KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Sayın Başkan, Sayın Bakanım, Plan Bütçe Komisyonunun çok değerli milletvekilleri, basınımızın değerli temsilcileri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Daha önce birçok kez Bakanlıktaki mesai arkadaşlarımla bütçe hazırlayarak bu salonda beraberce bulunduk. Bütçe hazırlanmasının nelere, hangi gecelere, nasıl çalışmalara mal olduğunu yakinen bilen biriyim. Dolayısıyla amirinden memuruna, işçisine kadar Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımızın bütün çalışanlarını, 100 binin üzerindeki mesai arkadaşlarımı sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, izninizle Sayın Bakanımın zatıalilerinde ekibini de yürekten kutluyorum. Türkiye genelinde destanlar yazıldığına birebir herkes, Türkiye'nin yaşayan, aklıselim her ferdinin şahit olduğuna da ben de şahidim. Elbette ki siyaset, birtakım şeyleri söylenecektir ama söylenenlerde de haklılık payı olmayanları da kabul etmek çok da doğru değil diye düşünüyorum.

Ben köylü çocuğuyum -aramızda birçok köylü çocuğu olan var- ham deriden çarık giydim, oysaki benim çocuklarım veya sizlerin çocukları değil çarık, değil lastik, altı kösele ayakkabıyla büyüyorlar dolayısıyla ülkemiz her geçen gün giderek gelişmekte ve gelişiyor. Dolayısıyla, cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, o günden bizi bugünlere getiren, hizmet eden bütün devlet görevlilerini minnetle, şükranla, saygıyla anıyorum.

Ülkemizin kalkınması ve büyümesi için karayoluna, demir yoluna, deniz limanlarına, hava limanlarına, iletişim yollarına ihtiyacın olduğunu hepimiz biliyoruz. Altyapı yatırımlarının, yolun medeniyet olduğunu, ticaret olduğunu, kültürlerin kaynaştığını da yine hepimiz dünyada herkesin kabul ettiği gibi bizler de kabul ediyoruz.

Saygıdeğer Başkan, çok değerli milletvekilleri; yıl 2003, Mart ayının sabah 04.00'ünde, Ulus'taki PTT Genel Müdürlüğünde, Sayın Bakanımızın Başkanlığında 04.00'e kadar devam eden bir toplantıda ortaya bir şey koymuşlardı. "Bizim hafızamız olacak, bize yol haritası gösterecek, raflarımızda iletişimle, ulaşımla ilgili ben herhangi bir projeye net olarak rastlamadım. Dolayısıyla, önce ulaşım "mode"ları arasında Türkiye'nin bugünkü ulaşım "mode"larının durumu nedir, ulaşım "mode"ları arasındaki entegrasyon ne olmalıdır, bizi 2023'e, 2035'e, 2053' taşıyacak ulaşım ve iletişim çalışmalarımız ne olmalıdır kararını verdikten sonra 30'un üzerinde üniversitemizin konusunda uzman 43 öğretim üyesinin iki yılı aşkın Türkiye'nin ulaşım ve iletişim "mode"ları arasındaki entegrasyonla ilgili çalışmalarını birebir takip edip her altı ayda bir yapılan çalışmaları da paylaşarak nihayet ana plan stratejimizi kendileri hazırlatmışlardır. Biz o günleri gerçekten yaşadık, ben milletim adına da, şahsım adına da Sayın Bakanımıza şükran ve minnet duygularımı ifade etmek istiyorum.

Buradan, ulaşım "mode"ları arasındaki bağlantılardan yola çıkarak Sayın Bakanımız da sunumunda, birçok arkadaşımız da bölgeler arasındaki yollarla, ulaşımla ilgili bir şeyler söylediler dolayısıyla ben fazla zaman almamak için kısa kısa başlıklarla bazı şeyleri geçmek istiyorum. On üç yılda 6 bin civarındaki bölünmüş yolumuzun 24 binlere, Avrasya Tüneli, Ovit Tüneli, Kırık Tüneli, Geminbeli Tüneli, Kuzgunkıran, Borçka Tüneli, Deliktaş Tüneli gibi sayabileceğimiz daha birçok tüneli. İstanbul-Gebze-Körfez Köprüsü dâhil İzmir otoyolunu. "Yüzyılın projesi" olarak adlandırdığımız bir buçuk asırlık Marmaray rüyası, ülkemizin bir milat yaşaması, 2009'un 13 Martında yüksek hızlı trenle Ankara'dan Eskişehir'e hareketin başlaması ki bizi bu olay dünyada 8'inci, Avrupa'da 6'ncı yüksek hızlı tren kullanan ülke konumuna getirmiştir, bunu da elimizden herhâlde artık kimse alamaz diye düşünüyorum. Ayrıca millî tren yapımımız, inşamız, 2017 yılının ilk çeyreğinde Sayın Bakanımızın da ifade ettiği gibi başlayacak. Sayın Usta'nın ifade ettiği Samsun'la demir yolu bağlantısı. Sivas-Samsun demir yolu biliyorsunuz, bakımda olduğu için şu anda o liman bağlantımız kesildi ama sizin söylediğiniz güzergâhın da planlamada mevcut olduğunu biliyorum.

Denizciliğimiz kara listeden beyaz listeye çıkmıştır, sadece beyaz listeye çıkmak kolay bir olay olmadığı gibi, orada tutunmak da kolay bir olay değil, dünya denizlerinde, dünya limanlarında âdeta cüzzamlı bir hasta gibi gemilerimiz tutuluyordu ama şu anda beyaz bayrak listesindeyiz.

Ayrıca, Bakanlığımız yalnızca yol yapmakla, liman yapmakla, yat limanı yapmakla, havaalanları yapmakla değil diğer bakanlıklarımızla da beraber, sosyal içerikli çok projeler yapmıştır, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığıyla birçok ortak proje yürütmüşüzdür. Millî Eğitim Bakanlığımızla bilgi teknolojileri sınıfları, fen laboratuvarları, FATİH Projesi gibi devasa bir projeye imza atmıştır. İçişleri Bakanlığımızla bölgelerinde, illerinde görev yapan polislerimizin senede birkaç defa Ankara'ya eğitim için gelmelerine yönelik olayın durdurulmasından sonra, ilgili İçişleri Bakanlığıyla tek noktadan onlara orada, polislerimize bulundukları illerde eğitim verilmesiyle ilgili; YÖK Başkanlığıyla birlikte 102 üniversitenin 204 amfisinde web tabanlı, tek noktadan İngilizce eğitimi verilmesiyle ilgili sosyal içerikli projelerin de hep yanında olmuşlardır.

Kara yollarına bir göz attığımızda, gerçi detaylıca söylendi: 6.101 kilometreden 24.280 kilometreye çıkan bölünmüş yolumuzun yanında tabii ki tek yollarımız da vardır, tek yollar da yapılmıştır. Bu bölünmüş yolların ülkemizdeki fayda-maliyet analizlerine bakıldığında, özellikle değeri hiçbir şekilde karşılanmayacak can kaybına baktığımızda 65.500 kilometre kara yolları ağında 52 milyar 300 milyon hareketlilik varken 100 milyon taşıt kilometredeki can kaybımız 5,72'ydi. Bu hareketlilik, gene aşağı yukarı aynı kilometrede, 66 bin kilometrede, 103 milyar hareketliliğe çıktığındaki can kaybımız 100 milyon taşıt kilometrede 2,17'ye inmiştir, 2023 hedeflerimizde ise 1'in altına girmek Bakanlığımızın hedefidir.

Ayrıca, 2023 yılında 37 bin kilometre bölünmüş yola ulaşılması -yapılan şûrada- konulan bir hedeftir. Burada 8 bin kilometre de otoyol hedefimiz mevcuttur. Tabii, bunlar sadece bir temenniden ibaret değil, bu Komisyonun bilgisine, görüşlerine sunulan, ulaşılan ve erişilen...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Bir dakikanızı rica edeyim Sayın Soluk.

Buyurun.

MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - 2011 bütçe kitabımızda da bunlar konmuştur, hedeftir, hayal değildir. Bunu da ifade etmek isterim, tabii, Sayın Bakanımızın da hoşgörüsüne sığınarak çünkü attığımız adımlar ve bu bilgiler... Belki bu Komisyonda bu şekilde konuşmak doğru da olmayabilir ama hep onun denetimindeydik. O bakımdan bunları ifade etmek isterim.

Ayrıca, bölünmüş yolların sathi kaplama olarak ihale edilmesini... Geçmişteki yollar sathi kaplamalı olarak ihale...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Arkadaşlar, şeye basmayın isterseniz.

MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Ben bir yere basmıyorum ama.

BAŞKAN - Sistem biraz netameli.

MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Zaten iki kelimeyi zor bir araya getiriyorum, onu da kesiyorsunuz Başkanım!

MUSA ÇAM (İzmir) - Estağfurullah.

BİHLUN TAMAYLIGİL (İstanbul) - Habib Bey, maşallah, iki kelime bir araya gelmiyorsa on iki kelime geldiğinde ne yapacağız!

BAŞKAN - Sayın Bakanım, yapmayın efendim yani.

Efendim, ben sürenizi tazeleyeyim dört dakika olarak.

Buyurunuz.

MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Peki.

Yollardaki bu can kaybının azalmasına rağmen, Sayın Bakanımızın da ifade ettiği gibi, Sayın Usta'nın da ifade ettiği gibi, kaza sayılarımızda artış vardır. Bunların da trafikten, emniyetten alınan bilgiye göre yüzde 85, yüzde 90'ının sürücü kusurundan kaynaklandığını, daha önceki yolların sathi kaplamalı olarak ihale edilmesi... Çünkü, ülkemizde kim taş taş üstüne koymuşsa şükran duygularımı ben ifade ettim ama teker dönen yere yol demişiz fakat tekerin dönmediği yerleri yapıldıkça görmeye başladık. Özellikle, 2008'den itibaren ihale edilen bütün ihalelerin sıcak kaplama, BSK dediğimiz sıcak asfaltla ihale edildiğini ancak sathi kaplama ile sıcak kaplama arasındaki maliyet farkları nedeniyle de... Ki buradan, Komisyondan geçen çok hoşgörülü bütçelerle gerçekten büyük hizmetler yapıldı. Zaman zaman "Keşke ek bütçede Komisyonumuza gelseydi." şeklinde ifadeler olmasına rağmen... Gelseydi ama onun da yine bir kurallar çerçevesinde kullanıldığı malumlarınızdır. Dolayısıyla, 2023 hedeflerinde, en az 40 bin kilometre sıcak asfalta ulaşmak da hedeflerimiz arasındadır.

Demir yollarımıza gelince... Atatürk'ün "Demir yolu bir ülke için bir refah ve zenginlik yolu." ifadesinden yola çıkarak, Osmanlıdan topraklarımız içerisinde kalan 4.136 kilometreye, savaştan çıkmış bir ülke tırnakla, kazmayla, kürekle 3.764 kilometre demir yolu yapmıştır 1946'ya kadar. Ancak, 1946'da bütün dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de kara yollarına bir yönelme olmuş ancak dünya lokomotifteki gelişmeyle 70'li yıllarda tekrar yolunu demir yollarına çevirirken biz kara yoluna devam etmişiz, ta ki 2003'e kadar. Ancak, oraya gelmeden bir şeyi ifade etmek istiyorum: Biliyorsunuz, bizim ülkemiz coğrafi yapısı itibarıyla doğu-batı aksında yol güzergâhlarımız 6 güzergâh hâlinde oldukça kullanışlı ve yaygın fakat kuzey-güney akslarına baktığımız zaman bağlantıların olmadığını... 2007 yılında Sayın Bakanımız bu konuyu da masaya yatırarak 2007 yılında kuzey-güney bağlantısını, Karadeniz-Akdeniz bağlantısını 18 güzergâh olarak belirlemişlerdir. Bu 18 güzergâh hem şehirlerimizi birbirine yaklaştırıyor -bir tepsinin içerisindeki böreğin dilimlenmesi gibi- hem kuzey ile güney bağlantımızı sağlıyor. Mesela, benim ilim, Sayın Bakanımızın da ilinden geçen 3 tane kuzey-güney hattıyla kesiliyor. Bunlardan bir tanesi Ünye-Cevizlidere, Akkuş-Niksar-Tokat-Çamlıbel. Çamlıbel'deki tünelin uzunluğu da 4,5-5 kilometre ve çift tüptür, onun da projesi bitmek üzeredir yanılmıyorsam. Şarkışla-Kaynar-Pınarbaşı-Göksun'dan Osmaniye ve Antakya'ya kadar...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Efendim, Sayın Soluk, bir dakika, tutanaklara geçmiyor söyledikleriniz.

Buyurun, şimdi devam edin.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - "Osmaniye" dedin, onu tekrar et bir daha.

MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Ünye-Cevizlidere-Akkuş-Niksar-Tokat-Çamlıbel-Bedirli-Direkli-Şarkışla-Kaynar-Pınarbaşı-Göksu'dan Osmaniye'ye bir bağlantımız var kuzey-güney hattı, 11'inci güzergâhtır. 12'nci güzergâh Ordu-Uzunisa-Topçam-Mesudiye'den gelip gene Sivas'tan güneye inen bir güzergâh. Diğer güzergâh, Giresun-Duroğlu-Eğribel-Şebinkarahisar'dan güneye inen bir güzergâhtır. Dolayısıyla, Sayın Bakanım, biz de o kuzey-güney arasında artık faydalanıyoruz, bunu bilginize arz etmiş olayım.

Demir yollarıyla ilgili, Sayın Bakanımızın da ifade ettikleri gibi, gerçekten, 2003'e kadar kaderine terk edilen demir yollarının Sayın Başbakanımızın, bugünkü Cumhurbaşkanımızın "Demir yolları kaderine terk edilemez, devlet politikası hâline getirilmelidir." talimatıyla demir yollarının 400 milyon olan yıllık ödeneği 4,5 milyarla başladı, Sayın Usta da onu -DPT'den- gayet net bilir.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Talimat bilgisi hariç, talimatı bilmez.

MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Demir yollarıyla ilgili çalışmalar gerçekten geçmişe göre hız kazandı. Yüz yıl anahtar değmemiş somun cıvata bağlantıları, âdeta vagonlar duruyor, raylar yürüyor bir hâldeydi. Ortalama süratin 9-10 kilometreye düştüğü bölgelerimiz vardı, bunlardan bir tanesi de benim ilim olan Sivas ile Samsun arasındaki demir yolu güzergâhı. Bu güzergâh on beş, on altı saatte gidiliyordu; şu anda dört buçuk saate düşecek şekilde altyapısı yenileniyor. IPA fonuyla yapılıyor ve bu IPA fonuyla yapılan 258 milyon avro da bir kaynak kullanılıyor orada.

Diğer bir taraftan, yap-işlet-devret modellerinde... Hatta bir şey daha ifade edeyim: Demir yollarında 76,9 milyon olan yolcu bugün 180 milyonun üzerine çıkmıştır. Ayrıca, yük taşımasının da 15,8 milyondan 25,9 milyona çıktığını, burada da yüzde 64'lük bir artış olduğunu ancak yeterli olduğunu ifade etmek mümkün değildir diye düşünüyorum.

Sonra, demir yollarıyla, ana hatlarımızla ilgili yine 20 tane planlanan lojistik merkezin ana güzergâhlara, demir yollarına kılçık hatlarla bağlanmasıyla ilgili, Yüksek Hızlı Tren Bölge Müdürlüğünden önce mevcut olan 7 tane bölge müdürlüğümüze verilen talimatla bütün lojistik merkezlerin, OSB'lerin, demir yolu ana güzergâhlarına, kılçık hatlarla bağlanması mümkün olan fazla üretimi olan fabrikaların da fabrikayla müşterek hareket ederek onların da yüklerinin navlun fiyatlarının düşük olarak tüketim, pazar alanlarına gitmesi için çalışmaların başladığını biliyordum, onun da devam ettiğini tahmin ediyorum.

Bizim Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı olarak yap-işlet-devrette ülkemizdeki bakanlıklar arasında en başarılı bakanlık olarak ifade edersem burada bir hakkı teslim etmiş olurum. Bir defa, ihale yasaklılarının yap-işlet-devrete girer, giremez mevzu söz konusu olamaz. Çünkü 4735'e, 4734 Kamu İhale Kanunu'na tabi değildir yap-işlet-devretler; 3996 sayılı Kanun kapsamında o ihaleleri yapmaktayız ve biz bu ihaleleri yaparken de etüt çalışmalarına başlanıldığında fayda-maliyet, etki analizleri yıllarca yapıldıktan sonra masaya yatırılan ve ihale edilen projelerdir. Bunlardan bir tanesi...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Soluk, lütfen, toparlar mısınız.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Biraz da Bakan'a bırakın, o söylesin. Hepsini sen anlattın.

MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Bakanım sorularınızı cevaplayacak.

BAŞKAN - Sayın Soluk, son iki dakikanız.

MEHMET HABİB SOLUK (Sivas) - Evet, toparlıyorum.

Köy meydanı gibi bir havaalanımız vardı, başkente yakışmayan bir havaalanı. Bu havaalanı yap-işlet-devretle ihale edildi ve biz burada iç ve dış hatlarda yolcu garantisi vermiştik. İç ve dış hatlardaki yolcu garantilerinin tablosuna baktığımızda -yolcu garantisi vermeden yapsak ne olurdu, onu sonunda söyleyeyim- iç hatlarda verilen yolcu garantisi 556 bin; dış hatlarda verilen yolcu garantisi 735 bin. Dış hatlara yolcu garantisinden dolayı ödediğimiz para 31 milyon 372 bin 710 avro. Bunu, devlet yolcu garantisi olarak Esenboğa dış hatlarda ödedi. İç hatlardan ise verdiğimiz garanti üstü elde edilen para 53 milyon 80 bin 848 avro. Aradaki fark 21 milyon 708 bin 138 avro, verdiğimiz garanti üstünden dolayı devletin cebine, kasasına giren bir paradır. Eğer biz bu garantiyi vermemiş olsaydık, bu da müteahhide gidecekti. Zaten yap-işlet-devretlerin de felsefesinde, mantığında yatan, yatırdığı paranın geri dönmesini garanti etmeden hiç kimse teklif vermez ve bizim yap-işlet-devretlerimizin hemen hemen tamamına yakınının garanti üstü kamuya bir kaynak sağladığı aşikârdır.

Ancak ilimle ilgili Sayın Bakanım, herhangi bir şey söylemeyeceğim. Çünkü Plan ve Bütçe Komisyonu üyeleri Türkiye'nin problemlerini, dertlerini konuşmak için buradalar. Her il bizimdir, her köşe bizimdir, memleketin her yeri bizimdir.

Bu bakımdan, ben 2016 bütçesinin ülkemize ve Bakanlığımıza hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum. Gönül dolusu, mesai arkadaşlarımı tekrar tekrar selamlıyorum, sağ olun.