KOMİSYON KONUŞMASI

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Sayıştay Başkanı ve Kamu Denetçiliği Kurumu Başkanı, Değerli Komisyon Başkanı ve milletvekili arkadaşlarım; ben de öncelikle hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Burada, benden önce çeşitli konuşmalar yapıldı, bu konuşmalarda özellikle iktidara mensup arkadaşlarımızın bir kısmı bizim eleştirdiğimiz kamu-özel iş birliği projeleriyle ilgili -yani buralara çok önemli miktarlarda bütçeler aktarıldığına dair eleştirilerimize karşı-şöyle bir ifade kullandılar: "Efendim, biz, hizmet üretiyoruz, hizmet yapıyoruz."

Şimdi, değerli arkadaşlar, biz, hiçbir zaman hizmete karşı değiliz, hizmet tabii ki olacak, olmalı da. İktidar olarak bulunduğunuz süreç içerisinde mutlaka hizmet üretilmiştir, vardır bir şeyler ancak şunu da söyleyeyim yine, son konuşmacının beyanından yola çıkarak: "Bu zamana kadar 21 bütçe gerçekleştirdik." Dediler; doğrudur 21 tane bütçe yapıldı ama şimdiki, yapmakta olduğumuz bütçenin zaten en güzel tarafı da şu: Artık, bu bütçe, bu iktidarın son bütçesi yani bu bütçenin en güzel tarafı bu, dün de söyledim. Dolayısıyla siz 21 bütçe gerçekleştirdiniz, içerisinde kamu-özel iş birliği projelerine, kur korumalı mevduatlara, faizlere belli kesimlere büyük ödeneklerin ayrıldığı bütçeleri siz gerçekleştirdiniz. Biz ise vatandaşımızın, genel anlamda, tüm vatandaşlarımızın dertlerine derman olacak bütçeyi inşallah gelecek yıl buralarda gerçekleştireceğiz. O nedenle, biz, kesinlikle hizmete karşı değiliz, bizim eleştirimiz ülke bütçemizin bir şekilde belirli yerlere aktarılması yani kısacası biz, soyguna karşıyız.

Yine, bir başka beyandan yola çıkarak, bakın, sabah Cumhurbaşkanının korunmasıyla ilgili dendi ki "Tabii yeterli korunacak hatta Genel Başkanınızı da koruyoruz." Şunu söyleyeyim: Bakın, Genel Başkanımızı koruyamadınız, bu da sizin iktidar olarak en büyük utancınız. Bundan yaklaşık iki yıl kadar önce, Sayın Genel Başkanımız, Ankara'nın Çubuk ilçesinde devletin bütün erkânın olduğu bir ortamda -Genelkurmay Başkanından Emniyet Genel Müdürüne kadar- yüzlerce polis, efendim yüzlerce jandarmanın olduğu, askerin olduğu bir ortamda saldırıya maruz kaldı. İşte bu, sizin iktidar olarak en büyük utancınız olarak tarihe geçmiş durumda. Yine, yargıyla ilgili...

SALİH CORA (Trabzon) - Tuzla Belediye Başkanımız da saldırıya uğradı.

CAVİT ARI (Antalya) - Yine, yargıyla ilgili arkadaşlarımız bir ifadede bulundu, işte bu tek adamlık anlayışından yola çıkarak yapılan eleştiri yönüyle söylüyorum.

Şimdi, değerli arkadaşlar, bakın, biz tek adamlık anlayışını eleştiriyoruz tabii ki, neden? Bunun altında şu var: Bu sistem ve bu sistemin doğası gereği maalesef ki partili Cumhurbaşkanı bu ülkede her şeye karar veren durumunda. İşte, yasamayla ilgili her türlü kararı bir şekilde tabii ki alıyor, yürütmeyle ilgili yine her türlü tasarruf yetkisi var, yetmiyor yargıyla ilgili de var, bunun örneklerini defalarca söyledik. Bakın, Anayasa değişikliği döneminde işte allayıp pullayarak anlatıldı ancak biz o dönemde, bakın, burada, yargıyla ilgili olan bölümler gerçekten ülkemiz adına büyük sorunlar yaratacak tehlike arz edecek diye gerçekleri söyledik, vatandaşlarımıza anlatmaya çalıştık. Hep söylüyorum, ben 2010 referandumunda da "Hayır." dedim, bir sonraki 2017 referandumunda da "Hayır." dedim, eminim ki sizin çoğunluğunuz 2010 referandumunda "Evet." dediniz. İşte, o referandum sürecinde özellikle de yargıyla ilgili yaşananlar sonraki süreçleri doğurdu, siz de bunun sonuçlarının ne olduğunu çok iyi biliyorsunuz. İşte, tek adam anlayışı neler yapıyor yargıda ve yargının bugün geldiği durum ne? İşte, yargının bugün geldiği durum, yargıya, tarafsız ve bağımsız yargıya güvenin yüzde 38'lere kadar düştüğü bir ülkedeyiz. Bu neden kaynaklanıyor? Bu, sistemden kaynaklanıyor, her şeye müdahale eden, yargıyı dahi dizayn eden bir anlayıştan kaynaklanmakta. Daha önce de söyledik, sizin kendi partiniz yani AKP kadroları içerisinde görev yapmış il, ilçe yöneticisi, belediye başkanı adayı, milletvekili adayı olmuş partilileriniz bugün hâkim savcı kürsüsünde. Siz, bu yargı sisteminden nasıl bir adalet beklersiniz veya nasıl bir bağımsız ve tarafsız yargı sağlarsınız, bu mümkün mü? Tabii ki değil. İşte, dün de söyledim, Anayasa Mahkemesine 2 üye atandı, birer gün ne Danıştayda ne de Yargıtayda görev yapmadan, Anayasa Mahkemesine, tek adam anlayışının sonucu olarak oralara atandı.

Yine, bir konuşmacı arkadaş dedi ki "Efendim, geçmişte koalisyonlar vardı." Değerli arkadaşlar, geçmişteki koalisyonlar vardır ama siz Anayasa referandum süreçlerinde "Bu ülkeyi koalisyonlardan kurtaracağız." diyerek meydanlardayken bugün gerçek koalisyon yaşanmakta. Hadi inkâr edin. Bugün, gerçek koalisyonu AKP ve MHP birlikte yaşamakta. Bugün, eğer koalisyon varsa işte koalisyon gerçek anlamda bugün yaşanmakta.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Hükûmetin düşme ihtimali var mı?

CAVİT ARI (Antalya) - Eğer MHP muhalefette olsaydı siz bu kadar iktidarda istediğiniz gibi at koşturamazsınız. Dolayısıyla gerçek koalisyon işte burada.

Şimdi, Sayıştayla ilgili de şunu söyleyeyim: Ben Sayıştayda görev alan arkadaşlarımızın iyi niyetinden şüphe etmiyorum yani onların elinden gelen gayreti gösterdiklerine inanıyorum, inanmak da istiyorum ama iktidarın baskısının orada da olacağına ben inanıyorum, neden? Bu arkadaşlarımızın elinden gelen gayretle, tespitlerini, bulgularını yaptığını ancak bu bulgularını gönül rahatlığıyla açık yüreklilikle ve açık bir şekilde kayıtlara düşürebilme noktasında sıkıntı yaşadıklarını... Ama buna rağmen, en azından işaretlerle birtakım Sayıştay raporlarında bazı ifadeler geçmekte zaten bakın, son dönemde torba yasalarla yapılan bazı değişiklikler oldu, bazı geçmişte yanlış ödeme yapan bürokratların -örneğin engellilerle ilgili ödeme yapan bürokratların- haklarında herhangi bir işlem yapılmamasıyla ilgili torba yasayla geçen düzenlemeler var. Sayıştay raporlarında bu haksız ve usulsüz ödemelerin yapıldığı bulguları var ancak ben hem Sayıştay Başkanına hem de Kamu Denetçiliği Kurumu Başkanımıza şunu söyleyeyim: Bakın, belediyelerin bankası olan İLBANK'ın geçen yıl kredi ve hibe desteği verdiği 1.156 projenin yüzde 94'ü Cumhur İttifakı'na ait belediyelere, yine bu ödenekler yönünden yüzde 4,3'ünün Cumhuriyet Halk Partili belediyelere yapıldı. 2021 yılında yüzde 100 hibe desteği verilen 191, projenin yüzde 98,4'ü yine Cumhur İttifakı ve kayyum belediyelerine, Cumhuriyet Halk Partili belediyelere ise yüzde 1. Konya ve Trabzon'daki belediyelere verilen destek bile Cumhuriyet Halk Partili belediyelere verilen desteklerden daha fazla oldu. Çevre Bakanlığı, son üç yılda belediyelere 3 bine yakın araç hibe etti, bunların yüzde 97'si iktidar belediyelerine aktarıldı. Yine son üç yılda belediyelere 432 milyon TL nakit yardım yapıldı, bunun tamamına yakını Cumhur İttifakı'na ait belediyelere yapıldı. Büyükşehir belediyelerimiz 20 milyar lirayı aşan uluslararası kredileri iktidar tarafından hâlihazırda imzalanmadı.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Son yarım dakikanız.

CAVİT ARI (Antalya) - Bitiriyorum.

Orman Genel Müdürlüğünün 155 aracı bile son iki yılda AKP-MHP belediyelerine bedelsiz hibe edildi. Türkiye Belediyeler Birliğinin bütçesinin yüzde 50'sinden fazlası Cumhuriyet Halk Partili belediyeler tarafından karşılandığı hâlde yapılan desteklemelerdeki oranların bu olduğu açıkça ortadayken Sayıştayın ve Kamu Denetçiliği Kurumunun bu konulardaki haksızlık ve adaletsizlik karşısında nasıl bir tutum içerisinde olduğunu, bu konularla ilgili bir soruşturma açıp açmadığını da ben merak ediyorum. Açmadıysa da bu konuda gerekli işlemlerin yapılması gerektiğini ifade etmek istiyorum.

Teşekür ediyorum.