| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ve 73 Milletvekilinin Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4680) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 24 .10.2022 |
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli vekil arkadaşlarım, değerli bürokratlar, basının değerli emekçileri ve bu salonda bize hizmet eden değerli emekçi kardeşlerim; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bu masanın mikrofonları daha mı az ses... Teknik arkadaşlar bir baksınlar, siz de biraz yaklaşarak...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Evet Başkan, burada bence mikrofona bağlı değil yani...
İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Ayrımcılık yapıyor.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Evet...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir ayrımcılık mı var acaba?
Buyurun, teknik arkadaşlar baksınlar.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, vallahi, yüzyılı aşkın, iki yüzyıl süredir bu coğrafyada insanlar birbirlerini gadre uğratıyorlar ve değerli arkadaşlar, her gücü ele geçiren diğerine parmak sallıyor bu coğrafyada. Şurada oturan arkadaşlarımızın geçmişine baksanız, AKP sıralarında oturan arkadaşlarımın geçmişine baksanız bu devletin gadrine uğramış arkadaşlardır. Ben açıkça iddia ediyorum, bu salonda gadre uğramamış çok az insan vardır; sosyolojik vardır, ideolojik düşünce vardır, siyasi parti vardır, kimlik vardır, inanç vardır. Ama ne hikmetse yakın tarihlerini unuttular yani hafızayı beşer nisyan ile maluldür. Daha yirmi yıl öncesine kadar parmak sallananlar, bugün parmak sallıyorlar. Yirmi yıl öncesine kadar inançlarına karşı "İnancınız böyledir, şöyledir; şöyle inanç kılacaksınız, inancınızı böyle gerçekleştireceksiniz." dediğinde "Hayır arkadaş, öyle değildir." diyenler, itiraz edenler bugün diğerlerine parmak sallıyorlar. Maalesef, cumhuriyet tarihimiz hep böyle geçti. Hep birileri gücü eline geçirdiğini varsaydı -bir düşünce, bir siyasi parti- ve diğerlerine parmak salladı değerli arkadaşlar. Bugün de bu haddi kendilerinde görüyorlar. Niye? Çünkü kendilerini devlet zannediyorlar. Geçmişte de birileri kendilerini devlet zannetmişti, diğerlerine parmak salladı, acılar yaşattılar ama sonra bir baktık ki demokratik siyaset zemini ortadan kaybolduğunda siyaset devreden çıktı, darbeler devreye geçti, toplumu hizaya çektiler.
Değerli arkadaşlar, bakın, Çin'in Uygur Türkleri diyorlar ki: "Biz ayrımcılığa uğruyoruz arkadaş." Çin onlara ne diyor? "Bölücü." diyor, değil mi Uğur Bey? "Bölücü." diyor onlara, "Ayrımcı." diyor, "Terörist." diyor. "Ya arkadaş, biz ayrımcılığa uğruyoruz; kimliğimizle ilgili, inancımızla ilgili ayrımcılığa uğruyoruz." diyorlar ama hayır, Çin onlara "Bölücü." diyor. İşte, oradaki Türkleri ben anlarım, siz anlamazsınız. Niye? Çünkü empati kurabiliyorum, ne yaşadıklarını bilebiliyorum. Siz burada parmak sallıyorsunuz.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Kime?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bak, İsrail'deki Filistinliler "Ya, biz haklarımızdan... Kardeşim, haklarımız var, kimliğimiz var, inancımız var, coğrafyamız var." diyorlar, mücadele ediyorlar, İsrail onlara "Ayrımcı." diyor, "Bölücü." diyor, "Terörist." diyor; biz onları terörist mi görüyoruz, ayrımcı mı görüyoruz, bölücü mü görüyoruz? Görmüyoruz. Onları ama biz anlarız, siz anlamazsınız; anlamadığınız için düne kadar oraya parmak sallıyordunuz "one minute" diyordunuz. Bugün, efendim, unuttunuz o meseleleri; ne Uygur meselesi aklınızda var ne şu anda değerli arkadaşlar, Filistin meselesi aklınızda var. Niye? Devlet oldunuz, çıkarlarınız öne geçti, diğerlerine de parmak sallıyorsunuz.
Ya, Cemal Bey MAZLUMDER'de yöneticilik yapmış bir kişi; gadre uğramış, ayrımcılığa uğramış, kendisinden şahsen de dinledim. Ya, o günlerde, 90'lı yıllarda ben öğrenciydim, üniversitede başörtüsü mücadelesi veren arkadaşlarım vardı. Onların yanına gidiyordum, onlarla beraber cop yedim polisten. Ya, bana diyorlardı ki: "Arkadaş, sen Ermeni'sin ya, Hristiyan'sın ne işin var başörtülülerin..." Aynı bugün Cemal Bey'in söylediği cümleyi bana ettiler biliyor musunuz? "Sen Hristiyan'sın, ne işin var, bırak ya başörtülüleri."
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Zaten öyle bir şey demedim.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Şimdi, hayır, burada tutanaklarda var, diyorsunuz ki: "Ya, arkadaş Alevilerden sana ne, Aleviler Müslüman, sen Hristiyan'sın?" Aynı o günlerde bazı...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - O tartışmayı yaptık, kapattık artık, tekrar tekrar dönmeyelim lütfen ya.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Şu var Değerli Başkanım: Dün parmak sallananlar bugün parmak sallıyorlar.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - "Ayrı bir din olarak tarif edilmesine karşıyım." dedi Cemal.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ve ne yapıyorlar biliyor musunuz değerli arkadaşlar? Bakın, diyor ki Cemal Öztürk: "Garo Paylan'ın Aleviliği bir din olarak ortaya koyması benim kanıma, canıma dokunuyor. Alevilik, bir din değildir; Alevilik, İslam'ın içindedir. Arkadaşım, dinin bir peygamberi olur."
ZEYNEL ÖZEN (İstanbul) - Size ne?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Başka bir inancı yani açıkçası, bir mezhep... Hristiyanlıkta da mezhepler yok mu arkadaşlar ya? 10 tane mezhep var Hristiyanlıkta, 10 tane ayrı görüş var, fıkıh var; Müslümanlıkta da böyle, diğer inançlarda da böyle.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Alevilik mezhep de değil.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya, Aleviliği, efendim, İslam'ın içinde gören de var görmeyen de var.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Biz onlarla mücadele ediyoruz, görmeyenlerle.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Sana ne Uğur Bey ya! Uğur Bey, sana ne ya! Niye mücadele ediyorsun ki? Herkes istediği gibi inanır.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Görevimiz.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Arkadaşlar, bakın, bir inancın temsilcilerine -özellikle de kendi inancınız olsa tamam, derim ki tanımlama haddinde olabilirsiniz ama sonuç olarak- "Arkadaş, burada farklı yorumlar var." diyen arkadaşlara "Hayır, Alevilik budur, Alevilik şudur." demek hadsizliktir ve saygısızlıktır.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - "Görevimiz." diyor ya. Nasıl bir görev, kim verdi o görevi size?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bir Müslüman olarak...
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, bir hatip konuşuyor, müsaade edelim, sıra geldiğinde siz de görüşlerinizi ifade edersiniz.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ama niye böyle oldu biliyor musunuz arkadaşlar? Bir güç zehirlenmesine uğradınız. Bir silkelenip kendinize gelin gerçekten. Kendinizi devlet zannediyorsunuz. Bakın, geçmişte de kendini devlet zannedenler oldu, aynı sizin gelenekten gelenler ama bir baktılar ki arkadaş, öbürküne zulmettikçe demokratik siyaset zemini ortadan kaydı ve toplum kutuplaştı, kamplaştı. Sonuçta ne oldu? Darbelere kadar varıldı ve bundan kim nemalandı? Müesses nizam, o zalim müesses nizam nemalandı. Ya, 12 Eylül zindanlarında hep beraber işkence gördük, hep beraber işkence gördük. Değerli arkadaşlar, o açıdan, başkalarına parmak sallarken bir yirmi yıl önceyi, yirmi beş yıl önceyi aklınıza getirin.
EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Tehdit var Başkanım, tehdit ediyor yani.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın, değerli arkadaşlar, dün Sayın Cumhurbaşkanı Diyarbakır'a gitti; yalnızca inancı tanımlamıyor, diyor ki: "Ya, Edirne'de yatan -Selahattin Demirtaş'ı kastediyor- Kürt değil." Allah Allah! Düşünün, inancı bir kenara... İnancı hadi tanımlıyorsunuz, öyledir, böyledir, kendinizce diyorsunuz ki: "Böyledir senin inancın, şöyledir. Alevilik budur." Selahattin Demirtaş'ın Kürt olmadığını söylüyor Sayın Cumhurbaşkanı. Böyle bir tanımlama olabilir mi? Ve Eş Genel Başkan Mithat Sancar'ı kastediyor, diyor ki: "O da Kürt değil. Bunlar Kürt'ün hakkını savunamaz."
Bakın, size iddiayla söylüyorum: Bir Kürt Türk'ün, bir Türk Ermeni'nin hakkını savunduğu zaman biz demokratik bir ülke olacağız. Bizim HDP'deki farkımız bu, anlamadığınız nokta da bu. Biz, bir Arap, bir Ermeni, bir Kürt, bir Türk, Sünni, Hristiyan birlikte birbirimizin hakkını savunuyoruz. Kim gadre uğruyorsa onun yanındayız. Ben bir Ermeni olarak nasıl ki 1990'lı yıllarda başörtüsü mücadelesinde üniversiteye alınmayan o kardeşlerimin yanındaysam bugün de Kürtlerin yanındayım. Ben gadre uğradığımda da bütün arkadaşlarım, Arap, Süryani, Türk, Kürt fark etmeden benim yanımda oluyorlar. Bunu başarabildiğimiz zaman demokratik bir ülke olacağız arkadaşlar. Ben, evet, Ermeni'yim, Hristiyan'ım ama her şeyden önce bir insanım, demokrat bir insan olmaya çalışıyorum, gadre uğrayanın yanında olmaya çalışıyorum; siz de öyle olun, ötekinin yanında olun. Ötekinin yanında olduğunuzda...
Ya, Uğur Bey "Efendim, bir vali yok bu ülkede." diyen arkadaşıma "Sen bölücülük yapıyorsun." diyebiliyor yani "Niye bu ülkede bir Alevi vali yok?" diyen arkadaşıma "Bölücülük yapıyorsun." diyor.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Nereden biliyorsunuz olmadığını?
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Biliyoruz, biliyoruz.
ZEYNEL ÖZEN (İstanbul) - Ben biliyorum.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Değerli arkadaşlar, bu anlamda yani "Bu ülkede her 5 kişiden, 6 kişiden 1'i Alevi. Efendim, bu ülkede bu kadar ilimiz var, niye bir tane Alevi valimiz yok?" diye soracağına Uğur Bey "Sen bölücülük yapıyorsun." diyor, tıpkı İsrail'in Filistinlilere parmak salladığı gibi parmak sallıyor "Sen bölücülük yapıyorsun." diyor.
Bakın, değerli arkadaşlar, hayatta en önemli özellik nedir biliyor musunuz, Hristiyanlık, Müslümanlık, Türklük, Kürtlük, Ermenilik; hepsini bir kenara koyun, empati kurma yeteneğidir en önemli özellik. Empati kurma yeteneğiniz varsa, ötekinin hâlinden anlıyorsanız, gadre uğrayanın yanında olma erdemini ortaya koyabiliyorsanız insansınız ama güç zehirlenmesine uğrayanları bunu unutmuş görüyorum ben. Değerli arkadaşlar, bakın, gün olur devran döner, bu ülkede demokratik bir düzen kurmadığımız sürece güç el değiştirir ve bu işler böyle olmuş değerli arkadaşlar.
Bakın, değerli arkadaşlar, ben hepinizi bu anlamda ötekiyle empati kurmaya, ötekinin hâlini anlamaya çağırıyorum. Şunu düşünün, iktidarda olmadığınızı düşünün, yarın şu sıralarda, altı ay sonra şu sıralarda oturacaksınız. Yani demokratik bir düzene ulaşamadığımız sürece başkaları size parmak sallayacaklar. Maalesef cumhuriyet tarihi hep böyle geçmiş. Böyle geçmesin istiyorsak bugün bunları değiştirmeliyiz. Yani cemevi... Ya, ben açıkça söyleyeyim, bir cemevinin ibadethane olup olmadığını tartışmak 2022 dünyasında bana zül geliyor ya, size zül gelmiyor mu arkadaşlar? Sayın Devlet Bahçeli grup toplantısında çıktı -kendisine teşekkür ediyorum- "Cemevleri ibadethanedir arkadaş, bu konuda bize söz düşmez." dedi, ortağınızın lideri bunu söyledi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Siz diyorsunuz ki: "Cemevleri şudur budur."
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Toparlarsanız Sayın Paylan, süreniz bitti.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Cemevlerini tanımlamak başta Alevilerin işidir. Bu açıdan, yapılması gereken, bu yasayı geri çekmek, Mecliste 5 partinin, hatta grubu olmayan partilerin de ortak bir şekilde kuracağı bir araştırma komisyonuyla bu meseleyi derinlemesine tartışmaktır. Bu meseleyle ilgili Alevilerin statü talebini yani cemevlerine statü talebini karşılamaktır ve bununla ilgili de alt meselelerdir; suyuymuş, elektiriğiymiş. Bakın, bu meseleye suyla, elektrikle başlamak Alevilere hakarettir. Bu meseleyi Kültür Bakanlığı altında bir daire başkanlığına indirgemek Alevilere hakarettir.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Neye göre?
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Empati kurun. Bu ülkede Hristiyanlık diyelim ki önde olsaydı, Müslümanlık diyelim ki başka bir şekilde, Hristiyanlar çoğunlukta olsaydı, başka bir inancı Kültür Bakanlığının altında bir daireye indirgeseydi ne hissederdiniz ya? Ayrımcılığa uğramış hissetmez miydiniz?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Aleviler de İslam'a tabi.
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Hâlâ savunuyorsunuz...
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Kültür Bakanlığının altında bir daireye indirgemek hakarettir değerli arkadaşlar.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Paylan, teşekkür ediyorum.
GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bu açıdan hepinizi adalete çağırıyorum ve yalnızca yirmi yıl önceyi unutmayın diyorum. Yirmi yıl önceyi unutursanız yirmi gün sonra, yirmi ay sonra aynı şeyleri yaşama riskiyle karşı karşıya kalırsınız.