KOMİSYON KONUŞMASI

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, Sayın Bakan, değerli milletvekilleri, kıymetli bürokratlar; ben de hepinizi selamlıyorum.

Sayın Bakan, aslında yaptığınız sunumda ve Bakanlığınızın bugüne kadar yaptığı icraatlarda gençlerle tek ortak noktanızın Bakanlığınızın adında "gençlik" ifadesinin olduğunu anlıyoruz. Sayenizde bugün Türkiye'nin en mutsuz kesiminden bahsediyoruz. Haberiniz yok ama Sayın Bakan, bu ülkede gençler işsiz, bu ülkede gençler mutsuz ve gelecek kaygısı taşıyor ve günden güne derinleşen bir tersine göç durumu söz konusu. Bir taraftan sınırlarımızdan kamyon kamyon vasıfsız göçmenler rahatlıkla ülkemize girerken, diğer taraftan okumuş, iyi eğitim almış kendi gençlerimizi yurt dışına göç veriyoruz. Bugün Türkiye'nin en iyi eğitimini almış gençler dahi yurt dışına göçmek için yeni bir eğitim alıyorlar. İşte, buradan, Meclisten beş dakika uzaklıktaki Kızılay'da yabancı dil kursunda, kurslar başvurulara yetişemiyor; tıp mezunları, mühendisler, mevcut işi olanlar, işsizler, gençler akın akın yurt dışına gitmenin yolunu arıyor. Tabii, trolleriniz, ona buna sataşmaktan vakit bulursa, uygun olduklarında lütfen, Telegram'da, Facebook'ta on binlerce gencin bulunduğu yurt dışına gitme gruplarını incelesin, burada gençlerin nasıl bilgi alışverişinde olduğunu görecekler. Sayenizde vasıfsız insan ithal eder, vasıflı insan gücü de ihraç eder hâle geldik. Bunun suçlusu elbette ki gençler değil, sizsiniz.

Sunumunuzda dediniz ki: "Gençlerin değişen ihtiyaçlarını karşılama gayretindeyiz." Araştırmalara göre gençlerin yüzde 73'ü imkânı olsa yurt dışında yaşamak istiyor, 83'ü Türkiye'de gelir dağılımının dengesiz olduğunu, 87'si Türkiye'de çok fazla işsizlik olduğunu, 64'ü kamuya işe alımlarda ehliyet ve liyakate göre davranılmadığını, 53'ü ise kendi ülkesinde bile artık kendisini yabancı hissettiğini söylüyor. Ben buradan şunu anlıyorum: Ya gençlerin ihtiyacını bilmiyorsunuz ya gayretiniz karşılıksız kalıyor ya da gayretiniz sadece ak gençlik için; zira onların yatlarda, katlarda lüks yaşamlarını gördüğümüzde de bunun doğru olduğunu anlıyoruz. Elbette ülkeyi yönetenlerin, devleti yönetenlerin görevi onlara kızmak, gençlere kızmak değil; yaşamlarını Türkiye'de kurmalarını sağlamak, onları anlamak ve çözüm üretmek.

Çözüm var mı? Sizin iktidarınızda yok çünkü sorunun bizzat kendisi sizsiniz. Çünkü Genel Başkanınızın "Giderlerse gitsinler." cümlesi, aslında bizim tam da söylemek istediklerimizin özeti. "Bu sorunu bütçeyle çözmek isteseniz de çözebilir misiniz?" diye bakarsak da mümkün değil çünkü koskoca Türkiye Cumhuriyeti'nin bütçesinde, bütçe ödeneklerinin programlara göre dağılımına bakıyoruz, gençliğe ayrılan pay, sadece 1,88 milyar; buradan, iktidarınızın, ANKAPARK'taki dinozorlara verdiği değeri gençlere vermediğini de çok net bir şekilde anlıyoruz.

Bütçeye değiniyorum ama Türkiye'de gençlerin sorunu çok daha geniş, çok daha kapsamlı çünkü gençlerin bir özgürlük sorunu var. Sokakta "Çıkar telefonu." diyen dayılar var ama Türkiye'yi de o dayılardan biri yönetiyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yarım dakikanız kaldı.

GAMZE TAŞCIER (Ankara) - Çünkü gençlere bakışları aynı, zihniyet aynı.

Evet, gençler iş beğenmiyor çünkü bu bozuk düzende mecbur bırakıldıkları işlerde çalışmak istemiyorlar. Evet, gençler mutsuz ve sizi beğenmiyorlar. Şimdi duymazlıktan geliyorsunuz ama duyacaksınız, 2002'de siz gelirken gazetede "Sandıktan Öfke Çıktı" manşetleri atılmıştı, şimdi de seçim günü gençlerin öfkesinin sandığa nasıl yansıdığını göreceksiniz.

Teşekkür ediyorum.