KOMİSYON KONUŞMASI

AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Teşekkür ederiz sunumunuz için.

Şimdi, burada İSG alanında yapılan iyileştirmelerle ilgili sunumunuzda, risk yönetimi projesinden, iş hijyeni ölçüm laboratuvarlarından, psikososyal çalışmalardan bahsettiniz. Şöyle bir durum var özellikle Soma'daki ELİ'yle ilgili bahsetmem gerekirse, en büyük kuruluşumuz Soma'daki ELİ, Soma'da yaklaşık 12.500 madencimiz bulunmakta. Kurumunuz daha çok -şu anda Soma için konuşayım, diğer tesisler için bilemiyorum da- yer üstü madenciliği yapmakta, yer altı madenciliğinden çıkmış durumda. Yer altı madenciliğinin yapıldığı ruhsatlar da işte redevans veyahut da hizmet alımı sözleşmesiyle özel sektöre verilmiş durumda. Şimdi, burada çok ciddi bir şey var esasında redevans ve hizmet alımı sözleşmeleriyle ilgili, daha önce Soma Maden Kazasını Araştırma Komisyonunda da bazı bilgiler verilmiş: "Maden sahalarında sadece ruhsat sahibinin çalışabileceği bir yasal düzenleme yapılmalı ya da redevansın Maden Kanunu'yla ilişkisinin kurularak bu alandaki yasal boşluğun doldurulması amacıyla mevcut sistemin revize edilmesi gerekmektedir." deniyor yani esasında mevcut sistemin revize edilmesi gerektiği burada belirtilmekte. Yani siz kendi sahanızda, açık ocaklarda veyahut da diğer tesislerinizde risk yönetimini yapıyorsunuz, işte, iş sağlığı, işçi, İSG alanında çeşitli iyileştirmelere gidiyorsunuz ancak sizin ruhsat sahibi olduğunuz ocaklarda -ki esas maden üretimi de burada yapılmakta- ciddi bir üretim yapılıyor. Buradaki sözleşme yapmış olduğunuz redevans veyahut da hizmet alımı sözleşmesi yapmış olduğunuz firmaların İSG alanında yapmış olduğu çalışmaları takip ediyor musunuz? Çünkü sorumluluğunuz var yani hizmet alımı sözleşmesi yaptığınız yerlerde bire bir sorumluluğunuz var, Soma'da yaşadığımız süreç buydu yani TKİ burada sorumlu tutuldu ve çok ciddi tazminatlar ödemek zorunda kaldı TKİ. Bu konuda bir çalışmanız var mı? Yapılması gerekli mi sizce? Yani burada ruhsat sahibi olarak TKİ'ye veyahut da TTK'ye sorumluluk yüklenmesi gerekir mi, gerekmez mi? Onu sormak istiyorum.

Bir de burada özellikle bütün milletvekillerimizin dikkatine bir şey bir şey sunmak istiyorum: Biliyorsunuz, Soma maden faciasının üzerinden sekiz yıl geçti ama hâlen daha, bakın, hâlen daha bazı şeyleri düzeltemedik. Şimdi, Soma maden faciasından sonra 301 madencimizi ne yazık ki kaybettik ve aileler bir yargı sürecine taşıdılar bu olayı ve işte, maddi manevi tazminat davaları açıldı, sekiz yıl oldu bu süreç de. Hâlen daha, maddi manevi tazminatı kazandığı hâlde yani yerel mahkemelerde kazandığı hâlde tazminatını alamayan aileler var. Yani bu size çok şey gelebilir, sekiz yıl geçmiş, ciddi mağduriyet var; insanlar, aileler dava açmışlar, davayı kazanıyorlar fakat hâlen daha hak ettikleri tazminatı alamıyorlar. Ben bir soru önergesi vermiştim; bu soru önergesinde 682 tane dava açılmış TKİ'ye ve burada 194 tanesi hâlen daha devam ediyor bu davalardan yani onlarca ailenin bir mağduriyeti var. Mağduriyet neden kaynaklanıyor? TKİ mahkemeyi kaybetmesine rağmen, artık bir içtihat da oluşmasına rağmen yani bütün açılan davalarda TKİ'nin sorumlu olduğu ve tazminat ödemeye mahkûm bırakıldığı hâlde TKİ Kurumunuz bunu bir üst mahkemeye, işte, Yargıtaya götürüyor, istinaf mahkemesine götürüyor ve süreç uzuyor. Süreç uzadıkça Soma'da mağduriyet devam ediyor yani hazır siz buradayken size bunu iletmek isterim ben çünkü bana ailelerden bu konuda çok ciddi şikâyet geliyor. Yani siz bir yönetim kurulu kararı alıp da bu paraları bana kalırsa ödemeniz lazım çünkü zamanında tazminatını alan aileler 1 milyon lira aldıysa o gün için 3 tane daire alabiliyorsa bu tazminatla bugün 1 daire bile alamıyorlar yani çok ciddi bir maddi kayıpları da var bu ailelerin. Şu an Bartın'ı konuşuyoruz belki ama Komisyon üyelerinin bunu bilmesinde fayda var diye düşünüyorum. Yani TKİ bu mağduriyeti giderebilir, ailelerle uzlaşabilir ve bu tazminatları ödeyebilir. Ben bir Manisa Milletvekili olarak sizden bunu talep ediyorum.

Teşekkür ederim.