KOMİSYON KONUŞMASI

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım, Sayın Bakan, Bakanlığımızın değerli bürokratları, sayın basın mensupları; ben de hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

Öncelikle, tarafıma iletilen ve burada özellikle söylemem istenilen birkaç konu var, onları söyleyerek başlamak istiyorum. Sayın Bakan, Bakanlıkta çalışan avukatların iş yükünün fazla olduğu gözetildiğinde Bakanlık bünyesinde avukat kadrolarının artırılması talebi var. Öncelikle bu konuyu avukat arkadaşlarım adına sizlere iletmek istiyorum.

Yine, ayrıca, 100 bin atama bekleyen öğretmenlerimiz arasında kimya, fizik, biyoloji gibi branşlara 300 atama verilmekte, bu sene 3 bin atama diye fizik, kimya, biyoloji bölümü öğretmenlerimiz sizden özellikle kadro beklemekte.

Değerli arkadaşlar, millî eğitimle ilgili bütçeyi görüşüyoruz. Burada genel anlamda bütçe rakamları üzerinden konuşmalar yapıldı ve millî eğitimin içinde bulunduğu durum da ayrıca değerlendirildi. Şimdi, "eğitim" denilince, "millî eğitim" denilince; ülkede yaşayan herkesi ilgilendiren bir Bakanlık. Sonucu itibarıyla herkesin aldığı bir eğitim var; ilkokul, ortaokul, lise, üniversite. Sonuçta bu Bakanlığın başarılı olmasını hepimiz bekleriz. Ancak değerlendirme kıstasımız nedir, bu ölçüt neye göre olmalı; onu da çok iyi değerlendirmek zorundayız. Şöyle ki: Bugün verilen eğitimin kalitesi nedir, aslında tartışmamız gereken nokta bu. Bugün ilkokulu bitiren çocuğun aldığı eğitim yeterli mi? Ortaokuldan mezun olan çocuk hangi seviyede bir eğitimle mezun olmakta? Liseyi bitiren çocukların durumu nedir? Üniversite sınavlarındaki başarı durumu nedir? Derse giderken ilave dersler, dershaneler; bugün en büyük sorun veliler açısından bunlar. Bu konuların üzerinde esasen durulması gerekir diye düşünüyorum.

Bu konulara girmeden önce Sayın Bakan, yaklaşık üç aydır Antalya halkı sizi bekliyor. Haberiniz vardır ya da yoktur bilmiyorum ama bunu Antalya halkı adına söylemek zorundayım. Antalya'da şöyle bir durum yaşanmakta: Sizin de geleceğiniz ifade edilerek Antalya halkı Antalya Lisesi önünde sizi beklemekte yaklaşık üç aydır.

Sayın Bakan, her şehrin bir tarihi vardır ve o şehre değer katan önemli kurumlar vardır. Antalya Lisesi de Antalya'nın en önemli değerlerindendir. Yaklaşık yüz yirmi beş yıllık bir eğitim kurumudur. Bu okuldan gerek Antalya'nın gerekse Türkiye'nin en önemli bilim adamları, siyasetçileri, mühendisleri, avukatları, hâkimleri yani çok sayıda mezunlarımız var, bir arkadaşımız da buradaki milletvekili arkadaşımız da oradan mezun. Şimdi, bu okulun, yüz yirmi beş yıllık tarihî geçmişi olan bu okulun restore edilmiş olan bir binasının Olgunlaşma Enstitüsüne alınmasıyla ilgili bir kararınız oldu. Şimdi, Sayın Bakan, bakın, şöyle söyleyeyim: Bu Olgunlaşma Enstitüsünün zaten yeri var, Özel İdare binası olarak kullanılan bir yeri var. Sayın Bakan, eğer böyle bir kararınız yoksa gönderilmiş olduğu ifade edilen bir yazı var, öyle bir yazı da Antalya kamuoyu tarafından bilinmekte.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI MAHMUT ÖZER - Yok.

CAVİT ARI (Antalya) - Bizler de okulun önüne defalarca gidip oralarda açıklamalarda bulunduk.

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI MAHMUT ÖZER - Bakan olarak söylüyorum: Yok.

CAVİT ARI (Antalya) - "Yok." diyorsanız bunun yok olduğuna dair, önceki gelen yazının da iptal edildiğine dair bir yazı gönderin. Antalya Lisesinin restore edilen binasıyla ilgili Olgunlaşma Enstitüsüne tahsis edilmediğine dair sizin şimdi, "Yok." şeklinde bir beyanınız var. Bunu Antalya halkına ben buradan duyurmak istiyorum o zaman. Bu, önceki yazının da iptal edildiğine dair yazıyı da bekliyoruz Sayın Bakan.

Tekrar, eğitimle ilgili değerlendirmeye devam etmek istiyorum. Şimdi, üniversite sınavlarına girilmekte. Bakın, eğitimin kalitesini nereden anlarız? Çocukların girdiği sınavlardan anlarız. Sayın Bakan, 2022 yılı sınavlarında matematik ortalaması Türkiye'de 40 sorudan 7 soru seviyelerinde; fizik 14 sorudan 2 ortalama seviyelerinde; kimya 13 soruda 1,6; biyoloji 13 soruda 2,05 ortalama. Şimdi, eğitimin kalitesi bu ortalamalarda yatıyor.

Devam ediyorum, 2002-2003 eğitim-öğretim döneminde 53 devlet, 23 vakıf üniversitesi olmak üzere toplam 76 üniversite bulunduğunu; 2021-2022 yılında ise 129 devlet, 75 vakıf üniversitesi, 4 vakıf meslek yüksekokulu; 208 eğitim kurumuna yani üniversiteye sahip olduğumuzu ifade ettiniz. Sayın Bakan, burada şunu söylemek istiyorum: Bakın, sayı tamam, önemli olabilir ama sayıdan çok kalitedir önemli olan. Şimdi, her ile bir üniversite, her ilçeye bir üniversite, neredeyse her mahalleye üniversiteye kadar giden bir süreçte kalite bulamazsınız. Bugün esas olanın eğitimde kalite olduğunu defalarca söyledik, söylemeye de devam edeceğiz. Ancak sizin mantığınız, eğitimdeki kalite seviyesini yükseltmek ve -ilk 500'e giren üniversite sayımızı- önce dünyadaki ilk 500'e üniversite sokup daha da bu sayıları artırmak yerine... Örneğin, Koç Üniversitesinde olduğu gibi eğitim kalitesini Koç seviyesine yükseltmek yerine Koç Üniversitesini diğer üniversitelerin seviyesine indirme yöntemini uygulayan bir anlayışınız var. OECD ülkeleri arasında yüzdelik oranı artırma amacını taşıyan üniversite mezun sayısını artırmaya dönük girişimleriniz var. Yani kaliteye dönük değil, skora dönük bir anlayış içerisinde olduğunuzu ifade etmek istiyorum.

"Barajın kaldırılması erişimin önündeki en önemli engeldi." dedi Sayın YÖK Başkanı. Ben buradan şunu söylemek istiyorum: Erişimin önündeki en büyük engel mi yoksa minimum yeterlilikte dahi olmayan adayların özellikle özel ve vakıf üniversitelerinde boş kontenjanlara yerleşmesinin sağlanması mıydı amaç? Onu da sormak gerekir.

Sayın Bakan, "2003 yılından bu yana 356.438 adet yeni derslik yapıldı." denilmekte. Ben soruyorum: Kaçı hayırsever tarafından yapıldı? Çünkü daha çok, hayırseverler tarafından yeni binalar, okullar yapıldığını biliyoruz. Hayırseverlerin katkısı çok önemli.

Derslik başına düşen öğrenci sayısı... Siz 23 ve 22'den bahsettiniz temel eğitim ve ortaöğretimde ancak bilinen o ki ve görünen o ki şu an yaklaşık 40-45 seviyelerinde sınıflar çok sayıda bulunmakta.

Yine, iktidarınız döneminde 20 bine yakın köy okulunun kapatıldığını biliyoruz ve buradan da defalarca köy okullarının yeniden açılması gerektiğini dile getirdik. Son dönemde 2 bine yakın kullanılmayan binanın okul hâline döndürüldüğünü ifade ettiniz. Ancak ben soruyorum: Kaç tane yeni köy okulu açtınız? Yani sıfırdan bina yaparak köy okulu açtınız mı?

1,5 milyon öğrenci taşımalı eğitimde. Yaklaşık 14,1 milyar TL para harcanılmakta.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Arı, lütfen tamamlar mısınız?

CAVİT ARI (Antalya) - Geçtiğimiz yıllarda da çok önemli rakamlarla taşımalı eğitime paralar harcanmıştı. Başta buralardaki kaynaklar olmak üzere köy okullarına aktarılabilecek önemli ödenekler olduğunu ifade etmek isterim.

Özel okul desteğinden vazgeçildiği ifade edilmişti ancak görüyoruz ki bütçede 1 milyar 780 bin TL'lik yine bir kaynak var. Hangi amaçla bu desteklemeler yapılmakta?

Son olarak, şunu söylemek istiyorum: Bakın, Sayıştay Başkanlığınca hesap verme sorumluluğu çerçevesinde denetimlere önem verdiğinizi ve gereğini yapmaya çalıştığınızı ifade ettiniz ama bunlar genelde hesaplamalarla ilgili. Ben bu çerçevede soruyorum: Madem ki Sayıştayın eleştirilerine hak verdiniz...

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın Arı...

CAVİT ARI (Antalya) - Bitiriyorum, son cümlem.

...Sayıştay raporunda ilçe millî eğitim müdürlüğü kadrolarına gerekli koşulları sağlamayan kişilerin atandığı ve yine, akademik kadro ilanlarında objektif olmayan ek koşullara yer verildiği ifade edilmişti. Bu konularla ilgili hangi önlemleri, hangi tedbirleri aldınız ve geçmişte yapılan bu atamalarla ilgili neler yaptınız Sayın Bakan?

Teşekkür ediyorum.