geleyim bir yere, eğer kabul etmezseniz direkt de cevap verebilirsiniz, sonrasında da cevap verebilirsiniz.
Ben onlara Hürriyetin önüne gittiğimizde 1.000'in altında sayı olmayacaksa, şiddet olmadan protesto, tamamen protesto... Yani kendi düşüncemize aykırı ve kendi önem verdiğimiz birine karşı yapılan bu algı operasyonuna biz de tepkimizi ortaya koymayacak mıyız, iktidar partisindeniz diye hiç mi sesimiz çıkmayacak? Gençler de bu anlamda tabii ki bir şey istiyor ve ben gecenin ilerleyen saatleri olduğu için, birçok kimse de belki takip etmediği için ve ciddi sayıda bir durum olmadığı için ben o gün için İzmir'de bunu yapmayalım kesinlikle diye söyledim. Şimdi, burada, özellikle şunu söylemek istiyorum: Bu bir adli vaka ve adli soruşturması devam ediyor. Yapıldı, Sayın Gizligider bununla ilgili bilgileri verdi. Şimdi, şu yaklaşım çok garipsediğim bir yaklaşım: Bir adli vaka yani orada protesto yapmak normal bir tepki, camın kırılması, bunu tabii ki tasvip etmek mümkün değil, ki Bakan Yardımcımızın da bunda bir dahli yok -ki onun da tasvip etmeyeceğine eminim- ama orada bir protestoya, bir eyleme katıldı diye ömür boyu... Bakan Yardımcısı olur, "Hop, yapma, olamazsın, sen orada protesto yaptın." Ne bileyim, bir yerde bir görev alacaksın "Hayır, olamazsın." Yani, bu yaklaşım da doğru değil. Aynı zamanda da burada "Seni Başkan yaptıracağız..." "Seni Başkan yaptırmayacağız." normal oluyor da, bir siyasetçi, bir genel başkan bunu söylüyor da "Seni Başkan yaptıracağız." anormal oluyor, bu da mantıksız bir şey.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Ama "Yüzde kaç oy alırsak alalım..." diye başkanlığı savunmak başka bir şey...
HAMZA DAĞ (İzmir) - Bu bir düşüncedir Sayın Erdoğdu, bu bir düşüncedir, ne olursa olsun yani bu bir fikirdir, oradan çıkan bir şey... Bu düşüncedir yani buna...
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - "Biz oy alacağız ve başkan yaptıracağız." başka bir şey.
HAMZA DAĞ (İzmir) - Bakın, burada eğer düşüncelerin bazısını konuşacak olursak o kadar -bize göre, bana göre- abesle iştigal düşünceler oluyor ki HDP'lilerin, sizin, kısmen MHP'li arkadaşların ama yani bu bir düşüncedir sonuç olarak. Yani "Seni başkan yaptırmayacağız." ne kadar makul ise, siyaseten öyle görünüyorsa "Seni başkan yaptıracağız ve seni başkan yapmak için..." Ha, benim kanaatim daha farklı boyutta.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Öyle bir şey var, haklısın.
HAMZA DAĞ (İzmir) - Ben bitireyim, sürem de çok az.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - "Ne oy alırsan al seni başkan yaptırmayacağız" demek de...
HAMZA DAĞ (İzmir) - Sayın Erdoğdu, sürem de çok az çünkü daha değineceğim çok şey var.
Sayın Paylan'ın özellikle şöyle bir ifadesi oldu, bakın, bu ifade önemli: "Bizler demokrat bir gençlik geliştirmeliyiz."
Sayın Başkanım, biraz süre uzatımı isteyeceğim.
BAŞKAN - İki dakika vereceğim.
HAMZA DAĞ (İzmir) - Daha fazla isteyeceğim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HAMZA DAĞ (İzmir) - "Bizler demokrat bir gençlik geliştirmeliyiz. Çoğulcu anlayışa saygı duyan, her türlü düşünceye, fikre, fikir özgürlüğüne, ifade özgürlüğüne, basın özgürlüğüne saygı duyan bir nesil yetiştirmeliyiz." Sayın Paylan burada söyledi bunları. "İşin kindar boyutunu asla almamalıyız. Bakın, dindar boyutunu demiyorum, kindar boyutunu asla almamalıyız." Sonuna kadar katılıyorum. "'Hani dindar ve kindar nesil' diye söylemişti Sayın Cumhurbaşkanı..." Sayın Cumhurbaşkanı "kindar nesil" demedi, burasını soru işareti koyarak geçiyorum.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Kininizi unutmayın ama.
HAMZA DAĞ (İzmir) - "Ama kindar boyutu böyle olmamalı çünkü nefret nefreti, şiddet şiddeti doğurur. Bakın, biz, bu kuşaklar bu noktada bunların acısını çok çekti, yeni kuşaklar bunların acısını çekmemeli ve biz seçimlerimize, bürokrasimize örnek olmalıyız." Bu sözün o bahsettiğim bölümü hariç, aynen altına imza koyuyorum yani bir şerh koyarak imza atıyorum. Peki, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi, Van Büyükşehir Belediyesi, Mardin Büyükşehir Belediyesi gençlik merkezleri üzerinden aynı bu cümleyi o gençlik merkezlerinde söyleme imkânı var mı? Ben de diyorum kindar bir nesil oluşturmayalım, ben de diyorum ırkçı bir nesil oluşturmayalım, Kürtçü bir nesil oluşturmayalım. Irkçı, Türkçü bir nesil ırk anlamında orada oluşturmayalım. Dindar bir nesil oluşturalım ben de istiyorum. Ama, bunun aynısını gidip Diyarbakır'da gençlik merkezinde söyleyemeyecekseniz, bu çatı altında söyleyebiliyorsanız işte demokrasi bu. Bu ülkeye demokrasi bu şekilde geliyor.
Son olarak, özellikle statlar konusu. Sayın Çam'ın burayı çok dikkatli dinleyeceğini düşünüyorum çünkü İzmir Milletvekili olarak Komisyonda aslında 5 kişi varız ama şu anda sadece Sayın Çam ile ikimiz varız. İzmir statları konusu çok çok önemli.
BAŞKAN - Sayın Çam'a laf mı atıyorsunuz?
HAMZA DAĞ (İzmir) - Yok, laf atmıyorum, destek isteyeceğim kendisinden.
Şimdi, İzmir'de ihalesi yapılmış 2 tane stadımız var Sayın Bakanım. Sizin de malumunuz, Spor Genel Müdürümüzün, herkesin malumu. Bir Göztepe stadı, bir Karşıyaka stadı. 2014 yılı Ocak ayında ihaleler bitti. Sonrasında birçok uğraşılar yapıldı. Neticesinde, bu statların yapımına başladık.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen, sözlerinizi toparlayın.
HAMZA DAĞ (İzmir) - Ve Büyükşehir Belediyesi statlarla ilgili dava açmıştı. Daha sonrasında, bu davalarda sıkıntı olmadığını, statların devam edeceğine dair basında ifadeler var ancak geçtiğimiz haftalarda bu davalar neticelendi ve mahkeme ihalenin iptaline karar verdi. Göztepe ve Karşıyaka'ya 15'er bin kişilik stat yapacağız. Mahkeme gerekçelerinden birisi mülkiyet sorunu daha sonraki süreçte çözüldü. Büyükşehir Belediyesi kendi meclisinden kararları geçirerek çözdü. Otopark sorunu, bu da çözüldü. Sadece kişiye göre değişen, bence trafik sorunu olması mümkün değil çünkü iki haftada 1 maç yapılacak, İzmir derbisi yapıldığında da bu maçlar zaten -şu anda da Atatürk stadı yapılıyor- Atatürk stadında yapılacak. 70 bin kişi statta, geniş alan. O açıdan, İzmir derbisi olduğunda Göztepe, Karşıyaka, Altay, İzmirspor, Altınordu bunların maçı yapıldığında burada yapılacak. Dolayısıyla, trafik sorunu da subjektif bir durum.
Geçenlerde Büyükşehir Belediye Başkanımız bir açıklama yaptı. Altay Alsancak Stadı, orayı da depreme dayanıksız olduğu için yıktık, yapımına uğraşıyoruz ve Büyükşehir Belediye Başkanımız bence de teknik olarak bir sıkıntı yoksa makul olabilecek bir teklifte bulundu: "Yan tarafında güzel sanatlar fakültesi vardı önceden, oranın -Millî Emlakin yeri- stada tahsisini yapalım ve 30 bin kişilik bir stat yapalım." Benim de çağrım şu, İzmir milletvekili arkadaşlardan da bu desteği istiyorum, arzuluyorum: Göztepe, Karşıyaka statlarında bu mahkeme kararı önümüzde durduğu sürece yol almamız, ilerlememiz mümkün değil. Büyükşehir Belediyesinin daha önce de yapmış olduğu bir uygulama var, bu uygulama; Gezi olayları sırasında otobüs, kaldırım falan yakan yıkan kişilerden tazminat davasından feragat edeceğini söylemişti. Aynı şekilde, bu statlardan da bir feragat etme imkânı...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen toparlar mısınız.
HAMZA DAĞ (İzmir) - Ben onun feragat etmesini istiyorum. Biz de Spor Bakanlığı noktasında -Sayın Bakanım, buradan size çağrımdır- Sayın Büyükşehir Belediyesiyle bir protokol yapıp, yine dediğim gibi eğer teknik olarak bir sıkıntı yoksa buraya 30 bin kişilik stadı kazandırmak için uğraşalım. Bunu Büyükşehir Belediyesine de yapmak isterse Sayın Başkan, orada da verebiliriz. Yarı yarıya yapma imkânı da söz konusu olabilir. Ve bu da İzmir'e şu bir buçuk yıl içinde, bakın başladığı an bir buçuk yıl içinde en fazla 3 tane stadı kazandırmış oluruz.
BAŞKAN - İhtiyaç var mı o kadar stada?
HAMZA DAĞ (İzmir) - Bizim 5 tane çok büyük takımımız var Sayın Başkanım. Eğer 3 tane stadımız olsun, 2017-2018 sezonundan itibaren Süper Lig'de en az 3 tane İzmir takımı var. Çünkü, statların özelliği butik stat ve yıllık her takıma 6 milyon, 7 milyon gelir getirecek bir özelliği var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
HAMZA DAĞ (İzmir) - Gerçekten, artık yalvarır bir pozisyona geldik. Bu konuda, ben, İzmir Milletvekili arkadaşlardan da basında defalarca çağrıda bulundum. Büyükşehir Belediye Başkanımızdan da anlayış beklediğimi ifade ediyorum.
Teşekkür ediyorum.