KOMİSYON KONUŞMASI

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Şimdi, Sayın Başkanım, bu şekilde olunca aslında hiçbir şeyi çözmüyoruz. Yöntem bence çok yanlış. Neden çok yanlış? Bir sürü soru soruldu, belki de şu anda 300'ü buldu soru sayısı ama cevap veremiyor yani dolayısıyla, bence Komisyon amacına uygun çalışmıyor şu anda. Sayın Genel Müdür Vekilinin söylemlerini çok önemsiyorum çünkü kazanın meydana geldiği Kurumu temsil ediyor şu anda ve kazanın meydana geliş şeklini biz açıklığa çıkarmaya çalışıyoruz. Sanırım bu Komisyondaki bütün arkadaşlarımızla bu gerçeğin açığa çıkması yönünde, doğru bir şekilde açığa çıkması yönünde hemfikiriz; amacımız bu yani. Yani gerçeği açık bir şekilde bulmamız lazım ki çözüm önerilerini doğru üretelim ve bir daha da bu kaza yaşanmasın ama yöntem yanlış ilerliyor. Şimdi bu şekilde olduğu zaman, benim soracağım birçok soru var ama hangi birini cevaplayabilecek?

AYDIN ÖZER (Antalya) - Hepsi kaynar gider.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Şimdi kaynadı gitti bence yani. AK PARTİ'li arkadaşlarımız da gayet güzel... Yani dolayısıyla bence şu mevcudu bir cevaplasın Sayın Genel Müdür Vekilimiz.

OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Şimdi "Cevap veremiyor." ifadesi doğru değil, biz ona söz hakkı vermedik, elbette ki Sayın Genel Müdürün de bu konuyla alakalı söyleyecekleri vardır, biz beğensek de beğenmesek de, orada bir sorumluluğu var, elbette bir cevabı olacaktır.

Süreci beraber yönetiyoruz; Sayın Başkan burada az önce "Böyle mi yapalım?" dedi, hep beraber "Böyle yapalım." dedik. Şimdi yöntemi değiştirelim...

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Bakın, şunu için söylüyorum: Mesela, ben az önce sorduğum soruların cevaplarının dörtte 3'ünü alamadım ben.

OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Ünal Bey, Sayın Genel Müdürümüze söz verelim. Söz verdikten sonra eğer cevaplarını alamadığınız sorular varsa tekrarlayalım; hiç sorun yok.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Var, alamadıklarım var. O zaman öncekileri tekrarlayayım, sonra diğerlerine geçeyim.

OTURUM BAŞKANI MUHAMMET BALTA - Evet, hiç sorun yok.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Şimdi bakın, havalandırma sisteminin ne kadar önemli olduğunu ifade ettik, hepimiz hemfikiriz bu konuda ve bizim ötemizde... Biz neticede teknik uzman değiliz. Burada, elimizde bize yol gösteren, rehber olan bir rapor var, iki gün önce çıkan bir rapor ve bütün kurumun kayıtlarını incelemiş 7 kişi var burada, 7'si de önemli isim. Kurumun kayıtlarını incelemiş ve ocak mahalline gitmişler, orada keşif yapmışlar, belki aşağıya inememişler ama bir durum tespiti yapmışlar bakın.

Burada sormuşuz, demişiz ki: Birinci, en önemli konu -açıkladım da az önce, okudum da rapordan- havalandırma sistemi. Şimdi, Sayın Genel Müdür Vekilimiz "Havalandırma sisteminde bir sorun yok." diyor benim anladığım kadarıyla ama üzerine gidince, bir iki soru sorunca, bu sefer dedi ki: "İhale yaptık." İhaleyi açıkladı, bize önce ihaleyi açıklamadı bakın. Kendisine ben tekrarla söylüyorum bakın, biz burada savcı makamı değiliz, siz de şüpheli değilsiniz; biz sizi sorgulamıyoruz. Biz, bir durum tespiti yapmak için "Durum açıklığa çıksın." diye, "Gerçek açıklığa çıksın." diye size sorular yöneltiyoruz ve sizden de ricamız, beklentimiz ve kamuoyunun beklentisi, gerçeğin açığa çıkacak şekilde cevapların verilmesi. Yani siz burada avukatlık da yapmıyorsunuz, kurumun avukatı da değilsiniz, şüphelilerin avukatı da değilsiniz; yargı süreci devam ediyor; o, savcılığın yapacağı iş. Ama ben şurada şunu öğrenemezsem... Bakın "İhale 3 defa tekrarlandı." dediniz, ısrar üzerine o çıktı ortaya; siz, baştan bunu söylemediniz, bize söylemeniz lazımdı, ben size sordum bunu. Bakın, "Bakanlıktan bununla ilgili bir talepte bulundunuz mu?" dedim, yani bu havalandırma sisteminin yenilenmesiyle ilgili ödenek ayrıldı mı, vesaire; cevap vermediniz, ısrar edince bunu yanıtladınız

Bakın, o zaman önceki sorularımı tekrarlıyorum ama yeni soru sorma hakkımı da muhafaza ediyorum o zaman.

Şimdi bakın, demişim ki size: Bakanlıktan ödenek ayrıldı mı? Bakın, burada siz de zorlayınca "Aspiratörün kapasitesinde bir sorun yok." dediniz. Ne dediniz? Emiş ve itiş güçleriyle ilgili bir teknik konu anlattınız, dediniz ki: "Emiş açısından bir problem yok ama bu aspiratörler 1978 yılından beri kullanıldığı için itiş yönünden problem var ve bu da mevzuattan kaynaklanıyor." Doğru mu anlamışım? Doğru anlamışım. Bu mevzuat neyin mevzuatıdır? Bu mevzuat ne zaman yürürlüğe girdi? Yönetmelik midir, kanun mudur? Bu mevzuat yürürlüğe girdikten sonra ne kadar süre geçti ve siz bunu değiştiremediniz?

Bakın, bir tarih verdiniz, not aldım; en son 3 ihaleden sonra, "En son "18/10/2021 tarihinde ihale yapıldı." demişsiniz. Bakın, aradan geçti tam bir yıl sonra bu patlama meydana geldi. Gerekçesini de şöyle açıkladınız: İşte "Pandemi girdi." dediniz, "Şirkete doksan gün süre uzatımı verdik." dediniz, "Malzemeleri temin edemedi." dediniz. Bakın, bir yıl bu, sürüncemede kalmış; doksan günse, bir ikinci doksan gün daha verilmiş, bir üçüncü doksan gün daha verilmiş; tam bir yıl süre vermişsiniz bu şirkete. Ya, burada bir ihmal yok mu sizce, kurumun bir ihmali yok mu? Bu havalandırma sistemi kurulmuş olsaydı, bu rapora göre, bu kaza meydana gelmezdi. Siz ısrar ediyorsunuz, diyorsunuz ki "Sistem çalışıyor. Yeterince hava bastık." Ama bu rapor öyle demiyor, sizi doğrulamıyor, Kurumu doğrulamıyor. Yani net bir şekilde yazmış "Havalandırma sisteminin hatalı planlanması ve eksikler olması bu kazanın temel sebebidir." diyor. Ben demiyorum, kimseyi suçlamıyorum, sizi de suçlamıyorum ama öyle diyor rapor, iki gün önce çıkan rapor. E, şimdi biz bunu açıklamazsak, ben size az önce de ifade ettim, gömleğin ilk düğmesi bu, bunu geçiştirirsek, konuşuyormuş gibi yapıp da bazı şeyleri atlarsak o zaman ikinci, üçüncü düğmeye gitmeye gerek yok, Yanlış iliklenmiş olur, iki yakamız bir araya gelmeyecek, Komisyonun iki yakası bir araya gelmeyecek demektir; o açıdan diyorum. Sonra konu değişiyor, başka o şeyler oluyor ama konu havalandırma. Bunun için zaten sunuma ara verildi. Havalandırmada kaldık biz, sunumun devamını dinleyemedik. Onun için dedim yöntem yanlış.

AYDIN ÖZER (Antalya) - Bunu bir cevaplasın Başkanım, bunu bir cevaplasın.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Şimdi, bakın, devam ediyorum.

Bakın, bu mevzuat ne zaman çıktı? Siz 3 ihaleyi iptal ettiniz. Bu şirket bir yıl geciktirmiş, bakın. 41 cana mal olmuş, bu ihmalin faturasını kırk bir canla ödemişiz. Bu şirkete bir para cezası uyguladınız mı, efendime söyleyeyim, bir yaptırım uyguladınız mı, neler yapıldı bu şirkete? Ya, bir zorlama, bir uyarı, vesaire bunlar yapılmadıysa burada kurumun da sorumluluğu doğar. Zaten gecikmiş, zaten bir ihmal var.

Bakın, artı başka bir konuya dikkat çekmek istiyorum arkadaşlar. Türkiye Taşkömürü Kurumunu bilmeyen arkadaşlarımız vardır. Sayın Komisyon Başkan Vekilimiz de Zonguldak'tan, hepimizi biliyoruz, 5 tane müessese var arkadaşlar, 5 müessese var. 5 müessesenin 4'ünde acaba bu aspiratörler yenilendi mi? "Eski teknoloji" diyoruz, ne yaptık? Amasra'da yenileyememişiz, onu başaramamışız; "Becerememişiz" demiyorum, başaramamışız ama diğer 4 müessesede mesela Kandilli'de -Armutçuk'ta- yenilendi mi? Karadon Müessese müdürümüz orada, yenilendi mi? Kozlu'da, Üzülmez'de yenilendi mi arkadaşlar? Yani amacımız ne? Bir daha kaza olmasın. Eğer bu ocaklardakiler de yenilenmediyse, eski teknoloji devam ediyorsa şimdi buradan uyarıyorum, şu dakikadan itibaren yine büyük bir maden faciası yaşayabiliriz, havalandırma sistemi hatalıysa. Bunları bizim şu anda açığa çıkarmamız lazım. Genel Müdür Vekilisiniz, eğer eksikler, noksanlar varsa şimdiden talepte bulunun Enerji Bakanlığına, yatırım bir an evvel yapılsın ihalesi yapılsın, başka canlar yanmasın; bütün temennimiz bu. Ama ne oluyor? Sorularımız yeterli şekilde cevaplanmıyor.

Bakın, havalandırmayla ilgili "Doğru hava sistemi kullanıldı ve mevzuata aykırı ama yeterlidir." denildi. Bakın, işçiler bunu söylemiyor Sayın Başkan Vekilim, işçiler bunu söylemiyor Sayın Başkanım, söylemiyor. Basına yansıyanlar var. Bakın, diyor ki işçi Şaban Yıldırım'ın eşi Sena Yıldırım "Metan gazı var gibi gözüküyor diyordu." Eşi rahmetli için diyor, "Ona rağmen çalışmaya devam etti." diyor. Şaban Yıldırım'ın kayınvalidesi Nesrin Akkuş "Vefat etmeden bir hafta önce ya var ya yok evde oturuyorduk. Şaban 'Tüm işçileri dışarı çıkartıp orayı temizleyecekler.' dedi bize. Toptan temizlik yaptılar ama evlatlarımızı temizlediler." demiş. Mehmet Ali Bulut'un babası Ali Bulut "Zaten bir süredir ocakta metan gazının olduğunu söylüyorlardı çocuklar. Arada bazı değerler yükseliyor diyorlardı. Ama mecbur olarak girip çalışıyorlardı." demiş. Baba, acılı baba... Eşi "Gaz var, gaz var dediler. Eşim üç aydır 'Havalandırmalar yapılacaktı.' diyordu. Nefessiz kaldı. On yedi saat cesedini bekledim." demiş. Arkadaşlar, bunlar bir insanlık dramıdır ya. Bunları hissetmemiz lazım ama ne yapıyoruz? Yani bir soru bombardımanı, yani yangından mal kaçırır gibi. Türkiye Taşkömürü Kurumunun dışındaki diğer kurumları da dinleyelim. Ben burada söylenecek her şeyin çok kıymetli ve değerli olduğunu düşünüyorum. Hepimiz, amacımız ortak olduğuna göre... Bir sunum yapmaya çalışıyor bürokrasimiz. Diğer kurumlar da yapsın, bir şey demiyorum ama arkadaşlar, bunları biz şimdi açıklığa kavuşturmazsak doğru bir sonuca varamayız diye düşünüyorum. Onun için sizden özellikle istirham ediyorum: Bizim sorduğumuz sorulara açıklıkla ve net bir şekilde cevap verirseniz hizmet etmiş olursunuz, bir daha bu kazaların yaşanmaması için iyi bir şey yapmış olursunuz; biz bunu istiyoruz. Öbür türlü, kimin suçu varsa... Yargı süreci işliyor zaten; beraat edecekse beraat eder, ceza alacaksa ceza alır ama bunların açıklanması lazım. Zaten elimizde bir veri var, bu veri net; savcılığın oluşturmuş olduğu 7 kişilik bilirkişi raporunda kusurlar ve hatalar üç aşağı beş yukarı, yüzde 80 civarında açığa çıkarılmış zaten. Hani bunun üzerinden gidersek daha uygun bir sonuca varırız diye düşünüyorum.

Öbür taraftan -yine başka bir konuya girdik az önce- bakın, 27 no.lu sensöre göre 1,69 seviyesine gelmiş de patlama gerçekleşmiş. Benim bildiğim kadarıyla metan seviyesi 1,5'u geçtiği zaman mevzuat gereğince elektrikler kesiliyor, 2'yi geçtiği zaman ocak boşaltılıyor. Ama bakın "1,69" diyor sensör -sensör de 1,69- en son alınan veri bu, Sayın Bakan da bunu açıkladı ama patlama olabilmesi için -yine hepimizin bildiği üzere, teknik olarak, uzmanların dediğine göre- 4 seviyesini geçmesi gerekiyor.

AYDIN ÖZER (Antalya) - Hatta 5'i geçmesi gerekiyor.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Ben "4" diye biliyorum ama 5 olsun, sorun değil.

Ama patlama seviyesine gelmemiş, sensörün verisi 1,69; elimizdeki tek veri bu.

NEVZAT ŞATIROĞLU (İstanbul) - En son veri.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - En son veri.

1,69'dan sonra bir anda, 1 saniyede herhâlde 5'e çıkmaz.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sensör yanlış yerde çünkü

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Ya, bu neden şey oldu, işte onu soracaktım: Acaba sensör yanlış yere mi takıldı? Çünkü herhâlde arından 60-70 metre geride, üretimin yapıldığı yerde değil de 60-70 metre geride olduğu ifade ediliyor. Bakın, bunun açığa çıkması lazım. Bunu siz bilebilirsiniz. Bize sensör sayılarını söylediniz; tamam, baktık biz bunlara, güzel; daha fazla olsun, daha fazla yatırım yapalım, sorun yok ama siz o elinizdeki sensörü doğru yerde kullanmazsanız işte böyle kaza olur çünkü veriyi sağlıklı vermemiş. Bakın, Karadon kazasında -Sayın İşletme Müdürümüz orada- orada avukatlık yaptım, oradaki sensör verileri bire bir, motamot çıktı. Bilirkişi yapmış olduğu incelemede, patlama seviyesinin nasıl olduğunu, ani gaz degajını, hepsini takır takır çıkardı. Ama burada böyle bir şey yok. Bakın, burada bir hata var, bu sensör doğruyu göstermiyorsa burada bir hata var; onu düşünüyorum. Bunu açığa çıkarmamız lazım Sayın Başkanım, çıkması lazım.

BAŞKAN TANER YILDIZ - Ünal Demirtaş Milletvekilimizin vesilesiyle şunu söyleyeyim: Eğer biz bugün burada yazılı veya sözlü cevaplardan istediğimiz şekilde ikna olmazsak bir kez daha TTK'yi sunuma değil, yalnızca bu konu üzerinde odaklı olarak, soru-cevap kısmına odaklı olarak, interaktif kısma odaklı olarak tekrar çağırabileceğiz. O yüzden bugün karar vereceğiz yani rahat olalım, milletvekillerimiz sorularını, yorumlarını, eleştirilerini çok rahat yapsınlar. Dediğim gibi, bu son toplantı değil, daha toplantı da düzenleyebiliriz.

AYDIN ÖZER (Antalya) - Başkanım, şu ana kadar olan soruları bir cevaplasın.

BAŞKAN TANER YILDIZ - Tabii ki... Müzeyyen Hanım da söz istemişti.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Sayın Başkanım, o zaman ben bunu tamamlayayım. Sensör meselesine girmeyecektim, ayrı bir başlık açmıştım ama madem konusu açıldı, ona da gireyim.

BAŞKAN TANER YILDIZ - Tamamlayın.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Şimdi, bakın, burada bilirkişi raporunda yazmış, diyor ki: "Metan gazıyla mücadelede kullanılan tek yöntem yasal zorunluluk olan havalandırmadır ancak o da yeterli ve etkili değildir." Devam ediyor: "Yapılan incelemelerde artan metan konsantrasyonu değerlerinde yer altı madeninde hiç olmazsa kısmi olarak durması gereken üretim faaliyetlerinin üretim rakamlarına yansımadığı görülmektedir. Örneğin, 16 Eylül, 16.00-24.00 vardiyasında, tamamında, 27 no.lu sensörden alınan verilere göre bu galeride tüm vardiya boyunca konsantrasyonun 1,50'nin üstünde olmakla..." Bakın, 1,50'nin üstündeymiş tüm vardiya boyunca; durdurulması gereken bir şey, elektriğin kesilmesi gereken... Devam etmiş: "Bir buçuk saat boyunca ve..." 2'nin üzerindeymiş; bakın, 2'nin üzerine de çıkmış. Ne zaman çıkıyor bu? Bakın, 16 Eylülde 2'nin üzerine de çıkmış. Bu durum ayın 16'sında yapılan üretim miktarlarına hiç yansımamıştır yani bakın, burada bir yanlışlık var. 1,5'i geçiyor, hatta 2'yi geçiyor ama üretim devam ediyor. Üretim devam ediyor arkadaşlar, dikkatinizi çekmek istiyorum, neden üretim durdurulmuyor? Bakın, devam ediyor "Şekil 11'de anlatılan konunun sonuçlarına benzer bir durum Ekim ayının 4'ünde de meydana gelmiştir. 4 Ekim, yine 08.00-16.00 vardiyasında yaklaşık beş saat boyunca galeride gaz miktarı kısmi durdurma ve ikaz sınırının üzerindedir." Neymiş o? Yine 1,5 ve 2'nin üzerinde. Bakın, burada yine bilirkişinin vermiş olduğu 27 no.lu sensörden bir veri var. Ne zaman? Onu yazmamışlar ama burada şeye koymuşlar. Bakın, 28/09/2022 tarihinde 17.00 ile 17.34 arasında 5'in üzerine çıkmış değerli arkadaşlar, sensör verisine bakıyoruz 5'in üzerine çıkmış; burada var, bu raporu isteyen arkadaşlara da verebilirim.

KEMAL ÇELİK (Antalya) - Her şeyi bu rapora bağlamayalım.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Hayır ama şöyle, bakın...

KEMAL ÇELİK (Antalya) - Ama bak, öyle yapmayalım bence, rapordan başka bir yere...

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Bakın, rapor değil bu, sensör verisi bu, sensör verisi; 5'üzerine çıkmış, bakın, üretim durmamış.

KEMAL ÇELİK (Antalya) - Bence biraz dinleyelim, rapor zaten elimizde var.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Ben bitireceğim, ben bitireceğim.

NEVZAT ŞATIROĞLU (İstanbul) - Kaç sensör? 1 sensördü değil mi? Sadece 1 sensör mü var?

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - 1 sensördü kazanın olduğu sensör.

NEVZAT ŞATIROĞLU (İstanbul) - O zaman kaç sensör var?

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Fark etmez, bir tanesinde yüksek çıksa zaten...

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Kapatılması lazım, mevzuat böyle çünkü. Yani 5'in üzerine çıkmış, patlama derecesi... Ve patlama olmamış, bakın, Allah korumuş, o tarihteki o vardiyadaki işçilerimizi Allah korumuş, patlama olmamış çünkü patlamanın olabilmesi için Sayın Vekilim, metan gazının aynı zamanda elektrikle buluşması gerekiyor. Bir kıvılcım çıkmamış.

NEVZAT ŞATIROĞLU (İstanbul) - Sadece elektrik değil...

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - 250 derece ısıya ihtiyaç var.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Bakın, az önce işçilerin acılı ailelerinin sözlerini okudum Allah korumuş, o vardiyadaki o saatte çalışan işçilerimizi Allah korumuş. Yani böyle bu kadar çok yükseğe çıktığı hâlde, 5'in bile üzerine çıktığı hâlde -ki bilirkişi tespit etmiş bunu- bu ocaktaki çalışmalar niye durdurulmamış? Niye durdurulmamış yani bunun açığa çıkması lazım.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Vekilim, Enerji Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişleri 5'in üzerine çıktığını yaptığı denetimde görmüyorlar mı? Görüyorlar ama ona rağmen hiçbir tedbir aldırmıyorlar.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Bakın, arkadaşlar, şimdi ben buradan tekrar uyarımı yapıyorum: Diğer müesseselerde eğer havalandırma sistemleri yenilenmediyse -işte az önce ifade ettiği gibi- emiş ve itiş güçlü sistem yenilenmediyse diğer 4 ocakta büyük bir maden faciası yaşanılması kaçınılmaz. Orada Karadon Müessese Müdürümüz duruyor; iki gün sonra Karadon'da da yeni bir kaza olursa şaşırmayalım, bunun için ne gibi yatırımlar yapılacak? Yapılmadıysa, eğer kaynak ayrılmadıysa Enerji Bakanlığı tarafından, beraberce talep edelim biz bunu, yaptırtalım bir an evvel, ihale süreçlerini hızlandıralım. "21/b" vardı, birçok ihale öyle oluyor, 5'li çetelere verince öyle oluyor, hemen hızlı bir şekilde yapılıyor. O ihale yöntemiyle yapalım bunu çünkü can yanıyor arkadaşlar, can, can...

İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - "Siyasetüstü" demiştiniz ama hep siyaset yapıyorsunuz.

BAŞKAN TANER YILDIZ - Arkadaşlar, teşekkür ediyoruz.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Çok teşekkür ederim, sağ olun Sayın Başkanım.