MAHİR POLAT (İzmir) - Teşekkür ederim.

Ülkemizde dış ticaret açığının gittikçe arttığı Bakanın sunumuna da yansıdı. Bir önceki yılda alınan vergilerin yüzde 26'sı gümrükten alınırken, vergi bakımından baksak bile yüzde 30'a çıktığını görüyoruz. Tabii, ihracat rakamlarını hepimiz büyük büyük, iri iri söylüyoruz fakat ihracata gerçekçi olarak bakmak lazım, ihracata gerçekçi olarak bakarken toplam ihracatımızın içerisindeki ileri teknoloji ürünlerinin ihracat payının yüzde 3'ü geçmediğini görebiliyoruz. Yine, baktığımızda ihracat kilo rakamlarımız 1,3 civarlarına doğru gidiyor. Burada, katma değeri yüksek ürün ihraç etmediğimizi ve bunu da arttıramadığımızı görüyoruz. Tabii, ihracatın, başından sonuna üretimiyle, taşımasıyla, lojistiğiyle bir bütün olarak planlanması gerekiyor. Mesela, Sayın Bakan sunumunda anlattı Türkgözü gümrüğünün modernizasyonunu. Uzunca bir süredir Türkgözü gümrüğü modernize edilmeye çalışılıyor. Gümrükler, dış ticaretin dünyaya açılan kapıları, bir ülkenin dünyaya açılan kapıları, modernize edilmesi elbette mutluluk verici olur fakat Ilgar Tüneli'yle bütünleştiremezseniz bunu bir anlam ifade etmiyor, sadece orada modern bir binanız oluyor çünkü kış aylarında orada herhangi bir şekilde araç trafiğinde rahatlama oluşturamıyorsunuz. Mesela, tarımsal ürün ve katma değeri işlenmiş tarımsal ürünlerimizin yurt dışı pazarıyla buluşması gerekiyor. Biz bunu söylerken, tarımsal ürünlerin bir şekilde desteklenmesi, üretim maliyetlerinin düşürülmesi gerekirken, bunu ifade ederken ve Bakanlığa "tweet"lerle sorduğumuzda "Hayır, böyle bir şey yok." denildiğinde, biz, işlenmiş domates konserve ve salçasında kayıt belgesi getirerek bir şekilde ihracatın o noktada durmasını sağlıyoruz.

Yine, ithalatımızın artışını hep beraber görüyoruz, engelleyemiyoruz da, bunu TÜİK bile maskeleyemiyor. İthalat artışına Bakanlık açıklama getirirken iki şeyi öne sürüyor. Bir tanesi altın ithalatındaki yükseliş, bir tanesi de enerji maliyetleri ve talepteki yükselişi söylüyor. İthalatımız yükselirken yüzde 33 civarında altın ihracatımızın da yükseldiğini geçtiğimiz yıldan bugüne- yüzde 30, 33 civarlarında- hesaplayabiliyorum. Şimdi, enerji maliyetlerini toplamda kontrol ediyor olmamız gerekiyor. Mesela, alternatif enerjilere, alternatif enerjilerle çalışan araçlara yönelmemiz gerekiyor. Bizim özellikle Türkiye'de elektrikli araçlara hızlı bir şekilde -hem küresel iklim krizinden sebep hem de enerji maliyetlerinden sebep- dönmemiz gerekirken kademeli olarak elektrikli araçlarda ÖTV düzenlemesine gidildi, birçok kalemde yükselişler var. Aynı nedenlerle, bizden eğitim ve ekonomi olarak çok geride olan Etiyopya, buradaki elektrikli araçlardaki vergilendirmeyi tamamen sıfırladı ve bunu teşvik eder hâle geldi.

Şimdi gümrüklerde modernizasyon Rifat Serdaroğlu'yla birlikte başlamış ve Türkiye gümrükleri bunu iyi başaran, Tek Pencere Sistemi'ni iyi başaran bir yapıya sahip. Fakat burada, bize gelen bilgiler doğrultusunda, özellikle Dış Ticarette Standardizasyon Tebliği'nde çok ciddi suistimaller var. Özellikle oyuncak ithalatlarına dikkat çekmek isterim, daha önce de dikkat çekmiştim. Geçtiğimiz yılda ithalatta evraksız yani kâğıtsız beyannameye geçileceği söylenmişti, hâlâ pilot uygulama safhasında, herhangi bir geçiş yok. Yine, bu bütçe sunumunda hiçbir şekilde çalışan memurlarla ilgili yani gümrük memurları ve Dış Ticarette çalışan memurlarla ilgili herhangi bir şey söylenmiyor, sadece verilerden ibaret fakat bu memurlarla ilgili bir Atama Yönetmeliği çıkartıldı, Atama Yönetmeliği hem Anayasa'ya aykırı bir şekilde -ailenin korunmasıyla ilgili- hem de Devlet Memurları Yasası'na aykırı bir şekilde aile bütünlüğünü tehdit edecek durumda. Bununla ilgili gümrük memurları dava açtılar, yürütmeyi durdurma davaları açtılar fakat bu yürütmeyi durdurma davalarını kazanan bütün gümrük memurlarının tamamına yakını geçici görevlendirmeyle sanki sopayla gönderildi.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yarım dakikanız kaldı.

MAHİR POLAT (İzmir) - On saniyemi siz yediniz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yok yok, değil, bir-iki saniye canım.

MAHİR POLAT (İzmir) - Sayın Bakanım, buna dikkat etmeniz gerekiyor. O memurlar sizin kurumunuz adına çalışıyor, sizin adınıza çalışıyor.

Bir de "Tarihin en büyük Captagon yakalamasını İstanbul'da yaptık." dediniz. Ben size o geminin, o konteynerin dünyadaki hareketini izlemenizi, takip etmenizi ve size verilen bilgileri bir daha teyit etmeniz gerektiğini hatırlatmak isterim.

Saygılar sunuyorum.