KOMİSYON KONUŞMASI

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, çok Kıymetli Bakanım, Bakanlığımızın çok değerli bürokratları, basınımızın değerli temsilcileri; Sayın Bakanımızın sunuş konuşmasını dikkatle hepimiz takip ettik. Ülkemizin hâlihazırda en temel meselelerinden biri, en çok üzerinde durulan, tartışılan ve tüm yurttaşlarımızı ilgilendiren, gerek üretici gerek tüketici gerek sanayici gerek ticaret erbabı olmak üzere herkesin çok yakın ilgi gösterdiği bir sektörün, Bakanlığın bütçesi üzerinde görüşüyoruz.

Öncelikle, Tarım ve Orman Bakanlığımızın ve Bakanlığa bağlı bütün teşkilatlarımızın bütçesi hayırlı olsun diyorum. Ne kadar iyi ve güzel işler yapılırsa yurttaşlarımız, vatandaşlarımız da bundan o kadar memnun kalacaklardır.

Tabii, bugüne kadar, Sayın Kirişci Bakanımızdan önce çok bakan gördük. Yani benim milletvekili olduğum 2015 yılından bugüne 4'üncü sanıyorum ya da 5'inci. Bir Bakanımız geldi "Paramız var ki ithal ediyoruz." dedi mesela, hatta dedi ki: "Çiftçi çok çok çalışır, az az kazanır, işin doğasında, fıtratında bu vardır." Bir Bakanımız geldi, dedi ki: "Ya, Toprak Mahsulleri Ofisine ne gerek var, lisanslı depolar var, lisanslı depoculuk var." Tabii, Sayın Kirişci'nin de "Gördük ki Rusya-Ukrayna savaşında cebimizde para var ama hiçbir şeyi satın alamıyoruz veyahut da teknolojimiz var, kullanamıyoruz çünkü onlar bizi doyurmuyor." sözü biraz anlamlıydı. Aslında, ben bunu... Büyük Önder'imiz Atatürk'ün bizim fakültemizin bahçesinde de yazılı bir sözü vardır: "Kılıç ve saban; bu iki fatihten birincisi -yani kılıç- ikincisine daima mağlup olmuştur." Dolayısıyla ne "Paramız var ki ithal ediyoruz." ne "İşin fıtratında bu vardır." ne "kader planı" ne "kadercilik" değil, akıl ve bilimin yolunda ve tarımsal üretime önem veren bir anlayışta olmak hepimizin en önemli görevi.

Bakın, Sayın Cumhurbaşkanının 2021 Yılı İdari Faaliyet Raporu'nun iç kapağına konmuş bir sözü, bir ifadesi var: "Ülkelerin çöküşü de yükselişi de tarımla başlar." demiş. Ne güzel ama bizim çöküşümüz mü yükselişimiz mi başladı tarımla, onu bilemiyorum; onu sizler çok daha iyi analiz ediyorsunuz ama bana göre, çöküşümüzün başlangıç noktası da tarım oldu Türkiye ekonomisinde.

Bakın, değerli arkadaşlar, Sayın Bakanım; Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesi başlangıç ödeneğinin 2021 yılı merkezî yönetim bütçesi içerisindeki payı yüzde 3,83'müş 2021'de; 2022'de Tarım ve Orman Bakanlığının başlangıç bütçesindeki payı, merkezî yönetim bütçesindeki başlangıç ödeneğinin toplamdaki payı yüzde 3,69'muş. 2023'te getirilen önümüzdeki bu bütçede, 133 milyar 682 milyon 205 bin liralık Tarım ve Orman Bakanlığı bütçesinin 4 trilyon 469 milyar 570 milyon 19 bin liralık merkezî yönetim bütçesi içerisindeki payı yüzde 2,99 yani bütçede neredeyse yüzde 1'e yakın oransal bir azalma var. Biz hep söylüyoruz: Tarım Bakanlığının bütçesi tabii ki 133 milyar lira ama cari transferlere baktığımızda bunun içerisinde hane halkı yani tarımsal destekleme programı için ayrılan bütçenin 54 milyar 40 milyon 543 bin lira olduğunu görüyoruz. Bizim Tarım Kanunu'muzun 21'inci maddesi açık ve net diyor ki: "Tarımsal destekleme programlarının finansmanı -bakın, altını çizerek söylüyorum, tarımsal destekleme programlarının finansmanı- bütçe kaynaklarından ve dış kaynaklardan sağlanır. Bütçeden ayrılacak kaynak gayrisafi millî hasılanın yüzde birinden az olamaz." Bu, kanunun madde hükmü. Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı bizlere sunuşunda, verdiği sunuş kitapçığında "Tarımsal destekleme programları için 54 milyar lira." diyordu; zaten bütçede de bu görünüyor ancak biz bir türlü Sayın Fuat Oktay'ı ikna edemedik. Bu tarımsal destekleme programları için ayrılan 54 milyar lira yüzde 1'i karşılamıyor, yüzde 1'i değil. Ne kadarını karşılıyor? Eğer 2023 yılı gayrisafi yurt içi hasılasını esas alırsak yüzde 0,29'unu. 2022 yılını alalım, hani bir önceki yılı alalım; 13 trilyon 429 milyar liralık bütçede, gayrisafi yurt içi hasıla içerisinde yüzde 0,4'ünü yani bizim şu anda verdiğimiz, tarıma ayırdığımız 54 milyar liralık bütçe kaynağının, ödeneğinin en az 2,5 katını vermemiz gerekiyor ki biz kanunun emrettiği şartı yerine getirebilelim.

Tabii, bu bütçeyi yani bu desteklemeyi ne için veriyoruz? Bunu hepimiz gayet iyi biliyoruz; tarıma bir destek veriyorsak başta üretimi planlamak, ürün desenini planlamak, üretimde verimi arttırabilmek, üretimde kaliteyi artırabilmek, üretimde piyasaları regüle edebilmek ve tüketicinin daha ucuz, daha kaliteli, zamanında ve yerinde tüketim maddeleriyle, gıdayla buluşabilmesini sağlamak. Bu gerçekleşebiliyor mu? Sayın Bakanım, işte, bütün mesele de burada.

Şimdi, ben sizin bütçe teklifinizdeki, performans programındaki 2023 yılı hedeflerine baktım yani ilginç. Tabii, tarım sektörünün iklim değişikliğine uyum kapasitesinin artırılması -alt program hedefi, tarım sektörünün iklim değişikliklerine uyum kapasitesinin artırılması- arazi kullanım değişikliği ve ormancılık sektöründen kaynaklı sera gazı emisyonu ve yutak raporu sayısı; hedef bir: Bir tane rapor hedeflenmiş.

Yine, toprağın ve arazinin korunması, geliştirilmesiyle ilgili arazi kullanım planlaması yapılan alan 2022'de 1 milyon hektarmış, 2022'de gerçekleşme tahmini sıfır; 2023'te yine 1 milyon, bu da herhalde sıfıra ulaşacak.

Yine, bakıyorum, hayvansal ürünlerde arz güvenliği yine performans programında... Mesela, buzağı sayısındaki artış oranı: Buzağı sayısında yüzde 0,1'lik bir artış oranı hedeflemişiz bu 2023 performans programında. Büyükbaş hayvan sayısındaki artış oranı hedefi yüzde 0,1; hani yüzde 1'i bile hedefleyememişiz büyükbaş hayvan sayısındaki artış için.

YAŞAR KIRKPINAR (İzmir) - Rakamlar çok yüksek zaten Hocam.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Kırmızı et üretim miktarında yüzde 4'lük bir artış hedeflemişiz. Herhâlde biz, üretim fazlamız var ki bunu çok kısıtlıyoruz; bu anlaşılıyor buradan.

Küçükbaş hayvan sayısındaki artış oranını yüzde 2 hedeflemişiz, yumurta üretiminde yüzde 0,5'lik bir artış hedeflemişiz, bitkisel üretimde de bunu görüyoruz. Yani böylesi hedefler olmaz Sayın Bakanım. Destek sağlanan bitkisel ürünlerde üretim artış oranı... Bakın, destek sağlanan bitkisel ürünlerde üretim artış oranı hedefimiz yüzde 1,2; bu mudur bizim desteklemeyle hedeflediğimiz üretimde verim, üretimde kalite artışı? İthal edilen bitkisel ürün miktarı 21 milyon; 2022 hedefi 21 milyon tonmuş, 2023'te de 21 milyon ton yani ithalatta bir azalmayı falan hedeflemiyoruz. Yani performans programınızda, daha doğrusu bize sunduğunuz bütçenin -sayfasını da söyleyebilirim- başındaki program hedeflerinde bahsedilen hayvansal ürünlerde arz güvenliği. Tahıl ürünlerinde kendine yeterlilik oranı yüzde 90 olarak gerçekleşmiş; yüzde 90,2 yani 0,2'lik bir artış öngörmüşüz gibi. Bunlara daha fazla devam etmeyeceğim. Mesela, bir başkası, "İklim değişikliğiyle uyumlu, modern makine kullanımı özendirilecek, ortak makine kullanımı yaygınlaştırılacak ve üretim planlamasına yönelik yapay zekâ uygulamaları geliştirilecektir." diye bir alt program var. Göstergelere bakıyoruz, deney raporu sayısı ve yapay zekâ kapsamında üretim planlamasına dâhil edilen ürün sayısı... Bu göstergelerle -ortak makine kullanımının yaygınlaştırılmasını nasıl hedefleyebiliriz gibi- bence hedefi olmayan bir performans programıyla karşı karşıyayız.

Tabii, ben şunu da merak ediyorum: Tarım ve Orman Bakanlığının programlar itibarıyla tarım programına olan bütçe teklifinde 55 milyar 824 milyon 259 bin lira bir ödenek var tarım programı için ayrılmış ama merkezî yönetim bütçesinde bu rakam, tarım programı bütçesi 103 milyar 308 milyon 935 yani Tarım ve Orman Bakanlığının tarım programına yönelik bütçe teklifi 55 milyar ama tarım programında 103 milyar. Nereden geliyor bu dedim, DSİ mi dedim, DSİ'de yok tarım; Orman Genel Müdürlüğü mü dedim, tarım programına yönelik bir ödenek görünmüyor program sınıflandırmasında; bunu çıkaramadım. 47,5 milyar liralık bir fark hangi bakanlıklardan geliyor? Bunu siz daha iyi bilirsiniz.

Tabii, Sayın Bakanım, siz bu sunuşunuzda orman, orman yangınları vesaire, her şeyden bahsettiniz. Gerçi burada Orman Genel Müdürlüğü bütçesini ayrı görüşmüyoruz, kapsam içerisinde görüşüyoruz. Ama Tarım ve Orman Bakanlığı sizin sorumluluğunuz altında ve sunuşunuzda da ifade ettiğiniz Tarım ve Orman Bakanlığının görev, yetki ve sorumluluk alanında olan ormanla ilgili Tarım ve Orman Bakanlığının stratejik planında "yangın" kelimesi geçmiyor; Sayın Bakanım. Bakın, "yangın" kelimesi geçmiyor stratejik planın tamamında kelime, terim taraması yaptım. "Orman Genel Müdürlüğünde" diyebilirsiniz ama Bakanlığın sorumluluğundaysa en azından orada da bir hedef olarak programda yer almasında yarar olduğunu düşünüyorum.

Sayın Bakanım, "planlama" diyorsak bir kere planlama için, siz de çok iyi bilirsiniz... Üniversitede akademik camiadan geliyorsunuz, akademide geçmişte sizinle hayatımızın çakışan dönemleri oldu, aynı alanda eğitim ve ders verdiğimiz yıllar oldu; sizi çok yakından tanıyorum, bu konudaki azminizi çok iyi biliyorum ama şunu da sizin çok iyi bildiğinizi biliyorum ki bir planlama yapacak isek ki bu bir tarımsal planlamaysa, üretim planlaması ise, üretim deseni planlamasıysa, tarımsal desteklerin kaynak dağılımına yönelik bir planlama olacaksa sağlıklı bir veriye ihtiyacımız var, doğru bir veriye ihtiyacınız var, güvenilir veriye ihtiyacımız var; zamanında, yerinde veriye ihtiyacımız var. Biz, en son genel tarım sayımını 2001 yılında yapmışız, 2001 yılından bugüne kadar bir genel tarım sayımı yapılmış değil ve şu anda Türkiye İstatistik Kurumunun yayınladığı tarımsal veriler tamamen il ve ilçe müdürlüklerinden istenen, yazıyla istenen, yazıyla, yazışmayla toparlanan, derlenen veriler. Ben, inanın, hiçbir veriye bu anlamda güvenemiyorum. Şu anlamda: Yani "Bu veriler manipülasyon..." falan olabilir, bu ayrı bir mesele ama sağlıklı bir veri akışı olduğunu düşünmüyorum.

Sayın Bakanım, tarım alanlarımız 2002'den 2021'e 3 milyon 133 bin hektar azalmış yani Trakya tarım alanının yaklaşık 3 katı kadar bir alan, Trakya'nın toplam yüz ölçümünün de 2 katına yakın bir alan ama bir yandan da Sudan'dan arazi kiralaması konusu vardı idi. Bu konuda "Kiralanmadı, kiralanmayacak." diye sizin bir açıklamanızı biliyorum. Venezuela'ya gittiniz "Orada buğday üretilecek." dendi, sonra buğday değil soya üretileceği ifade edildi. Dolayısıyla, bunlar doğru şeyler değil, biz kendi tarımsal üretim alanlarımızı etkin, verimli... Bunu siz defalarca açıkladınız, bu konuda bir çabanız var; dilerim, çabanız uygulamada gerçekleşir ama bu bir gerçek.

Dış ticaret konusunda, siz hep gıdayı dâhil ediyorsunuz. Bakın, gıdayı dâhil etmeyin, bitkisel üretimde -ithalat ve ihracat, dış ticaret açığımız- net ithalatçı bir ülkeyiz, hayvansal üretimde net... Hayvansal üretimde kısmen ihracatçıyız ama bakın, Türkiye İstatistik Kurumunun bu revizyon 3 sınıflandırmasına göre baktığımızda "tarım, ormancılık ve balıkçılık" diye bir ekonomik sınıflandırması vardır. Bunun içerisine baktığınızda, Türkiye'nin, Türkiye İstatistik Kurumunun bu sınıflandırması üzerinden tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörü itibarıyla net ithalatçı olduğunu, net dış ticaret açığı verdiğini görebiliriz; gıdayı buraya dâhil etmezseniz. Ha, gıdayı dâhil edebilirsiniz, dersiniz ki: "Ya, burada tarım ürünlerini işliyoruz, şey yapıyoruz." O zaman tekstili de dâhil edin çünkü tekstil ham maddesi pamuk, pamuk da üretiyoruz. Yani o zaman, ürün bitkisel ve hayvansal ürünlerin dışında nereye, hangi sektöre tarım ürünü giriyorsa onu da dâhil edin. Bunun doğru bir yaklaşım olduğunu düşünmüyorum. Ha, gıdayı ayrıca dış ticaret dengesi içerisinde değerlendirelim. Şimdi, hatta, bu açıdan baktığımızda, 2020'de 4,92 milyar dolarlık bir dış ticaret açığımız olduğunu görüyorum.

"Tarımsal hasılada Avrupa'da 1'inciyiz." diyorsunuz; güzel, ben de diyorum ki: Rusya 1'inci. Hoppala, "Rusya'yla kıyaslanabilir mi? Rusya'nın arazisine baksana." dediğiniz anda, işte, ben de size diyorum ki: Türkiye'nin toplam arazisine bakarsanız yani bunun üzerinden -1'incilik, 2'ncilik yani- kıyaslanabilir bir değer olduğunu düşünmüyorum. Tabii ki üretimde artış, tarımsal hasılamızın büyümesi hepimizin dileği; bu da bize gurur verir, mutlu eder.

Sayın Bakanım, çiftçi borçları, sektörün kredi borcu 244 milyar 921 milyon lira; kamu bankalarına 189,5 milyar lira, özel bankalara 55,4 milyar lira, takibe alınmış 3,5 milyar liraya yakın kredi borcu var. Tarım Krediyi de buna ilave ederseniz -ki tahmin ediyorum 11-12 milyar lirayı geçmiştir- akaryakıt istasyonlarına veresiye borcu, bayilere veresiye borçlarıyla çiftçinin yaklaşık 300 milyar liraya yakın borcu var. Siz diyorsunuz ki: "Tarımsal destek 2002'de 1,8 milyardı, 2022'de 39,2 milyara çıkardık; 22 kat artırdık." Ben de diyorum ki, gerçek şu ki çiftçinin borcu 2002'de 2,4 milyar liraydı, 2022'de 245 milyar; bu, resmî. Veresiyeleri de katarsanız borcunda 120 kata yakın bir artış var. Bu da çiftçinin gerçeği Sayın Bakanım.

TÜİK verilerine göre... TÜİK verilerinden bahsediyorum. Başka her şeyi söyleyebiliriz yani böyle... Son bir yılda gübrede yüzde 238 zam olmuş, mazotta yüzde 226 zam; hayvan yemleri yüzde 147 zamlanmış, tarım ilaçlarında yüzde 106 zam; gerçekte, bu, gübrede yüzde 600'lere varan zamlardan bahsediyoruz ama. Çifti traktörüne bir depo mazotu 880 liraya doldururken, şimdi ancak 3.172 liraya doldurabiliyor. Dolayısıyla, Tarımsal Girdi Fiyatı Endeksi'nde yıllık artış yüzde 135'in üzerinde, gıda ürünlerinde Üretici Fiyat Endeksi yıllık yüzde 143,75 artış gösterdi.

Çiğ süt konusuna girdiniz. Ben detaya girmeyeceğim, arkadaşlarım bunu çok açık anlatacaklar ama 8,5 lira fiyat açıklandı. Nasıl? Ulusal Süt Konseyi... Kimin baskısıyla? Gıda Komitesinin yani Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasası İzleme ve Değerlendirme Komitesinin. Komite, Hazine ve Maliye Bakanının başkanlığında toplanıyor; üyeleri içerisinde zatıaliniz var Sayın Bakanım, Ticaret Bakanı var, Strateji ve Bütçe Başkanı var, Merkez Bankası Başkanı var ve bunlar süt fiyatını belirliyor, bunlar yem fiyatlarına müdahil olunmasına karar veriyor. Bu Komite ayrıca -sadece bu da yetmez- kent tarımının yaygınlaştırılması hakkında çalışmaları hızlandırma kararı alıyor, kırmızı et başta olmak üzere -çiğ süt ve kırmızı et- gıda ve tarım ürünlerinin yurt içi ve yurt dışı arz ve fiyatlarına ilişkin son dönemdeki gelişmeleri analiz ediyor. Lütfen, bu Komiteye siz sahip çıkın, müdahil olun, baskın olun, etkin olun, terk etmeyin yoksa çiğ süt fiyatları, çiğ süt yem paritesi...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Sındır, son yarım dakikanız.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Ben birazcık daha süre isteyeceğim efendim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tarıma ilgi çok fazla, çok fazla talep var.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Biliyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Birkaç cümleyle toparlarsanız sevinirim.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Biraz daha müsamaha gösterirseniz sevinirim.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ama o durumda herkese yapmak zorundayım o durumda.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Ben kendimi hızlandırıyorum Sayın Başkanım, tamam.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ama çok sayıda talep var.

Buyurun lütfen, birkaç cümleyle.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Tamam, peki.

Şimdi, tabii, yem, elektrik, mazot, gübre, işçilik... Bakın, Brent petrol 2018 endeksi 100 iken 2022'de 185,3 olmuş, doğal gaz 2022'de 213,9 olmuş; bizde ise benzinin fiyatı, 2018'i 100 kabul edersek 2022'de 333'e çıkmış; motorin, 100 kabul edersek 507'ye çıkmış. Bu kadar yüksek fiyat artışları karşısında, elektrik fiyat artışları karşısında tabii, yem sanayicisi, süt sanayicisi, marketler artan girdi maliyetlerini fiyatlarına kolaylıkla yansıtabiliyorken maalesef, benim üreticim, benim süt üreticim artan maliyetlerini çiğ süt fiyatlarına yansıtamıyor, buna müdahil olunuyor. Bu da sektörü bitiren bir noktaya taşır.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Teşekkür ediyorum Sayın Sındır.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Başka arkadaşlarımız dile getirsin farklı konuları, hepsini siz söylemeyin, çok sayıda...

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Bitiriyorum, son 1-2 sorumla bitireceğim Sayın Başkan, rica ediyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Çok hızlı lütfen ama.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Evet, tabii, bu, besicilere TMO'nun verdiği ucuz arpa satışının amacına ulaşamadığını da arkadaşlarımız detaylı bildirecektir.

Dijital tarım pazarı ne aşamada, vaz mı geçildi? Bu, çiftçimizi sözleşmeli tarıma zorlayan ve rekabet ortamıyla küçük çiftçiyi yok edecek bir süreçti.

Sayın Bakanım, sizin traktör performansı, traktör çeki performansı üzerinde yaptığınız doktora çalışması çok kıymetliydi, biliyorum, traktörden iyi anlayan çok kıymetli akademisyenlerimizden birisisiniz. Elektrikli traktör meselesi... 3 kere soru sordum Sayın Pakdemirli'ye, yanıt alamadım ama gelen bir yanıtta "Elektrikli traktörün seri üretimi için çalışmalar yapılarak Ziraat Bankası ve Önder Yol ortaklığında Gebze Dilovası'nda üretim fabrikası kurulmuş ve üretim için bütün hazırlıklar gerçekleştirilmiştir. Seri üretim faaliyetleri başlatılmış olup en kısa sürede üretim bandından çıkması planlanmaktadır." demiş bana Sayın Bakan. Tarihini de, hangi tarihte...

İLHAMİ ÖZCAN AYGUN (Tekirdağ) - Hikâye, hikâye; Sayın Bakanın öyle bir projesi yok zaten.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Bu konuda sizin de... Evet, tarihini bulamadım.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sürenizi iki dakikadan fazla aştınız, artık devam ettiremeyeceğim.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Bu konuda ne durumda olduğunu soruyorum.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Başka arkadaşlarımıza ilave notlarınızı verin, çok sayıda arkadaşımız konuşacak. Her şeyi siz söylemeyin lütfen.

Buyurun.

KAMİL OKYAY SINDIR (İzmir) - Evet, sözlerimi burada sonlandırırken Sayın Bakanım, zatıalinize, Bakanlığımıza, tüm Bakanlığınız personeline yapacağınız çalışmalarda başarılar diliyorum. Başarınız çiftçimizin huzuru, refahı; ülkemizin geleceği adına önemli.

Bütçenin hayırlı olmasını diliyorum.

Bu duygu ve düşüncelerle saygıyla selamlıyorum, sağ olun.