| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 26 .10.2022 |
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Dikiş tutmayan bir bütçeyi konuşuyoruz maalesef. Geçen sene de hep bunu konuştuk, dediklerimiz doğru çıktı. Ek bütçe hazırlandı ve bu sene de yine aynısı olacak gibi görünüyor, yine önümüzde bir ek bütçe olacak gibi görünüyor.
Aslında değişen hiçbir şey yok gibi Sayın Başkanım. Geçen sene de sizin yerinizde Sayın Lütfi Elvan oturuyordu, daha sonra aniden bir değişiklikle, beş on gün sonra karşımızda Sayın Bakan olarak gördük.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - O önceki seneydi. Zaman çabuk geçiyor ama iki sene oldu.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Yani önümüzdeki günlerde sizi de böyle bir ani değişiklikle bakan olarak görüp görmeyeceğimiz belli değil. Öylesine ilginç bir ülkede yaşıyoruz maalesef.
Şimdi, tamamen bir felaket tablosu var. Aslında kısa vadeli dış borçların 182 milyar doları bulduğu, Merkez Bankası rezervlerinin eksi 55 milyar doları bulduğu bir dönemi yaşıyoruz ve ülkenin parası faize gidiyor. Bütçede, biliyorsunuz, 566 milyar lira yine faize ayrıldı ve vatandaşın bütün parası faize gidiyor. Enflasyon yüzde 9 olarak hesaplanmıştı, şu anda, birtakım uyarılarla, iktidarın istediği şekle uydurulmuş TÜİK rakamlarına göre yüzde 83,5; ENAG rakamlarına göre yüzde 180'leri bulan bir enflasyonla karşı karşıyayız ve hepimiz de bu net gerçeği görüyoruz. Yani iç ve dış hiçbir mazeretle açıklanmasın bu. Batı'da yüzde 7, 8 enflasyonun yaşandığı, savaşan Rusya ve Ukrayna'da bile yüzde 18, 20'lerde enflasyonun olduğu bir dönemde biz maalesef büyük bir felaketi yaşıyoruz, örtülü devalüasyonlar yaşandı. Geçen sene de zaten -bütçeyi yaparken doların patlamasıyla- bu bütçenin tutmayacağını, bu bütçenin doğru olmadığını defalarca söyledik ama dinlenmedi ve güya bir bütçe yapıldı. Bu açık kapatılmak için özelleştirmeler ve satışlar var gücüyle devam ediyor. 1,3 trilyon, ücretlinin cebinden alınıp sermayenin cebine veriliyor, halk daha da fakirleşiyor, uçurum büyüyor; yandaş, faizci büyüyor. Gelir dağılımının bu kadar kötü olduğu bir dönem herhâlde olmadı, gittikçe de kötüleşiyoruz. Bu arada da bir seçim ekonomisi uygulanmaya başlandı. "Biz elimizden geldiği kadar bu seçim ekonomisini uygulayalım; eğer ki kazanamazsak kazananın başına yıkarız, kazandığımız takdirde de -yine aynı- var olanı satarak yolumuza devam ederiz." diye düşünüyor iktidar.
85 milyondan vergi toplanıyor, KDV, ÖTV'lerle garibanların beli bükülüyor ve bunlar, bu vergiler anapara ve faiz ödemelerini karşılamıyor. Faiz ödemeleri şu anda sosyal yardımların 2 katı olmuş durumda ve bankalar, şu anda -bakın, tüm Türkiye toplumu bilsin, duysun- bu ülkenin en çok kâr eden kuruluşları; yüzde 520 kâr ediyorlar, çalışan sayıları artmamasına rağmen müthiş bir kâr yaşıyorlar.
Ülke tüm uluslararası endekslerde de geriliyor -sadece bizim sözlerimizle değil- çok sert düşüşler yaşandı, son bir iki yıl içinde inanılmaz sert düşüşler yaşandı, her türlü ekonomik, hukuki endekslerde son derece sert düşüşler yaşandı. Cari açık artıyor, bir örtülü devalüasyon yaşandı ve ücretlinin millî gelirden aldığı pay yüzde 11 azalırken sermayenin payı yüzde 11 arttı.
BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakikanız.
ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Yani müthiş bir şekilde zengin ile fakirin arasındaki uçurumun arttığı ve iktidarın pişkince, daha, bu tablonun kötü olduğuna dair hiçbir yorumu kabul etmediği, ilerleme olduğunu söylediği, büyüme rakamlarının gerçekçi olmadığı bir tabloyu gördük. Umarım ki önümüzdeki dönemde böyle olmaz.
Teşekkür ederim.