| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi (1/286) ve 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi (1/285) ile Sayıştay tezkereleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 6 |
| Tarih | : | 07 .11.2022 |
TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - Teşekkür ediyorum Başkanım.
Sayın Bakanım, saygıdeğer Komisyon üyeleri, Bakanlığımızın kıymetli bürokratları, değerli basın mensupları; hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Şüphesiz bugün reçetesini görüşmekte olduğumuz Ticaret Bakanlığı her zaman olmakla birlikte son yıllarda önemini katbekat artıran bir Bakanlığımızdır. Onlarca yıldır tedavülde olan küresel sistemin salgın döneminin ardından ortaya saçılan eksikleri, Ukrayna ve Rusya arasında meydana gelen savaşla birlikte sektörlerin tamamını ilgilendiren arz güvenliğinin ve tedarik zincirinin zayıf yönlerinin daha net görünür olması Ticaret Bakanlığımızın misyonunun ve sorumluluklarının ne denli önemli olduğunu daha net görmemizi sağlamıştır. Tüm dünyayı etkisi altına alan ekonomik dalgalanmalar milletlerin alışkanlıklarının değişmesine, sosyal hayatın yeniden şekillenmesine sebep olmuş, hükûmetin yeni ve özgün stratejiler geliştirmesini zorunlu kılmıştır. Ne mutlu ki böylesi karmaşık bir dönemde Türkiye'ye hem devleti hem de sanayicisiyle birlikte küresel tedarik zincirinin kopmaz bir parçası olduğunu tedarikçilerini zor durumda bırakmayarak, verdikleri sözü yerine getirerek, fazlasıyla göstermiştir. Dahası, Ukrayna ve Rusya başta olmak üzere başka ülkelerle ihracat yapılmasına da zemin hazırlamış, tarım ürünleri başta olmak üzere ithal ürünlere bağımlı olan fakir ülkelerle birlikte birçok ülkenin de derdine derman olarak insanlık için umudun yeşermesine de vesile olmuştur.
Türkiye'nin potansiyelini göstermesi açısından sergilenen performansın rakamlara yansıdığını daha açık bir şekilde görebilmekteyiz. İhracatımızın 2020 yılına göre de salgın dönemi öncesi döneme göre de dengeli ve güçlü bir şekilde arttığını gözlemleyebiliyoruz. AB-27'ye ihracatımızın geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 32,8; 2019 yılının aynı dönemine göre yüzde 21,4 artış göstermesi önümüzdeki tablonun gelecek vadettiğinin göstergesidir. Bu oranların 93,1 milyar dolara karşılık geldiğini de hatırlatmak isterim.
Bir diğer umut vadeden veri ise Yakın ve Orta Doğu'ya ihracatımızın 2020 yılının aynı dönemine göre yüzde 22,5, 2019 yılının aynı dönemine göre yüzde 9,8 artması ve Kuzey Amerika'ya olan ihracatımızın yüzde 46,7 oranında artışıyla 16,4 milyar dolara ulaşmış olmasıdır.
Oldukça önemsediğim diğer ihracat kalemi ise hizmet ihracatıdır. Hizmet ihracatımız bir önceki yıla göre yüzde 60,29 artmış, 56,8 milyar dolar gibi bir seviyeye erişilmiştir.
Diğer yandan, 2021 yılında toplam hizmet ihracatımızın yüzde 42'sini oluşturan taşımacılık sektöründe söz konusu dönem için 24 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirilmesi de önemli bir gelir kalemini oluşturmaktadır; şöyle ki, taşımacılık sektörünün ihracat gelirindeki oranı geçen yıla göre yüzde 47,4 oranında artırılmıştır. Tablo ortadadır; kesin olan bir şey varsa o da Türkiye'nin tarihinin kendisine yüklediği ve tarihî sorumluluğunun farkında olduğu ve bunun gereğini tereddütsüz yerine getirdiğidir. Bu gerçek sadece Türkiye ve komşu ülkelerinin kamuoyunun değil, tüm dünya kamuoyunun malumudur. Elbette bunun gerçekleşmesinde Ticaret Bakanlığımızın etkisi büyüktür. Elbette bundan sonra istikrarın ve istikbalin güvencesi olan ilkelerimize bağlı kalmak suretiyle gerçekleştirilecek olan yeni hadiselerde bu iradenin etkisi büyük olacaktır. Bu sebeple sürdürülebilir bir ekonomik büyüme hedefine ulaşmak Türk milletinin refah seviyesini yükselterek kalıcı bir çözüm ortamının temini için esnaf ve sanatkârlarımızın desteklenmesi, girişimcilerimizin cesaretlendirilmesi, ihracatçılarımızın rekabet gücünü artıracak desteklerin temin edilmesi, ihracatçılarımızın ve girişimcilerimizin daha verimli olabilmesi için uluslararası iş birliklerinin artırılması, yeni pazarların bulunması, bürokrasiden uzak, hızlı ve çözüm hedefli ticaret ve gümrük politikalarının da icra edilmesi, üretime katkısı olan bütün kesimlerin bu sürece entegrasyonunun sağlanması ve tam bir koordinasyon içinde çalışmasına imkân verilmesi çok büyük önem arz etmektedir. Tüm bunların yanında yüksek teknoloji ve yüksek katma değerli ürünlerin ihraç edilmesini sağlayacak teşviklerin ne pahasına olursa olsun istikrarlı bir şekilde gerçekleştirilmesi de önem arz etmektedir. Ülkemizin her türlü küresel baskıya rağmen esas hedeflerinden sapmaması, çıkarlarını Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin de katkısıyla müthiş bir manevra kabiliyeti göstererek koruması 2023 yılı hedeflerine ulaşmak için ne kadar kararlı olduğunun da göstergesidir. Hangi şart altında olursa olsun ihracatçısını, girişimcisini, esnafını, sanatkârını ve vatandaşını yalnız bırakmayacağını defaten gösteren bir iradenin sergilenmesi Türk asrına koşar adım yaklaştığımız bugünlerde kararlılığın, sağlam duruşun ve sarsılmaz iradenin sonucudur. Elbette bütün dünyanın çok keskin bir değişim sürecinden geçtiği, siyasi dengelerin dönemsel ve coğrafi açıdan değişkenlikler gösterdiği pek çok alanda proaktif reflekslerin ortaya çıktığı bir dönemden Türkiye'nin AB'yle, ABD'yle, Asya ülkeleri ve Afrika ülkeleriyle çok daha sıkı iş birliği içinde olması elbette ki çok önemlidir. Ancak unutulmamalıdır ki AB'nin ve ABD'nin, Asya ülkelerinin ve dahi Afrika ülkelerinin Türkiye'yle kuracakları iş birliği onlar açısından eskisinden çok daha önemlidir çünkü Türkiye'yle ortaklık eskisinden çok daha kıymetlidir; bu gerçek gözümüzün önündedir. Merak buyurulmasın, gerçekleştirdiğimiz ve gerçekleştirebileceğimiz potansiyel gücümüz tüm dünya tarafından takip edilmektedir. Türkiye'nin öneminin gün geçtikçe arttığını aklıselim bütün ülkeler görebilmektedir. Türkiye, rüştünü ispat etmiştir. Umut edilir ki bu gerçek, itibarını başka kapılarda arayanlar tarafından da görülsün, umut edilir ki bu gerçek, kapı kapı dolaşıp istikbal arayanlar tarafından da görülsün.
Sayın Bakanım, kıymetli milletvekilleri; 21'inci yüzyılın ticaret hayatına getirdiği en önemli yeniliklerden biri de dijitalleşmedir. Ekonomide dijitalleşmenin öne çıktığı bir dönemde, dijital pazarların geleneksel ticaretin yerini yavaş yavaş aldığı bir ortamda ticarette dijitalleşmenin önemi hem üreticinin hem de tüketicinin mağduriyetinin önüne geçmek için çok önem arz etmektedir. Dijital ticaretin küresel değer zincirlerindeki öneminin gün geçtikçe artıyor olması da bu gerçeğe dikkat çekmektedir. Şüphesiz, ortaya çıkabilecek mağduriyetlerin önüne geçmek için ulusal düzeyde ilgilenilmesi gerektiği gibi uluslararası düzeyde de ilgilenilmesi gerekmektedir. Bu sebeple Ticaret Bakanlığımızın bu konunun üzerinde hassasiyetle duracağından da şüphem yoktur.
Türk dünyasıyla ilişkilerin geliştirilmesi konusunda Sayın Bakanımızın gösterdiği hassasiyet kamuoyunun da malumudur. Bu manada 11 Kasım 2021 tarihinde İstanbul'da gerçekleştirilen Türk Cumhuriyetleri Ekonomi ve Ticaret Konferansı'nı ve burada ortaya konulan hedefleri önemsediğimizi de ifade etmek isterim. Türk dünyasının geleceğine yönelik ortak bir vizyon geliştirilmesi için atılan bu ve buna benzer adımlar takdiri de hak etmektedir. Türk dünyasıyla ticari ilişkilerin derinleştirilmesi için atılan bu adımlar sadece Türkiye'nin değil Türk İslam coğrafyasındaki Türk Cumhuriyetlerinin de uluslararası pazarlara açılmasının önünü açacaktır. Dolayısıyla Türk Cumhuriyetleriyle ilişkiler sadece Türkiye Cumhuriyeti'ni değil bütün bir Türk dünyasını ilgilendirmektedir. Mal ve ticaretimizin geliştirilmesi, Türk asrı için atılacak adımlardan sadece biri olsa da en önemli adımlardan biridir. Hizmet ticareti ve e-ticaret alanında alınacak mesafe için gerekli yasal düzenlemeler dâhil tüm düzenlemelerin hızla gündeme gelmesi de beklentilerimiz arasında yer almaktadır. Diğer yandan, artık sadece kara yoluyla değil demir yoluyla gerçekleşecek ticaretin kapsamının ve toplam ticaretin içindeki payının artırılması çok zor gözükmemektedir. Sadece Türkiye'nin Türk Cumhuriyetlerindeki yatırımı 8 milyar doların üzerindedir. Yine tüm Türk Cumhuriyetlerinin Türkiye'deki yatırımlarının 8 milyar dolar civarında olduğu bilinmektedir. Bu rakamlar gerçek potansiyelimizin çok altındadır. Bu rakamların artırılması, özellikle tarımsal ürünler konusunda fırsatların değerlendirilmek üzere hazır bekletilmesi büyük bir fırsattır. Coğrafi yakınlık ve dünya lojistik merkezlerinin konumları, bu imkânlardan bazılarıdır. Türk iş dünyasının cesareti, rekabet gücü, uygun fiyatlı oluşu ve rakiplerine göre ispatlanmış kalitesi de avantajlarımızdan bazılarıdır. Ümit ediyorum ki bundan sonra da Türk dünyasıyla olan ticari ilişkiler ilkeli ve ülkülerimize hizmet edecek şekilde geliştirilmeye devam edecektir. Bu vesileyle bazı hususları bilgilerinize sunmak isterim: Üreticinin, esnafımızın ve sanatkârlarımızın güçlü bir şekilde varlıklarını idame ettirmeleri için kooperatiflerin sayısının çoğaltılması, mevcut kooperatiflerin desteklenmesi önem arz etmektedir. Bu sebeple, 2021 yılı sonu itibarıyla sayısını 12.600 olarak bildiğimiz kooperatiflerin 2023 hedefleri kapsamında çoğaltılmasını zorunluluk olarak görüyoruz. Kooperatifleri ekonomik hayatın aktif kuruluşları hâline getirme gayretinin bir neticesi olan Kooperatifçilik Tanıtım ve Geliştirme Projesi bu manada önem arz etmekte, kooperatifçiliğin yaygınlaşması için de bir fırsat tanımaktadır.
Yurt dışı yönlü gerçekleştirilen ticaret içerisinde orta-yüksek ve yüksek teknoloji ürünlerinin payı yüzde 70'ler seviyesine yaklaşmıştır. Bu oranının artırılması için atılan adımları desteklediğimizin de bilinmesini isterim.
Malumunuz olduğu üzere İzmir Milletvekiliyim. Bu sebeple, İzmir'imizin ev sahipliği yapmakla her zaman gurur duyduğu İzmir İktisat Kongresi'nin açılış konuşmasını gerçekleştiren Gazi Paşa Mustafa Kemal Atatürk'ün şu sözlerini hatırlatmakta fayda görüyorum: "Siyasi, askerî zaferler ne kadar büyük olurlarsa olsunlar ekonomik zaferlerle taçlandırılmamışlarsa meydana gelen zaferler devamlı olamaz. Ekonomi demek, her şey demektir; yaşamak için, mutlu olmak için, insan varlığı için ne lazımsa onların hepsi demektir. Ziraat demektir, ticaret demektir, çalışma demektir; her şey demektir." Yine bu kongrede alınan kararla rekabete imkân tanıyan imtiyazlara son verilmesi gerektiği de ifade edilmiş, ulusal görüşü iktisat politikalarına temel yapma iradesi beyan edilmiş ve Misakıiktisadi oy birliğiyle kabul edilerek yayınlanmıştır. Yabancı etkisindeki bu ekonomik ve ticari yapıdan millî ve yerli bir ekonomik yapıya geçişin ilk adımlarının atıldığı İzmir İktisat Kongresi bu yanıyla da ehemmiyet taşımaktadır.
Yeri gelmişken, bağımsızlığımızın simgesi olan İzmir'imizde iktisadi bağımsızlığımızın da simgesi hâline gelen İktisat Kongresi'ni gerçekleştiren ecdadımızı rahmet ve minnetle anıyorum.
Bu nedenlerle de ithalatta haksız rekabeti önleyecek tedbirlerin alınması, ürün güvenliğinin artırılması, yerli üretimin korunmasının temin edilmesi, ara malı ithalatında bağımlılığın azaltılmasının sağlanarak sanayinin sürekliliğinin garanti altına alınması, bundan sonra da ciddiyetle üzerinde durulması gereken hususlardır. Ayrıca, rekabetçi yatırımların önünü açacak, Türkiye'nin yatırım potansiyelini gerçekleştirecek yatırımların gerçekleşmesini sağlayacak, stratejik ve yüksek katma değerli yatırımları çekecek serbest bölge avantajlarının iyi değerlendirilmesinin sağlanması da elbette ki önemlidir.
Yasa dışı ticaretin sebeplerinin ortadan kaldırılmasına yönelik atılan yasal adımların değerini görmekteyiz. Bu manada, kaçakçılıkla mücadele kapsamında 2022 yılında, bir önceki yıla göre yüzde 76 artışla 8 milyar TL'ye yakın değerli olan kaçak eşyanın ele geçirilmesi kararlılığın ve azmin sonucudur.
Elimizdeki dinamikleri en etkin şekilde kullanma kabiliyetini geliştirecek olan lisanslı depoculuk alanında katedilen mesafe de önemlidir. 31 yeni lisanslı deponun sisteme eklenmesiyle birlikte, lisanslı depolama kapasitemizin 7 milyon tondan 8,3 milyon tona yükselmesi sevindiricidir.
Sayın Bakan, kıymetli milletvekilleri; liderimiz Sayın Devlet Bahçeli Bey'in ifade ettikleri gibi, bir an önce bilim ve teknikte en ileriye giderek ülkenin sanayileşmiş iktisadi refaha kavuşturulması gereklidir. Kurtuluş Savaşı yıllarından da görüldüğü üzere Türk insanı ekonomik sıkıntılara göğüs gerer ancak haksızlık ve adaletsizliğe katlanamaz. Ekonomideki adaletsizliği ortadan kaldırmak için de yerel üretim odaklarına yönelmek, birincil görev olmalıdır düşüncesini paylaşıyorum.
Ben bu düşüncelerle Ticaret Bakanlığımızın bütçesinin Türk milletine hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinize teşekkürlerimi sunuyorum.
Teşekkür ederim Sayın Başkanım.