KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcımız burada. Şimdi, bir kurum ihdas edilecek bildiğimiz kadarıyla, bu konuda bir bilgi var mı sizde? Yani sonuç olarak bir kararnameyle bu oluşacak ama Bakanlığınız mı bu hazırlığı yaptı, yoksa Cumhurbaşkanlığı mı bu hazırlığı yapıyor? Bu konuda bir bilgi verirseniz sevinirim.

Şu açıdan soracağım: Şimdi, bu, "Cemevleri Kültür Daire Başkanlığı" adı ne olacaksa, şu anda basına sızan bilgilerden bunu biliyoruz. Şimdi, bir, buranın Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı olması sizin görüşünüz müydü, yoksa Cumhurbaşkanlığının görüşü müydü? İkincisi, şunu soracağım: Şimdi, Diyanet İşleri Başkanlığıyla, mesela, Sünni Müslümanların ibadethaneleri merkezîleştirildi yani devletleştirildi ve Diyanet İşleri Başkanlığı bütün bu yereldeki bütün yapıları kontrol ediyor ve diyelim ki ne söyleyeceklerse, Diyanet ne söylerse onu vaaz ediyor. Haktan, hukuktan, adaletten bahsetmiyor mesela çoğu zaman. Arkadaşlarım muhabbet ediyorlar ama... Şöyle, cemevlerinin de bu anlamda merkezîleştirilmesi ve bir merkezden yönetilmesi nasıl olacak? Nasıl bir yapı düşünüyorsunuz? Nasıl bir kurul düşünüyorsunuz? Ve bu kurul Diyanete benzer -yani bir başka kötü bir örnek olarak söylüyorum tabii ki- yapı olarak mı konumlandırılacak, bu anlamda atamalar mı yapacaksınız cemevlerine ve bu cemevlerine atama yaptıktan sonra maaşlarının devlet tarafından verilmesi aynı zamanda bu kişilerin devlet memuru olması anlamına mı gelecek? Devlet memuru olurlarsa da diyelim ki merkezden onlara ne söyleniyorsa onları mı vaaz edecekler Alevilere bu anlamda? Ve bunun da yani nasıl ki Sünnilere bence cumhuriyet tarihi boyunca hani merkezîleştirilmesi ve tek elden bir vaaz verilmesi bu anlamda nasıl merkezîleşmenin kötü bir örneği olarak ortaya çıktıysa Alevilerde de benzer bir uygulamayla mı karşı karşıya kalacağız? Bakın, şunu söyleyeyim: Şimdi, memlekette kaç imam var bilmiyorum, 100 bine yakın imam var sanıyorum, değil mi? Yanlış bilmiyorum.

KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Hoca, hoca; imam değil.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - "Hoca" mı deniliyor?

KEMAL BÜLBÜL (Antalya) - Evet.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tamam, "hoca". 100 bin hoca diyelim.

Şimdi, hepimizin vergileriyle bu ödeniyor. Şimdi, ben biliyorum ki cemevleri de yani Aleviler de dedelerinin asla ve asla devlet memuru olmasını istemiyorlar. Yani biz, mesela, Hristiyanlar olarak da papazlarımızın devlet memuru olmasını istemiyoruz çünkü kutsal kitaplar adaletten bahsederler ama devletler her zaman adil davranmazlar, devletlerin yöneticileri her zaman adil davranmazlar, ayrımcı davranabilirler. Oysa din insanları adaletten bahsederler ama merkeziyetçi bir yapıyla eğer ki siz yani bu dedeleri de devlet memuru hâline getirirseniz devlet ne diyorsa onu diyen dedeler hâline getirebilirsiniz; nasıl ki hocalar bu anlamda böyle vaaz ediyorlarsa. Bu açıdan, biz, mesela, papazlarımızın devlet memuru olmasını istemiyoruz çünkü haktan, hukuktan, adaletten bahsetmelerini istiyoruz. Ben hocaların da devlet memuru olmasını bu anlamda doğru bulmuyorum. Önemli olan, vakıfların, cemevlerinin örgütlenmesi, burada din insanlarını kendi habitatları içinde yetiştirmeleri, kendi doğal ilişkilerinde yetiştirmeleri. Bu statüler kendi içlerinde veriliyor çünkü devletin ihdas edeceği bir statü değildir, kendi içlerinde bu statüler oluşuyor, oluşturulması gerekir. Buradaki yapacağınız uygulamalarla bu geleneksel veya tarihî anlamda oluşmuş bu yapıları dağıtacağınızı düşünmüyor musunuz? Ya, bu anlamdaki görüşlerinizi merak ediyorum Sayın Kültür Bakan Yardımcısı.