KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Değerli arkadaşlar, şimdi, Sayın Cumhurbaşkanı milletin karşısına çıktı ve şu cümleleri kurdu -tam kelimeler böyle değildir- "2 bin liraya kadar olan fatura alacaklarını siliyoruz." İki, "2.500 Türk lirasına kadar olan her türlü borcu -kredi kartı özellikle- siliyoruz."

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - O, bir sonraki maddede.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Evet yani "Siliyoruz." dedi. Şimdi ne diyorsunuz siz ya? "Böyle bir şey yok." diyorsunuz. Kardeşim, şimdi, Cumhurbaşkanı milletini... Nâs yalanı da yasaklıyor arkadaşlar ya. Sizin bütün derdiniz Nâs'la ya.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Şimdi, böyle bir şey yok mu diyoruz?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Nasıl böyle bir şey yok mu... Böyle dedi.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Böyle bir şey yok mu diyoruz şimdi?

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Milletin karşısına çıktı Sayın Cumhurbaşkanı böyle dedi. Şimdi diyorsunuz ki "Bu, böyle değil."

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Milletin elektrik faturası silindi, belediye suları silindi, nasıl yok?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Keyfîlik var.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Bir dakika arkadaşlar ya, sıra bende, bitireyim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Uygulamayı göreceğiz kanundan sonra, uygulamayı göreceğiz.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Şimdi, bu şeye çıkmışsınız, e, ya, bir durun arkadaş ya.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Mehmet Bey bir konuşsun, evet.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Şimdi çıkmış diyorsunuz ki "İsteğe bağlı filan..." Çok tuhaf bir durumla karşı karşıyasınız, ne diyeceksiniz millete ya? Ha, söyledik oldu, yani böyle mi oluyor arkadaşlar ya? Yani bu algı şeyleriyle nereye kadar gidecek ya? Olmaz, yazıktır millete.

Bir de "2 bin liranın altında..." Ya, işte, "Borcun 2 bin liraya kadar olan bölümü..." filan diye bir şey niye yapmıyorsunuz? 2 bin lira... Bakın, gerçekten insanlar... Kış geliyor, kara kış filan dendi ya, "2 bin lira oradan, 2.500 lira buradan borç yani 4.500 liralık borcum, bu kış ödemem gerekli borçtan kurtuluyorum." filan diyor, hakikaten rahatlamıştı. Ha, ama yalanmış, yalanmış; bu kabul edilebilir bir şey değil.

Şimdi, çok büyük bir şey de olmuyor, burada devletin kaybı da çok fazla olmuyor. Niye böyle bir şey yaptınız ben anlamış değilim. Ha, mecburdu böyle... Ben yapılan açıklamalardan şunu anladım: Bu kişisel yani özel şirketin gerçek kişiden alacağı filan yani devlet "Ben borcunu sildim." filan diyemez. O zaman devlet eğer bunu yapmak istiyorsa şöyle yapar: Devlet bütçesinden adama bu sefer fatura yardımı yapar, isim mi yok yani, başka bir yardım yapar, bir şey kabul eder ve bunu bu şekilde karşılar. Yoksa işte böyle dedim, e, kandırdım milleti. Helal olsun Sayın Cumhurbaşkanına.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Mehmet Bey, bir şey söyleyeyim de ben.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Cumhurbaşkanına gerçekten helal olsun.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Hazırlık aşamalarında da bulunduğum için. Şimdi, bu tür geniş kapsamlı düzenlemelerde, özel sektörün de işin içinde olduğu konularda bir istişareyle yürütülüyor bu süreçler.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - O zaman millete öyle açıklama yapın.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sonuçta bir uygulama yapılacak, o uygulamaya dönük kamu ile özel bir istişare içinde yürütülüyor bu düzenlemeler. Sonuçta da uygulama o çerçeve içinde yapılıyor yani "Bu tamamen keyfine bırakıldı." şeklinde bir yaklaşım doğru değil...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Tamam da millete, vatandaşa da açıklama böyle gelsin yani.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - ...ama yasada özel sektöre bir zorunluluk da getiremiyorsunuz.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Millete de böyle deyin yani. Nâs yalanı da yasaklıyor, bunu da bilin yani.