KOMİSYON KONUŞMASI

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı...

CAVİT ARI (Antalya) - Hadsizsin sen, hadsiz!

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Hadsiz sensin!

CAVİT ARI (Antalya) - Boyundan büyük konuşma ya!

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Ya, sen kimsin ya!

CAVİT ARI (Antalya) - Hadsiz!

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Hadsiz sensin!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, Kamil Bey'e söz verdim.

Cavit Bey, siz son dönemlerde gerçekten çok fazla yapıyorsunuz bunu, rica ederim...

CAVİT ARI (Antalya) - Neyi yapıyorum Başkanım?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir üyemize "hadsiz" deme hakkınız yok sizin yani, böyle bir hakkınız yok.

CAVİT ARI (Antalya) - Hadsizlik yaptığı için söylüyorum.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Hadsiz sensin!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Böyle bir hakkınız yok, düzgün bir dil kullanın lütfen. Siz bir hukukçusunuz.

CAVİT ARI (Antalya) - Bize bu şekilde...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Kurallarımız var, siz bir üyemize "hadsiz" dediğinizde sizi uyarmayacak mıyım ben?

CAVİT ARI (Antalya) - Hadsizlik yapıyor.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Hadsizlik yapan sensin!

CAVİT ARI (Antalya) - Şimdi kim tanıyor Genel Müdürü? SGK Genel Müdürünü kim tanıyor?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Az önce izah etti "O dönem ile bu dönemi karşılaştırdım." Dedi; Sayın Bülent Kuşoğlu da cevap verdi.

CAVİT ARI (Antalya) - Savunuyoruz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Size söz vereceğim, o zaman fikirlerinizi söyleyin ama böyle laf atmaya hakkınız yok.

CAVİT ARI (Antalya) - Niye, cevap vermeyecek miyiz, savunmayacak mıyız?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Söz aldığında savunursun.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Zamanı gelince yirmi dakika söz süreniz olacak, o zaman istediğinizi söylersiniz ama her kafadan bir ses çıkarsa burada kaliteli bir tartışma ortamı oluşturamayız; lütfen, rica ediyorum, sıranız geldiğinde fikirlerinizi söyleyin.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Evet, Sayın Başkan...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ben Kamil Bey'e söz verdim, bakın konuşamıyor; doğru bir şey mi bu yani?

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Ama diğer tarafı da uyarın Sayın Başkan.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Yani bir yerlere mesaj mı vermeye çalışıyorsun?

CAVİT ARI (Antalya) - Mesaj vermeye çalışan sensin.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yaşar Bey, lütfen bu tartışmayı noktalayalım.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sayın Başkan...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Kâmil Bey, yeniden başlatıyorum sürenizi.

Buyurun lütfen.

CAVİT ARI (Antalya) - Kimse maksadını aşan konuşma yapmasın.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Nasıl konuşacağımızı size mi soracağız?

CAVİT ARI (Antalya) - Niye müdahale etmiyorsunuz?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ediyorum, herkese de ediyorum.

CAVİT ARI (Antalya) - Niye bize müdahale ediyorsunuz?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ediyorum değerli kardeşim, farkında değilsiniz, ben herkese söylüyorum.

CAVİT ARI (Antalya) - Etmiyorsunuz, ona da söyleyin.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ama o kelimeyi siz kullandınız yani, o kelimeyi siz kullandınız kusura bakmayın.

CAVİT ARI (Antalya) - Evet, kullandım, var mı?

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Biz de cevap verdik.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Peki, siz kabadayıysanız kabadayılık yapmaya devam edin, ben bir şey diyemem.

Kamil Bey, buyurun lütfen.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Cavit Bey, böyle kelimeler kullanırsan karşılığı da gelir ama.

CAVİT ARI (Antalya) - Saygılı olacaksınız, saygılı.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Evet, izin verirseniz ben sözlerime başlamak istiyorum arkadaşlar.

ORHAN YEGİN (Ankara) - "Hadsiz" dedin ya, o yüzden diyorum ben.

CAVİT ARI (Antalya) - Orhan Bey konuşuyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Cavit Bey, izin verir misiniz Kamil Bey konuşmasına başlasın. Cavit Bey, müsaade eder misiniz.

CAVİT ARI (Antalya) - Orhan Bey konuşuyor Başkanım.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Orhan Bey'e deyin lütfen.

CAVİT ARI (Antalya) - Orhan Bey oradan bana laf söylüyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Orhan Bey, lütfen...

ORHAN YEGİN (Ankara) - Sizi birkaç defa duymadı ama devam edince adam mecburen karşılık verdi yani şimdi ne yapsın?

CAVİT ARI (Antalya) - Ya siz avukatı mısınız? Konuşma bitti, tamam, ne uzatıyorsun?

ORHAN YEGİN (Ankara) - Tamam, özür dilerim ben uzatmış olayım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Kamil Bey, isterseniz sözü ben Cavit Bey'e vereyim, sonra size vereyim; izin vermiyor Cavit Bey. Devam edecekseniz size vereyim sözü yani.

CAVİT ARI (Antalya) - Orhan Bey konuştu, ben de ona cevap verdim Başkanım.

ORHAN YEGİN (Ankara) - Cavit Bey, bu tartışmada özür dileyen ben olayım, tamamdır, kusura bakmayın.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tekrar başlatıyorum sürenizi, buyurun lütfen.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Geçen günkü bütçe görüşmemizde de tam konuşmaya başladığımda...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Nedense size denk geliyor, evet.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Nedense hep bana denk geliyor.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım ve değerli bürokratlarımız, basınımızın değerli temsilcileri; 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve genellikle unuttuğumuz 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi üzerine söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, sizin bizlere yaptığınız sunuşunuzu hem dikkatle dinledim, not aldım hem de konuşmanızda verdiğiniz kitapçık üzerinde notlarımı da aldım. Bu konuşmanın üzerinden birkaç hususa önce değinmek istiyorum. Bir kere, dikkatimi çekti, hep 2002 ve 2023 mukayesesi yapıyorsunuz birçok rakamda ve bunu da cari değerler üzerinden yapıyorsunuz yani reel, bugüne getirilmiş rakamlar değil, 2002'nin rakamı ile 2023. Bu anlamda da hatta diyorsunuz ki örneğin: "2002 yılında 3,1 milyar olan yükseköğretim kurumları bütçesi şöyleydi, 2023'te şöyle, buraya çıkarıyoruz." "2002'de Millî Eğitim Bakanlığı şöyleydi, şöyle yapıyoruz." "Hükûmete geldiğimizde 2002 yılında 1,6 milyar olan sosyal yardım bütçesini 2023'te 258,4 milyar liraya çıkarıyoruz." vesaire. Şimdi, belki verdikleriniz çok tozpembe gelecek birtakım rakamlar ama size bir gerçeği söyleyeyim ben de. Örneğin, 2002'de 2,4 milyar TL olan çiftçi borcu 2022'de Ağustos ayı itibarıyla 245 milyar lira yani 100 kat artmış Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım. Vatandaşın 2002'deki kredi borcu 6,9 milyar lira iken 2022 Ekim ayı itibarıyla 205 kat artmış Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, 1 trilyon 417 milyar 26 milyon civarında bir borca çıkmış.

Bakın, kitapçığınızda verdiğiniz rakamlarınıza yine bakıyorum, örneğin emtia ve navlun fiyat endeksini küresel anlamda 2018 yılına endekslemişsiniz; bir de grafik var kitapçığın 12'nci sayfasında. Brent petrol 2018'de 100 iken 2022'de 185,3 olmuş; doğal gaz 213,9 olmuş; bir artış var dünya piyasalarında, evet, Brent petrolde, doğal gazda. Bize bakıyorum, 2018'e endeksledim, benzin fiyatı 6,24 liraymış onu 100 kabul edersek bugün 333'e çıkmış yani verdiğiniz rakamların 2 katına yakın. Motorin 5,42'ymiş, 100 kabul edersek bugünkü motorin fiyatı 507'ye çıkmış endekslediğimiz takdirde. Doğal gaz abonelik üzerinden bakarsak, 100 kabul edersek 2018'i bizde şu anda 404 olmuş, 4 katına çıkmış; serbest tüketici üzerinden doğal gaza bakarsak 1.105'e çıkmış. Verdiğiniz küresel piyasa rakamları ve enerji fiyatları üzerinden "Türkiye ekonomisi işte bu nedenle bu duruma geldi."yi kendi içinde çürüten bir kıyaslamayı paylaşmak istedim.

Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, bir başka husus: Gelir ve giderdeki 2022 revize bütçesine göre artışlardan bahsediyoruz cari anlamda; giderlerde yüzde 57,8, gelirlerde yüzde 49,2 artış olmuş. Bir gerçeği daha söyleyeyim size, örneğin 2022 yılı ek bütçe de dâhil olmak üzere başlangıç ödenekleri itibarıyla bunun döviz kuru üzerinden dolar karşılığına baktığımızda, 2022 yılında başlangıç 1 trilyon 750 milyar liralık bütçenin karşılığı 191,76 milyar dolar, ek bütçenin o günkü başlangıç ödeneği üzerinden karşılığı 62,21; toplamda 253,97 milyar dolar bir gider bütçesi iken 2023'te bize sunduğunuz gider bütçesi 239,94. Yani 14-15 milyar dolar döviz bazında daha düşük; öyle "artış" falan diyoruz ama dolar bazında, döviz kuru üzerinden gerçek bu. Gelir bütçesi üzerinden de baktığımızda, 220,89 milyar dolar imiş 2022'de ek bütçe dâhil, 2023'te bu 201,98 milyar dolara düşüyor. Yani 2022'ye kıyasla dolar bazında bütçe büyüklükleri artmamış, azalmış; bu konuda da dikkatinizi çekmek isterim. Kaldı ki faiz dışı giderlere bakarsak faiz dışı giderlerde de yüzde 5,8'lik bir azalma söz konusu; bunu da belirteyim. Büyüyen bir bütçe değil, küçülen bir bütçe olduğunu da söyleyebiliriz.

Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, kur korumalı mevduat konusunda çok şey söylendi, ben de eksik kalmayayım, bu konudaki düşüncelerimi kısaca paylaşayım. Mesela, bugüne kadar, yedi aylık dönemde hazineden 84,9 milyar lira faiz ödemişiz kur korumalı mevduata. Bankalardaki mevcut durumda kur korumalı mevduat hesabı 1 trilyon 422 milyar lira. Merkez Bankasından ne ödendiğini maalesef bilemiyoruz, bilemedik. Komisyona Merkez Bankasını temsilen gelen arkadaşımız madem yetkili değil, bu konuda bir şey söyleyemiyor, kendisinde bu yetkiyi bulamıyor; niye gelmiş buraya? Bence onun Komisyonun salonundan dahi dışarı davet edilmesi gerekirdi, bu konuda herhangi bir bilgi vermeyecekse ki tahminimiz 200-250 milyar liraya yakın bir kaynak aktarımı söz konusu.

Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, örneğin enflasyon; 2022 yılında yüzde 9,8 enflasyon hedeflemiş idiniz, 2022 yılı Eylül sonu 83,45. Hatta enflasyonla ilgili verdiğiniz, sunuşunuzda ortaya koyduğunuz grafikte de nedense küresel anlamda enflasyondaki değişimlerden bahsediyorsunuz -1 no.lu grafikte, küresel enflasyon oranları- niye Türkiye'yi buraya koymuyorsunuz; bunu da merak ediyorum. 2018'den 2022'ye gelen büyümelerden, rakamlardan bahsediyorsunuz ki en büyüğü yüzde 10,6; bizim TÜİK resmî rakamlarıyla yüzde 85, öbür taraftan ENAG gibi bağımsız birtakım bilimsel araştırma grupları bunun 100 puan daha üzerinde en az yüzde 185 olduğunu ifade ediyor.

2023 hedeflerinizde ilk 10 ekonomiden 1'i olmaktan bahsediyor idiniz. Geldiğimiz noktada şu anda 20'nci sırayı bile yitirmiş durumdayız, görünen o. Önümüzdeki süreçte 21'inci, 22'nci sıraya düşmemiz işten bile değil, hâlihazırda bile düşmüş olabiliriz.

2022'de faiz giderlerimiz -ki kur korumalı mevduat hariç- 329,8 milyar lira iken 565,6 milyar liraya yükselmiş; yüzde 71,5 artış söz konusu.

Bütçe açığımıza bakıyoruz, 2022 yılında 278,3 milyar lira öngörmüşsünüz, 2023'te 659,5 milyar lira; yüzde 137'lik bir artıştan bahsediyorsunuz. Oysa aynı dönemde çiftçiye ne verdiniz? Şu ana kadar verdiğiniz topu topu 30 milyar lira, esnafa verdiğiniz topu topu 7 milyar lira, sosyal destekler anlamında verdiğiniz 31 milyar lira; ilk dokuz aydaki 311 milyar liralık faiz yükünün karşılığında verdiğiniz topu topu 68 milyar liradan bahsediyoruz. Tabii, çiftçiye gelince; "iktidar partisi" demeyelim, 1'inci parti olan AK PARTİ'den arkadaşlarımız ısrarla vurguluyorlar ama 2022 yılı gayrisafi yurt içi hasıla gerçekleşme tahmini 13 trilyon 429 milyar lira, bunun yüzde 1'i yaklaşık 134,3 milyar lira yapar yani kanun gereği en az 134-135 milyar lira tarıma destekleme ayırmanız gerekirken sizin sunuşunuzda da verdiğiniz rakam itibarıyla tarımsal desteklemelere ayrılan değer 54 milyar lira. Bu açık bir kanuna aykırılığı sunuşunuzda da ifade etmiş olduğunuzu bir kez de ben hatırlatmak istiyorum, genellikle de hep 2002 yılıyla karşılaştırmalarınız var.

Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, 2023 yılı giderlerinde 2022'ye göre yüzde 57,8'lik bir artış öngörmüşsünüz, gelirlerde yüzde 49,2, bütçe açığında da yüzde 37 olduğunu ifade ettim.

Şimdi, değerli arkadaşlar, kamu maliyesinin üç temel amacından bahsederiz; birincisi ekonomik dengeyi sağlamak, ikincisi gelir dağılımında adaleti sağlamak, üçüncüsü de ekonomik kalkınma, büyüme ve gelişmenin sağlanması. Dolayısıyla bu üç amaca yönelik devletin görevi ekonomik, mali politikalara yön vermek. Şimdi ben size soruyorum: Bunların hangisi gerçek anlamda sağlanabiliyor? Hani "Faiz sebep, enflasyon sonuç." diyerek yapılan müdahalelerle bunların hangisini sağladınız?

Kamu gelirleri içinde en büyük paya sahip olan, hepimizin bildiği gibi vergi gelirleri, dolayısıyla kamunun yatırım, hizmet üretebilmesi için yapacağı harcamaları karşılayabilecek gelire gereksinimi var ve vergi gelirleri bu bağlamda ülkemizde genel bütçe gelirleri içinde yaklaşık yüzde 86,47'yle en büyük paya sahip bir kısmı, kalemi teşkil ediyor.

Anayasa'mızın 73'üncü maddesi herkesin kamu giderlerini karşılamak üzere mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlü olduğu, vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımının maliye politikasının sosyal amacı olduğu ifadelerine yer veriliyor yani vergi adaletinden bahsediyor Anayasa'mız, tabii, 55'inci maddesi de ücrette adaletin sağlanması amacıyla devletin çalışanların adaletli bir ücret elde etmeleri için gerekli tedbirleri alması gerektiğinden bahsediyor. Oysaki bizim vergi gelirlerini incelediğimizde gelir ve servet üzerinden alınan dolaysız yani doğrudan vergilerin toplam vergiler içerisinde yüzde 32,27'yi, harcamalar üzerinden alınan vergilerin de yani dolaylı vergilerin de yüzde 67,73'ü teşkil ettiğini görüyoruz ki mesela, 2021 yılına göre 31,45 olan bu yıl, 2023 yılında 32,27, onda bile bir artış söz konusu yani dengesizlikte de bir artış söz konusu. Bunun da özellikle gelir vergisi tevkifatı yani maaş bordrolulardan, "bordro mahkûmları" dediğimiz çalışanlardan yapılan kesinti toplam gelir ve kazanç üzerinden alınan vergilerin de yüzde 44'ünü oluşturuyor. Toplam vergi geliri içerisinde yüzde 13,7'sini oluşturuyor ki bu da adaletsiz bir vergi politikanız olduğunun açık bir göstergesi. Oysa 1998 yılına -hani hep geriye dönüyorsunuz ya ben de döneyim- 1998 yılına döneyim, bu vergi gelirleri, dolaylı dolaysız vergi gelirleri, doğrudan vergi gelirleri yüzde 56,2'ye yüzde 43,8'miş, şimdi tam tersine bir ilişki, çok daha büyüyen bir vergi adaletsizliğinden bahsedebiliyoruz. Dolayısıyla ülkemizde Anayasa'nın 73'üncü maddesine göre vergi adaletinin sağlanmasında mali güç yaklaşımı esas alınıyor gibi olsa da uygulamada ne yazık ki özellikle 2006 yılından itibaren bu mali güç yaklaşımından bahsetmenin pek mümkün olmadığını görüyoruz ve söyleyebiliriz.

Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, tabii, biz şu ana kadar genellikle hep bütçenin üzerinde görüşlerimizi ifade ediyoruz, bütçe rakamları üzerinden konuşuyoruz, 2023 yılı ne olacak ne bitecek, işte sosyal yardımlar şu kadar olacak, bu kadar olacak diyoruz ama ya şu 2021 yılı kesin hesabını biz ne zaman görüşeceğiz, bilemiyorum. Ben 2021 yılı kesin hesabına da baktım, sunuşunuzda 2021 yılına ait "bütçe performans göstergeleri" adı altında rakamlar sunmuşunuz yani bu rakamlara baktığımızda efendim, işte kesin hesap 2021 yılı hep olumsuz yönlerini göstermemeye çalışan bir sunuştan bahsedebiliriz. Bütçe disiplininden ödün vermeden yapılan harcamalardan bahsetmişsiniz, ben de dikkatinizi 2021 Yılı Kesin Hesap Kanun Teklifi'nizdeki, bizlere sunmuş olduğunuz kanun teklifinizdeki 5'inci madde üzerinden çekmek istiyorum, kanun teklifinin 5'inci maddesi. Madde 5, devlet iç ve dış borçlarından bahseden madde, hazine garantili borçlara ilişkin uygulama sonuçları gibi gibi. İç borç, dış borç, hazine garantili borç; üçünü toplayarak bir çıkarımda bulundum. 2020'den 2021'e devreden toplam borç 1 trilyon 962 milyar, küsuratı da var lira. 2021 yılı ilave olan borç 1 trilyon 950 milyar lira, 2021 yılında ödenen borç 890 milyar lira, 2022'ye devredilen borç toplamı 3 trilyon 21 milyar lira. Yani 1 trilyon 962 milyar lira borç devrolmuş, 3 trilyon 21 milyar lira borcu bir sonraki yıla devretmişsiniz yani büyüyen, büyüyen, gittikçe artık içinden çıkılmaz hâl alan bir borç yükünden bahsediyoruz. 2022'ye devreden toplam borcun 2021 yılından kaynaklı miktarı ise yaklaşık 1 trilyon 59 milyar, 1 trilyon 60 milyar lira civarında yani sadece 2021 yılında -kesin hesap üzerinden konuşacak olursak- borcumuz yaklaşık 1 trilyon 60 milyar lira bir yıl içerisinde büyümüş. 2021 yılı gider bütçesine bakarsanız başlangıç ödeneği itibarıyla 1 trilyon 346 milyar lira gider bütçesi olan bir yılın, başlangıç ödeneği itibarıyla 1 trilyon 346 milyar lira gider bütçesi olan 2021 yılının içerisinde 1 trilyon 60 milyar lira borç artışı olduğunu görmek gerçekten bizim sizlere az önce ifade ettiğim, özellikle, evet, kamu maliyesinin üç temel amacından biri olan ekonomik dengenin sağlanması, ekonomik kalkınma, büyüme ve gelişmenin sağlanması, gelir dağılımında adaletin sağlanması anlamında ne kadar gerçekleri yansıtıyor, buna özellikle bu konuda dikkatinizi çekmek istedim.

Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcım, değerli arkadaşlar, Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; görünen o ki bu yıl bizlerin önüne getirdiğiniz bu bütçe birçok arkadaşın da değişik vesilelerle üzerinde ısrarla vurgusunu yaptığı gibi bir faiz bütçesi, faiz lobilerine kaynak aktaran ve gittikçe büyüyerek kaynak aktaran bir bütçe, faiz yükünü 565 milyar lira olarak ifade edersek gerçek anlamda bir faiz bütçesi olduğunu söyleyebiliriz. Faiz dışı giderler, daha doğrusu, faiz giderlerine bakarsak 2019'da 20 milyar dolar olan faiz yükü dolar bazında 2023'te 30,36 milyar liraya öngörülen faiz yükü, dolar olarak da kur üzerinden baktığımızda da artıyor ki faiz dışı giderlerdeki artış oranının eksi olduğunu, eksi yüzde 5,8 olduğunu kur, dolar üzerinden ifade edecek olursak, mukayeseli, uluslararası mukayese üzerinden görebiliriz, bunu ifade edebiliriz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakikanız.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sayın Başkanım, sözlerimi bitirdim, fazla uzatmayacağım.

Tabii, gönlümüzden geçen, isterdik ki bu bütçe ne faiz lobilerini ne efendim sizin... Bir de şu var, şunu da belirteyim: Yine sunuş kitapçığınızda -son cümlem Sayın Başkan- diyorsunuz ki "İşte Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi işte şöyle güzel, böyle güzel ki bakın işte mega projelerle neler yaptık, neler yapıyoruz." Şu ifadeniz var: "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle kazanımlarımızı mega projelerle taçlandırdık." Ben merak ediyorum, hangi mega projeden bahsediyorsunuz?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi içerisindeki mega projelerinizden, Çanakkale Köprüsü derseniz, belki bunu diyeceksiniz, onun 2017 yılında projelendirilip başladığını ve Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin öncesinde başlamış bir proje olduğunu belirtmek istiyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Peki, teşekkür ediyorum.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tekrar bütçenin hayırlı olmasını diliyorum. Sonuçta bu bütçe sizin bütçeniz değil, bizim bütçemiz değil, onun bunun bütçesi değil, bu, Türk milletinin bütçesi; iyisiyle kötüsüyle, artısıyla eksisiyle bu bütçeyi bizler de hep beraber yaşayacağız buradaki bütün milletvekili arkadaşlarım, bütün halkımız, bütün milletimiz. Onun için hayırlı olmasını dileyelim, sizden de talebimiz gelirlerimizi ve harcamalarımızı, en etkin, en verimli kaynaklarımızı israf etmeden doğru yerde, doğru miktarda harcamanız.

Teşekkür ediyorum.